Ferdi’ciğim hoş geldin, nasılsın?

İstanbul’da olmak Önce Vatan gazetesinde sizlerle olmak çok güzel Elif. Bu arada anne adayısın. 2020 yılında evladını sağlıklı bir şekilde kucağına alacaksın inşallah. Senin kadar güzel bir dostumun anne olacağı için çok heyecanlıyım.

Çok teşekkür ederim Ferdi ilk kez buradan seninle duyurmuş oluyoruz, eminim bize şans getireceksin. Şimdi yepyeni bir yıl olan 2020 ile buluşmamıza çok az kaldı. Güzel bir giriş yapmalıyım istiyorum nasıl başlamak istersin?

Şimdi her şeyden önce geçtiğimiz son beş yıl dünya insanlar açısından çok zorlu sınavların, zorlu denemelerin olduğu bir yıl oldu. İkili ilişkiler, iş ilişkileri başta olmak üzere çok fazla hüsranlar yaşadık. 2020’de ise durum tersine gidecek artık. Kötüler hak ettikleri cezaları alacak, ilahi adalet çalışacak ve önümüzdeki iki yıl tüm burçlar için olabildiğince iyi olacak diyebilirim. Tabii doğru, düzgün ve edepli yaşayanlar bu imtihanı geçip güzellikleri görecekler. Kötülerinse cezaları geliyor! Nedir bu cezalar? Toplumumuzda çok fazla yasak aşklar var.  Kadını ya da erkeği kullanan vaatlerde bulunan, eşi ya da ilişki yaşadığı insanı zor durumda bırakan insanlar için hesaba tabii olma zamanı geldi. Bu sadece ikili ilişkilerde değil, evladına zarar vermek, evladın anne ve babasına acımasız davranması, iş ilişkileri, hayvanlara ve doğaya karşı yapılan birçok zalimlik artık çok çabuk kişiye aynı şekilde geri dönecek. Mazlumun ahı yerde kalmıyor arkadaşım. Bunu kötülükle beslenen insanlar görecekler. İlahi adalet bu insanlara kendinize çeki düzen verin diye şans vermişti buna uymayan herkes o tokatları yiyecek! 

Peki bu ne kadar sürecek?

Tam iki yıl. Ben ilahi adaletin hiçbir zaman dengesinin şaştığını görmedim. Allah bazen bazı olayları sevinmeyelim diye bize göstermez, çünkü kibir koşarız. Ama bizi üzen insanlar muhakkak ki zamanı geldiğinde çok ağır imtihanlara mutlaka maruz kalırlar. O tokadın nereden geldiğini anlamaz. Kısacası acıtma başkasının canını acıtırlar canını…Daha önce yedi yıllık bir döngüden söz etmiştim Elif, evlenemeyenlerin çoğu evlenecek demiştim. Hatta sen de evlendin, sana da söylemiştim. Eşin Ali'ye de sevgiler buradan da güzel bir ailesiniz daim olsun. 2020'de her şeyden önce özellikle ikili ilişkilerde arınma dönemi başlayacak. Boşanamayanlar boşanacak, evlenmeleri zorlukla olanlara çıkış yolu çıkacak, işleri sıkıntıda olanların ferahlıkları yaşanacak diyebilirim. Bu sene tüm burçların şanslarının açılacağı zaman başlıyor. On iki burcun mensupları da iyi oldukları, iyi davrandıkları, doğru insan oldukları sürece, hakkaniyetli davrandıkları sürece hayatında da olumlu şeyler yaşanacak, her şey yolunda gidecek. 

Ne Giyelim Ne Taşıyalım, Hangi Rengi Seçelim?

2020 yılında bol bol turuncu giyin. Özellikle mart ayında giyin ve etrafınızda bulundurun. Turuncu bütünleşmenin ve kariyerin rengidir. Bolluk ve bereket getirir enerji verir canlılık sağlar. 

Yatak odalarımızda çok fazla kırmızı bulundurmayalım. Özellikle kırmızı nevresim bulundurmayın. Çünkü kırmızı enerjilerin daha çok agresifleşmesine sebep oluyor. Mutfaklarımızda kırmızı dolaplar bulundurmayalım o da agresifliğe neden olur. Kırmızı elbette kullanabiliriz mesela giyebiliriz. Yıl başında kırmızı iç çamaşırı geleneği vardır. Ki enerji verir ve dengeler. Giyilmesi faydalıdır. Ama sürekli gözünüzün önünde özellikle evinizde kullanmayın derim agresif ve sinirli olursunuz. 

Evimizde mavi ve yeşil tonlarını çok kullanalım. İletişimimizi dengeler, kendimize gelmemizi sağlar. 

Sarı yeniden doğuşu simgeler. Sarı tonlarına da özen gösterelim. 

Mor rengi yatak odası hariç evimizin belirli köşelerinde kullanabiliriz. Yatak odasında uzun süre bulunduğunda sinir sistemine etki eder ve çiftleri yorar. Yeni yılımız için bu renklerimizi unutmayalım. 

Yıl Başında Nar Kırmayı İhmal Etmeyin! 

Bolluğun, bereketin, aşkın, dostluğun, iyiliğin gelmesi için kırarsın. Poşetin içine bir ya da birkaç tane nar koyun ve hızlıca yere atın. Nar dağılınca birkaç tanesini ailenizle beraber yiyin, birkaç tanesini çiçeğin dibine poşetiyle koyun bir gün sonra çiçeğin dibinden aldığınız narı tekrar yiyip kalanını kurutun ve evin belirli yerlerine kurumuş narlardan koyabilirsiniz o güzel enerji yayılacaktır. 

*** 21 Aralık’ta “Nar Kırma Bayramı” vardır. Türklerin bayramıdır. O gün de tıpkı yıl başı gibi poşet içinde nar kırılır. Ailenizle üç beş dilim kırdığınız narı yersiniz. Sonra onları kurutursunuz o bolluğun ve bereketin artmasına ve aşkın sizde olmasını sağlar.

Hıdırellez’e Çok Güvenirim!

Benim için o kadar değerlidir ki her hıdrellezimi Edirne’de geçiririm. En güzel hıdrellez Edirne’de yaşanır çünkü Gül ağacına dileğimi bağlarım paralarımı koyarım. İnanın ki hıdrellezin muazzam enerjisi vardır. Yürekten isterseniz o dileğinizi, gün doğmadan sulara bırakırsanız, kırmızı kurdele ile astığınız paranızı cüzdanınıza koyarsanız, inanın ki hayatınıza bolluk bereket geldiğini hayatınıza huzur girdiğini görürsünüz. 

Peki Çin Astrolojisine göre fare yılındayız ne dersin? 

Ben Çin Astrolojisine pek girmiyorum. Her sene bir hayvanla anlamlandırılıyor ve o sene o hayvan figürlerini evinde üzerinde taşımanın şans getireceği söyleniliyor. Ben ona pek katılamıyorum. Bildiğimiz üzere bu sene fare yılı ve bizim bildiğimiz fare simgesi hırsızlığı çürütmeyi simgeler han o yüzden fare figürünün evimde bulunmasını ben istemem ama enerjisinin iyi geldiğini düşünen varsa tabii kullanıp deneyimleyebilir. 

Devletimiz Şu Kanunları Koymalı Artık!

Dünyada sadece biz kötü durumda değiliz. Dünyanın geneli çok ciddi kaos altında. Hatta dünyaya bakılırsa kaynakları bakımından zengin bir ülkeyiz. Zor zamanlarımız elbette ki olacaktır. Ama önemli olan karanlığın içinde ışığı görebilmek ve yolumuzdan şaşmadan ilerlememizdir. Artık bu kadın cinayetlerine bir çözüm getirilmesi lazım! Konu sadece kadın cinayeti de değil insan cinayetlerinin önüne geçilmesi lazım. Bir gazeteci olarak sen, medyum olarak ben, öğretmen olarak eşim de evimizde güvenle ve rahatlıkla yaşayabilmek istiyoruz. Güvenle sokakta yürüyebilmek istiyoruz. Çocuğumuz kardeşimiz her kim ise küçücük yavrularımız sokakta rahat oynayabilsin istiyoruz. Kendileriyle dünyayı paylaşmakla yükümlü olduğumuz sokak hayvanlarına değer verilsin, huzur içinde olsunlar istiyoruz. Bizden önce var olan ve dünyanın sonuna kadar bizlerle bu dünyayı paylaşacak olan hayvanlar, çiçekler, ağaçlar, denizlerimiz artık insanların çıkarı için zarar görmesin istiyoruz. Çünkü insanoğlu dünyanın sonunu getiriyor. Buna izin verenler hem o varlıkların hem de insan oğlunun sonunu getirdiği için büyük cezalar görecektir. Hiç mi ilahi adalete inanmıyorlar? Devletimiz bu konularda kanunlar çıkararak düzenlemeye gidiyor. Tecavüzcüler için hadım yasasının çıkması gerekiyor. İnşallah her gün yeni bir acımız olmadan gereğini yapacaklardır ümit ediyoruz inanın…

Çocuğa Huy Anneden Geçer Sakın Unutmayın!!!

Çok işsizlik sıkıntısı yaşayanlar var, ilişkilerinde dengesizlik yaşayanlar var. “Sevgilim beni sosyal medyada engelledi engeli ne zaman kaldırır” diyenler var cinnet geçiriyorum. İlişkilerimiz sanki pamuk ipliğinde artık. Yapanları soruyorum “doktor, avukat, polis, mühendis…” “Siz ne iş yapıyorsunuz” diyorum “işte bende doktorum bende öğretmenim, iş insanıyım…” Gerçekten inanamıyorum. Özellikle bu erkekler çok acımasızlaştılar. Bir erkeğin babasının kötü olmasından korkmayacaksınız, annesinden geçer çocuğa huy.  O annenin ruhu kötü ise, kötü ruhlu ortamda o çocuğu karnında taşımışsa; o erkek kötü oluyor, kaypak, yamuk ya da baskıcı oluyor. 

DNA’mızı Güçlendirmek İçin Kozalak Ritüeli Deneyebiliriz

Kendimiz güçlendirelim, çocuğumuzla ilişkimizi güçlendirelim, aşkımızı güçlendirelim, işte daha iyi mi olmak istiyoruz bunu eşiniz anneniz, babanız, kardeşiniz, çocuğunuz, arkadaşınız, iş yerindeki arkadaşlarınız yani kısacası herkes için yapabilirsiniz. Çam kozalağın içine bir parça tırnağınızı ve saç telinizi sürüyorsunuz ve düşmeyecek şekilde tutturuyorsunuz. Sizin DNA’nızdan bir şey olması gerektiği için tırnak ve saç kullanıyoruz. Ve çam ağacının heybetli ve dik olması daha iyi olur. Ve niyetinizi ediyorsunuz örneğin “bizim sevgimizde bu kozalağın oluştuğu çam kadar güçlü olsun” diyorsunuz. Kozalağı da evinizde bir çekmecede bir dolapta tutabilirsiniz. 

Kilitlenmiş İşlerini Açmak İster Misin?

İşleriniz çok mu ters gidiyor, bir mirasın sonuçlanmaması, iş bulamama, küs olduğunuz biriyle barışamama gibi sorunlarınız için kullanabileceğiniz bir ritüeldir. Nalburdan bir asma kilit alın kocaman bir kilit almanıza gerek yok ve deniz kenarına gidiyorsunuz. Kilidi kapalı bırakıyorsunuz. Deniz kenarında zihninizde kilidin yukarıdan gelen bir ışıkla denizden yıkandığını hayal edin. Sonra niyetinizin konusunu seçip, “kilitlenmiş tıkanmış bu işimin bu konumun bu sorunumun hızlıca çabucak ve en hayırlı şekilde düzelmesi açılması için neler mümkün” diye 3 defa deyip elinizdeki anahtarla kilidi açıp kilidi denize atıyorsunuz. Anahtar sizde kalıyor. 

Evinizde Bir şey Kırılırsa Dikkat! 

Evinizde bir şeyleriniz kırılırsa onu üçlemeniz gerekir. Nazar enerjisi ona gitmiştir, dil, göz ve nefis insanı mahveder, bitirir çünkü. Bu yüzden örneğin bir bardak kırıldığı zaman atacağımız poşetin içine daha düşük kalitede olan kullanılmayan iki bardağı daha atalım “dil göz nefis evimden gitti” diyelim. Ya da yerine kırılacak başka o bardaktan fazla yoksa tabak yoksa kırılan şeyin üzerine iki a4 kağıdını yırtalım ve aynı şeyi söyleyelim. Böyle bir alternatifi de kullanabilirler. 

Alma Ve Verme Dengesini Kurmak İçin Bunu Yapın!

İlişkilerimizde hep tek taraflı veriyoruz ya da alıyoruz. İş yerinde patronumuza evde eşimize, ailemize, çocuğumuza hep vermeye alışmışız ve biz hiç karşılığını alamıyoruz. Bunu enerjisine ve sevgisine güvendiğiniz birinden yardım alarak yapıyorsunuz. İkinizde karşılıklı ayakta duruyorsunuz ellerinizi birleştiriyorsunuz. Ellerinizi öne doğru iterken “hayatımdaki her şeyi dengeli olarak veriyorum” diyorsunuz. Ellerinizi geriye çekerken “hayatımdaki her şeyi dengeli olarak alıyorum” diyorsunuz. 7 kez tekrarlıyorsunuz. Bu ritüel hayatınızda vermek kadar almayı da hak ettiğinize almaya da ilgi görmeye de sevgi görmeye de işinizde vermiş olduğunuz emeğin karşılığını almaya da hak ettiğinizi size kabul edip olumlu kapıların açılmasını sağlıyor. 

İnandığın şey hakikat olur inanmadığın şey sana yansıyamaz. Sevgi, evren benimle dediğinde Allah bana yardım eder dediğinde bunu yürekten söylediğinde vuku bulur anlamlanmaya başlar gerçekleşmesi sağlanır. Yoksa mana anlamında ritüelin önemi nedir. 

İçinizdeki Çocukla Bağ Kurmayı Öğren! 

Öncelikle meditasyon yapacağınız odaya bir bardak su götürüyorsunuz ve içine beyaz kuvars bir yaş koyuyorsunuz. Sandal ağacı tütsüsünü ya da sevdiğiniz başka bir ağacın tütsüsünü yakıyorsunuz ve rahat bir pozisyonda oturuyorsunuz. Burnunuzdan yavaşça 7 kez nefes alıp veriyorsunuz ve iyice gevşiyorsunuz. Sonra çocukluk halinizi hayal ediyorsunuz (istediğiniz herhangi bir küçük yaşta) şimdi o çocuğa sarılıyorsunuz ve ona "ben her zaman yanındayım, her zaman güvendesin, kendini istediğin zaman ifade edebilirsin, cesur ol ve sakın merak etme hayatta her zaman başarılı olacaksın. Seveceksin ve sevileceksin. Bolluk ve bereket içinde huzur ve mutlulukla yaşayacaksın" deyin ve hayalinizdeki kendinize 10 dk. sarıldığınızı düşünün çocuk halinizin size gülmesine sarılmasına izin verin ve gözlerinizi açın. Sudaki taşı çıkarın. Suyu toprağa dökün. Kesinlikle lavaboya ya da musluklara dökmeyin. Taşı da saklayın. 

Kısaca toparlayacak olursak ne söylersin?

2020'nin hepimiz için sağlık, bereket, huzur, karakter ve adamlık getirmesini temenni ediyorum. İlişkiler artık bizleri çok yoruyor. Daha da çok çıkmazın içine girebiliyor. En önemli şey birbirimizi anlamaktan geçiyor. Dinlemek yetmiyor dinlediğimizi de anlamalıyız. İnsanlar ellerindekilerin değerini bilsinler hayat bu kadar uzun değil yarınımızı düşünmeliyiz. Kafamızdan değil, yürekten seveceğimiz 2020 yılı diliyorum. Sevgiler…

Zana Muhsen'i Unutmayalım 

Her röportajımda olduğu gibi bu röportajımı da birine ithaf ediyorum. Bu röportajımızı Zana Muhsen’e hediye edelim. İngiltere’de Birmingham’da yaşayan Yemenli bir ailenin kızıdır. On beş yaşında kız kardeşi Nadia’yla birlikte çocuk-gelin olarak Yemen’e satılmış, uluslararası kamuoyunun yardımıyla sekiz yıl sonra çocuğu Marcus'u geride bırakmak zorunda kalarak oradan kurtulunca bütün hayatını ve enerjisini kız kardeşi Nadia’yı da kurtarma mücadelesine harcamıştır ve hâlâ pes etmiş değildir. Şimdi çocuklarıyla beraber Birmingham’da yaşayan Zana Muhsen'in, bu mücadelesine katkıda bulunmak amacıyla yine Andrew Crofts'la birlikte kaleme aldığı “sold” isimli Türkçesi; “annemi bir kez daha görebilsem” başlığıyla çevrilmiştir. Bir kitabı daha vardır.

Röportaj: Elif Hayvalı

Fotoğraf: Edanur Külahçı Hayvalı