HABİB BABAR'ın röportajı için tıklayınız...
İnsanın ruhunu okşayan o muhteşem yorumu ve şarkılarıyla bir döneme damga vurdu… Yurt içi ve yurt dışında organize edilen konserlerin aranan isimleri kervanına katıldı… Türküleri dillere destan oldu Necla Akben’in… Öğretmen bir anne ve babanın beş çocuğunun en büyüğü olan ünlü sanatçı, Bakırköy Lisesinden mezun olduğu 1965 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesine kayıt yaptırdı. Yetiştiği muhit itibarıyla çok sevdiği Türk Halk Müziğini profesyonelce yapabileceği fırsatı da üniversite yıllarında bulan Necla Akben, TRT’nin açmış olduğu sınava katıldı ve binlerce kişinin içinden sınavı kazandı. Yaptığı albümleriyle büyük çıkış yakalayan Akben, 2 sinema filminde rol aldı. Bir süre önce bugüne kadar yazdığı şiirlerini kitap haline getiren Necla Akben ile dününü, bugününü konuştuk. Haydi buyurun sohbetimize…
BİZE BİRAZ KENDİNİZDEN SÖZ EDER MİSİNİZ?
Öğretmen bir anne ve babanın beş çocuğunun en büyüğüyüm. Annem ve babamın öğretmenlik görevi yaptığı Mardin’de, 30 Ağustos’ta dünyaya geldim. İlköğrenimime, babamın başöğretmenlik, annemin de öğretmenlik yaptığı okulda, 5 yaşında başladım. Anne ve babamın tayininin Kütahya’ya çıkması sebebiyle okulu Lala Hüseyin Paşa İlkokulunda bitirdim. Ortaokula Kütahya Lisesinde başladım . İkinci sınıfa geçtiğim yıl ailemin İstanbul’a tayin olması sebebiyle Tarık Akan’ın Bakırköy’de bulunan Taş Mektepte bitirdim.
LİSE BİRİNCİSİ OLDUM
Lise de okul biricisiydim. Uyumamak için kahve içer ve sabaha kadar ders çalışırdım. Bakırköy Lisesinden mezun olduğum 1965 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesine kayıt yaptırdım. Yetiştiğim muhit itibarıyla çok sevdiğim Türk Halk Müziğini profesyonelce yapabileceğim fırsatı da üniversite yıllarında buldum. TRT’nin açmış olduğu sınava katıldım. Binlerce kişinin içinden eğitilmek üzere sınavı kazandım. 5 kız ve 5 erkek solist olmak üzere 10 saz sanatçısının içine girmeyi başardım.
AVUKATLIK MESLEĞİNE ADIM ATMIŞ OLDUM
PEKİ BU SINAV SİZE NEYİ KAZANDIRDI?
Çok değerli hocalardan, nota, usul, solfej, şan, repertuvar, bona ve Türk Halk Edebiyatı dersleri aldım. 6 ayda bir Nida ve Neriman Tüfekçi, Ahmet Yamacı, Halil Bedii Yönetgen, Ahmet Kutsi Tecer, Yücel Paşmakçı ve Muharrem Ergin gibi hocalardan imtihana tabi tutuldum. Azerice türkü söylememde Muharrem Ergin’in büyük etkisi var. Annem tarafı Kafkas, babam tarafı ise Kerkük kökenlidir. Yoğun bir staj döneminden sonra 1969’da TRT’nin kadrolu sanatçısı oldum. Bundan sonra da sololara başladım. Solo olarak ilk seslendirdiğim türkü annem Remziye Akkaplan’dan derlediği Sivas dolaylarının Kar yağar bardan bardan / Yollar kapandı kardan / Ne gelen var ne giden / Haber gelmedi yardan türküsü idi. Aynı yıl mezkûr fakülteden de mezun lup avukatlık mesleğine adım atmış oldum. Avukatlık stajını yaparken fakülteden sınıf arkadaşım Halim Akben’le nişanlandım. Ve 1970 yılında evlenerek Kahramanmaraşlı Akben ailesinin gelini oldum. Avukatlık stajımı tamamladıktan sonra eşim ile birlikte İstanbul’da açtığımız Akben Hukuk Bürosunda 9 yıl kadar TRT’deki sanat çalışmalarımla birlikte avukatlık da yaptım. Aynı zamanda oturduğum semtteki Bahçelievler Lisesinde müzik ve İngilizce dersi öğretmeni açığı bulunması sebebiyle 4 yıl kadar vekil öğretmen olarak çalıştım.
SANAT HAYATINIZIN İLK YILLARINI ANLATIR MISINIZ?
Sanat hayatımın ilk yıllarında 45’lik plak ve uzunçalarlarım çıktı. Daha sonraki evrede kaset çalışması yaptım. Yurt içinde ve dışında da konserler verdim. İzmir Fuarı, İstanbul’un bir zamanlar gözde mekânları olan Maksim, Çakıl ve Gar gibi büyük gazinolarda sahneye çıktım. Bu konserlerimde seviyemi korudum.
BİR DÖNEMLER SİYASETE DE SOYUNDUNUZ, NEDEN SİYASETE DEVAM ETMEDİNİZ?
Aslında siyaset yapmak, siyaset yapmak aklımın ucundan geçmiyordu. Anavatan Partisi Genel Başkanı Mesut Yılmaz, Edirne’den vekil adayı olmamı istedi. Önce isteksizdim, sonra kabul ettim ve 1991 ve 1995 yıllarında yapılan genel seçimlerde İstanbul ve Edirne’den Milletvekili adayı oldum. Ve seçimi kaybettim. 1996’da aynı partinin MKYK Üyeliğini kazandım ve 3 yıl MKYK üyesi oldum. Hem siyasetçi hem sanatçı olarak Türkiye’nin birçok yerini kasabalarına, köylerine kadar gezdim. Birçok yörenin folklorunu konuşma tarzını öğrendim. Bunları televizyon programlarımda, konserlerimde sunmaya çalıştım.
TAKSİM’DE RESİM SERGİSİ AÇTIM
SİZDE YOK YOK BİR DE RESSAMLIK YÖNÜNÜZ VAR RESİM YAPMAYA DEVAM EDİYOR MUSUNUZ?
Boş vakitlerimde resim çizmeye devam ediyorum tabi. 1998’de yağlı boya resim yapmaya başladım e birçok tablo yaptım. Bunları 2012 yılında Taksim Metro Sanat Galerisinde 15 günlük bir sergiyle sanatseverlerin beğenisine sundum. Uzun yıllardan beri yazmış olduğum şiirlerimi bir süre önce kitap haline getirdim. Kitabım büyük ilgi gördü. Resim yapmak ve şiir yazmak benim için müzikle birlikte büyük bir aşktır.
HİÇ UNUTAMADIĞINIZ BİR ANINIZI BİZİMLE PAYLAŞMAK İSTER MİSİNİZ?
Ben çocukları çok seviyorum ve bir kız çocuğu ile aramda geçen bir anıyı anlatayım size. Küçük bir kızı koroya götürmüştüm. Çok sevimli bir kızdı. Neyse ona bir şarkı okuttuk. Çocuk döndü ‘Öğretmenim ben şarkıcı mı oldum’dedi. Ben de tebessümle ‘Evet güzel kızım sen şarkıcı oldun’ yanıtını verdim.
2 SİNEMA FİLMİNDE OYNADIM
SİNEMA FİLMİNİZ OLDU MU?
1987 yılında Necati Er’in yönetmenliğini yaptığı Baskı isimli sinema filmiyle kamera karşısına geçtim. Filmde Kadir Savun, Cenk Koray, Ahmet Turgutlu ve Gülten Ceylan gibi birçok isimle oynadım. İkinci sinema filmimi ise 1988 yılında çevirdim. Necati Er’in yönettiği ‘Sesini Arayan Kadın/Ninni Bebek isimli bu filmde de Engin İnal,Hüseyin Peyda, Zeki Sezer ve Sibel Moroğluyla kamera karşısına geçtim. Daha sonra film teklifleri aldım. Ancak konser yoğunluğundan teklifleri kabul etmedim. Keşke etseydim diyorum. Çünkü çok büyük anılar olacaktı benim için.
KAÇ ÇOCUĞUNUZ VAR?
Ben 2 erkek çocuk annesiyim.