Yıldız Tilbe’nin birbirinden çok sevilen 39 eserinin başarılı sanatçılar tarafından seslendirildiği ‘Yıldız Tilbe’nin Yıldızlı Şarkıları- Volume 1’ ve ‘Yıldız Tilbe’nin Yıldızlı Şarkıları- Volume 2’ albümleri geçtiğimiz haftalarda müzik marketlerde ve dijital platformlarda yerini aldı.

Bizler de bu albümde büyük emeği olan albümün aranjörü Selim Çaldıran ile bir araya geldik. Emeğinin geçtiği yüzlerce albüme, Ajda Pekkan’la başlayan müzik yaşamına, Coşkun Sabah’la geçen en parlak zamanlarına, 90’larda başarıyla geçirdiği müzik piyasasına ve günümüzün müzik sektörüne değindik. Bu hafta sizlerle…

Selim ağabey nasılsın?

Teşekkür ederim Elif’ciğim gayet iyiyim. Sen nasılsın?

Sevgili Yıldız Tilbe’nin ‘Yıldız Tilbe’nin Yıldızlı Şarkıları’ albümü ile röportajımıza başlamak istiyorum. Vol- 1, Vol- 2 şeklinde 39 Yıldız Tilbe şarkısıyla gündeme bomba gibi düştünüz. Bu albüm büyük ölçüde sizin emeğinizle oluştu. Öncelikle bu fikir nasıl ortaya çıktı?

Özdemir Cafer’le bir gün konuşuyorduk. Kendisine, “Senin elinde Yıldız Tilbe var. Büyük boyutlara taşıyacağımız bir proje yaparsak, bu çok güzel olur” dedim. Ardından projeyi sevgili Yıldız Tilbe’ye anlattık. Yıldız da çok sevindi. Müzik prodüktörlüğünü aldım ve projede yer alan arkadaşlarla iletişime geçtim. Aslında onlar 15- 20 şarkılık bir çalışma yapmayı düşündüler. Ben de “Kafa sanatçıların dışına çıkıp, projede yeni nesil şarkıcılar, parlayan yıldızlar da olsun” dedim. Bunun üzerine bir liste hazırladım. Hem Yıldız’ın şarkılarından hem de sanatçılarımızdan eleyerek 40 şarkılık bir çalışma çıkardık. Albüm geçen yaz çıkacaktı 6 ay da bitiririz sandık, maalesef bitmedi. Üstüne bir yıl daha koyduk, anca bitirebildik. Yaklaşık bir buçuk yıl sürdü.

* Demet bir albüm çalışmasındaydı. Yıldız’dan bir şarkı alıp onun aranjesini de bana yaptırmak istiyordu. ‘Aşk Laftan Anlamaz Ki’yi düşünmüş. Benim de fikrimi sordu onun sesine çok yakışacağını söyledim. Ben onu üç gün sonra arayıp “Demet, şarkıyı yapıyoruz ama senin albümüne değil ‘Yıldızlı Şarkılar’ albümüne koyacağız” dedim, çok sevindi. İlk okuyan o oldu. Ardından da Elif Kaya okudu. İkisi başlattı albümü diyebilirim.

Vol-3 Projelendirilirse;

Vakitsizlikten müzik camiasına gönül vermiş birçok isim bu albüme katılamadı. Fakat ileride Vol- 3 çıkarılabilinirse -ki Yıldız; geçtiğimiz haftalarda twitter hesabından bir açıklama yaptı. Böyle bir proje için yine elimden geleni yapmak isterim.

O zaman size gelelim. ‘Sanki Burdasın’ı siz seslendirdiniz. Sesinizle ilgili tepkiler nasıl? Daha önce hiç şarkı söylemişiydiniz? İleride bir albüm yapar mısınız?

Bir espri olsun diye yaptık biz onu. Ben şarkı söylüyorum fakat çok fazla şarkıcılık deneyimim yok. Yıldız’ın ısrarı üzerine oldu. “Kimse sesini bilmiyor, gel sevenlerimize bir sürpriz yapalım” dedi. Ben de onu kıramadım. “Hangi şarkı?” dedim, “Sanki Burdasın” dedi. Şarkıyı dinledim; Mahzar Alanson tadında muhnevi bir şarkıydı. Çok bilinen bir Yıldız şarkısı değil ve yeni bir şarkıymış gibi algılanıyor. Elbette ki bir şarkıcılık iddiam yok ben işin mutfağında bir adamım ama güzel tepkiler de geldi. Ünlü klip yönetmenlerimiz ki başta sevgili klip yönetmeni arkadaşım Kemal Başbuğ bile “şarkıya klip çekelim” dedi. Bir klip düşünüyoruz. Bakalım…

Şu an listeleri zorlayan bir albüm oldu ve her yerde duyuyoruz. Bunun olacağını zaten biliyorduk değil mi?

Evet çok sevildi ve piyasaya büyük hareketlilik getirdi. Ben kesinlikle bu kadar beğenileceğinden emindim. Ben Yıldız’a “Yıldız Tilbe Cumhuriyeti” diyorum. Yıldızı 20- 25 yıldır tanıyorum. Ben bile onun hayranıyım. Çünkü Yıldız başka bir kadın; ozan, şair, ünlü düşünür ne dersek diyelim gerçekten müzikle aklını bütünleştirip muhteşem eserler çıkarıyor ortaya. Kalbi de mükemmel biri, duyguları yoğun biri ve bunlar birleşince Cumhuriyet oluşuyor…

“Yıldız Yaşarken Değerini Bilelim İstedik”

Yıldız’ın bugüne kadar irili ufaklı 600- 700 şarkısı var. Böyle bir trübütü Yıldız yaşarken yapmak istedik. Yıldız, dostlarının şarkılarını yorumlamalarını ve halkın ona olan sevgisini görsün istedik. İyi ki yapmışız….

“Orhan Gencebay Şarkıları”, “Ahmet Selçuk İlkan Şarkıları” albümleri gibi birçok ismin unutulmaz şarkılarını sanatçı dostlarınızla derlediğiniz albümlere de imza attınız. Konsept albüm denilince aklımıza siz geliyorsunuz. Ne düşünüyorsunuz?

Bunu birçok yakınımda söylüyor. “Sende öyle bir tılsım var ki sanki bütün insanları birleştiriyorsun” diyorlar. Ben tabiat olarak kavga dövüşü hiç sevmem, her şeyi pozitif düşünürüm pozitif olduğum için de insanların da pozitif bakmasını isterim. Her şeyden önce reklamatik boyutlarla değil, dostluk boyutlarıyla ilgileniyorum.

* Kötü bir reklamın beni en zirveye çıkarıp bir daha indirmeyeceğini de bilsem yine de insanlığımdan ödün vermem…

Müzikle ne zaman tanıştınız? Bu genetik mi? 

Babam Üsküdar Musiki Cemiyeti’nde enstrüman çalıyormuş ve annemin de sesi güzeldir. Ben doğduğumda evimizde bir piyano varmış ben de bebekliğimden beri gayri ihtiyari piyano tuşlarına basarak büyümüşüm. 6 yaşımda babam piyano çalarken yanına oturup aynısını çalar, onu taklit edermişim. Yeteneğimi fark edince bana müzik hocası tuttular. 8 yaşında ilkokulla birlikte konservatuara girdim. Orta okulda konservatuarın yatılı bölümüne kabul edildim. Onno Tunç, Garo Mafyan gibi müzik adamları o zamanlar bizim pirimiz… O zamanlar aranjörlük diye de bir şey yok. Ajda Pekkan’dan bir teklif geldi. O zamanlar iyi enstrüman çalanlar sayılı. Ben iyi klavye (pinano) çalıyordum. Sevgili Garo Mafya’nın öğrencisiydim ve nasıl çaldığımı çok iyi bilirdi. İstanbul Gelişim Orkestrası’na girdim. 20 yaşındaydım. Ardından Ajda Pekkan ile çalışmaya başladım.

“Prova Parasıyla Araba Aldım”

O dönemde Ajda Pekkan konserinde, Ajda provaya gelmeden önce onun repertuarına 15 gün çalışıyorduk. 15 gün sonra genel prova yapılıyordu. Sonra bana kabarık bir zarf verildi prova parasıymış. Gittim araba aldım o kadar kabarık Elif… O zamanlar müzisyene çok değer verilirdi. İnsanlar müziğe çok değer verirlerdi. Anlatsam sana kitap çıkarırım. Sanatçılarla tanışmam, aranjeye başlamam…

Coşkun Sabah’la tanışmanız nasıl oldu?

Ajda Pekkan’la İstanbul Gelişim Orkestrası ile ilk profesyonelliğe adım attım. Coşkun Sabahı da orada tanıdım. Coşkun Sabah yeni parlamaya başlamıştı ve benim yanında çalışmamı istiyordu. Ben de Ajda Hanım ile çalışıyorum, onu bırakamazdım. Coşkun Sabah, besteci bir adam ona da Taşlık Maksim Gazinosu’nda her gün sahne teklifi gelmiş. Talebe cevap vermek için arkasına iyi müzisyen alması gerekiyor. Utçu, bu işten anlayan konservatuar bilgili, dinamik birini arıyor. Batı müziğini seven ve Türk müziğini nasıl kalkındıracağını düşünen bir adam. Teklif etti, kabul edemedim. Aradan aylar geçti, Ajda Pekkan Ali Bars ile evlenince, bizim grup çatırdadı, sahneler azaldı. Coşkun Sabah ise “365 gün çalışıyorum” diyor. Es yok, 10 Kasım’da bile çalışıyor. O da bizim işlerin zayıfladığını duymuş, evi aradı. Kabul ettim ve başladım.

"3,5 Milyon Rekoru Coşkun Sabah'ta"

Antalya’da bir haziran günü 55 derece sıcaklıkta 10 günlük bir iş var ve her gün sahneye çıkıyoruz. O kadar talep var ki uzatıyoruz günleri. 20 gün oldu başka yerlerden işler alınmış oraya zor yetişiyoruz. Bursa, İzmir, her tarafta Coşkun Sabah konseri var. İş kaynıyor. Pazar günümüz bile yok. Baktım nefes alamıyorum. Üç piyano koydum sağım solum enstrüman adam yükseldi gitti. “Albüm yapalım” dedi. Ben aranjörlük yapmadım ama nasıl yapılır biliyorum. ‘Hatıram Olsun’ albümü üzerine ‘Anılar’ albümünü yaptık. O zaman bilgisayar yok her bir enstümanist yazıyorsun. Çok teknolojik zorluklarımız vardı Elif, ama lezzet vardı. Batı saundlu Türk motifli bir albüm yaptım ona, üç buçuk milyon sattı. Kaset ve plakları rekor oldu. Feci sattı. Onun üstüne bir daha çıkamadılar.

90’lar da ne iş yaptıysanız zirveye oturdu. Başarılı olacak şarkıları gerçekten hissediyor muydunuz? Yoksa bu tamamen şans mı?

90’larda ne iş yaptıysam hepsi sattı Elif. Hiçbiri geri dönmedi. Aranjörlük başarısı olunca herkes albüm için gelmeye başladı. Metin Şentürk, Serdar Ortaç, Niran Ünsal, Nalan, Gökhan Tepe, Hazal, Ozon Orhon, Tayfun Duygulu, Fatih Erkoç, Sinan Erkoç, hepsinin deli gibi albümü sattı. Bizim müzik kalitemiz hem eğitim hem de his olarak yüksek olduğu için 90’larda seçimimiz hep iyi oldu. Çünkü şarkılar güzel duygulardaydı. Pop müzik tarzına yeni geçilmişti herkes popüler müziğe açtı. Ve elindekini deli gibi gösteriyordu.

Serdar Ortaç’tan Ben Adam Olmam, Yaz Yağmuru, Bu Gece Dert Gecesi; Mustafa Sandal’dan Bize Gidelim Beyler, Pınar Aylin Deliler Gibi, Seçil Uhde bestelerini ben yazdım mesela… 90’lar da durmadan şarkı yapıyorduk. Zaman geçtikçe hepsi dostlarımız oldu.

Aslında jazzla ilgilenen birisiniz ama Türkiye’de arabesk ağırlıklı çalışıyorsunuz neden?

Konservatuardan sonra jazza merak sardım. Türkiye’de piyasası olmadığı için vaz geçmek zorunda kaldım. Jazzla ilgili planlarım vardı Elif. Özellikle yurt dışı olarak ama bu piyasaya girdiğim için yönelemedim.

Tek şarkılık singlelerin çıktığı bir dönemdeyiz. Eskiden dijital yoktu ne dersiniz bunun sonrasında ne olur?

Teknolojiyle birlikte tüm dünya değişime uğruyor. Bu sadece müzikte değil birçok alanda böyle. 40 sene önce telefon nasıl mümkün olmayan bir icat gibi görülse de şimdilerde de inanamadığımız teknolojilerle iç içeyiz ve daha neler göreceğiz. Çok hızlı gelişen teknoloji ile birlikte müzik alanında da büyük değişiklikler oldu. Müziğin yolu değişince duyguları da değişti. İçimizden gelen duyguyu sunamamaya başladık. Belirli bir matematiği yapmak zorunda kaldık. Bunu klüp çalar mı? Bunu radyo çalar mı? Televizyonda bu klip olur mu?  Bu söze tepki gelir mi? gibi kaygılarla birlikte içimizden gelen duygusallıklar yok oldu ve her şeyimiz dijital oldu. İnsan olarak robotlaştık.

Müzik ucuzlaştı diyebilir miyiz? Verilen emeğin karşılığını alabiliyor musunuz?

Bu eskiden de vardı. O zaman da korsan vardı. Gerçekten müziğe değer verip dinlemek yerine işin ticaretiyle uğraşanlar oldu. Senin yıllarını verdiğin emek, bir anda adamın bir kopyasıyla boşa gidiyordu. O zamandan başlayan köhneleşme hala devam ediyor. Şimdi bir de tıklama sahtekarlığı var. Sanatçılar algı yönetimi yaratmak için ne yazık ki sosyal medya operatörleriyle bu sistemin kurbanı oluyorlar. Şimdilik bir patlağı olmasa da elbet bir yerde olacak diye düşünüyorum.

Dünya da kiminle çalışmak isterdiniz ya da çalıştığınız isim var mı?

Beyonce, Rihanna ile çalışmayı isterdim. Madonna ile çalışmayı çok isterdim. Gerçekten Madonna benim için idoldü ben işin jazz boyutlarındaydım o zamanlar. Şimdi öyle bir olanak olsa 52 yaşındayım bugün bile giderim. Amerika’nın herhangi bir stüdyosunda herhangi bir sanatçısıyla çalışma kapasitesindeyim.

Oğlunuz Batu Çaldıran da genç şarkıcıların en çok tercih ettiği aranjör diyebiliriz. Kendisi hakkında ne söylersiniz? Müziğin sizdeki ruhu nedir?

Oğlum Batu konservatuarı bitirdi ve Amerika’da eğitim aldı. Trombon ve piyano çalıyor. 2012 yılında geldiğinde Türk müzik piyasasında bir şeyler yaptı ve şu anda genç müzisyenlerin tarzında r&b işler yapıyor. Dünya boyutunda işlere imza atıyor. Bu albümde de çok başarılı bir iş çıkardı. Merve Özbey ile "Vuracak", Edis Görgülü ile "Buz Kırağı", Simge Sağın ile de "Zaten Aşığım" şarkısını aranje etti. Çok güzel tepkiler alıyor. 

Müziğin kanunda yeri ne durumda, MSG (Musiki Eseri Sahipleri Grubu Meslek Birliği) Candan Erçetin'e geçti ne düşünüyorsunuz?

MSG’nin üç bine yakın üyesi var ve orada bir devrim yapıldı. Eski yöneticiler gitti. Candan Erçetin dünya görüşü yüksek, Galatasaray Lisesi mezunu müzik öğretmeni bir sanatçı olduğu için müzikal kalitesi de ortada, kendini ispat etmiş, bu ülkeye mal olmuş bir isim. MSG olarak onun düşünceleri doğrultusunda bir yeniliğe gidildi. Candan Erçetin başkanlığında çalışmalar yapıyorlar. Ben MESAM’a (Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği) üyeyim. Çok bilmiyorum ama iyi bir boyuta geldiğini ve iyi olacağını düşünüyorum. Göreceğiz.

Sahne yapmayı düşünüyor musunuz? 

Son on senedir sahnelerde çalışmıyorum. Sibel Can bana bir sahne teklifinde bulunmuştu. 5 - 6 sene önce lale devri albümünü yaptığımız dönemdi. Ajda, Coşkun Sabah ve Sezen Aksu’dan bu yana hiç sahnede çalışmamıştım. Stüdyoyu tercih etmiştim. Sibel’den teklif gelince bir sene kadar çalıştım. Ama yapamadım. 20 -25 kişinin sorumluluğunu almak yorucuydu o kişiyi kovmamak için kendimi kovdum. Sonra Hande Yener ile bir sene kadar çalıştım. Orkestrasında şeflik yaptım. Elif Kaya’nın sahnelerinde müzik direktörlüğünü yapıyorum. Elif Kaya’nın sahne deneyimlerine yardımcı oluyorum. Onun sahnesinde güzel işler yapıyoruz. Yenilikçi biriyim. Genç enerjik arkadaşlarla çalışmayı seviyorum.

Yeni Proje “CAZABESK”

Kendim bir grup kurarak “Cazabesk” diye bir projeyi hayata geçirmek istiyorum. Arabeski jazz ile karşıtırıp festivallerde yeni bir grupla çıkartmak istiyorum ama gerçekten çok yoğunum. Bu projeyi hayata geçirmek biraz zaman alabilir.

Sizi bu kadar Selim Çaldıran yapan nedir? 

Ben de bilmiyorum Elif. 20 yaşımda başlayan hikayemin doğru şekilde gitmesi diyebiliriz. Benim gönlüm çok geniştir. Maddiyata çok tamah etmem bugün olması gereken her şeyim vardır. Ama benim daha daha fazlasında gözüm yoktur. Hayatı çabuk yaşayanlardan ve çabuk tüketenlerdenim. Çünkü hayat kısa. Yaşamayı çok severim her yaşın ayrı güzelliği olduğuna inanırım. Ruhumuz hep aynı… Bana Selim Çaldıran demek de yanlış ben milyarda bir biriyim. İnsanım. Gönlümle hareket ediyorum maddeyle değil.

Ne kadar Selim Çaldıran olsanız da sonuçta çok başarılı kişiler de geliyor. İlerisi için bir kaygı taşıyor musunuz?

Benim hiçbir kaygım yok. Gerçekten yeni kişilerin gelmesini istiyorum. Sonuçta biz dünyaya kazık çakmadık. Nesiller yerini başka nesillere devrediyor çünkü. Ben olduğum dönemde kime nasıl faydalı olabiliyorsam bundan sonra da prestijimi sürdürmenin düşüncesindeyim. Bu ismi devam ettirmek ve taşımak inancındayım. Gelen arkadaşlara başarılar diliyorum. Aralarından gerçekten yetenekli bulduğum isimlerde var onlarda benim kardeşlerim gibi. Hepsi de beni severler. Hep yararlı olmuşumdur olmaya da devam ederim.

“Musa Eroğlu Şarkıları Geliyor”

Önümüzde Musa Eroğlu şarkıları albümü yapacağız ve sevgili dartlarımızı Musa Eroğlu şarkılarını seslendirecekler. Yarım kaldı onu tamamlıyoruz.

Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?

Her şeye inanmasınlar. Benim hihayem gerçekten gerçektir. Ben 28 sanatçıyı ağırladım bu albümde keza Orhan Gencebay alümünde de aynı sayı vardı. Hepsini birbirinden çok seviyorum. Yıldızlı şarkılar albümünde gerçekten çoğu albümlerde olduğu gibi büyük emek var. İnternetten bedava indirmesinler durumu olan gerçekten alıp emeği geçenlere katkı sağlasın. Daha birçok projeler üretmemiz için bizlere destek versinler. Yoksa bu kadar güzel insan ve projelerle buluşmak imkansızlaşıyor. Bir şarkıyı iki liraya satın alacaksınız. Yolda görseniz tenezzül edip iki lirayı almayacaksınız. Müzik sektörüne katkınız olsun. Halkımızdan bunu istiyorum. Sanatçı arkadaşlarımın herbirini isim sıralaması yapmadan ayrı ayrı onları sevdiğimi söylüyorum. Lütfen birbirlerine ya da başkalarına karşı egolarını bir kenara bıraksınlar. Kendileri ile yarışsınlar.Sana da çok teşekkür ederim Elif.

Doğum Tarihi: 13 05 63

Burcu: Boğa

En Sevdiği Huyu: İnsanlara pozitif bakabilmeyi başarabilmek

Sevmediği Huyu: Çok düzensiz olmam

Uğurlu Sayı, Gün: Her gün ve her sayı

En Sevdiği Renk: Siyah o da bir renk değil kavuniçi, yavruağzı

En Sevdiği Söz: Olduğun gibi görün, göründüğün gibi ol. 

Söyleşi: Elif Günay