YAĞMUR TANYILDIZ'ın röportajı için tıklayınız...
“Bizim için vatan her şeyin üstündedir”
Türkiye tarihinin ilk mülteci tahliye harekâtını yöneten sat timinin komutanı, emekli SAT Subayı ÖNDER AKGÜN ile gazetemiz ÖNCE VATAN’da bir araya geldik…
Belki hepimiz zaman zaman onlardan biri olmak istemişizdir, özenmişizdir. Ben çok günler hatırlarım ki çantamı doldurup elimde tabancamla sefere çıktığımı hayal ettiğimi... Ne yazık ki bu birliklere girmek çok zordur, özeldir.
Biz gülümseyerek hayal kurarken, onların Cehennem Haftası diye tabir edilen 1 haftalık eziyete maruz kalması ve 1 hafta sonunda ayakta kalanların sat komandosu sıfatını alması oldukça zorlu bir yoldur aslında.
Eğitim sürecinin zorluğu, kabiliyetleri, bilgi birikimleri, fiziksel yeterlilikleri gibi bilinen olağanüstü özelliklerinin yanı sıra; karakterlerine hayran kalmamak elde değil. Meslek icabı sert ve ruhsuz olmalarını beklerken, sıradan bireylere göre çok daha anlayışlı ve halden anlayan kişiler. Kısacası hemen hemen tüm iyi özelliklere sahip olduklarını gözlemleme fırsatım oldu.
Onların üstün insan olarak adlandırabileceğimiz kişiler olduklarını düşünüyorum. Hepsini sever sayarım, önlerinde saygıyla eğilirim…
Birliğin girişinde "disiplin şiarımız, görev aşkımız, feda canımız" yazan yerde yetişen, Türk ordusunun en seçkin komandolarına selam olsun.
Hoş geldiniz. Beni tanıyanlar bilir. Ülkemizin askerine ve polisine duyduğum sevgi, saygı ve minnet sonsuzdur. Bu yüzden sizi tanımak ve sohbet etmek benim için çok kıymetli… Öncelikle sizi tanıtmak isterim okurlarımıza. Kimdir Önder Akgün?
Yağmur Hanım ben de sizi yeni tanıyorum, asker ve polis sevginiz beni çok mutlu etti. Bulunduğumuz dönemde ulusumuzun asker ve polisimizin yanında olup destek olması önem arz etmektedir. Özellikle bölge coğrafyamızdaki tehditleri göz önüne aldığımızda ulusumuzun silahlı kuvvetler ve polis teşkilatımızla beraber tek yumruk olması tek dileğimiz. Ben emekli bir Deniz subayıyım. Deniz Harp Okulundan 1990 yılında teğmen olarak mezun oldum. 1993 yılında SAT kursunu (Su altı Taarruz Komandosu) birincilikle kazanıp birinci olarak bitirdim. Deniz kuvvetlerinde SAT komandosu olarak görev yaptım, ilerleyen yıllarda da donanmamızda görev alıp gemi komutanlığı ve değişik birimlerde çalıştım. 2010 yılında kendi isteğimle emekli oldum. 1997 yılında Türkiye tarihinin ilk tahliye operasyonunu yöneten SAT tim komutanıyım. 252 Türk vatandaşının Arnavutluk’tan tahliye görevinde ben ve Tim arkadaşlarım önemli katkıda bulunduk. Meslek yıllarında aktif olarak sporla uğraştım, lisanslı olarak değişik branşlarda birçok başarıya da imza attım. Deniz Pentatlonu takımında da yarıştım. CMAS iki yıldız dalış eğitmeni olup aynı zamanda profesyonel olarak dağcılıkla uğraştım. Balyoz ve Ergenekon davalarında haksız yere hapsedilen silah arkadaşlarıma dikkat çekmek amacıyla 2010 yılında Ağrı Dağı'na tırmanıp, zirveye tüm arkadaşlarımın isimlerinin yazılı olduğu tişörtleri taşıdım. Daha sonraki bir faaliyette de onların isimleri yazılı tişörtlerle 60 km'lik bir ultra maratona katıldım. Hobi olarak ilgilendiğim sporcu beslenmesi konularına, Köln Spor Akademisi’nde Sporcu Beslenmesi eğitimlerini takip ederek devam ettim ve sonrasında “Sağlığa Adım At” isimli, sporda beslenme ve ek besin destekleri konularını içeren kitabımı çıkardım. 3.Kademe Fitness Antrenörlük belgesi aldım ve Fitness üzerine birçok kurs ve seminerlere katıldım. 2019 yılından beri yurt içinde ve yurtdışında VIP KORUMA ve TAKTIK ATIŞ hakkında eğitimler vermekteyim. Askeri eğitmenlik yaptığım sürede Özel kuvvetler Eğitimi hakkında bir kitap yazdım. 2023-2024 yıllarında Amerika Birleşik Devletlerinde Siber güvenlik eğitimini tamamlayıp ve güvenlik konuları üzerine çalışmalar yaptım. Halen askeri eğitmen ve yazarlığa devam etmekteyim.
İlk nasıl asker olmaya karar verdiniz? Babanız da asker sanırım değil mi? Sizi teşvik etmiş miydi? Ya da siz babanıza özenir miydiniz çocukken?
Evet, babam da askerdi. Asker bir ailede yetiştim. Eskiler bilir, 80 Türkiye’sinde asker olmak bir ayrıcalıktı. O zamanlar İzmir’de Bornova Anadolu lisesinde okuyordum; sanırım 12 yaşındaydım, televizyonda bir gün siyah beyaz ekranlarda o zamanlar öyleydi malumunuz, Kıbrıs Barış Harekâtında deniz komandoları diye bir belgesel seyrettim. Bir grup adam botun üzerinde atlıyorlar zıplıyorlar o zamanlar anlamadığım eğlenceli olduğunu düşündüğüm birçok şey yapıyorlardı. Çocuk yaşta bu adamların görüntüleri çok hoşuma gitmişti. Daha sonra onları bunlar kimdir diye araştırmaya başladım, babama sordum, babamın asker arkadaşlarına sordum ve bunların deniz kuvvetlerinin en güzide birimi Deniz Komandoları olduğunu öğrendim ve o günden sonra okuduğum okulun çok iyi öğrenciler yetiştirmesine rağmen bu ideal uğruna okulumdan ayrılıp askeri lise sınavlarına girdim. 4 sene askeri lise, 4 sene Harp Okulu derken bu idealimden 8 sene boyunca hiçbir zaman vazgeçmedim. Sürekli sporla uğraştığım için ders çalışmaya fazla vaktim olmuyordu. Bu yüzden de zor bir eğitim olan askeri öğrencilik süresince ders notlarım çok yüksek değildi ama zaten amacım sat komandosu olmaktı ve sonrasında Sat kursuna başvurup belirli süreçleri geçip kursu başarıyla bitirdim.
SAT komandosunun diğer askerlerden farkı nedir?
SAT (Sualtı Taarruz) komandoları, Türk Deniz Kuvvetleri'ne bağlı özel bir birimidir ve diğer askeri birliklerden birkaç temel özellikleriyle ayrılırlar. Sualtı Operasyon Yeteneği; SAT komandoları, sualtı harekâtları konusunda uzmanlaşmışlardır. Denizaltı sabotajları, sualtı patlayıcı yerleştirme ve etkisiz hale getirme gibi görevler için eğitim alırlar. Bu, onları diğer kara veya hava birimlerinden ayıran temel farklardan biridir. Hem deniz hem de kara operasyonlarında görev yapabilirler. Su altı yetenekleri ve zorlu deniz şartlarında operasyon yapabilme kapasiteleri sayesinde, denizden kara hedeflerine sızma, gemi kaçırma veya gemi kurtarma gibi görevlere de katılabilirler. SAT komandoları, son teknoloji denizaltı cihazları, patlayıcılar ve silahlarla donatılmışlardır. Özel deniz araçları, kapalı devre dalış ekipmanları ve yüksek hassasiyetli silahlarla operasyon yürütürler. SAT komandosu olmak, oldukça zor bir seçim sürecini ve uzun süreli bir eğitimi gerektirir. Fiziksel ve psikolojik dayanıklılık testlerinin yanı sıra taktik atış, taktik ilk yardım, meskûn mahal ve kapalı mahal harekâtı, dalış, patlayıcı uzmanlığı, serbest paraşüt gibi birçok alanda eğitim alırlar. SAT komandoları, düşman unsurlarının savunma hatlarının gerisine sızarak sabotaj operasyonları düzenleyebilir. Bu tür gizli görevlerde sualtı operasyonları, gemi batırma, liman sabotajları gibi deniz temelli stratejik saldırılar gerçekleştirebilirler. Bu özellikler, SAT komandolarını diğer özel kuvvet birliklerinden ayıran temel niteliklerdir.
Aldığınız eğitimlerde en zorlandığınız eğitim hangisiydi?
Sat kursu boyunca en zorlandığım cehennem haftasıdır. "Cehennem Haftası" çok ama çok zorlu bir eğitim sürecidir. Bu eğitim, SAT komandosu olmak isteyen adayların fiziksel ve zihinsel sınırlarını aşırı zorlamak amacıyla hazırlanmıştır. Eğitim süresi boyunca adaylar, uykusuz, aşırı fiziksel eforla, soğuk suya maruz kalarak, aç ve stres altında çeşitli görevlerle mental ve fiziksel olarak test edilir.5 gün 5 gece boyunca neredeyse toplamda maksimum 2 saat uyumalarına izin verilir. Cehennem Haftası'ndaki eğitimler, adayların stres altında karar verme, yeteneklerini ve taktiksel becerilerini arttırmayı, mental benliği geliştirmeyi amaçlar. Genellikle bu süreçte kursu bırakan adaylar olur, başaranlar SAT komandosu olarak mezun olabilir.
Peki, görevler arasında unutmadığınız bir görev var mı?
Türkiye'nin ilk mülteci tahliye harekâtı olarak tarihe geçen Arnavutluk Operasyonu, 1997 yılında, Arnavutluk'ta yaşanan büyük siyasi ve ekonomik kriz sırasında gerçekleştirilmiştir. Bu kriz, Arnavutluk'ta piramit tipi yatırım şirketlerinin çöküşü sonucu patlak vermiş, halkın büyük bir kısmı tüm birikimlerini kaybetmiş, ülkede kaos ve anarşi başlamıştır. Bu olaylar sırasında, ülkede bulunan Türk vatandaşlarının güvenliği tehlikeye girmiştir. Türkiye, bu duruma karşı hızlı bir şekilde harekete geçerek vatandaşlarını tahliye etmek için askeri bir operasyon düzenlemiştir. Bölgede NATO görevi kapsamında bulunan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı bir gemi ve O an o gemide olan bir Sat timi tarafından gerçekleştirmiştir. Bilindiği üzere operasyonun Amacı kaos ortamında kalan Türk vatandaşlarını güvenli bir şekilde tahliye etmek ve Türkiye'ye geri getirmekti. İyi planlayıp hazırlığını yaptığımız operasyon sayesinde kurtarılan Kişi Sayı toplamda 252dir.Operasyon başarıyla tamamlanmış, tahliye edilen Türk vatandaşları zarar görmeden ülkeye dönmüştür. Türkiye bu operasyonla, kriz bölgelerinde vatandaşlarının güvenliğini sağlama konusundaki kararlılığını göstermiştir. Bu operasyon, Türkiye'nin vatandaşlarını yurt dışındaki kriz bölgelerinden tahliye etme konusundaki tecrübesinin temel taşlarından biri olmuş ve sonraki benzer operasyonlar için de önemli bir örnek olmuştur.
Hiç ölümle burun buruna geldiğiniz oldu mu?
Evet, birçok askeri operasyon ve görevde, özellikle çatışma bölgelerinde veya tehlikeli bölgelerde, Sat timleri ölüm riskiyle karşı karşıya kalır. Bu durum, keşif, kurtarma, hava ve kara operasyonları gibi farklı görev türlerinde de geçerlidir. Özellikle bizler gibi hassas operasyonlarda görev yapan askerler, yüksek risk altındadırlar. Ayrıca patlayıcılar ile yapılan eğitimler bile tek başına büyük risk taşırlar. Bu tür görevlerde genellikle stratejik planlama, eğitim, emniyet kurallarına riayet ve teknolojik destek ile riskler en aza indirilmeye çalışılsa da, görevlerin doğası gereği tehlikeler tamamen ortadan kaldırılamaz. Mesela Denizaltı eğitimleri; özellikle gece denizaltı belli bir derinlikte seyir yaparken icra ettiğimiz denizaltından serbest çıkış eğitimleri(sanıyorum artık yapılmamakta) gece yapılan kapalı devre dalışları, serbest paraşüt atlayışları hep ben ve diğer Sat komandolarının riskli bulduğu eğitim ve operasyon çeşitleridir. Ve evet bu tip eğitimlerde ister istemez ölümle burun buruna geliyorsunuz, siz kendinizi güvende hissetseniz de aslında siz zaten ölüm riskinin içindesiniz.
Ölmekten korkuyor muydunuz?
Elbette ki korkuyordum çünkü ben de bir insanım ve ölüm korkusu, insanın en temel ve yaygın duygularından biridir. Birçok insan, bilinmeyenle karşılaşma, sevdiklerini kaybetme ya da yaşamın sona ermesi gibi nedenlerle ölmekten korkar. Ancak bu korku kişiden kişiye değişir. Bazıları için ölüm, bir geçiş ya da doğal bir süreç olarak görülürken, diğerleri için bilinmeyen ve belirsiz bir durum olduğu için endişe verici olabilir. Ancak ölüm korkusu üzerine düşünmek, ölümün kaçınılmaz olduğu gerçeğini değiştirmez. Önemli olan korkuya rağmen sağlam durup, doğru karar vererek size verilen emri her ne pahasına olursa olsun yerine getirmektir. Korkmak bir suç, ayıp ya da bir hata değildir. Önemli olan bu duyguya rağmen verilen görevi eksiksiz tamamlamaya çalışmaktır.
Dünyaya yeniden gelseniz yine SAT komandosu olmak ister miydiniz?
Eğer dünyaya yeniden gelsem, yine SAT komandosu olurdum. Çünkü bu meslek; fedakârlık, disiplin ve vatan sevgisi gerektiriyor. Kendi sınırlarımı zorlayarak en iyisi olma yolunda adım atmak, ülkemin güvenliği için en zorlu görevleri üstlenmek, her seferinde bana büyük bir gurur verir. Bu yolda tekrar olmayı seçerdim çünkü bir SAT komandosu, sadece bir asker değil, aynı zamanda ülkesine adanmış bir hayatın simgesidir.
SAT komandosu olmak isteyen gençlere neler söylemek istersiniz?
Bir SAT komandosu olarak, bu yola girmek isteyen gençlere şu tavsiyeleri verebilirim. SAT olmak, üstün bir fiziksel dayanıklılık gerektirir. Düzenli olarak koşu, yüzme, kuvvet antrenmanları gibi egzersizlerle vücudunu her zaman güçlü ve esnek tutmalısın. SAT eğitimleri sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik dayanıklılık da gerektirir. Bu yüzden Stresle başa çıkma, belirsizliklere uyum sağlama ve zorlu koşullar altında sakin kalabilme yeteneklerini geliştirin. Tabi ki Bu yolda başarılı olmanın en önemli unsurları disiplin ve azimdir. Zorluklarla karşılaştığında pes etmemek ve sürekli kendini geliştirmek kritik öneme sahip. Mesela her sabah uyandığında yatağını kendin yaparak güne başlayabilirsin. Ayrıca SAT eğitimi yoğun ve çok yönlüdür. Sualtı operasyonlarından, paraşüt atlayışlarına kadar geniş bir yelpazede beceriler kazanman gerekir. Her detaya dikkat etmeli ve öğrendiklerine tam anlamıyla odaklanmalısın. Ve şuan çağımızın da hastalığı olan bireysellik ve bencilik. Sat ruhu bunları sevmez. SAT’ta bireysel başarı kadar takım çalışması da önemlidir. Birlikte hareket edebilmek, birbirine güvenmek ve takımın başarısını kendi başarının önüne koymak kritik bir faktördür. Ve şunu unutma ki, Bu zorlu yolda kararlılık ve motivasyonun yüksek olursa, karşılaştığın zorlukları aşabilir ve hedeflerine ulaşabilirsin.
Ekşi Sözlük’te sizin için yazılan yorumları okudum. “Türkiye tarihinin en büyük tahliye harekâtını gerçekleştiren sat timinin komutanıdır” yazıyor yorumlardan birinde mesela. Böyle anılmak sizi gururlandırıyor mu? Neler hissediyorsunuz?
Görmedim ama sanırım yanlış yazılmış olabilir, Türkiye’nin en büyük tahliye harekâtı değil ama Türkiye’nin gerçekleştirdiği ilk tahliye harekâtıdır. Bu yüzden de diğer tahliye harekâtlarına örnek teşkil etmiştir. Sonrasında da Sat timlerimizin çok zor şartlarda gerçekleştirdiği çok başarılı ve bizleri örnek alan çok daha büyük operasyonları var. Tabii ki ben, tim arkadaşlarımın da üzerinden uzun yıllar geçse de geçmişte böyle bir operasyonun parçası olmaktan gurur duyduklarından eminim. Ancak şunu da unutmamak lazım; bizler zaten bize verilen emirleri ve görevleri eksiksiz başarmakla sorumlu insanlarız, yani biz gol atan bir futbolcunun gösterdiği sevgi ve tezahüratı başarılı şekilde icra ettiğimiz görevler sonrasında sergileyemeyiz. Bizim gibi görev yapan ancak bilmediğimiz nice isimsiz kahramanlarımız var. Zamanında bizim gerçekleştirdiğimiz bu operasyon o isimsiz kahramanların yaptıklarının yanında devede kulak bile değildir. Ulusumuz emin olsun ki bu memleket nice kahraman vatansever evlatlara sahiptir. Sözün kısası, Ekşi Sözlük’te ya da herhangi bir yer de iyi anılmak tabi ki beni mutlu eder, ama dediğim gibi ismi duyulmamış yüzlerce kahraman silah arkadaşımın her birinin ayrı ayrı hikâyelerini bildiğim için kendimle gurur duymakla beraber asla bir kibre kapılamam. Onlara da burada sizler ve ulusumuzun adına şükranlarımı sunarım.
Ayrıca yazar sıfatınız da var. Yazmış olduğunuz bir kitabınız var. “Sağlığa Adım At” adlı kitabınızda neler anlattınız?
Aslında yazarlığa daha sat komandosuyken başladım. Sat tim komutanı olarak görev yaparken İngilizce - Türkçe tüm Sat görevlerine yönelik terminolojik bir kitap yazdım. Sözlük gibi bir kaynaktı ve NATO ülkeleri ile yaptığımız tatbikatlarda faydalanıldı. Daha sonra Sağlığa Adım At isimli kitabımı ve sonrasında da Özel Kuvvetler eğitim kitabını yazdım. Sağlığa Adım At isimli kitabım sporcu beslenmesinin temelleri, farklı spor dallarına göre beslenme, antrenman öncesi ve sonrası beslenme, Supplement (takviye) kullanımı gibi birçok konuyu içermektedir.
Röportajımız 28 Ekim’e denk geldi. Yarın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı. Bu vesileyle ben de Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi saygı ve minnetle anıyorum. 29 Ekim Cumhuriyet bayramımız kutlu olsun. Siz neler söylemek istersiniz?
Cumhuriyet Bayramı, Türkiye'nin bağımsızlığı ve egemenliği için verilen büyük mücadelenin taçlandığı bir gün olarak, her Türk vatandaşı için gurur ve onur kaynağıdır. Bir SAT komandosu olarak, vatan savunmasındaki rolümüz ve bağlılığımız, Cumhuriyet'in temel değerlerini yaşatmanın en somut örneklerinden biri. Bizler, Mustafa Kemal Atatürk'ün "Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir" ilkesine bağlı kalarak, Cumhuriyet'i her türlü tehditten koruma görevini üstlenmiş askerleriz. 29 Ekim; sadece Cumhuriyet'in ilanı değil, aynı zamanda tüm ulusumuzun üstün fedakârlıkları sayesinde varlığını sürdüren bir bağımsızlık ve özgürlük simgesidir. Bu önemli günde, ülkemizin kuruluşuna ve geleceğine olan bağlılığımızı bir kez daha vurgulamak isterim.
Türkiye'nin en seçkin birlikleri arasında yer alan SAT komandoları, "başarmadan geri dönmek yok" anlayışıyla ölümden korkmadan yerine getirdikleri görevleriyle vatana hizmet ediyorlar. İyi ki varsınız. Sizi tanımak benim için büyük gurur. Son sözü size bırakıyorum.
Bizim için vatan her şeyin üstündedir. Milletimizin güvenliği ve huzuru için her türlü zorluğu göze alır, verilen görevi ne pahasına olursa olsun yerine getiririz. Bizi güçlü kılan, arkamızdaki milletimizin desteği ve ülkemize olan bağlılığımızdır. Biz sadece görevimizi yapıyoruz. Önemli olan, ülkemizin güvenliğini sağlamak ve bayrağımızı dalgalandırmak. Vatan sağ olsun.