Türkiye’nin yarım asırdan fazla zamandan beri tavanı deliktir. NATO şemsiyesi altında idare edildiği zannediliyordu. 1960 Küba Krizinden sonra ABD’nin Türkiye’deki füzeleri çekmesi, hava savunmasını 12,7 mm’lik makineli tüfek, taret, 40 mm’lik “uçak savmaz” silahlarla yapılmasını istemesi ciddi güvensizlik doğurmuştur. 

Askerlik hayatımda 1980’li yıllarda tecrübe ile gördüğüm bir hususu ifade etmek isterim. Bir hava savunma atış tatbikatına gitmiştik, Karaburun sahili boyunca 12,7 mm’lik makineli tüfekler, taretler ve 40 mm’lik toplar dizilmişti, tahminen 200 civarında silah mevzilenmiş, önümüzden otomobil hızı ile geçen (o kadar yavaş gidiyor ki uçağı havada duruyor sanabilirsiniz.) kuyruğunun 400-500 arkasından gelen büyükçe bir balona ateş ediyoruz. Bütün silahlar hep birlikte cehennemi bir tempo ile ateş kusuyor. 2 saate yakın ateş ettik, atış bitti, uçak gitti. Haber geldi sadece balona 6 mermi isabet etmiş… 

Bu haber geldikten sonra o kadar çok üzülmüştüm ki, on binlerce mermi, saatlerce atış ve uçağın arkasında adeta yaya yürüyen bir balona karşı 6 isabet… Şu nokta sakın yanlış anlaşılmasın Mehmetçiğin hiçbir kabahati yoktu… Var gücü ile çalışıyor, hedefi vurmak için kan-ter içinde koşuyor ama silahların kabiliyeti bu kadardı… O yüzden bu silahlar uçak savamazdı.

Körfez krizinde; Türkiye’nin doğru dürüst hava savunması olmadığı biliniyordu.  Ülkemizi Saddam bile tehdit etmişti. Irak ve Suriye krizlerinde sınır şehirlerimizin hava savunma ihtiyacı acil hal alınca Almanya, Hollanda gibi müttefik ülkelerden patroit hava savunma silahları kiralandı. (Bütün masraflarını Türkiye karşıladı.) Onlar da silahlara en çok ihtiyaç olduğu zaman söküp götürdüler. Kaldı ki petroitler iyi hava savunması yapamıyor, hedefi ıskalıyor, yeterli menzile sahip bulunmuyordu. 

Türkiye’nin hava savunma ihtiyacı beka ile eşdeğer bir hal alarak güvenliği tehdit eden en acil bir sorun haline gelmişti. 

-Türkiye ne yaptı? Müttefiklerine dedi ki bana hava savunma silahı satın! 

-Hayır satamayız. Sizin hava savunmasına ihtiyacınız yoktur.

-Teknoloji verin ben yapayım. Hayır, olmaz, teknoloji transferi asla mümkün değildir!

-Çin’den alırız. 

-Bunu yapamazsınız, o Çin firmasına yaptırım uyguluyoruz. Terör destekçisi firma ilan ettik, sakın teşebbüse geçmeyin, uf ederiz.

-Eee ne yapacağız peki? 

-Eskiden olduğu gibi halkı kandırın güven duygusu verin stingerle-mitingerlerle, makineli tüfeklerle idare edin, harp yok darp yok, kimden korkuyorsunuz ki?

-Ama Yunanistan’ın Ruslardan S-300’leri almasına ses çıkartmadınız. Bu füzeleri getirip silahtan arındırılması gereken Rodos, Sakız, Sisam; Midilli gibi adalara yerleştirmek istedi. Bu füzeleri kimden aldın, benden izin aldın mı demediniz, şimdi o silahların NATO sistemlerine uyum sağlamadığından söz ediyorsunuz.  “Bu ne lahana bu ne perhiz.” 

-O başka, bu başka! Kaldı ki biz sizden çekiniyoruz, ya Osmanlı damarınız tutarsa!

-Sizin Büyük Ortadoğu Projeniz (BOP) var ya, bu projede Türkiye’yi de bölünecek ülkeler arasında gösteriyorsunuz, bu projeyi kuvvet zoru ile gerçekleştirmek için Türkiye’nin İsrail’e karşı zayıf tutulmasını mı hedefliyorsunuz?  Cevap yok…

Türkiye BOP ile hedef ülke haline getirildiği için acil hava savunma silahları elde etmeye mecburdur.

Hava savunması, alçak, orta ve yüksek irtifadan yapılmaktadır. Bu gün Türkiye milli imkânlarla alçak irtifa hava savunması sağlayan stinger tipi silahları yapabilmektedir. Orta menzil hava savunma silahlarını yapacak teknolojik kapasite mevcuttur, milli imkânlarla ordu teşkilatına girmektedir. Türkiye’nin acilen yüksek irtifa uzun menzilli hava savunma silahlarına ihtiyacı vardır. Bu ihtiyacı karşılayacak en ileri silah S-400’lerdir. Teknoloji transferinin sözleşmede yer almış olması büyük avantajdır. Batılı merkezlerden gelecek hava tehditlerine karşı en iyi silah S-400 hava savunma sistemleridir. Suriye hava sahasına kurulmuş olan eski sistem S-200’ler bile İsrail’e göz açtırmamaktadır. Bu sistemlerden çok ileride olan S-400’ler Türkiye’nin tavan deliğini kapatacaktır. Eğer ABD Patroit verirse o da kuzeyden-doğudan gelecek tehditlere karşı etkili olacaktır. Hava Savunma açığı olan bir ülke hiçbir zaman boş tehditlere kulak asmaz, bekaya odaklanır.