ECE İÇMEZ

İZMİR


İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Büyükşehir Belediyesi projeleri, İzmir gündemi ve COVID-19 salgını sonrası yaşanan süreç hakkında bilgi vererek Gazeteci Ece İçmez’in sorularını yanıtladı.

Öncelikle röportaj teklifimi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim Başkanım kısaca kendinizden bahseder misiniz?

1959 yılında Ankara’da doğdum. Çocukluğumdan itibaren İzmir’de yaşadım. Orta öğrenimimi Bornova Anadolu Lisesi’nde tamamladım. BAL’ın ardından Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazandım. Daha sonra İsviçre Webster Koleji’nde “Uluslararası İlişkiler” yüksek lisansı yaptım. Yüksek lisans eğitimindeki ikinci adımım Dokuz Eylül Üniversitesi’nde “Avrupa Birliği” alanında oldu. Çalışma yaşamıma turizm sektöründe başladım. Beş yıl boyunca turizm sektöründe görev aldım ve sektörün önde gelen tesislerinde genel müdürlük yaptım. 2003 yılında dönemin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina’nın başkan danışmanlığını yaptım. 2004-2006 yılları arasında İzmir Ticaret Odası’nda Dış İlişkiler Müdürlüğü ve Genel Sekreter Yardımcılığı yaptım. 2006 yılında Dışişleri Bakanlığı tarafından EXPO 2015 İzmir Yönlendirme Kurulu ve Yürütme Komitesi Genel Sekreterliği görevine getirildim. 2009-2019 yılları arasında iki dönem Cumhuriyet Halk Partisi Seferihisar Belediye Başkanı olarak görev yaptım. Seferihisar benim evim. Yaşadığım, doyduğum, çocuklarımı büyüttüğüm ilçe. EXPO deneyiminin kazandırdığı dışa dönük bakış açısıyla uluslararası yerel kalkınma modeli Cittaslow (Sakin Şehir) hareketini önce ilçemize ve daha sonra da Türkiye’ye taşıdık. 31 Mart 2019’da yapılan yerel seçimlerde halkımızın desteği ile yüzde 58’in üzerinde oy oranıyla İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak göreve başladım.

“İyi ki bu projeyi hayat geçirdim’’ dediğiniz proje hangisi? Bundan sonraki süreçte İzmir’in en önemli projesi ne olacak?

26 milyar liralık bütçeli raylı sistem yatırımları başta olmak üzere ulaşımdan, kentsel alt yapıya, doğa dostu icraatlardan, tarımı kalkındırmaya yönelik yüzlerce projeyi ve yatırımı hayata geçiriyoruz.  Göreve gelirken “Başka bir hayat mümkün” diyerek yola çıktım ve bu yolda kararlılıkla yürüyorum.  Yoksulluğu ve eşitsizliği azaltmaya, istihdamı geliştirmeye yönelik projelerimizle şehrin yerelden kalkınma mücadelesini büyütmek, refahı artırmak ve adil dağılımını sağlamak için çalışıyoruz. 8 milyarlık bütçemizin yüzde 42’sini yatırıma ayırdık. Bu yatırımların da büyük kısmını, bu şehrin nimetlerinden daha az yararlanan insanlara, yani çevre mahallelerimize yönlendirdik. Değişimin sırrının İzmir’in çevre mahallelerindeki sorunları görmek ve dinlemek olduğunu düşünüyorum. İzmir’de ‘bir kent koalisyonu kuracağız ve herkesi dinleyeceğiz’ demiştik. Bu vaadimizi yerine getirirken, İzmir’deki sivil toplum kuruluşlarıyla ve meslek odalarıyla düzenli toplantılar yapıyoruz. Her kesimin taleplerini dinleyerek politikalar üretiyoruz. Merkeze uzak mahallelerimize gidip muhtarlarla toplantılar düzenliyoruz. Seçimlerde vaat ettiğimiz gibi, Seyyar Makam aracıyla bürokratlarımızla birlikte özellikle çevre mahallelere gidiyoruz. Muhtarlara ve vatandaşa dokunma imkanı buluyoruz, talepleri yerinde dinleyip sorunları hızla çözmek için hemen belediye ekiplerimizi yönlendiriyoruz. Bunun için Acil Çözüm ekipleri oluşturduk. Acil çözüm ekibi, hem belediyenin iş yapma hızını artırıyor, hem de tüm İzmirliler arasındaki bağları güçlendiriyor.

“Adil ve eşit refah” mottosuyla hayata geçirdiğimiz Acil Çözüm ekipleri bugüne kadar  Konak, Buca, Karabağlar, Bornova ve Bayraklı’da yüzlerce kalem işi tamamladı. Çocuk parkı yapımı, ulaşımla ilgili çalışmalar, temizlik, altyapı, kaldırım, yol, asfalt yenileme çalışmaları, spor alanları oluşturulması, ihtiyaç sahiplerine sosyal yardımlar gibi faaliyetleri yerine getiriyoruz. Masal Evleri’miz çevre mahallelerde yaygınlaştırdığımız en değerli projelerimizden biri. Çocukların becerilerinin geliştirilmesi için kurduğumuz Masal Evleri’nin amacı; çocuklar için fırsat eşitliği yaratmak. Burada çocuklar eğlenerek eğitim alırken, annelerine yönelik Meslek Fabrikamız tarafından meslek edinme ve beceri kursları veriliyor. Şu ana kadar açtığımız 7 Masal Evi’nde; çalışmayan yüzlerce kadınımıza kurslar verdik, vermeye devam ediyoruz. Süt Kuzusu projesini yeni üretici kooperatifleri ile birlikte geliştirerek 30 ilçeye ulaştırdık.

Çevre mahallelerdeki çocuklarımıza yüzme eğitimi veriyoruz. Marina İzmir’de 160’a yakın depremzede çocuğumuza, Kadifekale’de ikamet eden 45 çocuğumuza ücretsiz yüzme eğitimi verdik. 3 bölgede portatif yüzme havuzu kurduk ve 7 – 14 yaş aralığındaki 2 bin 379 çocuğumuz yüzme öğrendi. Bu çocuklarımızın yüzlerindeki gülümse benim için o kadar değerli ki… Yine İzmir Barosu ile bir ilke imza attık ve “İzmir İnsan Haklarının Başkenti” projesi kapsamında imzaladığımız protokol ile yepyeni bir hizmet başlattık. Şiddet mağdurlarının, kolaylıkla adli yardım talebinde bulunabileceği bir mecra oluşturmak için “adalet aracı”nı İzmirlilerin hizmetine sunduk. Tasarladığımız otobüs, bir seyyar adli yardım aracı olarak İzmir’in arka mahallelerine gidiyor ve hemşerilerimize yerinde hukuki destekte bulunuyor. Örneğin şiddete maruz kalan kadınlar aracımızda avukatlarla görüşebiliyor.

Bu dönemin en büyük projesi Buca Metrosu ve raylı sistem yatırımları olacak. 11 milyar lira bütçesi ile İzmir tarihinin en büyük yatırımı olacak Buca Metrosu’nun yapımına başlamak için son aşama ihaleyi yaptık. İhale sürecinin tamamlanmasının ardından çalışmalara başlayacağız. Yüzde 12 seviyesinde aldığımız Narlıdere metrosunun inşaatında yüzde 82 seviyesine geldik. Tüneller açıldı. Yine Gaziemir-Karabağlar, Örnekköy-Yeni Girne Tramvayı, Kemalpaşa-Otogar Metro hatları ile ilgili çalışmalarımız sürüyor. Yaklaşık 26 milyar liralık bir yatırımdan bahsediyoruz. Amacımız kent içi toplu ulaşımda raylı sistemlerin ağırlığını artırmak. Çevreci, konforlu ulaşım ağını geliştirmek. Yine diğer önemli bir yatırımımız ise Konak’tan Otogar’a ulaşımı 10 dakikaya indirecek,  Buca ile İzmir Şehirlerarası Otobüs Terminali arasında şehir trafiğine girmeden bağlantı sağlayacak yaklaşık 1 milyar liralık yol projesi. Bununla ilgili de çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
 

Pandemi sürecinde ihtiyaç sahibi aileler bulundukları bölgenin Belediyelerin sosyal yardım hizmetlerinden yararlandı. Kaç aileye destek olundu. Destek yardımları devam ediyor mu?

PANDEMİ SÜRECİNDE TOPLAM 501 BİN GIDA PAKETİ, 150 BİN HİJYEN PAKETİ VATANDAŞLARIMIZA ULAŞTIRDIK

Pandemi sürecinde aralarında kahvehaneciler, kantinciler, antrenörler, gevrekçiler, çiçekçiler, mısır satıcıları, seyyar satıcılarında yer aldığı toplam 91 bin 165 vatandaşımıza 43 milyon 700 bin TL nakit desteği sağladık. Pandemi sürecinde toplam 501 bin gıda paketi, 150 bin hijyen paketi vatandaşlarımıza ulaştırdık. Bu gıda paketlerinin 296 bin adetini vatandaşlarımız bizlere bağış olarak ulaştırdı. 205 bin adetini ise biz kendi bütçemizden satın aldık. Pandemi sürecinde gelen talepler doğrultusunda yaptığımız sosyal incelemeler sonucunda çıkardığımız yoksulluk haritasına göre derin yoksulluğun yaşandığı ve kronik hale geldiği bölgeleri belirleyip ilk etapta 5 yerde Bizİzmir Dayanışma Noktası adını verdiğimiz yerleri hizmete açtık. Dayanışma noktalarında günlük ortalama bin kişilik sıcak yemek dağıtımının yanı sıra ayni ve nakdi yardımların yapıldığı tüm sosyal hizmet faaliyetleri yürütülüyor.

İzmir’de kentsel dönüşüm proje çalışmaları hakkında bilgi verebilir misiniz?

Yüzde yüz uzlaşı, yerinde dönüşüm ve “Büyükşehir güvencesi ve garantörlüğü” ilkeleriyle altı bölgede kentsel dönüşüm çalışmalarına ara vermeden devam ediyoruz. Kentsel dönüşüm alanlarımızda kültür merkezinden spor alanlarına, pazar yerinden yeşil alana kadar tüm altyapı yatırımını da biz yapıyoruz. 2016 yılından bu yana kentsel dönüşüm projelerinde yavaşlayan bir süreç vardı, işin içine Büyükşehir iştiraki İZBETON’u dâhil ederek bu süreci hızlandırmış olduk. Böylece İzmir’in pek çok yerinde dönüşüm seferberliği başlattık ve sadece iki yıl içinde Ege Mahallesi’nde yaklaşık 500 milyon, Örnekköy’de ise yaklaşık 550 milyon lira olmak üzere yaklaşık 1 milyar lira ihale bedeli olan kentsel dönüşüm yapım çalışmalarını başlattık. Gaziemir Aktepe Emrez’de de 150 milyon lira ihale bedeli olan yapım işi için protokol imzaladık. Son 2.5 yılda yaklaşık 1.2 milyar lira bedel tutarında yapım işi başlattık. Uzundere 1. Etap ve 2. Etap ile Örnekköy 1. Etapta 874 konut ve 86 iş yeri olmak üzere 960 bağımsız birimin anahtar teslimini yaptık. Örnekköy 2. Etap için 2020’de yüklenici ile sözleşme yaptık. 190 bağımsız birim inşa edilecek ve 2023’te bitecek.  İZBETON ile Örnekköy 3. ve 4. Etap, Gaziemir Aktepe Emrez’de 1. Etap’ta toplam 1300 bağımsız birimin yapımı için protokol imzaladık; 2024’te tamamlanacak. Ege Mahallesi’nde birinci etap için 2020’de yüklenici ile sözleşme yaptık. Birinci etap kapsamında 1028 bağımsız birim yapılacak.  Uzundere’de 3. Etap’ta toplam 1422 adet diğer alanlarımızda 2900 adet olmak üzere toplam 4322 adet bağımsız bölüm kat karşılığı anahtar teslim yapım ihale aşamasına hazır hale getirildi. Çiğli Güzeltepe’de kentsel dönüşüm için belediyemizce tüm hazırlıklar tamamlandı ve uzlaşma aşamasına gelindi. Uzlaşma görüşmelerine 31 Ağustos’ta başladık. Ballıkuyu’da uzlaşmalar sürüyor.
 


Seçim vaatlerinizden biri olan “Yüzülebilir Körfez” projesi şu an hangi aşamada?

Yüzülebilir körfez hedefimiz doğrultusunda Buca’da, Bornova’da ve Körfez havzasının tüm bölgelerinde yıllardır bekleyen yağmur suyu ayrıştırma projeleri için kazma vurduk. Kirlilik sorununu dışarıdan kuşattık. Son iki yılda 71 kilometrelik ayrıştırma kanalı tamamlandı ve ihalesini yaptığımız 62 kilometrelik ayrıştırma kanalının yapımına başlandı. Bu yıl ise 211 kilometrelik ayrıştırma kanalının yapımını ihale ediyoruz. Uyguladığımız toplam 344 kilometrelik ayrıştırma projesi ile körfeze giden yağmur sularının yaklaşık yarısını kanalizasyon sisteminden ayırmış olacağız. Süreç tamamlandığında, İzmir sel riskinden kurtulacak, arıtma tesisimizin ömrü uzayacak ve yağmurlu günlerde körfeze karışan kirlilik kaynağı ortadan kalkacak. Ayrıca Gediz Nehri’nin kurtarılması ve Körfez’de yaşanan iyileşme sürecinin devamı için yoğun çaba harcıyoruz.

 
Türkiye ekonomisi sizce ne durumda?

Pandemiyle birlikte ekonomik kriz çok daha fazla büyüdü, toplumun hemen her kesimini etkisi altına aldı. İşsizliği artırdı, enflasyon ve hayat pahalılığıyla birlikte, çok büyük kesimi yoksulluğa sürükledi. Ülkemizde pandemi öncesinden başlayan ekonomik sıkıntılar, küresel ve bölgesel gelişmeler, zaten böyle bir dönemin geldiğini açıkça ortaya koyuyordu. Biz bu süreci kriz belediyeciliği uygulaması ile birlikte ihtiyaç sahibi yurttaşlarımıza ve sektörlere destek vererek en az hasarla atlatmak için çalıştık, çalışmaya da devam ediyoruz.

Tunç Soyer denince akla en önce 'tarım' 'karakılçık buğdayı' geliyor. Tarım konusunda nasıl bir politika izlediniz ve nasıl sonuçlar aldınız?

 BAŞKA BİR TARIM MÜMKÜN

“Başka Bir Tarım Mümkün” anlayışı vizyonundan doğan İzmir Tarımı ile aynı anda “kuraklıkla” ve “yoksullukla” mücadele ediyoruz. İzmir Tarımı, sadece tarlada başlayıp tarlada biten bir faaliyet değil; lojistiği, paketlenmesi, ürünlerin işlenmesi, markalaşması, satışı, ihracatı, Ar-Ge ve eğitim faaliyetleri ile bütün bir ekonomik süreci kapsıyor. 2021 ve 2022 üretim dönemini kapsayan 12 ayda toplam 338 milyon 600 bin liralık alım yapacağız. Bunun 154 milyon 600 bin lirası süt ürünlerine, 97 milyon lirası et ürünlerine, 15 milyonu yem bitkilerine ve geri kalan 72 milyon ise diğer ürünlere tekabül ediyor. Bayındır’da 65 milyon liralık bir yatırımla kurduğumuz Süt İşleme Fabrikası son yıllarda kamu eliyle açılan çok az sayıdaki tesisten biri oldu. Tarımı her alanda desteklemeye devam ediyoruz. Başka bir tarımın mümkün olduğu Türkiye’ye göstermek istiyoruz. Hedefimiz çiftçinin doğduğu yerde doyması, kentlinin adil gıdaya ulaşması.


İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak diğer Belediyelerle ortak çalışmalarınız devam ediyor. Elbette hepsi çok kıymetli ama özel olarak üzerinde durduğunuz çalışma/çalışmalar neler?

Mücadelemiz, öteki İzmir diye bir şeyin kalmaması, şehrin refahının tüm mahallelerde başlattığımız acil çözüm ekiplerinin çalışmalarına ve kentsel dönüşüme büyük önem veriyoruz.  Sadece şehir merkezindeki mahalleler değil, köylerimiz için de yeni bir yapılanma kurduk. Acil Çözüm Kırsal ekibimiz, İzmir’in tüm köylerini ziyaret ederek hem sorunları yerinde tespit etmeye, hem de şehrimizin tarımsal ürün envanterini hazırlamaya başladı. Belediye tarihinde ilk defa köy köy gezen ve halkımızın sorunlarını dinleyen ekiplerimiz, köylerimizde yoksullukla mücadele için yolumuza ışık tutuyor.

Bu sefer tersten soracağım. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer olarak vatandaşlara söylemedik istedikleriniz onlardan istekleriniz var mı?

İzmir,  yaşadığımız afetlerde Türkiye’ye örnek bir dayanışma sergiledi. Zor günlerde kalkanımız birlik ve beraberlik oldu. Gücümüzü birbirimizden aldık. Bununla gurur duyuyorum.  Aydınlık bir gelecek için bu birlik ve beraberliğimizin devamı en büyük isteğim.