ZAMBAK KARABAY

Merhaba Süreyya Hanım...Nasılsınız? Bize kendinizden bahseder misiniz? 

Merhaba...Selanik, Serez’den 1923 mübadele ile gelen ailelerden, baba tarafım İstanbul’a, anne tarafim da Tekirdağ’a yerleşmişler. Ben İstanbul doğumluyum. Fatih Kız Lisesinde okudum.Tekirdağ Namık Kemal Lisesinden mezun oldum.

Sanatınızı yapmaya ne zaman başladınız? Sizi bu mesleğe yönlendiren ne olmuştu? 

Cağloğlu Kız Meslek Lisesinde okuyan bir yakınımın seramik derslerinden aldığı keyfi, mutluluğu ve beni okuluna davet etmesiyle seramikle tanıştım. 1977-1978 yıllarında  Saniye SARICA hocamız seramik derslerine beni misafir öğrenci olarak kabul etti. O yıllardan itibaren  seramik benim için bir tutku haline dönüştü. Yaşama tutunmak, mücadele etmek için artık bir amacım vardı. Kendimi en iyi şekilde ifade edebileceğim malzemeyle tanışmıştım. Bu konuda eğitim alabilmek için liseyi bitirip üniversite sınavlarına hazırlanmam Güzel Sanatlar sınavlarında başarılı olmam ilk hedefimdi. Prof. Dinçer ERİMEZ hocamın yönlendirmesi ve eleştirileri ile İstanbul Devlet Resim Heykel Müzesinde Prof. Devrim ERBİL hocamın resim dersleriyle sınavlara hazırlandım. Tatbiki Güzel Sanatlar da İlk aşamayı geçtiğimde sevinçli ve şaşkındım.  Sınav kapısında tanıdığım ve seramik  sınav sorusu olan oturan adam heykelini nasıl yapmam gerektiğinin püf noktalarını sınav kapısında zamanla yarışıp bana öğreten Aydın UĞURLULAR - Kuşum Aydın - hayatımın akışına yön veren çok özel dostlarımdan biri oluverdi. Seramik Cam  Bölümünü kazandım. Dayım Prof. Erdal AKSUGÜR ve yengem Prof. Nurten AKSUGÜR Yaşadığım zorlu süreçte  her zaman yanımda olup eğitimimi tamamlamamda maddi ve manevi desteklerini esirgemediler.   

1980-1985 yılları arası Lisans eğitimimi tamamladım. Tatbiki Güzel Sanatlar ismi değişti ve Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinden mezun oldum. Seramik ve Cam Sanatın da sadece sanat eğitiminin yeterli olmadığını, Teknolojik bilgilerin önemini ve sanayii ile işbirliğinden doğan birlikteliğin  çok da önemli olduğunu Prof. Ateş ARCASOY hocamdan öğrendim. Okumak, araştırmak, uygulamak, deneysel çalışmalar çok keyifliydi. Öğrendikçe daha çok şeyi merak eder oldum. Yüksek Lisans eğitimimi Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde, Sanatta Yeterliliğimi Konya Selçuk Üniversitesinde tamamladım. Bilgi ve deneyimlerimi paylaşmak,   gençlere aktarmak arzusuyla 1988 yılında İstanbul Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu Cam Seramik Programında Öğr.Gör. olarak göreve başladım. Eczacıbaşı Grubu Vitra  Genel Müdürü ve İ.Ü. Öğr.Gör. Yüksel GÜNER Akademik  çalışmalarımız da ve verdiğimiz eğitimlerde meslektaş olarak her zaman yanımızdaydı.  

Tasarımlarınızı nerede yapıyorsunuz? 

Eğitimci olarak Sanayii ile işbirliği içinde birçok proje geliştiriyorsunuz. Çini İşlemeciliği  Programını kurduğumda  Sanatçı ve Tasarımcı olarak  Eczacıbaşı Karo Seramik  için Vitra “İZNİK” serisini Öğr.Gör. Reyhan GÜRSES ile birlikte hazırladık. Türkiye’de ilk kez tasarım patenti alınmış ürünler olarak önem taşıyordu. EKS Genel Müdürü olarak  Ahmet YAMANER’in  verdiğimiz eğitim programına ve Tasarımcı olarak bizlere her zaman katkıları olmuştur. 

Tasarımlarımı konu ile ilgili alanlarda araştırma yaparak planlıyorum. Ön hazırlığı tamamlandıktan sonra, bazen doğa ile iç içe olduğum yerlerde, bazen kıtalar arası  uzun süren okul yolu yolculuklarında, aslında içimden geldiği  zamanlar, konsantre olduğum her an, her yerde gerçekleştirebiliyorum … 

Takı tasarımı için eğitim aldınız mı? Yoksa yetenek mi diyorsunuz...

1987 yılında Almanya’da seramik cam ve porselen üzerine araştırma ve uygulama yapmak üzere Porselen şehri diye bilinen Selp’de kaldım. Atölye Flügel de porselen takı üzerine eğitim aldım. Rosenthall porselen fabrikasında form ve takı tasarımları hazırladım. Yetenek elbette önemli. Aldığınız eğitimler, hayal gücünüz, meraklarınız, sevdalarınız hepsi bütünün bir parçası aslında. 

Atölye çalışmalarınızda aynı çatı altında ortak alan paylaştığınız arkadaşınız ressam Nebihe Göl’den de bahseder misiniz? Bize kısa da olsa kendisini tanıtabilir mi?

Rekreasyon Derneği üyeleri olarak sanata gönül veren bir grup  arkadaşız. Bilimsel, kültürel ve sanatsal  etkinlikler ile terapatik rekreasyon projeleri gerçekleştirirken, ortak merakımız takılarımızı nasıl birleştiririz diye düşünmeye başladık. Farklı malzeme ve teknikleri  birleştirdikçe keyifli bir yolculuk başlamış oldu.     

Nebihe Göl arkadaşımız Ressam olarak; Tuval üzerine karışık teknik uygulayarak, belirgin olmayan figürlerini renk katmanları ve renk soyutlamaları arasına serpiştirmekte. 

Eserlerinde yaşam döngüsündeki hızı, renkleri, izleyicisini de içine alarak harmanlamakta, duygularını yüklemekte.

Takı tasarımcısı olarak; Farklı malzemelerden kombinasyonlar oluşturmakta, metal malzeme ve örgü teknikleri konusunda deneyimli ve paylaşımcı bir sanatçı.

Aksimart Sanat Atölyesi proje geliştirme, eğitim ve uygulama alanı olarak  kullanılmaktadır.

Çalışma alanınızda arkadaşınız Nebihe Göl Hanım ile birlikte ne tür tasarımlar yapıyorsunuz?

Seramik ve porselen malzemeler konusunda benim önerilerim, metal malzeme ve şekillendirilmesi konusunda da Nebihe Göl hanımın bilgi ve deneyimleri önem taşıyor. 

Felsefi olarak bir temanız var mı? 

Seramik ve cam eserlerimde insan ve yaşamı sorgulamaktayım. Doğaya verdiğimiz zararların iç acısı var. Ekolojik yapı, küresel ısınma, çevre kirliliği, derinlerde bile denizlerin kirliliği, susuzluk, atıkların değerlendirilmesi, geri dönüşüm konulara dikkat çeken çalışmalarım ağırlıklı. Güncel sorunlara, toplumun kanayan yarası her türlü  şiddete ve tacize karşı bir duruş “ses siz’’ çığlıklarımı, görsel olarak dikkat çekmeye, farkındalık yaratmaya yönelik sergilemekteyim. Ne acıdır ki... artık… “Dokunma’’ diye, diye saf ve temiz yavrularımızı korkuyla büyütmekteyiz.

Siz tarzınızı nasıl tanımlıyorsunuz ve çalışmalarınızla vermek istediğiniz mesaj nedir? 

Sanatçıların kendini ifade ediş özgürlüklerinin yanı sıra,  toplumda  farkındalıkları harekete geçirebilen vizyonlarının da olması gerektiğini düşünüyorum. Soyut ve dışa vurumcu bir tarzım olduğunu söyleyebilirim.

Eserlerimde insani değerlerin  önemini vurgulayarak, kadına insana şiddeti, çocuğa  tacizi, iklim değişimi,  çevre kirliliği ve doğanın tahrip edilmesini kınıyor bu konular dikkat çekmek istiyorum…

Eserlerinizi ortaya çıkarırken kullanacağınız malzemeler neye göre şekilleniyor? 

Ne mesaj vermek istediğiniz, izleyici üzerinde nasıl bir etki yaratmak istediğiniz çok  önemli. Söyleyecek sözünüzü görsel olarak ifade edecek bir dil kullanmalısınız.  Kompozisyonlarınızda karşıtlar, zıtlıklar, denge, uyum ve bunları ifade edilebileceğiniz  malzemelerin teknik ve artistlik özellikleri çok önemli. Duygularınızı; doku ve seçeceğiniz renkler ile pişirim teknikleri ve pişirim derecelerinde uygulayacağınız deney sonuçlarına göre, kendinize özgü ifade edebilme özgürlüğünüzü kullanarak  şekillendirmelisiniz. Ben de buna göre şekillendiriyorum.

Öğretim Üyesi olarak sosyal sorumluluk projeleriniz var mı?

2009 yılından  bu yana her yıl çeşitli sosyal sorumluluk  projelerinde üniversite öğrencilerimiz ile Sivil Toplum Kuruluşlarını bir araya getirerek ortak projeler geliştirdik ve uyguladık. İstanbul Rumeli Balkan Kadınlar Derneği ile Mardin, Çanakkale Biga, Artvin Şavşat’da  Bulgaristan ve Kosova’da  kadınlara ve gençlere yönelik, Kırklareli, Edirne, Tekirdağ, Kayseri ve İstanbul’un İlçelerinde Bakırköy, Sarıyer, Büyükçekmece,Beykoz, Şişli de lise ve ilköğretim çocuklarına  yönelik projeler gerçekleştirdik. Çevrelerini  korumak ve güzelleştirmek adına mozaik çalışmaları, özgüven ve ifade özgürlüklerini arttıracak  seramik etkinlikleri düzenledik. Maltepe Açık Ceza ve İnfaz Kurumunda mozaik atölyesinin kurulması ve mezunlarımızın istihdamını sağlayan  projemiz başarıyla devam etmekte. Üniversitemiz, Sivil Toplum Kuruluşları ve Sanayi işbirliği ile devam eden Sosyal Sorumluluk  Projelerimizde Türk Seramik Derneği, Betaş Cam Mozaik ve Efe Cam bizi hiç yalnız bırakmadılar. Halk Eğitim  Müdürlüğüne bağlı eğitmen olarak çalışan çok sayıda mezunumuz var.  İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu Kültür Sanat Spor Kulübü öğrencilerimiz, farklı guruplarla bir araya gelerek bilimsel, kültürel ve sanatsal etkinlikler aracılığı ile farkındalıkları  arttırmakta,  gönlü güzel gençlerimizin gittikçe büyüyerek  ve yaygınlaşarak geleceğe ışık tutmasına öncülük etmektedirler.  

Branşınıza dair okulda verdiğiniz eğitim dışında verdiğiniz eğitimler var mı? 

Ortopedik   Engelli gruplarına, Otistik veya Dawn Sendromlu çocuk ve gençlere yönelik seramik eğitimleri ve seminerler vermekteyiz. Ayrıca; Beylikdüzü Belediyesi ile ortopedik engellilere yönelik İşkur meslek edinme ve istihdamı karşılayan  Çinicilik  kursları eğitimleri verdik.  

Esenler Ortopedik Engelliler Derneği’nde Engelli üyelerimizin kişisel gelişimlerine ve kendilerini ifade etme özgürlüklerine  katkı sağlamak amacıyla bir dizi eğitim planladık.  Bien Seramik destekleri ile dernek bünyesinde Seramik Atölyesi kurduk. Cam Boyama, Seramik şekillendirme, Çini Boyama, Cam Mozaik, Alçı Model Kalıp, Ebru, Yazı, Filografi, Ayna İşlemeciliği, Bilgisayar ve İngilizce  derslerini Halk Eğitim Müdürlükleri aracılığı ile  sertifikalı eğitimler aldılar. Bu arkadaşlarımız artık, çeşitli fuar ve festivallerde etkinliklere katılarak eğitmen olarak görev alabilecek seviyeye geldiler, sergiler açtılar. Onlarla gurur duyuyorum. En son gerçekleştirdiğimiz “Ada Düşü Sokak Festivali’’n de engelli arkadaşlarımız ile Büyükada’da 3 gün süren bir etkinliğe daha imza attık. Rubakad, Rekreasyon Derneği,  Efe Cam sponsorluğunda  Ortak Sanat İnisiyatifi, Esenler Ortopedik Engelliler Derneği, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa TBMYO Kültür Sanat Spor Kulübü olarak  Alexander Villasında şenlik havasında adalı dostlarımızla buluştuk. 

Etkilendiğiniz veya örnek aldığınız sanatçılar var mı? Sanatınıza dair beğendiğiniz sanatçılar kimler ve neden?

Sanat eğitimi aldığımız sürece sanatçı öğretim elemanlarımızdan ders alarak onları da tanıma şansına sahip olduk. Heykel sanatçıları Prof. Tankut ÖKTEM, Prof. Haluk TEZONAR, Türk seramik sanatına önemli katkıları olan  seramik sanatçılarından Füreya KORAL, Prof. Sadi DİREN, Prof. Beril ANILANMERT, Prof. Oktay ANILANMERT, Prof. Güngör GÜNER , Prof. Sevim ÇİZER, Öğr.Gör. Fuat ÖZKÖK, Prof. Süleyman BELEN, Prof. Zehra ÇOBANLI ve isimlerini buraya sığdıramıyacağım kadar çok  akademisyen ve sanatçı arkadaşlarım var. Her biri de Türk Seramik Sanatına ve Seramik Endüstrisine katkı sağlayan çok değerli gençlerimizin yetiştirilmesine hizmet  etmektedirler.

Cam sanatçılarından Dale CHİHULY, Jack STORMS ve Richard ROYAL’in  eserlerini çok beğeniyorum. Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Cam Bölümü’nde yıllardır  verilen eğitimi takdir ediyorum. Prof. Mustafa AĞATEKİN ve  Doç. Ekrem KULA cam konusunda özgün çalışmaları ve eğitimci olarak çok değerli hocalarımızdandır. Ayrıca Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Cam bölümünü kuran ve eğitimlerini veren Öğr.Gör. Ersun ÖZKEN ve Dr.Öğr.Üyesi  Serdar GÜRSES  özverili çalışmalarıyla camı sevdiren, gelişimine katkı sağlıyan sanatçı öğretim görevlilerimizdendir. 

Eğitimcisiniz eserlerinizi yapmak için zaman bulabiliyor musunuz?

Eserlerimi ve projelerimi bir konuda söz söyleme ihtiyacı hissettiğimde planlarım. Belirlediğim konularda çalışmalarımın eskizlerini hazırlarken hikayelerini de   oluştururum. Konulu sergiler, seminer veya workshoplar’dan gelen davetler üzerine ön hazırlıklarını tamamladığım projelerimi  sanat kamplarına katılım sağlayarak  gerçekleştirmekteyim. Öğretim Üyesi olarak Eğitim dönemlerinde alınan davetlere uzun süreli katılım sağlayabilmekte zorlanıyoruz. Sanatçılar arası diyalogların artması ve üniversiteler arası ortak çalışmaların geliştirilmesi için önem taşıyan bu tür etkinlikler de gittikçe önem kazanıyor. Bu tür etkinliklere katılım kısa bir süre de hareket etme yeteneğinizin de hızla gelişmesine katkıda bulunuyor.

Yaptığınız sanat eserlerinizin tanıtımını nerede yapıyorsunuz?

Eğitimci olarak da görev ve sorumluluklarım var. Bütün bunlara yetişebiliyorum da   tanıtım yapmaya yetişemiyorum. En hızlı, yaygın iletişim ve tanıtım alanı olarak kullanılan sosyal medya takibinde sınıfta kaldığım söylenebilir. İzleyen ve fotoğrafları paylaşan dostları beğenmek ve paylaşmaktan öteye gidemiyorum şimdilik. Bu adreslerden bazı bilgi ve fotoğraflara ulaşmak mümkün.

sureyyaoskay.com.tr, sureyyaoskay.wordpress.com, Proximart.com Art Project, aksimart.com, nebihe.com, rubakad.com ve rubakad.org

Yaptığınız eserlerin başarılı olabilmesi için sizce olmazsa olmaz koşul nedir?

Koşulsuz “SEVGİ’’… Bilgi birikimlerimizi  iyi bir planlamayla hedef kitlemizin beğenilerine cevap verecek şekilde, severek tasarladığımızda  her işte başarı  oranımız yükselecektir.    

   

Sizin sanatınız öğrenilecek bir şey midir? Yoksa yetenek mi daha ön planda?

Her sanatçının yetenekleri doğrultusunda kendine özgü bir ifade tarzı, çizgisi, duruşu vardır. Taklit edilerek öğrenme de bir öğrenme şeklidir. Öğrenilebilir. 

Yetenek kullanılmadıkça tek başına hiçbir işe yaramaz. İdeal olanı;

Yetenekli kişilerin, sanat eğitimleri ile çeşitli malzemelerin kullanımı ve uygulamaların arttırılmasıyla yönlendirilebilmesidir. Bilgi dağarcıklarını genişletebildikleri sürece hayal dünyalarını zenginleştirebilirler. Kendilerine özgü çok da verimli  tasarımlar yapıp, koleksiyonlar hazırlayabilirler.  

Kendinizi takı yapmak için şartlandırır mısınız? “Günde şu kadar zaman harcamalıyım” gibi bir düşünce ile mi sanatınızı icra edersiniz? Yoksa vakit buldukça mı?

Şartlandırma, zorlama bana hiç uygun değil... Keyif alabildiğim sürece enerjim bitene kadar  çalışmayı tercih ederim. 

Eserlerinizi yaparken çektiğiniz zorluklar var mı? Olur ya şimdi sanatınızı icra ederken maddi ve manevi harcamalar da önemli... 

Elbette! Zorluklar olmaz mi? Maddi, manevi zorluklar hayatın tadı, tuzu. 

Uğruna savaş vererek, yıllarınızla kazandığınız başarıların değeriyle mutlu olmayı öğreniyorsunuz. 

Takılarınızın temasını seçerken zorlanıyor musunuz? 

Geçmişini bilmeyen geleceğini şekillendiremez. Türkiye’de ve Dünya’da sanatı, tarihi, kültürleri takip etmek temalarınızı oluşturmaya yeter de artar bile.

Ne tür malzemeler kullanarak eserlerinizi yapıyorsunuz? 

Seramik, porselen, cam, çini ile birleştirdiğimiz  altın ve gümüşü tasarımlarımızda kullanıyoruz.

Takılarınızın (eserlerinizin) bir markası var mı? Marka olmalı mı?

Şimdiye kadar özel tasarım ürünler hazırladık. Marka yaratalım ve ticari hayata atılalım fikrinden çok  seminer,  çalıştay  ve eğitimler aracılığıyla bu alanda kendini geliştirmek isteyenlere destek olduk. Belki ilerde bu konu gündeme gelebilir. 

Türkiye’de giyimin yanında takı kullanma bilinci sizce oluşmuş mu?

Moda deyince giyimin yanında ilk akla gelen takı oluyor. Defilelerde aksesuarsız bir koleksiyon sunulmuyor. Türkiye’de takı tasarımları konusunda çok özgün , modern çalışmalar var. Bölgelerimize göre geleneksel tasarımlarımız, dünyaca tanınan sevilerek kullanılan  Anadolu’muza özgün koleksiyonlarımız var.

Bunun yanı sıra bir çok alanda olduğu gibi takılarımız da da bir tezatlıklar ülkesi olma yolundayız son zamanlarda. Dizilerin izleyicilerini alıp götüren takılar bir anda moda oluyor. Bütçesine göre platinden bakıra, pırlantadan renkli sentetik taşlara, aynı montür’den 7’den 70’e her kesimde aynı takıları görüyoruz.

Takı tasarımcısı olmak isteyenlere ne önerirsiniz?

Meraklı olmak, çok araştırmak, çok çalışmak, çok sevmek, çok okumak, çok çizmek ve çok gezmek.

Sizin tasarımlarınıza nereden ulaşılabilir?

Bazı örnekler Nebihe Göl arkadaşımızın atölyesinde sergilenmektedir.

Yakın zamanda gerçekleştirmeyi düşündüğünüz yeni bir proje veya konunuza dair bir sergi var mı? 

Grup çalışması planlıyoruz. İddialı 4-5 arkadaşımızın  koleksiyonlarının hazırlanması ve sergilenmesine destek olma  şeklinde.

Son olarak eklemek istedikleriniz?

Yetenek yoksa da, eğitim şart...diyerek... size ve gazeteniz Önce Vatan’a teşşekkürlerimi sunuyorum...