Merhaba Sercan, nasılsın?

Merhaba. İyiyim, teşekkürler. Siz nasılsınız?

İlk singlen ‘Ölüm Ölmez’ ile bizlerin karşısındasın. Başarılı bir şarkı olmuş. Nasıl oluştu şarkı?

Çok teşekkür ederim. Evet ‘Ölüm Ölmez’ müzik kariyerim adına  güzel bir başlangıç oldu ama şarkının oluşumu o kadar da güzel bir zaman değildi. Moralimin bozuk ve stresli olduğum bir dönemde evde tek başına gitarla mırıldanırken bir anda çıktı geldi. O an ki iç dünyamın kelimelere ve melodiye dökülmüş hali bu şarkı.

Bu ilk çıkışın olduğu için şarkı seçmekte zorlandın mı, yoksa bu şarkı kesin çıkış şarkın olarak mı hazırlandı?

İlk çıkış şarkısı olarak hazırlamadım aslında. Ben hâlihazırda olan bestelerimden dört tanesini yapımcım ile paylaştım, sonuç olarak ölüm ölmez de karar kıldık.

Şarkı çok güzel olmuş. Sende güveniyor musun şarkına? 

Teşekkür ederim beğenmenize çok sevindim. Evet, şarkıma güveniyorum. Bu zamana kadar da olumsuz yorum almadım diyebilirim. ‘Ölüm Ölmez’ az önce de bahsettiğim gibi iç dünyamın ve manevi duygularımın bir yansıması olarak oluştu. O yüzden de bir ruhu olduğunu ve bu sebeple beğenildiğini düşünüyorum.  Bundan sonrası için ise; ne kadar kişiye ulaşır, kimlerin gönlüne girer bilemem ama benim için her zaman önemli bir yeri olacak bu şarkının.

Sevilen sanatçı Pınar Soykan'ın desteği ile Soykan Prodüksiyondan çıktığını öğrendik şarkının nasıl bir araya geldiniz Pınar Hanım ile ve süreç nasıl işledi?

Bir arkadaşımın vasıtası ile Pınar la tanışma fırsatım oldu. Şarkılarımı dinledi, beğendi ve sağ olsun bana sadece prodüksiyon (yapım) anlamında değil, her konuda inanılmaz destek oldu, arka çıktı. Ve Soykan Production ile hikâyemiz böylece başlamış oldu.

NE YAPARSAK YAPALIM ÖLÜMÜ ÖLDÜREMEYİZ

 “Şarkısının sözlerinde ‘Ölüm ölmez soru buysa’ iyen Sercan ölümler ölümsüz” olduğunu vurgulayarak, “Evet, kesinlikle böyledir Ne yaparsak yapalım ölümü öldüremeyiz. O bir şekilde hep bize yaklaşır durur ama tabi ki biz bunu fark etmeyiz.  Bunun içindir zaten rutin hayatımızda ki önemsiz, saçma sapan şeyleri dert edip üzülmemiz. O yüzden arada sırada hatırlamakta fayda var diye görüyorum” dedi.

İnsanlar sonunu bile bile sever mi? Bahsettiğimiz sonlar genelde neye çıkıyor ki?

Bence duruma göre değişir. Sonunu bilmeden sevenleri de gördüm, sonunu bile bile sevenleri de. Ben sevgiyi sonun etkilememesi gerektiğini düşünüyorum. Seviyorsanız seviyorsunuzdur. Öteki türlü şartlı bir sevgi olur. Bana göre değil

Çok güzel bir klip olmuş. Kim çekti, nasıl geçti çekimler?

Teşekkürler klibimizi Bilal YALÇIN ve ekibi çekti. Çekimler yaklaşık 22 saat kadar sürdü. Şile taraflarında bir kaç farklı mekânda çekimleri gerçekleştirdik. Ekipteki herkes çok pozitif ve enerji dolu olduğu için çok eğlenceli bir setti. Benim içinde heyecanlı bir gündü. İlk defa bir klip çekimindeydim haliyle hem şaşkın hem de mutluydum. Herkes sağ olsun bana çok destek oldu ve motivasyonumuz hep yüksekti.

Şarkının tınısı Toygar Işıklı havasında geldi bizlere Sende hissediyor musun?

Açıkçası ben biraz farklı okuduğumuzu düşünüyorum ama puslu sesler olduğumuz için benzetiliyor olabilir. Bu arada Toygar Işıklı nın sesine benzetilmek çok büyük bir onur.

Yeni piyasaya girmiş biri olarak bu düzeni nasıl buluyorsun, piyasa nereye gidiyor?

Açıkçası piyasa biraz karmaşık geliyor bana. Bazen amatör bir kayıt çok yüksek görüntülenme alırken bazen çok başarılı bir proje beklenenin çok altında kalabiliyor. Çabuk tüketiyoruz çabuk sıkılıyoruz. Gidişatı tahmin etmek çok güç. Bence eskiye nazaran şimdiki piyasada kalıcı olmak çok daha zor ve zahmetli. Aslında bir proje çıkarmak zar atmak gibi bir şey… Kısacası işimiz oldukça zor.

Bildiğim kadarıyla İstanbul dışında yaşıyorsun, burada olmamak zor olmuyor mu?

Evet, Kocaeli’nde yaşıyorum. İstanbul’a yakın olsa da yine de mesafeler bazen yorucu olabiliyor. Bu piyasada yeni olduğum için çok büyük bir yoğunluğum yok ama her geçen gün artıyor ve bu da yolculukları sıklaştırıyor tabi. Fakat yine de tatlı yorgunluklar bunlar.

YENİ NESİL HER ŞEYE YÖN VERİYOR

“Eskiden sanatçı dediğimizde mutlaka sesinin güzel olduğu ki bunun yanında duruşu ve efendiliği ile dikkat çeken kimseleri bilirdik. Şimdilerde farklılıkları olan kişileri görüyoruz. Bun bizler yani halk mı yapıyor? Ve bu sayede yeni çıkış yapan kişilerde ne tür farklılık çabası oluşuyor” sorumuza “Bence tamamen halkın belirlediği bir şeydir. Yeni çıkan tarzlar ve yeni akımlar müziğe şekil veriyor. Bu piyasada var olmak için oyunu kuralına göre oynamak zorundasınız. Bir şarkıyı dinlenmesin diye yapamazsınız.” diyerek “Eskiden sanat sanat için olgusu iş yapıyordu ama artık bu imkânsız gibi bence. Özellikle 10-20 yaş arası gençlerin beğendiği bir iş yapıyorsanız başarı kendiliğinden geliyor. Yeni nesil her şeye yön veriyor. Umarım bunun bilincinde yetişiyorlardır” şeklinde ifade etti. 

Sosyal medyanın bu kadar hayatımızın içinde olması hakkında ne söylersin?

Ben çabuk tüketimin başlangıcının sosyal medya ile oluştuğunu düşünüyorum. Artık herkes ünlü ne kadar çok like alırsak o kadar mutluyuz maalesef. Hatta öyle ki artık bu iş bağımlılık derecesinde pek çoğumuzun hayatındadır. Ama diğer taraftan faydalarını ve gerekliliğini de yok sayamayız. Önemli olan dikkatli ve yerinde kullanmak sanırım.

Enstrümanlardan gitar çalıyorsun. Bunu sosyal medya hesaplarında da bizlere gösteriyorsun. Bu güzel bir şeydir. Senin içinde çalgı aleti artı mı? 

Kesinlikle enstrüman büyük bir artı. Ben enstrümanları kitaplara benzetiyorum. Çaldıkça yeni bir bilgi öğrenmiyorsunuz belki ama ruhunuzda yeni bir kapı açıyorsunuz, müzik ufkunuz genişliyor. Aslında enstrüman çalmak ve yeni enstrümanları keşfedip öğrenmek benim hobim gibi. Sayısını bilmiyorum ama 15 den fazla enstrümanı çalabiliyorum diyebilirim. Tabi ki profesyonel boyutta görmüyorum kendimi, bana yetiyor.

.

Çok kısa seni tanıyalım istiyorum. Nasıl bir çocuktun? Adam olacak çocuk küçüklükten belli olur derler. Sende müzikle yakın mıydın?

Uslu bir çocuk olmakla birlikte, küçüklükten biraz belli etmişim tabi kendimi. İlkokulda resim yarışmasında Türkiye birincisi oldum. Mahalle takımının kalecisiydim, flüt korosunun başındaydım, saz korosunun da başındaydım. Böyle sanatsal ve sporsal yeteneklerim hep bilinirdi ama asıl müziğe yakınlığım üniversitede başladı.

Şarkıcı olmaya seni iten ne oldu ve müzik senin için nedir?

Aslında korktuğum bir sektördü bu piyasa, beni yutar diyordum hep. Çevremdeki insanların teşviki hatta baskıları sonucu böyle bir sektöre girme kararı aldım. Kendimi bildim bileli müzik hep benimle beraber yürüyor ve elimi hiç bırakmadı. Artık profesyonel bir kariyerdeyim, bu benim için bir iş ama sevdiğim mesleği yaptığım için kendimi çalışıyor gibi hissetmiyorum.

Bildiğim kadarıyla kısa bir süre İtalya'ya gitmişsin. Neler deneyimledin ve buraya geldiğinde sana ne tür faydası oldu?

Evet, 2013 yılın da 6 ay kadar Lecce’de yaşadım. Çok farklı insanlarla tanışma fırsatım oldu. Hem kendimi hem de kendi müziğimi keşfettim İtalya da. Ciddi anlamda ilk bestelerim orda çıktı o yüzden bendeki önemi büyüktür.  Bazı zamanlar evimizin merdiven boşluğunda 15-20 kişiye konser veriyordum. Kendimi pek çok açıdan orada bulmaya başladım diyebilirim. Ailemden ve tanıdıklarımdan uzakta kendi kendine yetmeyi öğrendim. 6 ay kısa gibi görünse de Türkiye ye döndüğümde hayata daha kültürel ve evrensel bakabilmeme yetmişti. Pek çok gence de bu tip deneyimleri tavsiye ederim.

NEŞET ERTAŞ SÖYLESİN TÜM DÜNYA DİNLESİN

Dünya kültürlerini ve dünya müziklerini sevdiğini söyleyen genç popçu, “Farklı kültürleri ve müzik türlerini seviyorum. Ama ben yine de Türk müziğini özellikle halk müziğini, türküleri ve gazelleri çok seviyorum. Mesela Neşet Ertaş söylesin ve dinlesin tüm dünya derim hep…” açıklaması yaptı. 

Bu sıralar çok fazla düet şarkılar görüyoruz. Bazılarının destekleyici olduğunu görüyoruz. Sen de sıcak bakıyor musun düetlere? Özellikle yeni çıkmış isimlerle ünlü isimlerin düet yapması hakkında ne söylersin?

Evet, çok başarılı örnekler var. Bende beğenerek dinliyorum bazı şarkıları. Ama tek başına söylemekten daha riskli bence. Yeni isimler için güzel bir çıkış olabiliyor çoğu zaman. Güzel bir proje olursa bende düşünebilirim, neden olmasın.

SON ZAMANLARDA EN ÇOK DİNLEDİĞİN İLK ÜÇ ŞARKI DESEM NELERİ SÖYLERSİN?

Fikri Karayel: Yol, Ersay Üner: Nokta, Deeprise- Jabbar: Raf.

Yaz da geldi sahneler ne zaman başlıyor?

Şarkım çok yeni, sahne planlamalarına daha yeni başladık. Sahnelerime gelmek isteyenler özellikle Instagram hesabımdan takipte olsunlar. Sosyal hesaplarımda her şeyi paylaşacağım. 

Genelde sahnelerinde ne tür şarkılara yer veriyorsun?

Ağırlıklı olarak pop okuyorum. Fakat her tarzı elimden geldiğince söylemeye çalışıyorum. Bu dinleyicilerimin taleplerine göre değişiyor diyebilirim. 

Ne tür şarkı asla söylemezsin?

Her tür şarkıyı söyleyebilirim.

Herkes kendine has değerlendirmededir bu yüzden idol demeyi çok doğru bulmuyorum ama takip ettiğin bir sanatçı var mı? 

Yıldız Tilbe ve Ersay Üner. Bu iki isim hem besteleriyle hem ses tınılarıyla benim hayranı olduğum kişiler. Çok başarılı buluyorum onları.

Yurt dışındaki sanatçılarla bizim sanatçılarımızı nasıl değerlendiriyorsun?

Yurtdışı olarak düşünmektense dünya starı olarak bakıyorum. Çok başarılı ve profesyoneller. Çok büyük organizasyonlar gerçekleştiriyor ve büyük konserlere imza atıyorlar. Ama bizde maalesef organizasyonlar biraz eksik kalıyor. Dans, koreografi, sahne şovu vs. vs. konularında yeterli değiliz bence.

Bir haberinde kendime çok güveniyorum demişsin. Seni tanımamız için bir kaç kelime ile anlatır mısın?

Başta kim olduğumu, neleri yapabileceğimi ve neleri yapamayacağımı çok iyi biliyorum. Kendime güvenimde bu yüzdendir. Samimi bir insanım ve yalana kesinlikle tahammülüm yok. 

Yakın gelecekte ne tür projelerin olacak?

Konser planlarımız var, yeni bir şarkı için toplantılara başladık, belki bir düet olabilir. Belki başka sürprizler olabilir

Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersin?

Herkese çok selamlar sevgiler. Bir gün hep birlikte şarkılar söylemek ve daha pek çok yeni şarkıda buluşmak dileğiyle hoşça kalın…

KUTU:

Doğum tarihi: 12.05.1990

Burcu: Boğa

En sevdiği huyu: Açık sözlülüğüm

Sevmediği huyu: Çabuk parlamak

En sevdiği renk: Siyah

Uğurlu sayısı: 3

Uğurlu günü: Cuma

En sevdiği söz: Nasipten öte köy yok.

Röportaj: ELİF HAYVALI