Başlık attığım yazımın soruları cevaplamak için ben düşünüp araştırdım, kendi tespit ve yorumumu katarak yazdım. Başlangıç sormak ve sorgulamak ise, öğrendiklerimizden doğru olanları öne çıkarıp, kendi doğrularımız ve ilke ve meziyetlerimiz olarak almaksa, ne güzel, ideal yolculuğuna başlamışız.

Amerikalı girişimci, yazar ve filozof “Jim Rohn” şu sözü söylemiş;

“İnsan, birlikte en çok zaman geçirdiği beş kişinin ortalamasıdır.” Ülkemizin kurucusu, Cumhuriyetimiz mimarı “Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK” ise 17 Mart 1937’de şunu yazmış Türk Milleti için, okusun anlasın, bilinçle yaşasın diye. “İnsan, mensup olduğu milletin varlığını ve mutluluğunu düşündüğü kadar bütün dünya milletlerinin huzur ve refahını düşünmeli...”

Şimdi bizler her iki sözle birlikte beyin çakralarımızı açıp düşünmeye başlayacağız. İnsanız madem aklımızla varız, doğuşumuzla birlikte kimlerden olduğumuz, ailemiz, akrabalarımız, çevremiz, milletimiz belirgin. Bireysel kararlar verebilme yeterliliğimiz ise hangi ortamda var olursak olalım, ergen yaşlarımızdan sonra, en az yirmili yaşlarda başlar. Birlikte yaşadığımız üç, beş, yedi ya da on kişiyi belirleme, tespit şansımız hayatımızın ilk yıllarında zor, hatta imkansızdır.

İlerleyen yıllarımızda etik olarak aile ve çevremizden tamamıyla kopmasak ta, düşüncelerimize paralel seyreden tercihlerimizi etkin kılarız. İlköğretimi aldığımız okul ve öğretmen, okulda ki arkadaşlık, büyüdüğümüz mahalle, köy, sokak ve çevremizde ki ahali kendi tercihimiz değildir. Yaşımız yirmili ve üzeri yaşlara ulaştığında adım adım kendi tercihlerimizle hayatımıza şekil verme dönemi başlar. İnsanlardan uzak durmak, kibir ve kendini beğenmişlik tavır ve davranış şekillerine sahip olmak elbette destek vereceğim bir hal değildir.

Birlikte yaşamımızı idame ettirdiğimiz kişilerin bizimde kişiliğimize katılımcı ve etken olduğunu bilerek, zarafet ve mütevazı kişiliğimizden vazgeçmeden, süreci de kontrolümüze almak kendi elimizde, irademizde. Kendimize faydalı olmak ötesinde, Atatürk’ün sözünü şimdi gündemimize alalım. Sadece iyi, sadece aydın, sadece bilge kişi olmak yeterli mi? Elbette değil. Kendini, aileni, milletini, dünya insanının özgür ve mutlu olmasını sağlayacak düşünce ve çaba, çalışmalara katılmak, içinde olmak. Dik duruş ve seviyeli bir hayat en çokta böylesi mümkün, değil mi?