Şarkıcı Zeynep Moore ile “Pembe” adlı yeni şarkısına dair konuştuk. Keyifli sohbetimiz sizlerle…

Öncelikle sizi tanımak isteriz. Zeynep Moore kimdir?

Amerika’nın Washington DC eyaletinde yaşayan Türk asıllı bir Amerikalıyım. Kendi şarkılarımı yazıp söylüyorum. Aynı zamanda, New York barosuna kayıtlı bir avukatım. 

Müzikle nasıl tanıştınız? Size öncülük etmiş isimler var mı?

Müzikle ilkokulda tanıştım. Ilk konserimi ilkokul mezuniyetinde ud çalıp söyleyerek verdim. Sonrasında müzik, hayatımda hep var oldu. Sekiz sene boyunca İstanbul, Nashville ve New York’ta müzik gruplarında İngilizce şarkılar söyledim. Türkiye’de “Lokomotif” grubunda solistlik yaptım ve onlardan çok tecrübe edindim. 

Şarkı yazarken nelerden esinlenirsiniz?

Özel hayatımda yaşadıklarımdan, çevremde ve dünyada olan olayların hepsinden etkileniyorum. 

Ağustos ayında müzikseverlerle buluşan “Pembe” adlı single çalışmanızdan bahseder misiniz? Bu çalışmanın kararını nasıl verdiniz?

Şarkının çıkışının komik bir hikâyesi var aslında. Bu yaz başında, güneşli ve sıcak bir yaz gününde kedimle evde kovalamaca oynarken birdenbire bu şarkıyı söylemeye başladım (Bir git bir gel, bu naz böyle olmaz, kısmı çıktı bir anda.) Şarkının sözlerine dikkat ederseniz; kaçan bir erkek ve kovalayan bir kadın var. Bir de, her erkek diyemem elbette; ama bazı erkeklerin doğasının kedilere benzediğini düşünüyorum. Nasıl ki kediler sen sevdiğinde kaçarlar, yüz vermediğindeyse sırnaşıp kendilerini sevdirmeye çalışırlar, bazı erkeklerin de aynı tabiata sahip olduğu düşüncesindeyim. Şarkının sözlerinde de sürekli mix mesajlar veren bir erkek ve “Artık karar ver, bir öyle bir böyle…” diyen bir kadın var. Şarkıyı yazarken erkek kedimden esinlendim, diyebilirim yani. 

Şarkının sözü ve müziği kime ait?

Tüm şarkılarım gibi Pembe’nin de sözü ve müziği bana ait. 

Şarkının vermek istediği mesaj nedir?

Şarkının çok özel bir mesajı yok; ancak sözlerinin standartların dışında bir konseptte olduğunu söyleyebilirim. Bir erkeğe âşık olan bir kızın erkeğin peşinden koşması ve erkeğin kendini naza çekmesini anlatıyor. Genelde erkek kızın peşinden koşar, düşüncesini yıkan bir konsept oldu yani.  Fıkır fıkır, herkesin keyfini yerine getirsin, birkaç dakika keyiflendirsin ve gülümsetsin diye yazdığım bir şarkı. 

Şarkının ismi nereden geliyor?

Renklerin hayatımızda önemli bir yer teşkil ettiğini düşünüyorum. Her renk, bana farklı bir his yaşatır. Pembe, bana göre mutluluğun ve pozitif enerjinin temsili bir renk olduğundan, bu şarkıyı yazdığımda aklıma gelen ilk renk pembeydi ve o ismi koymak istedim şarkının enerjisini temsilen. 

Şarkı Alexis Barone yönetmenliğinde kliplendirildi. Klipten biraz bahseder misiniz? Nerede çekildi ve çekimleri nasıl geçti?

Klip, Amerika’nın Maryland eyaletinde “Warehouse” denilen çok büyük bir stüdyoda gerçekleşti. Klip, hepimizin yoğunluğu sebebiyle bir gün içinde çekildi; fakat 18 saat sürdü. Oldukça uykusuz ve yorucu bir gündü. Ancak çok eğlenceliydi. Klip için “United Colors” diyorum ben; çünkü birçok ülkeyi temsil ettik bir bakıma. Klipte oynayan ve bana her aşamada sonsuz destek olan yakın arkadaşım Şenay, Türk; Solo dans eden dansçı Kolombiyalı; arkadaki dansçılar İtalyan ve Rus; bir dansçı İrlandalı; diğer bir dansçı Meksikalı. Hepsi arkadaşlarım. Klibi aile içinde çektik, diyebilirim yani. 

Çekimlerde aksilikler yaşandı mı?

Klip esnasında değil; ancak sonrasında birtakım aksilikler yaşandı elbette. Aslında yaz başında çıkarmayı düşünüyorduk bu şarkıyı; çünkü fıkır fıkır tam bir yaz şarkısı. Ama 27 Ağustos’a kaymak zorunda kaldı. Hayatın bir akışı var ve bazen buna ne yapsak engel olamıyoruz. “Accept the things you cannot change (Değiştiremeyeceğin şeyi kabul et.”) düşüncesinden yola çıkarak; “Pekâlâ, demek bu zamanda çıkması gerekiyormuş.” dedik ve 27 Ağustos’ta yayınlandı klip. 

Sizce klip, şarkı sözleriyle uyumlu mu?

Değil.  Şarkının enerjisiyle uyumlu; ama sözleriyle uyumlu değil. Aslında şarkıda başrol bir aktör kullanacaktık; ancak klip günü kendisinin rahatsızlanması nedeniyle oynatamadık. Haliyle, bol danslı ve eğlenceli bir formata dönüştürdük klibi. Çok da eğlenceli ve keyifli oldu ama. Mutsuz olduğumu söyleyemem yani. Ayrıca, hemen her klipte başrolde bir var zaten ki benim ikinci şarkımda da olacak, o sebeple bu formatta olmasından memnunum.  

Hazırlık aşamasında olan yeni bir projeniz var mı?

Evet, var. Çalışmalarına devam etmekte olduğum diğer şarkılarım da yolda. Yine, sözü ve müziği bana; aranjesi Genco Arı’ya ait olan ikinci teklimin adı “Mavi” ve klibi ağustos ayında Türkiye’de çekildi. Kasım ayının sonunda veya aralık ayının başında yayınlamayı düşünüyoruz. Onun dışında, bir de İngilizce şarkımın hazırlıkları tamamlanmak üzere. Onun klibi de Londra’da çekilecek. 

Son olarak gazetemiz okurlarına neler söylemek istersiniz?

Çok keyifli bir röportajdı. Öncelikle size teşekkür etmek istiyorum. Tabii ki okurlarımıza da bu röportaja sebep oldukları ve zaman ayırıp okudukları için teşekkür ederim. Umarım; bu röportaj ve “Pembe” şarkım, hayatın günlük sıkıntılarıyla boğuşan herkese ufak bir mola ve moral olur. Sevgiyle kalın.