RÖPORTAJ: AZİZ KARATAŞ
 

Edebiyat dünyasının sihirli bir tılsımı var. Burada bir kez soluklandınız mı mümkünü yok bu tılsımlı dünyadan kopamazsınız. Bir yazar düşünün hem işin ilmini mektebinde öğrenmiş hem de bunu eserlerine bir kilim işler gibi özenle işlemiş… Bahsettiğim yazarın kalemini sizlere ulaştımak için geçtiğimiz gün kendisiyle bir araya geldim. Yusuf Özlem Yılmaz’ı dinlerken, okurken büyük keyif aldım ve edebiyat üzerine gerçekleştirdiğimiz sohbetimizi sizler için derledim. 

Yusuf Özlem Yılmaz kimliğinizin oluşum sürecini bize kısaca anlatır mısınız?

Küçüklüğümden beri sıkıldığım tüm zamanlarda yazı yazarım. Aslında sıkıntılarımı yazılı olarak dile getirmeyi severim. Yazı ile dertleşirim. Bu bana her zaman iyi gelir. Hatta küçükken günlük tutmaya bayılırdım. Her akşam yatmadan önce mutlaka o gün yaşadıklarımı kısa da olsa yazmaya özen gösterirdim. Daha sonraları Türkçe derslerinde kompozisyon yazarken yazıya ilgim olduğunu anladım. Kompozisyon yazmayı çok seviyordum. O zamanki hocalarıma göre başarılı olup olmadığımı hiç hatırlamıyorum ama ben yazmayı çok seviyordum. Ama Türkçe derslerinde başarılı olduğumu hatırlıyorum. Bu ufak denemelerim yerini zamanla daha büyük oluşumlara bıraktı. Zaten Kırmızıyla Ben bunun en büyük kanıtı.

Yazmaya ne zaman başladınız? İlkyazın anınızı paylaşır mısınız?

İlkokul yıllarımdan beri yazıyorum ama bunların ilk olarak kitap oluşturmaya yönelik adımları 2013 yılında oldu. 2013 yılında yazdığım küçük yazılarım zaman içinde birleşerek kitabımı oluşturdu.

Hayatınızda aldığınız en iyi karar?

Hayatımda aldığım en iyi karar çocukları bu kadar sevdiğim için üniversite tercihlerimde öğretmenlik bölümü yazmaktı. Çocuklarla zaman geçirmeyi, onlarla oyun oynamayı, onları dinlemeyi, onların masumiyetlerinde kaybolmayı çok seviyorum. Bu yüzden öğretmen olmayı hayatımın en büyük kararı olarak görüyorum. Ülkemizde maalesef çoğu insan sevdiği işi yapamıyor. Kendimi bu açıdan şanslı hissediyorum.

Bu güne kadar aldığınız en iyi tavsiye?

2017 yılında belli sebeplerden ötürü tayinimi iptal ettirmek zorunda kalmıştım. O zaman birçok arkadaşım buna engel olmaya çalışmıştı. Hatta bir tanesi ‘’önce kendi mutluluğun’’ demişti bana. Bu hayatımda aldığım en büyük tavsiyeydi. Ama uydum mu? Tabii ki hayır. Sonrasında kulağıma küpe oldu. Bu tavsiyeye uymadığım için o yıl çok büyük sıkıntılar yaşadım. İnsanların her zaman öncelikli olarak kendini düşündüğüne şahit oldum. Bunlar en yakın olduğun arkadaşlarınsa hele bana daha çok dokundu. O gün bu gündür karar alırken önce kendimi düşünüyorum.

Yazarların toplumda ki görevleri nelerdir?

Bence bir yazarın toplumdaki en büyük görevi topluma iyi eserler kazandırıp bu eserlerden insanların ders çıkarmasını sağlamaktır.

Siz ne tür kitaplar yazıyorsunuz?

İlk kitabım roman türünde çıktı. Ama hayat tecrübelerimden oluşan kişisel gelişim tarzında bir kitabım çıkacak. Ama ara kitap olarak diyebiliriz. Bundan sonra da roman türünde yazacağım. Hayat öykülerini çok seviyorum. Bazen arkadaşlarımın başından geçen olayları zihnimde canlandırırım. Bana ilginç gelir. Biri hayat hikayesinden bahsediyorsa onu mutlaka dinlemeye özen gösteririm. Bu yüzden roman türü tam bana göre.

Biraz kitaplarınızdan bahsedelim… ‘Kırmızıyla Ben’ ilk kitabınız sanırım bize kitabınızın içeriğini anlatır mısınız?

Dediğim gibi kitabım roman türünde. Kırmızıyla Ben acıklı bir hayat öyküsü. Bu kitabımda herkes kendinden bir şeyler bulacaktır. Yıllardır tanıdığınız daha doğrusu tanıdığınızı sandığınız insanların bile zamanla başka başka huylarının olduğunu göreceksiniz. Hatta bu insanların değişebileceklerine şahit olacaksınız. En en önemlisi renklerinizi kaybetseniz dahi onlarsız yaşamayı öğreneceksiniz.

‘Kırmızıyla Ben’ kitabınıza ilgi nasıl oldu. Beklenen ilgiyi bulabildiniz mi?

Beklediğimden çok daha fazlası oldu. Bu kadarını inanın ben de beklemiyordum. Bana bu yolda destek olan, kitabımı alıp okuyan herkese çok teşekkür ederim. Tabii ilk etapta en yakınlarım, akrabalarım, dostlarım çok fazla sahip çıktılar. Ama bir süre sonra satışlarımı incelediğimde bunların ötesinde satışlar yaptığımı gördüm. Bu beni çok sevindirdi. Sosyal medyada gelen kutuma öyle insanlardan mesajlar yağdı ki şaşırdım. Tanımadığım nice insana ulaşmış kitabım. Çoğu insan da çok beğenmiş. Bu benim için çok büyük bir gurur.

Kitabınızda hayatınızdan kesitler mevcut mu?

Kitabım tamamen kurgu. Benim hayalimde canlandırdığım karakterlerden oluşuyor. Elbette her birinde benden bir şeyler vardır ancak büyük bir çoğunluğu kurgu. Kendi hayatımı yazsam en az bin sayfalık bir eser ortaya çıkardı herhalde.

Neden öyle söylediniz?

Hayatı hep iyiliklerden ibaret sanıyorum. İnsanlara kendi içim nasılsa öyle yaklaşıyorum. Karşıdaki insanlarında aynı iyilikle yaklaşacağını düşünüyorum. Fakat böyle olmuyor. Hepsini yaşayarak öğrendim. Hayatımın en büyük yaraları ise dost kazıkları oldu. Nedense ben bu konuda biraz safım. İnsanları hala bir süzgeçten geçiremiyorum. İşin garibi insanlar yaşadıklarından ders alır ve tekrar aynı hataları yapmaz. Ben ders de almıyorum. Aynı hataları yapmaya devam ediyorum. Bu yüzden kazık üzerine kazık yedim. İnsanlar bu noktada çok vicdansız ve zalim olabiliyor. Karşısındaki insanın onlar için yaptıkları fedakarlıkları görmezden geliyorlar. Bu yüzden sizi sırtınızdan vurabiliyorlar. Bu konuda verilmiş en doğru kararım bu insanları hayatımdan çıkarmak ve bir daha görüşmemek oluyor.

İmza günleri ve etkinlikler düzenliyor musunuz?

Kitabım çıkalı bir ay oldu. Bu tarz etkinliklere fırsat bulamadım. Ama çok yakın zamanda bununla ilgili çalışmalarımız olacak.

Okuyucularınız kitaplarınızı nereden bulabilirler?

Kitabım şu anda bütün online satış mağazalarında mevcut. Sipariş edebilirler.

Bundan sonra ki hedefleriniz neler?

Yeni hayatları okuyucumla buluşturmak. Yeni karakterlerle tanıştırmak. Okuyucularımın her zaman yazacağım kitaplarımda da kendilerinden bir şeyler bulabilmeleri için özen göstereceğim. Umarım bu yolda başarılı olurum.

Aileniz, sizin yazar olma yolculuğunuzda yer aldı mı? Onların bu konuda size yansıyan fikirlerini öğrenebilir miyiz?

Evet, bu konuda en büyük destekçim zaten annemdir. Annem çok okuyan biridir. Evimizde kocaman bir kütüphanemiz var ve annem bu kitapların yüzde doksanını okumuştur. Küçüklüğümden beri beni her konuda desteklemiştir zaten. O yüzden çoğu şeyi ailemden gizli saklı, korka korka yapma gereksinimi duymamışımdır. Ailem doğruyu, yanlışı yaşayarak görmemi istemiştir. Bu yolculukta da hep bana destek oldular. Fikirler verdiler.

Yazar olmaya nasıl karar verdiniz? Öğretmen kimliğiniz yazım hayatınıza etki etti mi?

Aslında yazar olacağım diye bir hedefim yoktu. Her şey zamanla oluştu. Gerek ailem, gerek arkadaşlarımın desteği ile bu yolda yürüdüm. Yazdıklarımı toparladım ve içime sindiği anda yayınlamaya karar verdim. Tabii bu biraz sancılı bir süreç oldu ama sonunda başardım.

Kimsenin okumayacağını bilseniz bile yazar mıydınız?

Evet yazardım. Dediğim gibi bu işi seviyorum. Bu işi kitaba çevirmeden önce zaten kimse okusun diye yazmıyordum yazılarımı. Bu yüzden kimsenin okumayacağını bilsem de yine yazardım.

İlk kitabınızı çıkartmayı ne zaman ve nasıl düşündünüz? Bunu gerçekleştirmek sizin hayaliniz miydi?

2013 yılında yazmaya başladım. Aslında roman havasında değildi bu dönem daha çok metin tarzında kompozisyon niteliğindeydi. Sonraları bu yazdıklarımı eski bilgisayarımda bırakmışım. Bir gün karıştırırken buldum ve üzerinde oynamalarla yeni eklemelerle ‘Kırmızıyla Ben’ oluştu. Ben yine yayınlamayı çok düşünmüyordum. Yakın arkadaşlarımdan biri bilgisayarımı kurcalarken görmüş. Aşırı beğenmiş. O günden itibaren kafamın etini yemeye başladı. Bende o böyle düşününce şöyle bir baktım. Kendime güvendim. Yayınevi aramaya başladım.

Bir yazar olarak okuduğunuz ve beğendiğiniz yazarlar kimlerdir? Yusuf Özlem Yılmaz Türk ve Dünya Edebiyatında kimleri okuyor?

Tolstoy ve John Steinbeck kitaplarını çok beğenerek okurum.

Yazma ritüelinizden bahseder misiniz? Örneğin hangi ortamda, hangi materyallerle, hangi müzikle, nasıl bir coğrafyada yazmayı tercih ediyorsunuz?

Çok ışıklı ve gürültülü bir ortamda asla yazamam. Kesinlikle ortam sessiz olmalı. Gecenin geç saatleri bunun için ideal zamanlar. Kırmızıyla Ben daha çok gece saatlerinde yazıldı.

Yazmak sizin için hayat boyu sürecek bir serüven mi yoksa yazmayı bırakmayı düşündüğünüz bir zaman var mı?

Şu an için yazmayı bırakmayı düşünmüyorum. İkinci romanım zaten yolda. Bu benim için çok büyük bir heyecan. Bu heyecanı yitirir miyim bilmiyorum. Ama şu an dediğim gibi devam edeceğim gibi görünüyor.

Yeni kitap çalışmalarınız var mı? Varsa çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Bu yıl içerisinde ikinci romanım bir aksilik olmazsa yayında olacak. Birde 2021 ilk aylarında çıkacak olan kişisel gelişim tarzında yazdığım kitabım çıkacak. Şu an planlarım bu şekilde.

Sanat adına başka ne tür çalışmalarınız var?

Aslında müziği çok seviyorum. Şarkı söylemeyi çok seviyorum. Ama Allah vergisi böyle bir yeteneğim yok. Böyle bir yeteneğim olsaydı bu yönde kendimi geliştirmek isterdim. bu işi iyi bilenler yapsın.(Gülüyor)

Edebiyat dünyasında bir şeyleri değiştirme şansınız olsa neleri değiştirirdiniz?

Yeniliklere açık olan bir edebiyat dünyasında olmak isterdim. Yeni olan şeylere ihtiyacımız var.  Yazın hayatı tekdüzelikten kurtulur bence. Yenilikleri görmezden gelmek veya kötü eleştirmek yerine kabul etmeliyiz. Böylece daha iyiye gidebiliriz.

Türkiye de kitap yayınlatmak zor mudur?

Çok zor. Ben kitabımı yayınlatma sürecinde çok zorlandım. Bunun nedeni son zamanlarda genç yazarların sayılarının oldukça fazla olması. Aslında bu çok güzel bir şey. Keşke bu yazar arkadaşlarıma kitaplarını yayınlamaları için fırsat sunulsa. Fakat maalesef sayıların çokluğundan yayınevleri bu kitapları yayınlamak istemiyor. Kendi yayınevim bana güvendi ve kitabımı basmaya karar verdi. Onlara da buradan teşekkür ediyorum.

Son olarak, yazar olmak isteyenlere tavsiyeleriniz nelerdir? Kendi yol felsefenizden önerileriniz var mı?

Asla yılmadım. Asla vazgeçmedim. Kitaplarımı hiçbir yer yayınlamasa bile yine de yazarım. Onlara en büyük tavsiyem bu olur. Yayınlatmak için değil severek ve isteyerek yazın. Evet insanları dinleyin ama içinize sinmeyen hiçbir şeyi onlar öyle istiyor veya düşünüyor diye yazınıza dahil etmeyin. İnanın. Bir gün benim gibi bu fırsatı yakalarlar umarım.

Bizde Önce Vatan Gazetesi ailesi olarak bizimle yaptığınız bu özel ve içten röportajdan ötürü değerli sanat yüreğinize şükranlarımızı sunar, gelecek çalışmalarınızda başarılar diliyoruz…