Merhaba Sizi tanıtabilir miyiz?
Beni en iyi anlatan cümle herhalde W. Shakespeare’in şu dörtlüğü olsa gerek.
“Hayat bir sevdadır. . .
Onu yaşa!”
Kendine bir iyilik yap. .
Gülümse. . ”
İçimdeki yaşam enerjisi, sanırım hayatta ki korkusuzluğumu ve ısrarcılığımi besliyor.
Tiyatro eğitimi aldınız, oyunculuk gönlünüze nasıl düştü?
Sanata olan ilgim annemin sayesinde başladı aslında. Sanat dostu bir annem olduğu için çok şanslıyım, bizi her zaman yapabileceğimizin en doğrusuna yöneltti. Minnettarım.
Ve sayesinde müzik ve bale sanatıyla başlayan serüvenim Tiyatro’ya olan tutkumu keşfetmemle devam etti.
Sonrası Konservatuar tabii ki. Fakat onun öncesinde birçok özel Tiyatroda oyuncu olarak calistim. Ve ilk usta çırak ilişkisini, sahne adabını çalıştığım Duayen hocalarımdan aldım diyebilirim. Levent Kırca, Tevfik Gelenbe, Gazanfer Özcan, benim Konservatuar hayatım öncesinde aynı sahneyi paylaşma onuruna eristigim sevgili hocalarım. Hepsini rahmetle anıyorum. Üzerimdeki emekleri çok büyük.
Daha sonra Konservatuar ile yoluma devam ettim.
Sonrasında Tiyatro Yönetmenliği üzerine yüksek lisans yaptım ve Sanat Bilimi doktora programı ile yoluma devam ettim.
Bu yolda Müşfik Kenter, Kadriye Kenter, Sönmez Atasoy, Mehmet Birkiye, Selen Korad Birkiye, Yücel Erten, Aysenil Samlioglu, gibi birbirinden değerli ustadan eğitim almış olmak çok büyük bir onur.
Ustalarla sahneyi paylaşmak çok kıymetli, bilgiyi salt okuyarak edinemiyorsunuz bence, özellikle de sahnede bunun pek mümkün olmadığına inanıyorum.
Deneyimlerle bezenen bilgi daha da güçlü hissettiriyor. Dolayısıyla bu kadar değerli ustanın hem öğrencisi olmak hem de birlikte çalışma şansına erişmek herkese nasip olmasa gerek.
Siz hem tiyatro oyunlarında hem televizyon dizilerinde de rol aldınız; Tiyatro ve sinema oyunculuğunu karşılaştırırsanız neler anlatırsınız?
Evet birçok tiyatro ve projede rol aldım. Yaklaşık olarak 20 seneyi geçmiştir. Son 14 senedir İstanbul Devlet Tiyatrosundayım. Ama net bir şekilde şöyle ifade edebilirim.
Ben sahnede olmayı çok seviyorum
Bizi izlemeye gelen hem de her gece gelen o gözlerle buluşmak, onların nefesleriyle nefeslerimizi birleştiriyor olmak bambaşka bir duygu, ilk gözağrım, kıymetlim olduğu için. Seyirci ile aynı zamanda ve mekânda bulunma hali, enerji akışı hissetme birebir görme durumu olması nedeniyle tiyatro sanatının dokusu bambaşka. Yani izleyen kişilerle daha sıcak bir iletişimin sağlanması mümkün oluyor. Fakat şu bilgilendirmeyi de yapmak isterim. Tiyatro ve Sinema Oyunculuğu temelde aynı öğretileri dayanır sadece bazı teknik farklılıkları vardır.
Sinema ve TV oyunculuğunda doğrudan görme söz konusu olmadığı için tiyatrodaki enerjiyi hissetmek mümkün değildir. Fakat kitlelere ulaşma açısından tabii ki Sinema çok daha etkin.
Yakın zamanda benim de yazım aşamasında katkıda bulunduğum bir sinema filmi projemizle seyircimizle buluşacağız küçük bir bilgilendirme olsun benden size.
Dialog anlatım iletişim merkezinde de eğitim veriyorsunuz, çok keyifli olmalı, aktarır mısınız deneyimlerinizi?
Biz çok değerli Can Gürzap ve Arsen Gürzap önderliğinde büyük bir aileyiz ve ben yaklaşık olarak 7 senedir bu güzel ailenin bir parçasıyım.
Biraz önce de aktardigim gibi, oynadığım oyunlarda ki o adrenalin, o eşsiz tutku, eğitim verdiğim anlarda da kesintiye uğramıyor. Sahne de nasıl var olmayı seviyorsam, eğitimlerimde de oyuncu adaylarının sahnede var olmalarını seviyorum. Ben sahnedeyken kaçırdığım detayları, mümkün olduğu kadar öğrencilerimin /meslektaşlarımın kaçırmamasını sağlamaya çalışmak hem zorlu, hemde çok keyifli bir süreç benim için.
Çok değerli yönetmen sevgili dostumuz usta yönetmen Ümit Efekan İLE de çalışma şansınız oldu, neler kattı size ve eminim hayata bakışınızı da etkilemiştir çünkü bir Derya ve okul gibi kendisi.
Çok sevgili Ümit Efekan hocam...
Sanırım kendisi benim omuzuma konan bir melek. Kendisi dediğiniz gibi yaşayan bir okul.
Yıllar önce onun yönettiği bir filmde başladı yollarımızın kesişmesi. Sonrasında dublaj, reklam fllmleri derken uzun dönem birlikte çalıştık. Cok mutluyum. Öğrendiklerim saymakla bitmez. Zaten bir oyuncu için en güzel şey her daim öğreneceklerimizin bitmemesi olsa gerek.
Sanatta “Oldum” dediginde “Bir tür olamamislik kokusu alanlardanım. İşte Ümit Hoca her zaman daha iyi olmanın, daha çok üretmenin, kendinizi yenilemenizin anahtarı gibi. Ve benim sanırım sarsılmaz kale’m.
Seçme şansınız olsa hangi karakteri oynamak isterdiniz?
Bir oyuncu için en zor olan durum sanırım rol seçmek olsa gerek. Kendimi yenileyebilecegim beni daha da geliştireceğine inandığım her rolü oynamak isterim. Sanırım bu konuda seçim yapamayacağım.
Pandemi ile sektör yara aldı. Her alanda olduğu gibi, bu konuda ne soyemek istersiniz?
“Sanat, zor zamanlar içindir” diye bir söz vardır. Tarihteki yerimizi aldığımız bu sıra dışı döneminde her alanda olduğu gibi sanatta da çok farklı etkileri oldu. İçinde bulunduğumuz bu dönem boyunca birçok sanat fuarı ve sanat etkinlikleri dijital platformlarda gerçekleştirilmeye başladı ve devam etti.
Ama bir başka bakış açısıyla bakarsak Pandemi nedeniyle hayatımıza daha yoğun olarak kattığımiz teknoloji her ne kadar avantajımızmış gibi görünse de bizden alıp götürdükleri de muhakkak. Pandemi süreciyle sanatçılar için zor günler hasıl oldu. Çünkü ekonomik anlamda bir güvensizlik mevcut. Sanatçı kendini sahnede performansları ile gösterir. Gerçi son dönemde, her ne kadar bireyselleşmiş ve/veya sanatçılar tarafından sergilenen performansları online olarak izleme, ulaşabilme imakani doğsa da ten tene, nefes nefese buluştuğumuz o özel anlarla da aramıza bir duvar girdi. Pandemi sebebiyle hayatımıza giren Dijital Sanat’ın bir yandan olumlu yönde etkileri varken diğer yandan teknolojik hız ve performansın doğru kullanılması için sanırım biraz daha çalışmaya ihtiyacımız var. Güç dengeleri bu olayla birlikte sanat sektöründe de yer degistirecek gibi görünüyor. Ama tabii ki icinde bulunduğumuz belirsizlik, sıkışmışlik hissi her ne kadar yoğun olsa da üretmeye devam edeceğiz.
Projeleriniz neler?
Sanata; hayatta kalma, tutunabilme formu olarak bakarsak şu dönemde sadece mevcut üzerinden ilerlemek ve hedef koyabilmek mumkun sanirim. Bu dönemde İstanbul Devlet Tiyatrosu Garibaldi Sahnesinde 3 Ekim 2021 saat 15:00’te Arap Gecesi adlı okuma tiyatrosu ile yeniden seyircilerimize merhaba diyeceğiz.
Sonrasında önceki sezon sahneledigimiz Filozof Ahmed adlı oyunumuzla devam edeceğiz gibi görünüyor.
Bunun yanı sıra bir TV dizisi sırayı almakta.
Ayrıca bir sürpriz Senaryo projemiz var.
Hedefleriniz neler?
“Geleceğin tahmin edilemezliği; saf şansın ve rastlantısallığın kaosunda ümitsizce kaybolacak kadar belirsiz ve muğlaktır..” diye çok etkisinde kaldığım bir sözü paylaşmak isterim sizinle.
Hakikaten öyle değil mi? O nedenle en büyük Hedefim öncelikle iyi insan olmak, hep daha iyi daha iyi.
Törpüleyerek gitmek kendini hedef koyduğumuz yer her neresiyse, ve mutlu olduğum, üretebildiğim şeylerin içinde bulunmak, ve tabii ki sanat bunların en başında geliyor.
Okurlarımıza en son neler iletmek istersiniz?
Öncelikle size ve değerli okurlarımıza çok teşekkür ederim bu kıymetli röportaj için.
İçinde bulunduğumuz bu zorlu dönemde doğaya ve diğer canlılara saygı ve tolerans göstermekten vazgeçmeyelim. Ve yine unutmayalım ki Sanat Uygarlığın İmzasıdır.
Sanatla ve Sevgiyle Kalın.
Tuğçe Şartekin
Tuğçe P. Şartekin Karasu (d. 20 Nisan 1979, İstanbul) Türk tiyatro, dizi ve sinema sanatçısıdır. İstanbul doğumlu olan Şartekin Haliç Üniversitesi Konservatuvarı Tiyatro Bölümü ve Akademi İstanbul Tiyatro Bölümü'nden mezun olmuştur. İstanbul Aydın Üniversitesi Tiyatro yönetmenliği bölümünde yüksek lisans yapmıştır. Işık Üniversitesinde “Sanat Bilimi” Doktorası yapmaktadır. Şehir Tiyatroları Araştırma Laboratuvarı'na (TAL) katılmış ve Müjdat Gezen sanat merkezinde batı müziği eğitimi almıştır. Sadri Alışık Tiyatrosu - Levent Kırca - Oya Başar Tiyatrosu ve Ayna Sanat'ta oyunculuk yapmıştır. 2008 yılından beri İstanbul Devlet Tiyatrolarında 2013 -2014 sezonunda Kenter Tiyatrosunda oyunculuk yapmaktadır.
Filmografi
Televizyon dizileri
• NTV Sahne Klasikleri
• En iyi Arkadaşım - 2004
• İstanbul Şahidimdir - 2004
• Günah - 2003
• Üzgünüm Leyla - 2000
• Böyle mi Olacaktı - 1997
Rol aldığı tiyatro oyunları
• Kenter Tiyatrosu: İyi geceler desdemona günaydın jüliet 2013-2014
• Üç Kızkardeş: İstanbul Devlet Tiyatrosu (Yönetmen yardımcısı) 2013-2014
• Antigone: İstanbul Devlet Tiyatrosu (Oyuncu ve reji asistanı) 2011-2013
• Salome ‘Ölüm Meleği’ - İstanbul Büyükşehir belediyesi şehir tiyatroları - Tiyatro festivali-2011 (aynı zamanda uyarlamasını ve yönetmenliğini yapmıştır) 2010
• Kadın Sığınağı - İstanbul Devlet Tiyatrosu - 2010
• Profesyonel (asistanlığını yapmıştır) İstanbul Devlet Tiyatrosu 2010-2011
• Fesleğen Çıkmazı İstanbul Devlet Tiyatrosu 2009-2010
• Çayhane İstanbul Devlet Tiyatrosu 2008-2009
• Güllü Sadri Alışık Tiyatrosu 2006-2008
• Oynamak İstiyorum Sadri Alışık Tiyatrosu 2006-2008
• Çıkmaz Sokak - 2007 Ayna Sanat
• Palyaçolar Ayna Sanat
• Sefiller Müzikali Levent Kırca- Oya Başar Tiyatrosu
• Kocamın Nişanlısı Tevfik Gelenbe Tiyatrosu 1999-2001
• Aman İdare Et Tevfik Gelenbe Tiyatrosu 1999-2001
• Barışın Çocukları Tevfik Gelenbe Tiyatrosu 1999-2001