Uhde Seçil’den iki büyük açıklama:

 “Ben aşk kadınıyım, boğa burcuyum. Maddiyata önem vermem aşka verdiğim değer kadar.”

“Kırgınlıklarım var hem camiaya hem de özel hayatımda çok kırgınlıklarım var; ama bu konuyla ilgili fazla bir şey konuşmak istemiyorum, onlarda bende saklı kalsın.”

Sizleri görmek ne güzel Seçil Hanım nasılsınız?

Çok teşekkür ederim Elif’ciğim, bomba gibiyim.

Uzun aradan sonra yepyeni bir şarkı ile gelerek “Demedi Deme” dediniz. Nasıl karar verdiniz şarkıyı çıkarmaya?

Çok uzun zamandır yeni bir şarkı çıkaramamanın eksikliğini içimde çok yaşadım. Çok arzu ettiğim bir durumdu bu. Hayallerimin içinde yer alan vazgeçemeyeceğim bir şeydi. Ve bu hayalimi sevgili menajerim ve yapımcım Hakan Eren gerçekleştirdi. Bir şarkı yapacağını çok önceleri söylemişti bana; ama ne zaman olduğunu bilmediğimden birde işlerinin yoğunluğundan dolayı doğrusu unutmuştur diye düşünüyordum. Onun hiçbir şeyi unutmadığını atlamışım sanırım.

Var mı şarkının bir hikâyesi?

Menajerim ve aynı zamanda yapımcım Ossi Müziğin sahibi sevgili Hakan Eren bir akşam çocukluğumdan beri hayranı olduğum Neşe Karaböcek’in konserinden hemen sonra kuliste otururken içeriye girdi ve “Seçil bak sana ne dinleteceğim” dedi. Telefonunun WhatsApp’ın açtı ve bir şarkı çalmaya başladı sonuna kadar dinledim şarkıyı “Hakan çok güzel bir şarkı kimin bu?” diye sordum. “Senin tabi ki”  dedi. Meğer bana sürpriz yapmış sessiz sedasız bu şarkıyı Sadettin Dayıoğlu’na besteletmiş. Ben Hakan Eren’ e hep 90’lar tadında bir şarkı olsa da keşke okusam diyordum oda buna istinaden “Demedi Deme” şarkısını besteletmiş. O anki duygularımı tarif edemem. O zamandan sonra ağrılı sancılı bekleyişler başladı bende. Tabi bu mecazi anlamda yani sabırsızlıkla beklemeye başladım şarkının aranjesinin bitmesini, stüdyoda okumalarımın başlamasını... Günleri saydım resmen. Ve sonunda stüdyoda okudum ondan sonra da diğer aşamaların beklemesi kaldı geriye o anları hiç anlatmıyorum yaşadığım heyecanı; artık siz düşünün.

Kimlerin emeği var şarkıda?

Demedi Deme nin söz ve müziği Sadettin Dayıoğlu’na ait. Aranjörüm Feryin Kaya. Yapımcım Hakan Eren. Yapım firması da Ossi Müzik.

Güzel bir klip olmuş nasıl geçti çekimler?

Klibi Şile Ömerli’de çektik. Burada çekme fikri klip yönetmenim Gökhan Özdemir e ait. Gökhan Özdemir çok genç bir yönetmen ve enteresan fikirlere sahiptir. Klibin çekileceği güne kadar ben mekanı hiç görmedim, sürpriz olsun istedim. Mekânı gördüğümde gözlerime inanamadım, inanılmaz bir havası vardı; çatlak toprak zemin ve oyuk kayalar. Kıyafetleride gördüğümde ters köşe bir şeyler yapacak yönetmen dedim kendi kendime, severim ters köşe düşünceleri de.  Çatlak toprağın üzerinde yürümek çok zordu. Hatta bir sahnede yere sırt üstü uzanmam gerekiyordu. Zemin çatlak toprak, belimden ameliyatlı olduğum için de sırt üstü yatmam yasak ve istesem de yatamıyorum yarım saatten fazla sürdü o planların çekilmesi; ama o anda Allah bir güç verdi ve dayandım. Emeklerimize de değdi, ortaya çok güzel bir video klip çıktı. “Demedi Deme” nin klibini çok seviyorum. 

BEN SAHNE KADINIYIM

“Ben müziği hiç bırakmadım ki sadece albüm yapmadım ya da tekli bir çalışma yapmadım.” Diyen efsane kadın, “İnsanlar benim müziği bıraktığım yolunda neden bu algıya sahip oldular bende anlamış değilim oysaki sahne çalışmalarım hep devam etti benim. Ben sahne kadınıyım, ondan asla vazgeçmem mümkün değil” şeklinde konuştu.

Genelde ne için kullanırız bu demedi deme kelimesini? Siz en çok kimlere ne için kullanırsınız?

Ben genellikle çok iyi bildiğim bir konuda karşımdaki insana öneri yaptığım zamanlarda kullanırım bu sözü. Bak sonra pişman olursun sonra demedi deme diye.

Gelelim size; “Uhde”, “Unutursun Gönlüm” ve“Rabbena" gibi şarkıların kraliçesisiniz. Sizce “Demedi Deme” o şarkılara eş değer bir şarkı oldu mu, yani tutuldu mu?

 Bence çok sevildi. Daha şarkıyı duymayanlar vardır gerçi; çünkü şarkı çok yeni ve promosyonumuz yeni başladı. Zamanla daha geniş kitleler duyacak. Duyan herkesten çok güzel yorumlar alıyorum, hiç olumsuz eleştiriyle karşılaşmadım. Ben sosyal ağlarda bulunduğum bütün platformlarda hiçbir yorumu silmiyorum iyi ya da kötü. Eleştiri olumsuz anlamda yapılıyorsa eğer dinleyicinin vardır bir bildiği diye düşünüp, varsa bir eksiğimiz onu tamamlama yoluna gitmeyi tercih edenlerdenim. Bazen bizim göremediğimiz şeyleri dinleyici görebilir. Bunların her birini dikkate almak gerek.

90’LARA ÖZLEMİM BÜYÜK

“Bir kere ben kendimi 90’lı yıllarda albüm yapmış bir şarkıcı olarak çok şanslı görüyorum. O yıllarda yapılan her şey çok güzeldi gerek söz gerek müzikalite olarak. Çok iyi müzisyenler çıktı bizim dönemimizde.” Şeklinde anlatan Seçil, “Eskilerin her zaman yeri ayrıdır. Bu sinema ve tiyatro camiası için de geçerli bence. Bizden önceki nesilde ne kadar usta oyuncular şarkıcılar vardı aramızdan ayrılanlar ve hala hayatta olanlar. Hiçbirinin yeri doldurulamaz. Şimdilerde eline mikrofon alan çoğu insan aa elime çok yakıştı bu deyip kendini sahnelere atıyor. Sesinin güzel olup olmadığına bakmıyor. Yeteneği gerçekten var mı farkında bile değil. Etraftan birkaç insan sesin güzel deyince gaza gelip şarkı söylemeye karar veren insanlar var. Geçmişe bir bakın hemen hemen hepsi okulludur ya da bu işin eğitimini almıştır. Aralarında nadir alaylı olarak bu işi yapanlar vardır. Bizden önceki 70’ler 80’lerdeki sanatçıların ve biz 90’ların şimdiki şarkıcılardan farkı bu bence” ifadelerine yer verdi. 

“Uhde” şarkısı nedeniyle “Uhde Seçil” olarak anılıyorsunuz. Ve hala da isminiz öyle kaldı. Bu sizin de hoşunuza gidiyor mu?

 Başlarda çok hoşlanmasam da sonradan sevdim. Şarkı çok sevildi ve benim ismimin önüne oturtmaya layık gördü insanlar. 

90'lı yıllarda popun Barbie bebeğiydiniz. Hatta bizlerde bebeklerimizle oynarken sizin gibi canlanmasını beklerdik. Hala çok güzelsiniz ama zaman her şeyi değiştiriyor diyebilir miyiz?

 Tabi ki değişiyor. Teknoloji değişti, insanlar değişmesin mi? Zaman o kadar hızlı geçiyor ki insanlar yaşlanamıyor; çünkü hücrelerin yaşlanması için yeterli zaman yok. Dikkat edin herkes ne kadar uzun zaman geçerse geçsin hala genç. Bende yaşlanmayanlardanım. Yaş alıyoruz belki; ama insanın ruhu genç kalmayı başarabiliyorsa işte değişmeyen tek şey bu. Şanslıyım genlerimde de yaşını göstermeyen bir sürü insan var gerçi yaşım öyle daha yaşlı kategorisine girmiyor.

Hala görüştüğünüz müzik camiası ünlüleri var mı?

Benim zamanımdan çoğu ünlü arkadaşlarımla görüşüyorum. Çok sık olmasa da izini kaybetmediğim herkesle görüşmeye çalışıyorum.

Şimdiki genç yetenekleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

 Aralarında çok yetenekliler var tabi. Ama ben çoğunda şöhret sarhoşluğu görüyorum. Çoğunda bir ego, bir kibir, ben oldum havaları var. Hani az önce bir kıyas yaptım ya 70’ler, 80’ler ve 90’lar olarak biz diye. İşte bizden önce ve bizim dönemimizdeki hiçbir sanatçıda ego, kibir, ben oldum durumları yoktu. Bazıları sanki Cumhurbaşkanı gibi bir sürü koruma ordusuyla geziyor. Bu davranışlar dinleyicileri iter. Kulis istekleri mesela, duyuyorum şimdi ki sanatçıların öyle fena istekleri var ki dudak uçuklatan cinsten. Ben onların yerinde olsam ne yaparım biliyor musunuz? O kulise istedikleri şeyleri evlerine alıp, götüremeyen hatta hayatlarında hiç tadını bilmeyen insanlar var. Anlaşmamı yaparken öyle bir şart koyarım ki birkaç aileye erzak yardımı yapın derim. Bir sahneden milyonlar kazanıyorlar ve o kulise alınan şeyleri alabilecek durumdalar. Nedir bu açgözlülük ben anlamıyorum. Allah gördüğünden geri bırakmasın, görmediğinden de geri koymasın hiç kimseyi.

 Zaman neyi değiştirdi desem, neleri söylersiniz?

 Zaman teknolojinin hayatımıza girmesiyle birlikte çok şeyi değiştirdi hayatımızda. Akıllı telefonlar insanların aklını başından aldı. Sosyal ağlar birçok kişinin sosyal yaşantısını elinden aldığı gibi ilişkileri de bozdu. Eskilerin tadı, keyfi hiçbir yerde yok. Değişen çok şey var aslında burada hepsini saymaya kalksam sayfa yetmez; ama en çok değişen şey: Değerlerimiz. 

 2003 yılında "Aşkısı" albümünü çıkardınız, albüm çalışmalarınızın devamı gelmedi. Bu o zamanki yapım firmanızla alakalı bir durum muydu?

Ben ilk albümümü ve ikinci albümümü Raks S Müzik etiketiyle Sacit Süha Dilek yapımcılığında çıkardım. Raks firması çok güçlü ve donanımlı bir firmaydı oradan albüm çıkardığım için çok şanslıyım; ma talihsizlik firma el değiştirdi ve Üniversal’e devroldu. Oda battı. O yıllarda başımızda bir korsan belası vardı. Bütün sanatçıların cd’leri korsan olarak basılıp, satılıyor ve buda firmaları etkiliyordu. İnsanlar orijinal cd almak yerine daha ucuz diye bunları alıp dinliyordu. Firmalar kendi imkanlarınızla albüm yapın getirin dağıtımını yapalım demeye başladılar. 3. albümümü Cezzar Record firması yaptı; fakat çok yüklü bir borçtan dolayı firmaya haciz geldi ve benim promosyonum yarım kaldı. 1 ay promosyon yapabildik sadece. Tabi birçok firma sanatçıya yatırım yapma fikrinden vazgeçtiği için ben de kendi imkânlarımla albüm yapabilecek durumda olmadığım için çok uzun zaman beklemek zorunda kaldım. Çok iyi paralar kazandım evet; ama o zamanlar paramı tutamadım. Kendim yemedim, eşlerime yedirdim. Hastalığıma gitti, çoğu da. Yani şanssızlıklar yaşadım. Bu da benim sınavımdı belki…

Günümüzde de tıklanma sorunları var. Bu da günümüzün haksızlığı diyebilir miyiz?

 Bu internet olayı öyle karmaşık ki; sahtecilikte dolu içinde... Instagram’da bile takipçi satın alıyorlar. Paylaşımlara bakıyorsunuz takipçi sayısına göre beğeniler ya da izlenme sayısı çok düşük. Kliplerde de tıklanmalarda var bir katakulli. Haksızlık kelimesi bence az kalır sahtekârlık demek daha doğru olur bana göre. 

Sosyal medyanın bu kadar hayatımızın içinde olması sizce doğru mu? Yoksa bir star gizli kaldığı kadar mı değerlidir?

 Ben ona sosyal medya demiyorum, orayı medya olarak nitelendirmek doğru değil. Sosyal ağ demeyi daha doğru buluyorum. Medyada çalışan birçok insana haksızlık sayıyorum ben bu kullanımı. Sosyal ağlar yerinde ve düzgün kullanılırsa çok faydası var aslında; ama çoğu kimse doğru amaç için kullanmıyor bu sosyal ağları. Sevgili bulmak, insanları dolandırmak vs. bunlar için kullananlar çok. Sanatçıların ulaşılmaz olduğu o durumlar kalmadı, herkes sanatçılara mesaj atabiliyor hatta sosyal ağlar üzerinden telefonla bile arayabiliyorlar. Ben sanatçıların aslında biraz daha gizemli olması taraftarıyım. Ulaşılmaz demiyorum; ama her şeyin bilinmesi yönünde değilim. 

Bir dönem sizi oyuncu yönünüzle gördük, sevdik. Sizin için oyunculuk nedir? Ve tekrar oyun oynamak ister misiniz? Nasıl bir rol istersiniz?

Oyunculuk farklı bir büyü... İnsanın olmak isteyip de olamadığı birçok figürü yapabileceği bir alan. Örneğin bir insan hayatı boyunca bir yada iki meslek sahibi olabiliyor; ama oyunculukta her şey olabilirsiniz, farklı kıyafetlerle renk ve boyut değiştirebilirsiniz. Tiyatro benim vazgeçemeyeceğim bir sahne. Tıpkı müzikten vazgeçemeyeceğim gibi. Devam etmeyi çok istiyorum tabi ki. 

En başarılı bulduğunuz Türk yapım sinema filmi nedir? Ve hangi genç oyuncuları yetenekli buluyorsunuz?

 Eski sinema filmlerini hala bıkmadan, sıkılmadan izliyorum. Hepsini çok seviyorum. O zamanın şartlarıyla yapılmış, düşük bütçelerle ortaya çıkmış çok başarılı filmler var. Öyle değerli isimler var ki hepimiz onlardan bir şeyler öğrendik. Tabii ki yetenekli bulduğum kişiler var; ama isim vermek çok doğru olmaz sanırım.

Sizce star kimdir ve nasıl olmalıdır?

Star olunmaz, doğulur diye bir söz var ya aslında çok doğru bir söz. Bir insan doğduğundan o evreye gelene kadar aslında star olmaya adaydır. Yaşam şekli ve davranış biçimiyle. Starlık vasfını taşıyabilmekte çok önemli aslında. Bizde starlık vasfını taşıyıp, koruyabilen çok nadir insan var. Onlarda bizden önceki nesilden yine isim vermeyeceğim. Onları sizde çok iyi biliyorsunuz zaten. Avrupa da starlık menajerlik sistemiyle daha çok oturmuş durumda bana göre. Bizde daha menajerlik nedir bilen olmadığı için star da çok çıkmıyor maalesef.

KİMSEYE PARA YEDİRMEM

“Tekrar dünyaya gelsem, hak etmeyen kimseye kazandığım paramı yedirmezdim” açıklaması yapan başarılı kadın, “Bu konuda beni sömüren ailemde dahil olmak üzere çok insan oldu. Bu yüzden kendim için bir şey yapamadım kendime bir ev alamadım örneğin. Düşünmeden bir anlık kararlarla yanlış evlilikler yaptım o hatalarımı asla yapmam” diye konuştu. 

Para, her şeyin efendisi midir?

Para keşfedildiği güne lanet olsun diyorum bazen, evet. Para insanlar arasında bir amaç olduğu takdirde işler değişiyor maalesef. Paran olduğu zaman kralsın, kraliçesin; ama olmadığında yanında kimseyi bulamıyorsun bu bir gerçek. Vakti zamanında bende şöhretin en üstüne çıktığımda çok paralar kazandığımda ye kürküm ye misali etrafımda bir sürü insan vardı. Ne zaman eskisi gibi gündemde olmamaya başladım etrafımdaki çoğu insan uzaklaştı. İşte paranın verdiği güç ve güçsüzlük durumu buda.

Peki sahneler? Var mı yakında bir sahneniz?

Her Cumartesi Nişantaşı meyhanede sahne alıyorum. Belli aralıklarla Hakan Eren’ in organizasyonuyla 90’lar konserlerimiz oluyor. Yeni konser teklifleri geliyor, onları değerlendiriyoruz. Konser tarihlerimi belli oldukça sosyal ağlardan duyuruyorum. 

Bize hayat ile ilgili öğüt verecek olsanız ne söylersiniz?

Estağfurullah ben daha öğüt verecek yaşta değilim. Sadece tavsiye verebilirim. Hayatta her zaman iyi olmayı seçsin herkes. Vicdanlı olmayı, merhametli olmayı… Kalp kırmakla insan kazanılmıyor, kalpleri incitmesin kimse. Tatlı dilin açamadığı kapı yoktur herkes birbirine güzel sözler söylediği takdirde dünya güllük gülistanlık olur. Kinden, nefretten, kibirden, yalandan dolandan uzak olsun bütün insanlar. Doğruluktan, dürüstlükten ayrılmasınlar. İnsanları hayvanları sevsin herkes. Çiçeği, böceği, yağmuru, havayı güzel olan her ne varsa onları hayatlarına alsınlar. Pozitif düşünsünler, negatifleri hayatımızdan çıkarmayı başarırsak işte o zaman hayat yaşamak için her şeye değer diyebiliriz.

Yakın gelecekte bizleri neler bekliyor?

Çok fazla ara verdiğim için; artık bu aranın uzun olmasını istemiyorum o yüzden belli aralıklarla yeni şarkılar yapmaya çalışacağım. Birkaç projem var onları hayata geçirmeyi başarabilirsem çok güzel şeyler olacağını düşünüyorum. Ne olduklarını söylemiyorum; çünkü hemen kapılıyor fikirler maalesef o zaman sizin yapmış olmanız bir şey ifade etmiyor. Şans benden yana devam ederse inşallah güzel şeyler de olmaya devam edecek.

Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?

Şu an bu röportajı okuyan herkese sevgilerimi gönderiyorum. Yeni şarkım “Demedi Demeyi” mutlaka dinleyin. Klibimi mutlaka izleyin. Kendinize çok cici bakın. 

Burcu: Boğa

En sevdiği huyu: Vicdanlı ve yardımsever

Sevmediği huyu: Çok nadir de olsa çabuk sinirlenmem

En sevdiği renk: Sahnede siyah, günlük hayatta pembe

Uğurlu sayısı: 6

Uğurlu günü: Uğurlu günüm yok

En sevdiği çizgi film: Heidi

En sevdiği söz: Güven; ama tedbirli ol

Röportaj: Elif Hayvalı