Evet, sevgili okurlarım, Dilek EJDER İLE BU SENİN SAYFAN söyleşi köşemiz de, "Zamanın Güzin Ablası olarak ünvanlandırılmış Songül Abla’nın sayfasını aralamaya karar verdik.

Ancak, bir kaç fikri beyanımı da şu giriş kapısına asacacağım, ki herkesin kulağına takacağı bir küpe, yakasına iliştireceği bir broş olsun.

Evet, sevgili okurlarım biliyorsunuz günümüz de, dilde inkar, içte ise gerçeklerinin en merkezin de yaşattıkları, etkisel anlamda da ikiz diyebileceğimiz iki negatif enerji varlığı, yani büyü ve nazar olduğunu bilinmek de. Ancak sorsanız, kimse inanmaz; "Aman canım geçin bu hurefe işleri" der geçiştirirler. Zira bu tavır kamufle kastümüdür. Dahası; "Sus kulaklara kar suyu kaçırma, ki kimse uyanmasın" algısıdır.

Bu algıyla "Sus"turulan bu konu, kendi gizli dünyalarından taşıp eşkereye zuhur ederek, koca bir "Çığlık" ve çığırından çıkmışlık olmuştur artık. Kulakları açıp bir duyurmak, gözleri açıp, bu Seyr-i Alem de Be-Didar etmek, yayından çıkan ok'un hedef tahtasını sadece sıyırdığını, ilahi adaletin döngü sistemi ile yönünü kendi yay'ına çevirip, tam merkezli nişan aldığını, Su-i Zan'a bir insanlık vazifesi olarak Hüsn-ü Zan edip, kuyu eşerin, kendi düşerini bi gösretmek gerek. 

Evet, sevgili okurlarım insanların kötü enerjilerle hayatları olumsuz etkilediklerinin suçlusu belki de bizim boy hizası bakışımız da. Öyle ya herkes aynı hizada olabilirmi hiç? Al sana hizaya hiza; kıyasa kıyas!

Güzel gördüklerinize Maşallah deyiniz" demiş Yaradan. Zira kullanılan gizli silah, haset edileni sadece sıyırır geçer ancak dönüş kurşunu sahibine saklıdır. Yani onu oluşturan ve Dünyaya getiren anasına. Çocuk doğurup anası olduğun gibi, kendi nefsinden bedeninden doğurduğun kötü enerjilerin de anası oluyorsun bitabi. Kan bağı gibi ayrılmaz, etle tırnak gibi. Ancak ömür boyu ayağına dolanacak bağ, boynuna geçecek urgan olarak. Hele bide haset ettiklerinin evladına kadar tesir etmişse yaptırdığın uygulamaların, yahut nefesinle doğurduğun kötü enerjin, bilki dönüş kurşunu kendi evladınadır. Peki evladının suçu ne?

Ee başkasının evladının suçu neee?

Nasıl bakarsan, öyle yaşarsın.

Nasıl bakarsan, öyle taçlandırırsın hayatını. Yaşayacakları bakışında gizli insanın, kaderide. Güzel bakarsan güzel yaşarsın, haset bakarsan hep eksik yaşar, haset ede ede yanar kavrulur, öylede ölür gidersin.

İşte alınan bu ah ile veballer, babadan oğula, oğuldan toruna geçe(cek)n negatif mirastır. Bilinmelidirki kim ne yaparsa yapsın, yaptığı ve yapacağı herşey kendisine yaptığıdır. Bir anlık zerre kadar haset düşüncenin bile, kişinin kendisi için diktiği, ancak binlerce kez giyinceği kıyafettir. Bire bin dönüşün sistemidir bu. İyi Yada kötü kime ne düşünürsen, bin misli sana dönüşümün sistemi. Güzel yaşamanın şifresi de, bu sistem pusulasında işte. Kimseye kötü düşünme ki, güzel yaşa. Son olarak demem o ki, pis nefisten çıkan ateş, başkasının can tenine değdimi, bir iki üf püf geçer ama asıl çıktığı sobayı ömürlük yakar. Kötü enerji kimden töremişse, anası olduğu gibi, sobası da odur; ama hayranlıktan, ama hasetlikten, ama imrenmekten, ama kıyastan farketmez; düşmanınız dahi olsa evvela kendi iyiliğiniz için can-ı gönülden tekrar tekrar Maşallah deyiniz. Uzakta ise, kendi kulağınıza Maşallah'ı fısıldayınız ki, ne şiş yansın, ne kebap. Kimsenin canını yakmayın. 

Ne demiş (S. A. V) 

"Canı yanan sabretsin, canı yakan yanacağı günü beklesin. 

Böyle bir terazidir işte Dünya denen denge. 

İnsanlar sanırki gören, duyan olmadı. Tabiii canım sen öyle san; her zerrenin kımıldayışını dosyaya geçiren, aldığın her nefesi ise sayan bir sistemin içerisinden sen; sen unutursun ancak o sistem döngüsünde kayıtlı olan defterin unutmaz. O defterin dürülüş sistemin de, yaşattığını bire bin yaşamadan ölmezsin sen. Ölüp gidince de ebedi yaşar, ancak ebedi yanarsın. Peki değermi, şu iki gizli silahı kullanarak, asıl kendini iki cihanda da ebedi yakmaya? Sakın ha. 

Neyse ki kötü enerjileri var edenlerden değiliz. Olmayalım da. Aman ha.

Evet Songül Hanım, Hoş geldiniz, "DİLEK EJDER İLE BU SENİN SAYFAN" söyleşi köşemize. Önce kimdir Songül Akkaş? Ve bize biraz Songül Abla olma yolculuğunuzdan bahsedermisiniz?

Evliyim ve üç çocuk annesiyim. Kendi halinde mütevazı bir şekilde hafize olarak yaşam sürmekte ve herkes gibi sıradan bir yaşantım var iken 28 yaşlarında yeni bir eve taşınmamla birdenbire hayatım inanılmaz bir biçimde değişti. Songül Abla olma sürecim tamamen ben bu eve taşındıktan sonra başladı. 45 gün boyunca bu yeni taşındığım evde sıra dışı sayılabilecek belki de toplum tarafından paranormal olarak da adlandırılabilecek olaylar yaşadım ve mistik güçlerimi keşfetmem bu süre içerisinde gerçekleşti. 45 günün ardından bu evi terk etmek zorunda kaldım ve devam eden 3 yıl boyunca çok zor ve sıkıntılı günler geçirdim. Mistik güçlerimin gelişmesi, farklı boyutlarda enerjimin olduğunu anlamam ve telepati yoluyla iletişim kurabilmem beni astroloji ve yıldızname bakımına yönlendirdi. 1998 yılından beri yaklaşık 20 yılı aşkın bir süredir devam ettiğim yeni hayatımda artık sadece Songül değil, aynı zamanda beni tanıyan tanımayan herkezin Songül Ablası oldum. Bu tarihten itibaren artık mistik güçleri olan farklı bir Songül olma halimi ailemin kabul etmesi ve buna alışması hiç kolay olmadı. 5 yıllık Osmaniye tecrübemin ardından 9 yıl boyunca İzmir’de bakımlarıma devam ettim. 2005 yılında ise vergi levhamı alarak devlet nezdinde de resmi olarak işime devam etmeye başladım. 

Songül Abla yolculuğum ise  yaşım çok genç olmasına rağmen, büyük küçük herkesin Songül Ablası olmaya karar verdim. Resmi olarak faaliyetimi sürdürdüğüm bu yolda Songül Abla adıyla kendimi duyurdum. Yaşı büyük olsun küçük olsun fark etmez; ben dürüst olan, insanların iyiliğini isteyen kişilerin sorunlarını dinlemeyi ve onlara yardımcı olmayı kendime amaç edindim. Hayatı farklı sebeplerle yolunda gitmeyen, psikolojik olarak yıpranmış ve kısırdöngü halini almış bu durumlardan bir türlü çıkamayan insanlara yardım etmek onlara kendi ilmim doğrultusunda el uzatmak benim işimin en önemli parçası. Tabii ki güven duygusu burada çok önemli. İnsanlar bana çeşitli iletişim araçları kanalıyla ulaşıyorlar (telefon, internet vs.) ancak bir kez geldikten sonra sürekli olarak gelmeye devam ediyorlar. Hayatlarında başlayan değişimleri fark ettikçe güven duyguları artıyor. 10-15 yıldır düzenli olarak gelen danışanlarım var.

Songül Hanım, negatif enerjilerin tesiri altın da olduğumuzu nasıl anlarız mesela? Misal ben her iki negatif enerji durumunda da; aynı gün, kim, ya da kimler tarafından büyü ise; yap(tır)ıldığını, nazar ise; oluştuğunu, uyku uyanıklık arası rüyalarım da görüyorum.

Allah'ın çok sevdiği kuluyum ki, müthiş bir kalkanla korunduğumu hissediyor ve biliyorum. Çocuklarım da öyle. Bize hasetle bakan ve konuşan, kendi hayatına büyü yapıyor adeta. Bu hep böyledir, hiç şaşmaz. Peki bu her insan da böylemidir? Başka nasıl ve ne gibi yaşamsal dürtüler ve feyz-i hislerle negatif enerji altın da olduğumuzu anlarız? 

Negatif enerjiler hayatımızın her alanında bizim hayat kalitemizin düşmesine sebep olurlar. Hem bireysel olarak bedenimizde ve hem de ruhsal olarak psikolojimizde bunu hissederiz. Bununla birlikte, toplumsal olarak var olduğumuz iş, okul ya da diğer sosyal aktivitelerimizde bunun yansımalarını gözlemleriz. Fiziksel olarak enerjimizin düşmesiyle birlikte uyku durumumuzun bozulması, sebepsiz yere halsiz, güçsüz ve yorgun hissederken ruhsal olarak da çoğu kez mutsuz, sinirli, sabırsız ya da isteksiz ve karamsar bir tablo çizeriz. Nazar enerjisi de yine benzer şekilde hasta olmamıza kadar sebebiyet verebilirken işlerimizin sürekli olumsuz gitmesine, tam olacak diye baktığımız işlerin birdenbire olumsuz bir şekilde sonuçlanmasına, kendimizi sürekli bir şanssızlık döngüsünde bulmamıza neden olur. Bununla birlikte frekansların çatışmasıyla çalışma azminin yitirilmesi, iş yerinde ya da okulda performans düşüklüğünün eşlik ettiği stres dolu bir yaşam etrafımızı sarmaya başlar. Enerjimizi düşüren ve bizim enerjimizden çalarak hayatını devam ettiren ve söyledikleri sözlerle saygınlık, huzur ve bereketimizi çekip alan insanlardan uzak durmamız gerekir. Özellikle kelimelerin enerji gücü çok yüksektir; insanların sarf ettikleri bu gibi sözlerin geçirdiği enerjilerden korunmak için iyi ve güvenilir bir medyumdan destek almak şarttır. Dilek Hanım size gelince, evet korunduğunuzu bende gördüm. Sizi ve özellikle çocuklarınızın başarılarını iyi konuştukların da bile bir imrenti veya orda bulunan birinde azıcık haset dürtü meydana getirdiğin de buna sebebiyet veren o iyi konuşanlar bile cezalandırılıyor ve etrafları negatif enerjilerle çevriliyor. Sizdeki koruma çok başka. İyisimi sizi ve çocuklarınızı iyi şekilde bile konuşmamak lazım. Sizdeki koruma  öyle bir duvarki İyi veya kötü düşünce bile katlayarak geldiği kişiye geri gidiyor. Bu iyi niyetiniz ve hiç kimseye kötü niyet beslemediğinizle alakalı bir durum bence. Dikkat ettim de herşeye Maşşallah diyorsunuz bu da size güç ve koruma olarak dönüyor diye düşünüyorum. Aman ben size Peşinen Maşallah diyim de, neme lazım.

Songül Hanım, halk arasın da nazarın gözden oluştuğu, en kuvvetlisinin ise renkli gözlerden oluştuğuna inanılır. Göz değdi derler mesela. Ancak bana göre, haset kişi pis nefsinden kötü enerji embriyosunu oluşturur. Bu kötü enerji artık onun çocuğudur ve göz elektronlarıyla dışarıya zuhur ettirir. Çünkü göz dış dünyamıza açılan penceredir ve burada göz sadece içeriye buyur ettiği gibi, içerdekini yolcu eden köprüdür, iletkendir. Renklerin ise elbette güç frekansı vardır; misal renkli gözün güç frekansından dolayı iletkenliğinin çok daha şiddetli olabiliritesi vardır. Ben böyle düşünüyorum. Peki siz dersiniz bu konu da?

Öncelikle negatif enerjisi olan insanlardan kesinlikle uzak durmalıyız. Bizim enerjimizi düşüren, sürekli negatif enerji yayan, mutsuzluk üreten insanlarla mesafe koymalıyız. Nazardan korunmanın şifasını esas olarak Kuran-ı Kerim’de aramalıyız. Felak, Nas Sureleri ile Ayet-el Kürsi çok önemli.  Bununla birlikte daha önce de söylediğim gibi Kalem Suresi’nin son iki ayeti nazar enerjilerden korunmak için şifadır. Gözü renkli olan insanların nazar ve negatif enerji geçirgenliği çok yüksektir; çünkü renkli gözün enerjisi negatif yüklüdür. Nazar boncuğu inanış ise bu sadece negatif enerjinin kırılmasına yardımcı olur, büyük bir etkisi yoktur. Nazardan korunmak için en etkili yol bol bol dua okumaktır. 

Songül Hanım, bir de halk arasında sosyal medya nazarı türedi son zamanlarda. Derler ki fotoğraf paylaştım, nazara uğradım vs ve hatta artık tecrübe edinmiş olacaklar ki, bir çoğunun artık düğün karelerini dahi paylaşmadıklarına şahit oluyorum. Sizce bu söylenti ve bu korkular gerçek olabilirmi? 

Evet bu konu son zamanlarda daha bir gündemde. Çünkü insanlar sosyal medyada mutlu ve sevinçli anlarını yani güzel olan şeyleri paylaşıyorlar. Güzel olan her şeye de nazar değebilir, negatif enerji geçebilir. Sahip olduğumuz güzel şeyleri sosyal medyada paylaşıyoruz, bunları takip eden insanların gıpta etmesinde herhangi bir sakınca yoktur. Ancak kişilerin bende niye yok da onda var veya Allah ondan alsın bana versin gibi haset, kıskançlık ve negatif enerji yüklü duygu ve düşüncelerle yaklaşması, kesinlikle nazar değmesine sebep olur. Bu anlamda her şeyi sosyal medyaya yükleyip insanların negatif enerjisini çekmemekte fayda var.

Negatif enerjiler ne kadar süre ile varlıklarını sürdürürler? Yani, kişiler alanında uzman bir medyumdan, destek almaksızın zaman içerisinde söz konusu negatif enerjilerden kurtulabilirler mi?  korunmak için ne gibi koruma yapılmalı? Ben koruma diyorum ama anlam karşılığı nedir, başka adı ya da adları varsa, bunlar nelerdir? Neye göre, ne yapılmalıdır? Yapılan koruma, süreli mıdır? Her iki negatif enerji etkisel anlam da ikiz olsalar da, korunma biçimi ve çevirisi aynımıdır?

Evet aslında doğru, bunun adı korumadır. Koruma kesinlikle yapılması gerekir. İnsanlar nasıl ki soğuk havalarda korunmak için palto veya kaban gibi kıyafetler giyerek kendilerini korumaya çalışırlarsa her iki negatif enerjiden korunmak için de Kuran-ı Kerim’den ayetleri okuyarak şifa istemeli, kendimizi Allah’a emanet etmeliyiz.Negatif enerjilerin etkisi önlemi alınmadığı sürece ömür boyu sürebilir. Güvenilir bir medyum tarafından destek almadan tesirinden kurtulmak mümkün olmaz. Negatif enerjilerin tesiri, kişinin yaşamlarında ileri gitmesinde hep bir engel çıkarır. Hayatın mutsuz geçmesine sebebiyet verir. Bol bol dua okumayı özellikle Nas suresi okumayı hiç eksik etmemek lazım. Kişilerin yaptıklarını elbet de kendilerine çeviri de bir sakınca yoktur. Ancak elbette çeviri farklıdır.

Songül Hanım, kişiler kendilerine yahut çocuklarına koruma anlamında cevşen ya da güvendiği bir alimden yaptırdığı korumayı üstünde taşımıyor, evde yastık altı ediliyorsa, bu durum da kişiler dışarıda iken, evdeki koruma onları ne kadar korur? Yada korur mu?

Çocuklarımız bizim en kıymetli varlıklarımızdır. Onları korumak için yine yapacağımız en güzel şey, Felak, Nas sureleri ile Ayet-el Kürsi ve Kalem Suresi’ni okumaktır. Cevşen tabii ki korumaya yardımcı olur ama bazen hazır cevşenlerde fotokopi ya da baskı hatası gibi sorunlar olabiliyor. O yüzden en doğrusu el yazısı ile yazılmış olmasıdır. Evde ya da arabada bulunan cevşen veya koruma sadece bulunduğu evi ve arabayı korur, bizi korumaz. Bizi koruması için cevşen ya da koruma duamızı üzerimizde taşımamız gerekir.

Songül Hanım birçok medyumun kendi danışmanlarının enerjisini çektiği, onda var olanı kendisine aktardığı yine danışmanlar tarafından söylenir. Siz bu konuda neler söyleyeceksiniz okurlarımıza? Doğru ise tebdil-i mekânda, ne gibi tedbirler almalarını önerirsiniz? 

Bu söylenti kesinlikle doğrudur. Biyo-enerji ile ilgilenen ve kendisini hoca olarak tanıtan bazı kişiler öğrenmiş oldukları ilmi iyiye kullanmak yerine kendi çıkarları doğrultusunda kötüye kullanarak karşı tarafın yüksek enerjisini kendisine çekip onun enerjisini zayıflatabilirler. Örneğin; bir kişinin para kazanma enerjisi çok yüksektir, onu kendisine çekip karşı tarafın bu enerjiden mahrum edebilir. Bu açıdan söyleyebileceğim şey, her meslekte olduğu gibi bu meslekte de iyilerin olduğu gibi maalesef kötülerin de olmasıdır. Bugün güvenmediğimiz bir yerden alışveriş yapmazken, güvenmediğimiz bir kişiden de korunmaya yönelik yardım almamalıyız. Bu şekilde insanların güçlü pozitif enerjiye sahip olduğu alanları kendisine çekerek yerine negatif enerjisini bırakarak mesleğini kötüye kullanan kişiler ne yazık ki ciddi anlamda insanların hayatlarını etkiliyorlar.

Songül Hanım, gerçek medyum nasıl anlaşılır diyeceğim de, anlaşılmaz tabi, ancak medyuma yolu düşenlerin nelere dikkat etmeleri gerek? Zira akıl uçuklatıcı şekil de büyük meblağlar kaptıranlar, cinsel tacizlere uğrayanları vs TV'ler de görüyor ve duyuyoruz. Peki, bizim bilmediğimiz ancak sizin bildiğiniz daha başka tehlike unsurları varmı, insanları uyarmanız gereken? 

Kesinlikle çok dikkatli olmalılar. Çünkü internette çok ciddi bir bilgi kirliliği var. Sahte hesaplarla açılmış çok sayıda medyum var ve bakıyorsunuz bu hesaplarda fotoğraf yok, adres bilgisi yok insanları maddi manevi mağdur ediyorlar. Herkes kendisini medyum olarak tanıtıyor ama herkes medyum olamaz. Öylesi varki her türlü işi yapmış tutturamamış, hayatı dolandırıcılıkla geçmiş son olarak insanları medyummuş gibi kandırıp şarlatanlık yaptıklarını duyuyorum. Bu insanlar yaptıkları ve yazdıklarıyla etraflarına zarar verirler. Herkes medyum olabilirmi? Bu Allah vergisi bir yetenektir ve mistik güçlerin olması lazım. Ayrıca kendisine ait resmi vergi levhası olup olmadığına dikkat edilmesi gerekir. Ben bu işi resmi olarak yapıyorum. Şu anda bilhassa piyasada erkek medyumlar yaygın bir biçimde bulunmaktalar. Bunların hemen her gün çok sayıda taciz ve sahtekarlık haberlerini alıyoruz. Ve çok daha başka tehlikeli durumlar da var ancak onlar başlı başına anlatılması gereken uzun mevzular. Ben bu yüzden “Songül Abla” oldum, herkesin ablasıyım ve bana danışmak isteyen insanlara yardımcı olmaya çalışıyorum. 

Songül Hanım, Anne, baba, genç, ergen ve çocuk... Bakıldığı da bunların hepsi, ayrı bir dünya. Bir merdiven düşünün ki, çıkılan basamak aynı. Yol aynı. Yolcu aynı. Güzergah aynı. Ancak, yol aldıkça yaş evresi değişimiyle başka başka kişi oluyor insan. Geldiği çocuk evresini, geçtiği gençlik yollarını unuttuğu için, aile içi çatışmaların tam da bu noktada oluştuğuna inanarak bakacak olursak aile hekimlerinin olduğu gibi, aile psikologların da olması gerekir mi? Tabi olacak sa aile hekimliği binasın da sakınca yaratacağından, bunun yine ruh ve sinir hastalıkları hastahanelerin de olmasının makul olabileceğini de ekleyerek sözü size bırakıyorum. 

9-Tabii, bence çok iyi olur. Aile içi sorunlar ya da kişisel psikolojik problemleri anlamak için daima bunların geçmişini bilmek bir çözüm geliştirebilmek için çok önemlidir. Aile hekimi gibi, sinir hastalıkları hastahanelerin de aile psikoloğlarının olması bu konulara ait olarak da danışanların öyküsünü bilmek açısından ailevi sorunların çözümünde etkili olur diye düşünüyorum. 

Ergen çocuklarımıza ne söylemek istersiniz Songül Ablaları olarak?

Ergenlik çağında olan gençlerimizin öncelikle büyüme süreçlerindeki bu çalkantılı dönemlerinde çok dikkatli olmalarını öneriyorum. Arkadaş ortamı ve yetiştikleri ev ve okul çevresi kötü alışkanlıkların gelişmesinde çok önemli rol oynuyor. Özellikle de anne babalara büyük görevler düşüyor. Çocuklarımızın bu dönemde enerjileri çok yüksek ve onları kötü alışkanlıklardan uzak tutmak için bu yüksek enerjiyi spor sanat gibi faydalı aktivitelere yönlendirmek gerek.

Songül Ablalarından nasihat niteliğinde gençlerimizin kulağına takacağı, bir çift güzel küpesi varmıydı acaba? 

Gençlerimize söyleyeceğim en önemli şey kesinlikle anne babalarının sözünden çıkmasınlar. Hiç kimseden anne- baba gibi yar olmaz. Çocuklarımız şimdi akıllı telefonlar, bilgisayarlar ile teknolojinin çok geliştiği bir internet çağında yaşıyorlar. Burada kendisini farklı tanıtan ve genç kızlarımızı kandıran erkekler olabiliyor yine genç çocuklarımız bilgisayar oyunlarına kendilerini kaptırıp hayatlarından olabiliyorlar. Gençlerimizin ailelerine sımsıkı sarılmalarını ve eğitimlerine devam ederek faydalı bireyler olmalarını diliyorum.

Bu son soru da sizin, cevap da... Buyurun mikrofon sizde.

İş, aşk, kariyer her konuda danışanlarım soru sorabilirler. 21 yıllık deneyimimi sizlerle paylaşacağım. Arkadaş, eş seçimine ve kariyer seçimine dikkat edin. Bütün bunlar ömür boyu sizinle ve hayatınızı derinden etkiler. Hiçbir şey için geç değildir; negatif enerjilerin etkisiyle hayatımıza yansıyan sorunlardan Allah’ın izniyle kurtulmanız mümkün. Siz danışanlarıma elimden gelen desteği sunmaya hazırım.

Evet, Spritüel Yaşam Koçu Songül Akkaş'a bu güzel söyleşi için sonsuz teşekkürler ediyorum. Hoçça kalın, dostça kalın ama asla ve asla mutsuz kalmayınız. Sevgilerimle Dilek EJDER