KIVANÇ: Öncelikle bu özel röportaja vakit ayırdığın için çok teşekkür ederim.

Ben tabiki de seni çok iyi ve yakinen tanıyan birisi olarak okuyucularımızdan tanımayanlar varsa diye kısaca Moda Tasarımcısı Arzu Yetiş Kocatepe kimdir biraz anlatabilir misin rica etsem?

ARZU: Sevgili dostum Kıvanç, bende sana benimle bu röportajı yapmak istediğin için teşekkür ederim. İnsanın kendini anlatması aslında çok zordur. Nerden başlayabilirim ki? Bakırköy’de 2 çocuklu bir ailenin çocuğu olarak Halk Evinin sokağında doğdum. Belkide mahallemizin, Ülkemizin nerdeyse tüm değerli sanatçılarının yaşadığı yer olması dolayısıyla ve onların içinde büyümek ilk tiyatro eğitimlerimizi şimdiki adı ile BASAD yani eski Halk Evinde almak sanatçı olmak için bir adım önde doğmak gibi bir şeydi. Komşularımız Toto -Cem Karaca, Tarık Akan ve ismini bu sayfaya sığdıramayacağım birbirinden değerli büyüklerimizdi. Aslında uzun bir maceraydı bugüne kadar gelen yıllarım. Moda Tasarımcısı, Yazar (Kişisel Gelişim-Roman), TV Sunucusu, Editör, Ressamım. Ama en önemlisi tabiki evli ve 2 çocuk annesiyim. Ve ailem her şeyin önünde geliyor.

KIVANÇ: Meslekte tam olarak kaç yıl oldu? Bize hem moda dünyasında nasıl yol aldığını, ilerlediğini, serüvenini hemde seni en çok etkileyen olayın ne olduğunu anlatır mısın?

ARZU: Senesini yazmaya kalkmak beni zorlayabilir. Çok klişe olmayacaksa çocuk yaşlardan itibaren mesleğimin ilk adımlarını atmaya başlamıştım. İstanbul’un dönemin en önemli güzide semtlerinden biri olan Bakırköy’de, çok tanınan ve gerçek Haute Couture tasarlayan annem Terzi Nazmiye Hanımın   dönemin Türk Sanat Müziği, Türk Halk Müziği sanatçılarının, Tiyatro ve sahne kostümlerini tasarladığı atölyesinde çırak olarak başladım. Hem okul eğitimlerine devam ediyordum hem de annemin atölyesinde Bakırköy Kız Meslek Lisesinde almaya başladığım moda eğitimleriyle ilk tasarımlarımı çiziyordum. Bir yandan da dayılarımın ve babamın beraber çalışıp yönettiği, Sanayici bir ailenin kızı olmak da bana tasarım hayatında çok şey katıyordu. Aile işimiz olmasından dolayı bir ayağım sürekli Merter’deki fabrikamıza gidiyor, muhteşem desinatör Taci dayımın çeliğin üstüne çatal, kaşık, maşalara yaptığı desenlerin hayranlıkla tasarımlarını öğrenmeye çalışarak aslında, bilmeden kendime ne çok şey katıyormuşum. Büyürken yaşamıma kattıklarım annemden aldığım Osmanlı el sanatları eğitimlerim ile modern çizimlerin karışımından olan farklı tasarımlarımla öğretmenlerimin dikkatlerini çekmişti.

Bu hayat serüvenim de maalesef hayatımdaki dönüm noktam çok erken, aniden annemi lenf kanserinden kaybetmemdi. Kaybımın acısıyla çok zor günler geçirdim, bir yıl sonra doğan oğlumun mutluluğuyla onu büyütmeye çalışırken gelen tekliflerle, tekrar çalışmaya başladım. Stilistlik, Modelistlik ve Moda Tasarımcısı Ünvanlarıyla birçok ünlü firmada görevler alırken hızlı ilerleyişime başlamıştım. Yurt içi ve yurt dışına, deri ve kürk sektöründe, aldığım Haute Couture eğitimlerimi deri ve kürk tasarımlarıma uygulamıştım ve o yıllarda böyle şeyler yapılmadığı için moda dünyasında ilk defa Haute Couture dikişi deri ve kürkte kullanan tasarımcı diye tarihe geçmiştim

Moskova / Singapur / Avusturalya ve daha birçok yurt dışı projelerine tasarımlar ve koleksiyonlar hazırladım. Ama hayvan sever ruhum elimde olmadan beni Kürk tasarımcılığından zamanla uzaklaştırdı. Bir müddet sonrada anneme olan sözü tutmaya karar verdim. 4.Kuşak bir terzi olmanın onuru ve gururuyla; El dikişi mirasına daha fazla kayıtsız kalamadım ve 

” Arzu Yetiş Kocatepe Haute Couture” markamı kurarak tasarımlarıma başladım.

Abim gururum Ünlü Söz Yazarı, Besteci, yorumcu Bülent Yetiş olmasından dolayı sanat camiasının içindeydim. Birçok özel çalışmalarla gerek sanat dünyasının ünlüleri gerekse birbirinden özel düğünlerin aranılan tasarımcısı oldum. Özellikle sahne sanatçılarına (Konser, Kırmızı Halı, klip, fotoğraf çekimleri, sahne kostümleri) hazırlayarak moda dünyasında “MODA TASARIMCISI” ünvanıyla çalışmaya devam ettim. Uluslararası organizasyonlarda, Moda Tasarım Yarışmalarında Jüri Başkanlığı, Jüri Üyeliği görevlerinde yer aldım. Maalesef arada geçirdiğim önemli ameliyatlar yüzünden dönem dönem mesleğime ara verdiysem de kendimi toparlayıp tekrardan yeni projelerle döndüm.

KIVANÇ: Moda Tasarımcılığının yanı sıra Eğitimlerde verdin.  Bu eğitimlerden biraz bahsedebilir misin? Defileler senin için ayrı bir önem taşımaktadır biliyorum. Ve zevkle gelip izliyorum. Birazda yaptığın defilelerden bahseder misin?

ARZU: Geçmiş kuşaklardan aldığım Kültürel Mirası Gelecek Kuşaklara devam ettirmenin önemini hayatına motto edinmiş tasarımcı olarak, birçok üniversite, yüksek öğretim kurumu, özel eğitim merkezlerinde, akademilerde öğrencilere seminerler, söyleşiler, defile, festival danışmanlıkları yaptım, workshop eğitimleri verdim. Bu eğitimleri verirken geri dönüşüme ne kadar önem verdiğimi öğrencilerime özellikle vurguladım, israfa çok karşı olduğumu da her zaman ifade ederim. Anadolu’dan Esintiler, Anadolu Medeniyetleri, Sultanlar, 60’lar, 70'ler, International Shinning Star Fashion Show, Çocuk Felcine Son defilesi gibi daha birçok defile organizasyona imza attım.

“Tek yapamadığım defile, annemin yanımda olup beraber yapamadığımız defiledir!”  

KIVANÇ: Hangi koreograflarla çalıştın? Hiç çalışmadığın ama çalışmayı çok istediğiniz bir isim var mı?

ARZU: Benim için Hocam dediğim sırf Ülkemizin değil bence Dünyanın sayılı koreograflarından Uğurkan Erez ile ilk olarak annem ile katıldığımız Vizon Showlarda daha 12 yaşında tanışmak şerefine nail olmuştum. O defilelerin muhteşemliği, podyumların hele Hilton’daki sahne Showlarındaki muhteşemliği Uğurkan hocama ayrı bir hayranlık duymama sebep olmuştu. Annemi kaybımdan sonra bir müddet araya yıllar girsede, sonra tekrar onunla yol almak benim için her daim çok özeldir. Her şey için kendisinden fikir alırım ve bağımız hiç kopmamıştır. Ama son yıllarda onun yetiştirdiği ve Uğurkan Erez Hocamın Veliahttım dediği ve biz moda tasarımcılarına emanet ettiği canım kardeşim dönemimizin en iyi Koreografı Fatih Ömercikoğlu çalışıyorum. Disiplini, kalitesi, duruşu ve işindeki başarısıyla aldığı emaneti çok çok daha iyi yerlere getireceğine eminim.

KIVANÇ: Modellerdeki aradığınız özellikler neler? Podyumda en çok çalışmaktan zevk aldığınız olmazsa olmaz dediğiniz bir Model var mı?

ARZU: Tabiki benimde modellerde aradığım birtakım özellikler var. Örneğin taşıdığı parçayı geriye atıp kendini öne çıkaran mankenlerle bir dahaki defilemde istemem. Bizler işlerimizi profesyonel yapan insanlarız. Tabiki daha seçici oluyoruz. Sevgili Ece Gürsel ve Alona Kral her defilemde olmasını istediğim çok özel ışıklı ve işini muhteşem yapan mankenlerimizdendir.

KIVANÇ: Moda Tasarımcısı Arzu Yetiş Kocatepe ismini taşımak zor oluyor mu? Mesleğinin avantajları ve dezavantajlarından birazda bahsetsek?

ARZU: Dünyadaki gibi Ülkemizde de maalesef Moda Tasarımcısı olmanın zorlukları tabiki var. Bunları ben iki guruba ayırıyorum. Mesleğini iyiye kullanmayan dejenere özel hayatlarıyla basında yanlış yer alanlar ile; Dikiş dikmek, kalıp çıkarmak, ürünü üretmeyi hiç bilmeden paralarıyla eleman tutup onlara yaptırıp, tasarımcıyım diye dolaşanlar. Maalesef işte bu guruptakilerle, bizim gibi yüzlerce gerçek tasarımcının karıştırılmalarından bende diğer değerli tasarımcı arkadaşlarım gibi rahatsızlık duyuyorum. Ve sürekli bizler kendimizi diğerlerinden farklı olduğumuzu sürekli anlatmaya çalışıyoruz. Aslında bu benim de değil tüm benim gibi belirli çizgileri olan, gerçek emektar işinin ehli tüm moda tasarımcıları için geçerli.

KIVANÇ: Birazda moda tasarımcısı olduğun halde hiç bırakmadığın editörlüğün, yazarlığın ve ressamlığından bahseder misin?

ARZU: Yıllardır birçok ünlü dergide sanat ve moda editörlüğü de yapıyor ve yapmaya devam ediyorum. Kişisel Gelişim ve Roman Türünde kitaplar yazanda bir yazarım. Yayınlanmış ve yayınlanacak bir çok eserim var. Ayrıca birçok değerli hocadan aldığım Temel Sanat eğitimleri sonrası yıllardır resim çalışmaları yapıyor ve birçok kişisel sergi ve yüzlerce karma sergiye katılıp yağlı boya tablolarımı sergiliyorum. Hatta bir dönem öğrencilerimle Tuğba Aksezmener hocam ile bir projede yer almıştım. Ve bizde GUINNESS Rekorlar kitabına girmiştik.

En son kişisel sergisi “SABIR” isimli 30 parçadan özel bir yapım tekniğiyle koleksiyonunu hazırlamış ve sergiyi Serebral Palsili çocuklar için yapıp farkındalık projesine katkıda bulunmuştum.

Ayrıca Ülkü Cılızoğlu Hocamın büyük projesi “ÖNCÜ KADINLARIMIZ” Müze Sergisinin Koleksiyonu için benden ilk Kadın Terzisi BEHİRE HAKKI HANIM’ ın tablosunu yapmamı istemesi benim için çok onur vericiydi. Hem ilk mesleğim terzilik hem ressam olmanın öyle özel bir meçiydi ki o an aldığım ve layık görüldüğüm bu onur yazı ile anlatılacak gibi değildi. Kendisine buradan tekrar teşekkürlerimi iletiyorum.

KIVANÇ: Aynı zamanda kendinize ait bir Youtube kanalınız var. Burada da ''Rotamız Moda Sanat'' adlı programı hazırlayıp sundunuz? Bu program devam edecek mi? Sunuculuktaki başarınızı da biliyoruz? Bundan sonra sizi ekranlar dada görme durumumuz var mı? Birazda sunuculuklarınızdan bahsetsek?

ARZU: Evet Youtube Kanallarının ilk açıldığı dönem bende başlamıştım. Aslında ilk sorularda söylemiştim biz abimle Halk evinde aldığımız tiyatro ve sahne eğitimlerimiz zamanla ilk küçük yaşlarda filmlerde, tiyatroda oynamaya kadar küçük küçük olmuştu. İşimden dolayı çok sık TV programlarına çağrılmam ve abimle olan sahne tecrübelerimiz ve eğitime çok önem vermemden dolayı aldığım hitabet, sahne duruşu, TV ve medya eğitimleri program yapmaya kadar vardı. “ROTAMIZ MODA SANAT” devam edecek çünkü çok sevildi. Film -San Vakfı Kurucu Şeref üyesi olmak benim için çok özel bir duygu ve Vakfın katkılarıyla bu programın 10 bölümünü çektik. Birbirinden değerli Sanatçı büyüklerimin arkadaşlarımın katkıları çok önemliydi program için. İlk sunuculuğa ortaokuldaki organizasyonlarda öğretmenlerimin yönlendirmesiyle başlamıştım. O günden beri birçok yerde sunuculuk yaptım ve yapıyorum. Ve evet ekranlardan teklifler alıyorum. İnşallah yakın bir zamanda artık birini değerlendirip içinde kültür, sanat, moda olan bir program yapmayı düşünüyoruz.

KIVANÇ: Sivil Toplum Kuruluşlarında da önemli yerlerde aktif bir şekilde bulunuyorsun? Neler Yaptıklarınızdan birazda bahsedelim?

ARZU: Ben zaten ailemden dolayı sosyal yardımların içinde büyüdüm. Kendimi bildim bileli mesleğimdeki tanınırlığımdan dolayı çağırıldığım benim inandığım tüm farkındalık projelerinde yer aldım ve almaya devam edeceğim. İstanbul Üniversitesi Sosyal Hizmetler mezunuyum. Okulda aldığım eğitimler hem sosyal hizmetin önemini, Sosyoloji, Psikoloji derslerim hayatımın her alanında hem kişisel gelişimim hem de etrafıma karşılıksız yardım için hep bir yol olmuştur. Sosyal Sorumluluğa ve İnsanlığa Hizmete verdiğim önemle yıllardır gönüllü çalışmalara devam ettim ve edeceğim. Özellikle çocuklar, sağlık, kadınlar, doğa ve tabiki hayvanlar ile ilgili projelerde gönüllü yer almaya çalışıyorum.

KIVANÇ: 2022-2023 Yaz ve Kış Sezonu hakkındaki yorumlarını alsak?  Son trendlerden bahsetsen mesela?

ARZU: Abiye dünyası ve hatta günlük giyim ışıl ışıl olacak. Bol payetler , zincirler giysilerden sallanacak. Herşeyin abartılısı geliyor. Renkler karman çorman. Aslında bunun en büyük sebebi yaşadığımız Pandemi sonrası içsel patlamalar. Kapalı kalan insan ruhu özgürlüğün bir bırakılıp bir kısıtlanmasıyla büyük bir ruhsal kaos içine girdi. Ve bu sıra dışı yaşananlar tasarımcıların çizimlerine ve malzemelerine yansıdı.

KIVANÇ: Bunca işin ardı sıra aynı zamanda çok iyi bir Anneliğin ve Ev hanımlığın da var? Eşin ve Çocuklarla iletişimin nasıl?  Mutfak ve yemek becerileriniz vs. bunlardan da bahsetsek biraz?

ARZU: Eşim, çocuklarım, abim ve tüm büyüklerim benim için herşeyin önünde geliyor. Aile düzeni içinde büyüdüğüm için aynı düzeni kendi hayatımda da kurmaya ve korumaya çalıştım. Eşim ile 30 yıldır evliyiz ve birlikte saygı ve sevginin önemi doğrultusunda çocuklarımızı büyütüyoruz.

28 yaşında Grafik Tasarımcısı -Art Direktör-Festival Tasarımcısı oğlumuz Mert Kocatepe ve Üniversiteye hazırlanan bir kızımız var. Yemeklerimi kendim yaparım. Özellikle Arnavut Böreğim meşhurdur. Dostlarımı ve aile büyüklerimi evimde ağırlamayı çok severim.

KIVANÇ: Moda Tasarımcısı Arzu Yetiş Kocatepe bundan sonra kendisini nerede görmek istiyor? Şimdilerde yaptığınız ve gelecek dönemlerde yapacağın işlerden biraz tüyolar alma şansımız var mı acaba bizlere özel söylemek istediklerin?

ARZU: Aslında yaptığım Uluslararası Projelerde Ülkemi temsil ettiğim ve birçok Ülkenin önünde Osmanlı-Türk Kültür Sanatımızı temsil eden kıyafetler hazırlayıp sunduğum ve herkesi nerdeyse,

20’ yi geçen ülkeden gelen tasarımcıları ve konukları ayakta alkışlatmanın ve bayrağımı gururla sallamayı nasip ettiği için Yüce Yaratana minnettarım. Küçüklüğümden beri yapmak istediğim en önemli şey içimdeki Vatan Sevgimle onurla Ülkemi temsil etmekti. Yaptım ama sağlığım el verdiği sürece hayalim tüm Dünyada yaptığım projelerle Ülkemi temsil etmeye devam etmek istiyorum Bazen geçirdiğimiz bazı rahatsızlıklar verdiğimiz hayat molaları bize daha çok güç veriyor. Ben buna çok inanıyorum. Yine yeniden yepyeni projelerimi hayata geçirmek için var gücümle çalışmaya devam edeceğim.

KIVANÇ: Bu özel röportaj için çok ama çok teşekkür ediyorum. Bundan sonraki çalışmalarında sonsuz başarılar diliyorum ve son sözü sana bırakmak istiyorum. Eklemek istediklerin nelerdir?

ARZU: Sevgili dostum Kıvanç bende sana çok teşekkür ediyorum bu güzel soruların için. Belki de kimseyle paylaşmadığım şeyleri burada seninle ve okurlarınla paylaştım. Bende yıllar önce söylediğim ve hatta bir Moda Akademisin duvarında görünce duygulandığım, çok sevdiğim bir sözümle bitirmek istiyorum:

“MODANIN DİLİ DÜNYADA TEKDİR!” Arzu Yetiş Kocatepe

Saygılarımla.

Sağlıcakla Kalın ama Sevgisiz Kalmayın.