Çiçeklerin rengarenk açtığı, mis kokularını ta uzaklardan duyduğumuz yağmurlu Nisan ayından ıslak bir Merhaba bıraktım, Önce Vatan Gazetesinin siz Sevgili Okurlarına! Alır mısınız?

Bugün ki sohbet konuğum Akdeniz Bölgesi sınırlarında, Türkiye’nin en güneyinde bulunan Hatay ilinin Kırıkhan ilçesinin çocuğu, genci, şairi, öğretmeni Sayın Şükrü Çanku Beyefendi.

Şair diye tanıtmak istiyorum siz güzel okurlara, Sayın Şükrü Çanku Beyefendiyi. Anlaştık mı?

Şair bir köyde doğup büyüyor. On parmağında on marifet olan Şair yaşadığı yerin imkansızlığı nedeniyle maalesef geç çıkarıyor yeteneklerini gün yüzüne.

Çocukluğunun en büyük hayaliymiş tiyatro oyuncusu olmak. Eğitimini almak, oynamak bir yana, hiç tiyatro seyircisi bile olamamış. Dünyaya gelmek istiyor musun? Diye sorulmadığı gibi, nerede yaşamak isteyip istemediğimiz bile sorulmadı hiç birimize. Bizler de tabaklarımızda ne varsa onlarla yaşamaya, mutlu olmaya çalışırken mavi ve pembe hayallerimize tutunduk sımsıkı. Ta ki gerçekleşeceği o güzel günlere kadar. Şairimiz kırk beşinden sonra tiyatro oyunculuğuna başlayıp, geçte olsa hayalini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyor. Amatör olarak tiyatro eğitimi alıyor. Dünya Kadınlar Gününde Yılmaz Erdoğan’ın ‘’Kadınlık Bizde Kalsın’’ adlı oyununu oynadı. Tiyatronun heyecanını, duygu yoğunluğunu tüm hücrelerinde hissetti. İmkansızı başarmanın onur ve gururunu yaşayan Şairimizi kutlamak ta biz okurların şevki olsun. 

Müziği çok seviyor ve bağlama çalıyor. Çalmakla da kalmıyor söylüyor hem de.  ‘’Belki de türküleri bu kadar sevmem şiir yazmamda da etkili olmuştur.’’ Diyerek taçlandırıyor müziği ve türküleri. Benim de aklıma rahmetle ve özlemle andığım Üstad Neşet Ertaş ve sözleri geliyor. ‘’Nerede Bir Türkü Söyleyen Görürsen, Korkma Yanına Otur... Çünkü Kötü İnsanların, Türküleri Yoktur!’’ Ve ben de diyorum ki; türkü seven ve söyleyen insanlardan duygu selinin kahramanları şairler çıkıyor. En güzel ve canlı örneği konuğum Şair Şükrü Çanku Beyefendi. Belki bir gün müzik dünyasının başarılı isimleri tarafından Şairimizin bir şiiri bestelenip, parmakları sazının tellerinde, kendimizden geçerek dinleriz kendisinden kim bilir?

Şairin yaşamı şiir. Nefes alma nedeni sanki. Rüzgar eserken, dalga kıyılara vururken, deniz köpürürken dile geliyor, dökülüyor dizelere, bazen çığlık çığlığa, bazen de sessiz sedasız. Yüreğinin dehlizlerinde kaybolurken buluyor kendini zamansız.

Ara sıra gündüzleri en çok da geceleri, gitmek ne bilmeyen davetsiz misafir misali geliyor, oturuyor yüreğinin baş köşesine. Gelmekle kalsalar ona da razı Şair. Susmuyorlar konuşuyorlar hep bir ağızdan; ‘’Yaz, anlat, dök mısralara bizi, duysun sağır sultan, amaların açılsın gözleri okusunlar bizi’’ diyor savaşlar, sokak çocukları, aşıklar, yalnızlar, kavuşanlar, yarım kalanlar, özlemler. Yazıyor, anlatıyor, döküyor beyaz sayfalara Şair, emir büyük yerden çünkü, biliyor. Duygular dönüyor harman yerine.

Şairimizin şiirlerini youtube  kanalından dinleyebilirsiniz şiir sever okurlar.

Şairimiz Perisi ile nikah defterinin,  aşkın  kırmızı sayfasına mutluluğun şiirini yazıp,’’ biz olduk sonsuza kadar’’ notunu düşüp , attılar imzalarını. 

İçimizden Biri; Altı yaşında eyersiz atı dört nala koşturan, büyüdüğünde ise, babasının atını çalıp dolu dizgin yeşil çimenleri dile getiren, okuldan evine geldiğinde ilk merhabası yolunu bekleyen  dert ortağı rengarenk çiçeklerinin. Öğrencilerini ‘’Edebiyat dururken neden Tarih’’ diye hayretler içinde bırakan Tarih öğretmenleri, iyi kilerle başlayan cümlelerinin sahibi Gülbahar Hanımın, hayatının aşkı, vazgeçilmezi, İlk göz ağrısı Naz’ın, bağlamasının teli Cemre’nin, tekne kazıntısı  Duru’nun ilk aşkları babaları Şair Şükrü Çanku Bende Bugün. Buyurun lütfen.

Sohbet konuğum şiirlerinin babasıysa, babayı evladından ayırmamak gerek!  Şair babanın yüreğinden kalemine dökülen; ‘’ŞAİRLER YALNIZ ÖLÜR’’. 

Hadi okuyalım.

SACİDE Z. SARAÇ

ŞAİRLER YALNIZ ÖLÜR

Artık yüzleri Tanımadık eski bir şehir yıkıntısı

Ellerinde ibresi şaşmış pusula

Yırtık pırtık bir haritayla

Kalakalırlar bilinmezliğin ortasında

Ne semtine uğrar yaşlı dilenciler

Ne sokak çocukları

Ne de bereket getiren bahar

Kapıları sağır duvar 

Kimse çalmaz

Ne gece ne gündüz

Ne de umulmadık vakitte hiç kimse

Hiç bir zaman

Bir yanları hep eksik kalır şairlerin

Leyla varsa Mecnun yok

Ferhat varsa dağ eksik

Kerem olsa saz duvarda asılı kalır

İliklediği tüm düğmeler

Gece yarısı ateşe bulaşır

Kül olur yana yana

Beslediği tüm dizeler

Yaşamın girdabında savrulur ruhları

Hangi denize açılsa yelkenleri

Sevgilinin kıyılarında karaya oturur

Dolaştığı her sokağın sonu ona varır

Kanatlanıp uçsa da günlerce bir kelebek gibi

Çıktığı kozaya tekrar döner

Yalnızlığa bürünür

Bu yüzdendir ki

Şairler hep yalnız ölür

Şükrü ÇANKU

Merhaba. Hoş geldiniz. Kendinizi anlatır mısınız?

Merhaba

1973 tarihinde Hatay/ Kırıkhan'ın İncirli Köyünde sekiz kardeşin sekizinci çocuğu olarak dünyaya geldim. İlkokulu köyümde, ortaokul Kırıkhan Lisesinde, Lise bir ve ikinci sınıfı Reyhanlı Lisesinde, son sınıfı ise Kırıkhan Gazi Lisesinde okudum. 

100. yılÜniversitesi Tarih Öğretmenliğini bitirdikten sonra 1998 de sosyal bilgiler öğretmeni olarak Payas'a atandım. Şu anda Payas Yunus Emre Ortaokulunda çalışmaktayım. Evliyim ve üç çocuğum var.

Hemen şimdi öğrenebileceğiniz bir şey olsa bu ne olurdu?

Dünyada ki eşitliği sağlamanın sırrını öğrenmek isterdim.

Kendi kendine konuşanlar deli mi?

Tabi ki değiller. Sadece iç seslerinin duyulmasıdır, belki de konuşmaları.

Hayat felsefeniz nedir?

Tüm canlıları sevmek.  İnsanları ırk, dil, din cinsiyet ayırımı yapmadan sevmek.

Dünyaya ikinci kez gelme şansınız olsa, nasıl bir hayat yaşamak istersiniz?

Şimdiki hayatımı tekrar yaşamak isterdim.

Dünyada istediğiniz her türlü değişikliği yapabilecek kadar gücünüz olsa, sihirli değneğinizi dokunduracağınız şey ne olurdu?

Savaşları bitirerek, dünyada barışı sağlamak.

Tüm koşullar uygun olsa ve size bir iş kurma şansı verilse, nasıl bir şirketin patroniçesi/patronu olurdunuz?

Üretimde eşit emek, kazançtan eşit karın olduğu, dayanışma sevgi içinde bir şirketin patronu-işçisi olmak isterdim.

Yeteneklerinizi başka bir kişiyle değiştirme şansınız olsa, şu anda yaşayan, ya da bir zamanlar yaşamış olan hangi kişinin yeteneklerine sahip olmak isterdiniz?

Şiirde Nazım Hikmet, Ahmet Arif, insanları etkileme ve devrimci ruhuyla Atatürk'ün yeteneklerine sahip olmak isterdim.

Hayattan beklentiniz nedir?

Savaşların ve sınırların olmadığı, insanların eşit ve adil yönetildiği bir dünya.

Sizi dünyanın en mutlu insanı yapabilecek şey ne olabilir?

Ailemle yaşadığım mutluluğun devamı.  Ve yetiştirdiğim öğrencilerin işlerini layıkıyla yaptıklarını görmek.

Bugüne kadar attığınız en gururlu zafer çığlığı hangi başarınıza ait?

Her şeye ve herkese rağmen onurumu kaybetmeden yaşamak en büyük zaferim.

Gözlerinizi dolduran en son olay nedir?

Savaşlarda yurtlarından sürülen çocuklar.

Çocukluğunuza dair en çok neyi özlüyorsunuz?

Yalın ayak toprağa basmayı, yoruluncaya kadar oyun oynayabilmeyi özlüyorum.

Bir mucize olsa geçmişinizdeki hangi hatalarınızı düzeltmek istersiniz?

Hiç birini. Çünkü, yaptığım her hatanın bana bir şeyler öğrettiğine inanıyorum.

Aklınıza her geldiğinde sizi gülümseten bir anınızı anlatır mısınız?

 Sekiz on yaşlarındayken köye bir çerçi gelirdi. Köy meydanındaki kocaman ağacın altında üzüm satardı. Biz arkadaşlarla ağaca çıkar ipin ucuna taktığımız çengelle üzüm salkımlarını yukarı çekerdik. Çerçi her seferinde, bu köye gelince erken bitiriyorum üzümleri, bu köy bereketli derdi. Geçen yıl aynı adam- tabi yaşlanmış artık- çalıştığım okula kuru üzüm satmaya geldi. Olan biteni, köyün bereket sırrını anlattığımda baya güldük. Helallik istedim, arakladığım üzümlerin ücretini vereyim dedim. Helali hoş olsun dedi.

Şimdiye kadar yaptığınız en çılgınca şey nedir?

16 yaşında okulu bırakıp evden ayrılmak.

17-18 yaşlarınıza geri dönme şansınız olsa yine aynı hayatımı yaşardınız, yoksa başka bir hayat mı yaşardınız?

Tabi ki aynı hayatı yaşardım.

Kendinizi dünyanın en güçlü insanıymışçasına başarılı ve mağrur hissettiğiniz en son deneyiminiz nedir?

Şu an kendimi dünyanın en güçlü insanı olarak hissediyorum. Daha önce de böyleydi ve gelecekte de en güçlü ben olacağım. Çünküzaaflarım ve güçlü yanlarımı biliyorum. Mağrurlanmak konusuna gelince pek yaşadım diyemem.

Şu anda kişi olmanızda payı olduğunu düşündüğünüz kişiler kimler?

Ailem, öğretmenlerim ve eşim.

Çocukken ne olmak ve kim olmak isterdiniz?

Çocukken çok şey ve çok kişi olmak isterdim. Ama bir süre sonra ancak kendim olmayı başardım ve buda beni çok mutlu ediyor. İyi ki ben, ben olmuşum.

Gerçekleştirmeyi istediğiniz en büyük hayaliniz nedir? Ve gerçekleşti mi hayaliniz?

İnsanlığa katkı sağlamak, şiirlerimle insanlara sevgiyi aşılamak. Gördüğüm kadarıyla henüz gerçekleştirememişim.

TV Proğramcısı olsaydınız, nasıl bir proğram yapmak isterdiniz?

Sanat ağırlıklı, yazarların, şairlerin, müzisyenlerin, heykeltıraşların, ressamların ve eserlerinin tanıtıldığı söyleşi programı yapmak isterdim.

Karşınızdaki kişiyi tanımak için hangi davranışına bakarsınız?

Söylediklerine ve yaptıklarının tutarlılığına bakarım.

Birine ya da bir olaya sinirlendiğinizde tepkiniz ne olur?

O günkü ruh halime bağlı olarak değişir.

Kendinizde neleri değiştirmek istersiniz?

Hiçbir şeyi değiştirmek istemiyorum.

Motive olmak için başvurduğunuz ilk yöntemler nelerdir?

Kitap okumak, şiir yazmak, bağlama çalmak gibi.

Sonsuza kadar yaşlanmayacaksınız diyelim, hangi yaşta kalmayı istersiniz?

Sağlık sorunlarımın olmadığı yaşları tercih ederdim.

Bu yıl hayatınızın sona ereceğini bilseniz, neyi daha farklı yaparsınız?

Aileme ve şiire daha çok zaman ayırmaya çalışırdım.

Akıl hocasına ihtiyaç duysanız, bu kim olurdu?

Benden akıllı olduğunu düşündüğüm herkes olabilirdi. Özellikle çocuklar. Çünkü onlar çok şey öğretti bana.

Ölü ya da yaşayan biriyle tanışabilecek olsanız, bu kim olurdu? Ve ne sorardınız O’na?

Mustafa Kemal.  Sorum: Yurtta ve dünyada barışı nasıl sağlayacağız? olurdu.

Başardığınız en zor şey neydi?

Henüz yapabildiğimi düşündüğüm bir zorlukla karşılaşmadım.

Kendi paranız ile aldığınız ilk şey neydi?

Lastik krampon.

Çekingen mi, yoksa atılgan mısınız?

Atılgan olduğumu söyler çevremdekiler.

Kimi dört gözle bekliyorsunuz?

Kimseyi beklemiyorum. Çünkü sevdiğim tüm insanlar yanımda şu an.

Ne tür insanlar sizi etkiler?

Dürüst, özü sözü bir olan insanlar.

Tesadüflere ve mucizelere inanır mısınız? Neden?

Evet. İnsanın kendisi mucizelerin en büyüğü zaten. 

Yeter ki mucize olduğunun farkına varabilsin.

Güven problemi yaşar mısınız?

En büyük problemim güven galiba. 

Çünkü çoğu insanın menfaati uğruna başkalarını üzdüğüne çok şahit oldum.

Uzay boşluğuna çıkmak mı, okyanusun dibine inmek mi? Neden?

Olduğum yerde kalmayı tercih ederim.

Mezar taşınıza ne yazılmasını istersiniz?

Hoş geldiniz. Kapım size her zaman açık. Yatıya da bekleriz.

En son kimin önünde ağladınız ve nedeni neydi?

Ağladığımda kaç kişi ve kimlerin olduğunu sayamayacak kadar kalabalıktı. Babamın vefatı idi sebep.

Gecemi, gündüz mü? Neden?

Geceyi daha çok seviyorum. Gece daha sakin ve kendimle baş başa kalabildiğim zamandır.

Aşk her şeyi affeder mi?

İhaneti asla. Gerisini tabi ki affeder.

Ne zaman konuşmanız gerektiği halde sessiz kaldınız?

Birilerinin zarar göreceğini düşündüğüm zamanlarda çoğu zaman susmayı tercih ederim.

Bir papağanınız var ve bir cümle söyleyebilir. Hangi cümleyi öğretirdiniz?

Bağırmadan konuş.

Hangi konuda kendinizin en büyük düşmanısınız?

Tembellik ettiğim zamanlarda.

İçinizdeki ses son zamanlarda ne diyor?

İnsanlık nereye gidiyor?

Gitmesine izin vermeniz gereken neleri hayatınızda tutuyorsunuz?

Hiçbir şeyi.

Uçurumdan tam atlamak üzereydiniz, durdunuz aklınıza ne geldi?

Atlarsam canım yaşadığımdan daha çok yanacaktır.

Gözyaşının yıkayamadığı şeyler nelerdir?

Zaman ve ölüm.

Bir dalga olsanız ilk nereye vururdunuz?

Kendi içime.

Cehennemin çıkışında yazması muhtemel sözler nelerdir?

Bizi tercih ettiğiniz için teşekkür ederiz. Yine bekleriz.

Yolda gidiyorsunuz köşeyi döndünüz ve karşınıza siz çıktınız ne yapardınız?

Sarılırdım.

Duygusal mısınız, yoksa mantıklı mısınız?

Mantıklı duygusalım diyelim. 

Duygusallığın mantığımın önüne geçmemesine gayret ederim.

Hayatınızda olmazsa olmaz dedikleriniz?

Ailem, şiir, müzik.

Sizi geleceğe dair en çok ne endişelendiriyor?

Savaşlar ve adaletsizlik.

Hatalarımızdan ders çıkarıyorsak neden hata yapmaktan korkuyoruz?

Hata yapmaktan korkmuyorum, ama bile bile de hata yapmamaya çalışırım.

Dünyaya nasıl bir iz bırakmak istiyorsunuz?

Kalıcı bir iz. Olacaksa tabi ki şiirlerimle.

Günlük hayatımızı telaşla yaşarken neleri gözümüzden kaçırıyoruz?

Yaşadığımız anın kıymetini.

İleriye dönük planlar yapanlardan mısınız, yoksa anı yaşamak daha mı önemli?

Önceliğim anı yaşamak. Ama geleceği de yaşayacaksak, fırsatımız olursa,  gelecek yaşanılan an olacak ve olduğunda daha iyi olsun diye de gayret ederim.

Ruhunuzu besleyen şeyler var mı, neler?

Eşim, çocuklarım ve mesleğim.

Hayatta neyin peşinden koşuyorsunuz?

İyi bireyler yetiştirmenin ve mutlu olmanın.

Neleri asla yapmam dersiniz?

Yapmam dediklerimi.

Korkularınız nelerdir?

Dünyanın daha kötü bir hal alması, insanların sevgi ve saygılarını yitirmeleri.

Yaşayamadığınız için pişmanlık duyduğunuz ne var?

Bir ara lise eğitimime ara vermem.

Hangi hataları kabul edersiniz, hangileri etmezsiniz?

Hata olduğunu farkettiğim an bütün hatalarımı kabul ederim.

Sevdiğinize buradan ne söylemek istersiniz?

İyi ki hayatımdasın. İyi ki çocuklarımın annesisin. Seni çok seviyorum.

Hangisi daha iyi: 

Acı gerçek mi? 

Yoksa tatlı yalan mı?

Acı da olsa gerçek daha iyidir.

Şu an ruhunuzun olmak istediği yer neresi?

Bir dağ kulübesi, sessiz, sakin, doğayla baş başa bir ortam.

Yakın bir arkadaşınız kanunsuz bir iş yapsa polisi arar mısınız?

Hiç tereddüt etmem.

Yaşamınız boyunca yaşadığınız en heyecan verici tecrübe neydi?

Öğretmen olarak atandığım günkü heyecanı hiç unutmam.

Özünüzden kaybetmek istemediğiniz ne var?

İnsanlara ve tüm canlılara karşı beslediğim sevgi. Şiir konusundaki üretkenliğim.

Hayatınızdaki dalgalı dönemleri nasıl atlatıyorsunuz?

Zamana bırakırım. Çünkü dalgaların durulacağını biliyorum. 

Sizce yaşamayı en değerli kılan şey ne?

Nefes almak, her doğan günü yeniden selamlamak ve üretmek.

Dünyanın en güzel yeri neresi?

En mutlu olduğumuz anlarda neredeysek orası dünyanın en güzel yeridir bence.

Ne zaman, hangi olayla çaresizim dediniz?

Babamı kaybettiğimde.

Sevmek mi, sevilmek mi?

Kişi sevdiği kadar sevilmezse bir süre sonra dengeler bozulur. Bencillik ve çıkar ilişkisine dönüşür. O yüzden sevmek kadar sevilmek.

Hayatta ne olmasa her şey çok daha güzel olurdu?

Savaşlar ve sömürüler.

Hiç kimsenin göremediği bir özelliğiniz var mı? Varsa neden bugüne kadar gizli kaldı?

Galiba yok. Varsa de ben bile farkında değilim henüz. 

Doğada ki bir şeyi şişeleyebilseydiniz, bu ne olurdu?

İnsanların egosunu şişlerdim herhalde.

Kişiliğinizi en iyi tanımlayan hayvan hangisi, neden?

Kartal. Çünkü ikimiz de özgürlüğe aşığız.

En son “… özelliğinden dolayı senle gurur duyuyorum” lafını kime söylediniz? Hangi özellikti o?

Çocuklarıma sıkça kullanırım. Okuldaki başarı ve başarısızlıklarında.

Son olarak soruları nasıl buldunuz?

Farklı fakat eğlenceli. Emeğinize sağlık. 

Teşekkür ederim.