Merhaba Rümeysa, hem oyunculuk hem şarkıcılık son günlerde seni her yerde görüyoruz. Henüz yeni çıkan “Sor Neden” single nasıl dönüşler alıyorsun?
Şarkı çok sevildi. Çevremdeki insanlardan duyduğum ve yorumlardan gördüğüm kadarıyla herkesi dans etmeye teşvik ediyor. İlk defa bu kadar hareketli bir şarkı yaptım, herkesi keyiflendirmesi beni çok mutlu etti açıkçası.
Sözlerini de sen yazdın. Süreç nasıl gelişti?
Evet, söz-müzik bana ait. Aslında yıllardır latin müziklerine bayılan biri olarak hep aklımda reggaeton bir şarkı yapmak vardı. Tüm şarkılarımı birlikte yaptığım bir arkadaşım var ismi Kaan. Onunla bir önceki çıkardığım teklim ‘Ne Dünü Aradım’ hakkında konuşuyorduk. Sonra yeni bir şarkı yapmalıyım dedim ona, daha önce hareketli bir şarkı yapmadığım için biraz çekindiğim şeylerden bahsettim, o da sağ olsun benim bunu yapabileceğimi ve sürecin nasıl işlemesi gerektiğini anlattı. 1 günde demo olarak bitti şarkı. Uzun zamandır böyle bir şarkı yapmak istediğim için sonuç da beni inanılmaz tatmin etti tabii bitirdiğimde.
Sor neden şarkısının çıkış hikayesi nasıl oluştu? Bu şarkıyı ithaf ettiğin biri var mı?
Bu şarkıyı kafamda iki karakter oluşturup yazdım, kız uslanmaz bir aşık, çabalamış bunun rahatlığıyla artık vazgeçmeye hazır, hala da o flörtöz havasından vazgeçemeyen bir karakterdi. Bu da şarkıya yansıdı sanırım, şarkıda dans ederken tüm arkadaşlarımın surat ifadesi değişiyor çünkü, hepimiz o flörtöz havaya bürünüyoruz
Şarkı söylemek bir hobi miydi yoksa müzik hep hayatında mıydı?
Müzik hep hayatımdaydı, 9 yaşında annemin bana hediye olarak gitar almasıyla başladı müzik serüvenim. Lisede yarışmalara katıldım, konserlere çıktım arkadaşlarımla. Üniversite’de de Haliç Üniversitesi Opera ve Konser Şarkıcılığı bölümünü tercih etmiştim. Müzik her zaman hayatımdaydı
Çanakkale de doğup büyüdün. Hikayen nasıl başladı?
Aslında Çanakkale’de doğdum ama büyümedim. Annem öğretmendi o yüzden çok fazla şehir değiştirdik. Fakat müzikle kavuşmam yeniden Ortaokulda Çanakkale’ye döndüğümüzde oldu. Sonrasında da babamla birlikte üniversitem için İstanbul’a gittik. O süreçte de bir ajansa kaydoldum. Oyunculuk serüvenim de o anda başlıyor işte…
Çanakkale’den İstanbul’a gelmek, burada bir düzen oluşturmaya çalışmak zor oldu mu?
O kadar çok şehir gezdik ki İstanbul’da zorlanmadım açıkçası. 2016-2017 seneleriydi gelişimiz. Son güzel zamanlarıydı İstanbul’un. Kadıköy’de yaşıyordum okulum Şişhane’deydi. Ulaşım bazen zor olabiliyordu ama onun dışında gayet güzeldi her şey.
İlk seni Meleklerin aşkı dizisinde izledik. Nasıl keşfedildin?
Çok ani oldu. Arkadaşlarım sürekli ajansa kaydolmam gerektiğini söylüyordu. Onların gazına gelip Brokoly Management’a kaydolmuştum. Okuldaki arkadaşlarımın çoğuyla aynı ajanstaydık, reklamlarda oynuyorlardı genelde, öğrenci kafası işte para kazanırım en kötü diyip gitmiştim. Çok büyük bir beklentim yoktu başta ama auditionlara girdikçe beni etkisi altına almaya başlayan bir dünyaydı. Hayal de kurmaya başladım o saatten sonra. 1 hafta içinde bir sürü auditiona girdim, bir gün sınavdayken menajerim sürekli mesaj atıyordu, önemli olduğunu belirtmişti. Bir an önce sınavı bitirip sınıftan çıktım. Meleklerin Aşkı’nın audition metniydi attığı, hemen çekmem gerekiyordu. Yakın arkadaşım Andaç sağ olsun çekmeme yardım etti, işin garip yanı kütüphane de fısıldayarak çektik J sanırım bir gün sonra da okuma provası vardı. Bir anda ekibin içinde buldum kendimi
Oyunculuk daha ağır basıyor müzik mi?
Aslında ikisini de çok seviyorum. İkisi de gerçekten beni çok mutlu ediyor, ikisiyle de ilgilenirken oraya ait hissediyorum. Sanırım seçim yapamam bu konuda.
Müzik senin oyunculuktan sonraki keşfin olmuş. Hangi ritim senin ritmin?
Müzik hep vardı hayatımda, oyunculuğu sonradan keşfettim aslında. Hep hayal ettiğim ama pratikte denemediğim bir şeydi oyunculuk. Ritme gelirsek Çanakkale’liyim 9/8’liğe vücudumuz istemsizce tepki veriyor sanırım
Hep sanatla uğraşmışsın. Müzik ve oyunculuk bir arada yürütmek zor olmuyor mu?
İkisi bir arada gider miydi inanın bilmiyorum. Üretmek bir süreç ve gerçekten yorgunken bu kadar verimli olabileceğini düşünmüyorum. Oyunculuk da müzik de özveri istediği için bir arada beni çok zorlayabilirdi diye düşünüyorum.
Müzik ve oyunculuk senin en çok hangi yönünü geliştirdi?
Gözlem ve empati bence. Çünkü müzikte de oyunculukta da her zaman yüzde yüzünüz olarak bulunamıyorsunuz. Bazen bambaşka biri olmak zorundasınız ve bilmediğiniz bir karakterse yaratacağınız çevrenizi iyi gözlemlemeniz, anlamanız, hissetmeniz gerekiyor.
Pandemi süreci müzisyenlerde büyük bir yara açtı. Bu konu hakkında ne düşünüyorsun?
Maalesef sürekli gelişen ve teknoloji içinde kaybolan bir dönemdeyiz. İnanılmaz tüketici bir topluma dönüştük. O süreçte evlere kapanmamız sahne alan müzisyenler açısından ekstra zordu, artık her şey dijital platforma taşındı doğal olarakta sosyal medyayı iyi kullanmak gerekiyor, bu dönemin de farklı olduğunu düşünmüyorum sadece pandemi değil artık insanlar üretmeye yetişemiyor onu fark ediyorum.
İstanbul’a gelmek, oyuncu olmak, bunun için çabalamak hayalini kurduğun bir dünya mı oldu yoksa bambaşka mı?
Hayal ettiğim gibiydi aslında keyifli kısımları, ama çok zorlayıcı yanları da vardı. Sürekli audition geliyor, sayfalarca ezber yapıyorsun ama sonuç birçok kez beklediğin gibi olmuyor. O bekleme süreci insanı yorabiliyor, birçok farklı karakterde insanın ego savaşına dahil oluyorsun. Elinde olmadan yıpranabiliyor insan. Bunun dışında kendi gelişimim çok keyifliydi. Bir sürü güzel dostta edindim. Çok güldüğümüz çok eğlendiğimiz anlar oldu
Çanakkale’den çıkan o genç ki şimdi karşında olsa o ne tavsiye verirdin?
Hayal ettiğin her şeyi yaşayabilirsin, korkularının gideceğin yoldan keyif almana engel olmasına izin verme. Sana güveniyorum demek isterdim.