Her hafta olduğu gibi bu hafta da Aziz Karataş ile Bir Çay Söyleşisi adlı köşemizde çok değerli bir konuk aldık. Özel Bower Hospital’da Nefroloji Uzmanı olarak çalışan Uzm. Dr. Mehmet Nuri Turan ile kronik böbrek hastalığı hakkında çok önemli bir söyleşiye imza attık...

Öncelikle söyleşimize hoş geldiniz hocam. Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

Merhabalar Aziz bey, çok teşekkür ederim, Hoş gördüm. 2001 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldum. İç Hastalığı Uzmanlık Eğitimimi Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamladım. 2009-2013 yılları arasında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Nefroloji Yan Dal Uzmanlık Eğitimi aldım. Mersin Devlet Hastanesi’nde Nefroloji alanında mecburi hizmetimi tamamladıktan sonra Harran Üniversitesi Tıp Fakültesinde Yardımcı Doçent Doktor ünvanıyla öğretim üyesi olarak çalıştım. 2020 yılından beri Özel Bower Hospital’da bulunmaktayım.

Kronik böbrek hastalığı nedir?

Kronik böbrek hastalığı, böbreklerin fonksiyonlarını yerine getirme ve vücut sağlığını koruma yeteneğininilerleyici olarak azalmasıdır. Altta yatan nedenden bağımsız olarak en az 3 aydır devam eden böbrek fonksiyonlarında azalma ve/veya böbrekte yapısal hasar varlığı ‘kronik böbrek hastalığı’ olarak tanımlanır. İlk evre olan evre 1’den son evre olan evre 5’e ilerleme potansiyeli olan; nihayetinde diyaliz veya böbrek nakli gerektiren ciddi bir hastalıktır.

Böbreklerimiz neden önemlidir, fonksiyonları nelerdir?

Böbrekler, karın boşluğunun arka kısmındadır. Yetişkin bir insanda normalde her bir böbreğin uzunluğu 11-12 cm kadardır.

Vücudun günlük işleyişi sonucu oluşan bir kısım atıkların ve zararlı maddelerin idrar ile uzaklaştırılması (üre, kreatinin, vs) böbrekler aracılığıyla olur.

Aldığımız başlıca gıda maddesi olan proteinlerin vücutta işlenmesi sonrası oluşan vücuda zararlı asitlerin atılımı da böbrekler ile gerçekleşir. Bu arıtma işlevleri ile tüm organlar rahatlıkla görevlerini yerine getirirler.

Böbrekler, vücut sıvı ve tuz dengesinin sağlanmasında görevlidir. Böylece kan basıncının dengede kalması sağlanır.

Böbreklerde aynı zamanda eritropoetin denilen hormon üretilerek kemik iliğinden kan hücresi üretimi sağlanır.

Kalsiyum ve fosfor dengesini düzenleyen vücuttaki aktif olmayan D vitamininin etkin ve aktif formuna dönüşümünü sağlayan böbreklerdir. Böylece kemiklerimizin dirençli olması sağlanır.

Tüm bunlara ek olarak böbreklerimiz bazı hormonların (parathormon, insülin, vs) gibi kandaki seviyesini düzenler.

Tüm bu fonksiyonlar gözönüne alındığında sağlığımız böbrek sağlığına doğrudan bağlıdır.

Kronik böbrek hastalığı sık gözlenen bir rahatsızlık mıdır?

Evet sık gözlenen bir rahatsızlıktır ancak toplumda farkındalığı ne yazık ki %10 düzeylerinde düşüktür. Aslında kronik böbrek hastalığı dünyada ve ülkemizde önemli bir halk sağlığı sorunudur.Türk Nefroloji Derneği’nin ülkemizde yaptığı bir tarama çalışmasında Türkiye’de her 6-7 erişkinden birinde çeşitli evrelerde kronik böbrek hastalığının olduğu saptanmıştır.

Ancak bireylerin hastalığının farkında olmaması nedeni ile hastalık ilerlemekte ve son dönem böbrek yetmezliği gelişmektedir. Böyle bir durumda sıklıkla hastalar diyalizle yaşamlarını idame ettirmekte, yaşam kalitesi bozulmaktadır. Böbrek hastalığı erken saptanırsa sıklıkla ilerlemesi geciktirilebilir.

Kronik böbrek hastalığını erken saptanması için neler önerisiniz?

Kronik böbrek hastalığı sinsi bir hastalıktır, ileri evrelerine kadar belirti göstermeyebilir. Ne yazık ki çoğu zaman böbrek hastalığı ancak hastalık ilerlediğinde; son evrelerine doğru böbrek işlevleri ciddi azalmaya başladığında ya da başka bir nedenle doktor tarafından değerlendirilirken fark edilir. Düzenli hekim kontrolü bu nedenle hayati önemdedir.

Kronik böbrek hastalığı için risk faktörlerini tanımlamak, risk grubundaki bireylere yapılacak tarama testleri ile hastalığın erken evrede saptanması ve ilerlemesinin engellenmesi bakımından son derece önemlidir.

Kimler kronik böbrek hastalığı için risk grubundadır?

Şeker hastalığı olanlar, tansiyon yüksekliği olanlar, kalp-damar hastalığı olanlar, ailesinde böbrek hastalığı olanlar, 60 yaşın üzeri bireyler, aşırı kilolu kişiler, sigara içenler, böbrek taşı olanlar, tekrarlayan idrar yolu infeksiyonları olanlar, sık ağrı kesici kullananlar, bağ dokusu hastalıkları olanlar sayılabilir. Risk grubunda bireylerinbelirli periyodlarla nefrolojik açıdan değerlendirilmesi gerekmektedir.

Kronik böbrek hastalığının en sık, en önemli nedeni nedir?

Kronik böbrek hastalığı birçok nedene bağlı olabilmekle birlikte en önemli iki neden şeker hastalığı ve tansiyon yüksekliğidir. Nitekim, Türkiye’de diyalize yeni başlayan hastalarının% 35-40’ında böbrek yetmezliğinin nedeni şeker hastalığı, % 25-30’unda ise tansiyon yüksekliğidir. Böbrek sağlığı için kan şekerinin ve tansiyonun dengede olması gerekir.Yeri gelmişken özellikle tansiyon yüksekliği olan bireylerin tuz tüketimine özellikle dikkat etmesi gerekmektedir.

Tuz tüketimi nasıl olmalıdır?

Dünya Sağlık Örğütü sağlıklı bir kişi için tuz tüketiminin günlük 5 gram altında olmasını öneriyor. Bu miktar bir tatlı kaşığı veya tepeleme bir çay kaşığına denk gelmekte.  Hipertansiyon, böbrek veya kalp rahatsızlığı olan kişilerde tuz tüketim miktarı maksimum günde 2-3 gram ile sınırlandırılmalıdır. Ülkemizde yapılan bir çalışmada günlük tuz tüketimi ortalama 18 gram gibi oldukça yüksek bir değer saptanmıştır. Bu konu ayrıca üzerinde durulması ve toplum bilinci kazandırılması gereken önemli bir konu.

Kronik böbrek hastalığı belirtileri nelerdir?

Böbreklerin vücuttaki tüm doku ve organların çalışmasını etkileyen önemli görevleri olduğu düşünüldüğünde, kronik böbrek hastalığının ilerlemesi sürecinde hastaların tüm sistemlerine ait belirtiler ortaya çıkar. Ancak bu belirtilerin çoğunun hastalığın ileri evrelerinde ortaya çıktığını unutmamak gerekir. Daha önce belirtiğim üzere kronik böbrek hastalığı sıklıkla sinsi seyreden bir hastalıktır.

Bu nedenle odaklanma sorunu yaşıyor ve sürekli yorgun hissediyorsanız, bacaklarda ve göz çevresinde şişlik varsa, geceleri sık idrara çıkıyorsanız, tansiyon yüksekliği varsa, uyku sorunu yaşıyorsanız, ağızda kötü koku ve tat bozukluğı varsa, cildiniz kuruyor ve sürekli batma şeklinde kaşıntı varsa,idrarınızda kan görüyorsanız, idrarınız köpüklüyse, iştahınız azalmışsa, bulantı-kusma şikayetleriniz devamediyorsa, sık sık kramp sorunu yaşıyorsanız belirtiler hafif de olsa önemsenmelidir, kronik böbrek hastalığı açısından değerlendirilmelidir.

Erken tanı her hastalıkta olduğu gibi böbrek hastalıklarında da tedavinin başarısında önemlidir ve temel etkendir.

Kronik böbrek hastalığı nasıl tespit ediliyor?

Böbrek rahatsızlıkları sıklıkla kan ve idrar testleri ile, ek olarak ultrasonografi gibi radyolojik görüntüleme yöntemleri ile tespit edilebilir.

Son olarak böbrek sağlığımızı koruma adına neler yapmalıyız?

Yaşam tarzımızda yapacağımız değişikliklerle böbrek sağlığımızı korumak mümkündür. Kronik böbrek hastalığından korunmak için sağlıklı beslenin, düzenli egzersiz yapın, vücut ağırlığınızı dengeleyin, tuzu azaltın.Yeterli sıvı alın, farklı bir sağlık sorununuz olmadığı müddetçe günlük 1,5-2 litre kadar su tüketin.Kan şekerinizi ve kan basıncınızı düzenli olarak ölçtürün. Sigara içmeyin, sigara denince akla akciğer gelir ancak böbrek damarlarını da bozduğunu bilmek gerekir. Ağrı kesici ilaç ve gereksiz ilaç kullanımından kaçının.Ağrıları nedeniyle özellikle nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar olarak bilinen ağrı kesici ilaçları kullanan kişilerde bu ilaçların böbrekler üzerinde toksik etki yaparak böbrek hasarı yaptığını kronik böbrek hastalığına neden olduğunu özellikle belirtmek isterim. Son olarak risk grubunda iseniz böbreklerinizi düzenli olarak Nefroloji Uzmanına kontrol ettirin.

Gazetemiz adına bizimle yaptığınız bu özel ve içten röportajdan ötürü kıymetli yüreğinize şükranlarımızı sunar, gelecek çalışmalarınızda başarılar diliyoruz.