YAŞAR ŞENYÜZ / İSTANBUL

 

Sosyal medyada ki sektörden oyuncu arkadaşlarım son zamanlarda sık sık RO-MAN diye bir afiş paylaşıyorlardı. Haliyle bende de göz aşinalığı oldu ve daha fazla dikkatimi çekmeye başladı. Önce güncel sıradan yapılan paylaşımlar yerini ordan ödül aldık, burdan ödül aldık şeklinde değişince haliyle mesleğim gereği araştırmaya başladım. Bu filmin senaryosunu yazan, aynı zamanda filmin hem yapımcısı genç bir adam olduğunu öğrendim. Ve bu adamın bu ilk filmiydi. Adı sanı çok bilinmediği için kulaklar tıkalı olsa da bu genç adam Oğuzhan Yıldız topladığı ödüllerle ve titizliği ile adını Türk Sinema Tarihine yazdıracak bir isim olacağına dair bir his oluştu bende ve hemen filmin oyuncularından Tuncay Gençkalan ile bana bir kahve ikram eder mi diye selam yolladım, sonrasında biz çok keyif dolu bir akşamda buluştuk. Cihangir’de 21 Adlı mekanda bir yandan çayımızı kahvemizi içtik, yemeğimizi yedik, bir yandan da sohbet ettik ve ortaya da çok güzel bir röportaj çıktı. Keyifli okumalar dilerim…

Oğuzhan Yıldız’a mikrofonumuzu uzatıyoruz ilk olarak neler söylersin diyoruz: 

Öncelikle bizlere yer ayırdığınız için teşekkür ederiz. Müsadanizle röportajınıza cevap vermeden önce söze, öncelikle ekip arkadaşlarımı ve değerli oyuncularımızı kutlayarak başlamak isterim. Sizin de değindiğiniz gibi çok fazla popüler kültürün içinde olmadığımız için basın bizim gibi sinemaya gönül vermiş insanları çok fazla lanse etmiyor. Ama sizin gibi araştırmacı gazeteci büyüklerimiz ve değerli festivallerimiz sayesinde kendimizi ve filmimizi anlatma şansına sahip olabiliyoruz. Bizler bu filmde oyuncularımızı seçerken baz adlığımız  oyunculuk mesleğine gönül vermiş ve üzerine giydiği rolü en iyi şekilde  seyirciye aktaran deneyimli olunculardan şeçtik. Dikkatli incelendiğinde oyuncularımızın sahnelerde önemli insanlar olduğu kadar iyi eğitmenlerde olduğu görülür. Bir çoğu tiyatro sahnesinde sayısız başarıya sahip olmuş, Sinema ve tv sektöründe onlarca hatta yüzlerce iyi projeye katkıda bulunmuş başarılı oyunculardır. Değerli oyuncularımız popüler bir kadro  yerine bizler için daha önemli kriterler doğrultusunda seçildi, aynı onlarında bizle çalışmayı seçtiği gibi, basının bir kısmının kulaklarını tıkaması son derece alıştığımız bir durumdur.

Sevgili Oğuzan kardeşim; okuyucularımız seni daha yakından tanıması için bize Oğuzhan Yıldız kimdir kısaca anlatabilirmisin?  

Hayatımın yirmi senesi medya ve sinemada geçti. Çok uzun süre dizilerde ve sinema filmlerinde oyuncu olarak yer aldım. Fakat insanın kendini geliştirmesi ve daha çok öğrenmesi gerektiğini düşünen bir insanım Uzun bir senaryo eğitiminden sonra senaryo yazmaya başladım ama aklımda hep film yapmak vardı. Nedeni genelde tv’de ve sinemada hep aynı hikayeleri görmem ve gelen karakterlerinde aynı tarz olmasıydı, hatta farklı oyuncular bile göremiyor hale gelmiştik. Farklı işler yapma dürtüsü hep beni başka yollara sürüklemiştir. Dört sene önce Mehmet Uzer’le bir karar aldık ve film yapmaya başladık. Şu anda Üç film yaptık bunların en sonuncusu olan Rom- An olmuştur. Yönetmen koltuğuna oturmam ekibimin ve oyuncularımızında desteği ve isteğiyle olmuştur. Çok eski yıllardır beni tanıdıkları için Rom An ‘ın senaryo sahibi olarak benim çekmem konusunda çok destek vermişlerdir.  

Röportajımızın ana konusu olan ROMAN‘ı okuyucularımıza anlatırmısınız. Sinema salonuna gittiklerinde ne görecekler, ROM-AN ‘ın filmdeki anlamı nedir.  

Seyirci her zaman son noktyayı koyan etkendir. Karakterlerimiz  Rom ve Leyla’nın sevmeyi ve yardımlaşmayı bilerek birbirine  kattığı değerlerin onların yaşamlarındaki güzelliklerin tekrar ortaya çıkmasını sağlamaktadır.Rom An Eric fromm’un  “Yaşam sevgisinin gelişebilmesi için bir şey yapma özgürlüğü gereklidir: Yaratma ve kurma özgürlüğü, şaşabilme ve göze alabilme özgürlüğü. Böyle bir özgürlüğü tatmak için etkin ve sorumlu bir birey olmak gerekir; tutsak ya da çarkın iyi yağlanmış bir dişlisi olan birey değil.” Sözünden yola çıkarak özgürlüklerimizi sahip çıkan sorumluklarını  sürdürmeyi bilen insanlarının hayallerini de anlatıyor.  Ben eski Türk filmlerine hayran bir insanımdır bunu söylememin nedenin seyircinin sinemaya gittiğinde bizim çocukluğumuzda ailecek keyif alarak izlediğimiz  içinde dayanışmanın yardımlaşmanın olduğu bizden bizim kültürümüzden bir hikayeyi görecek olmalarıdır. Son dönemlerde ekranlarda  gördüğümüz şiddet ve huzursuzluk duygusunda kurtulup Yıldıray Gürgenin klasik müzik ve Roman ritimleriyle  bezenmiş, hayatın zorluklarına umudun hep olduğunu gösteren bir başarı hikayesi izleyecekler. Rom An ismi içinde film karakter’nin özelliklerini taşımaktadır. Rom bilgisayarda kalıcı hafıza bellek  özelliğini taşır An en küçük zamandır.  Bu filmde karakterimiz Rom (Ali Can) yaşamdan An’larınına tanıklık ediyoruz.  Geçmişimizin silinmeyen izleri ve yaşadığımız yeni An’lar hayatımızı oluştururken  filme adını vermiş olmakla beraber Rom şu an söyleyemeğim bir özelliğinden dolayı Film’in adı Rom An olmuştur. 

Bu ROM-AN adlı filmi neden yapmak istedin, buna ne zaman karar  verdin.  

Kafanda ki film ile montajlanmış film arasında sizi tatmin etmeyen yada  

Beklenmeyen sürprizler oldu mu?  

İnsanların Hikayelere ihityacı vardı, yaşamak ve yaşatmak için güzel hikayelere. Rom An toplumun gözlerinin kapadığı ve birbirimize karşı ötekileştirdiği bir hikayeyi anlatma isteği beni yola çıkardı. İnsanları doğasındaki inanılmaz duygusal çatlakların birbirimize An’ lık bir dokunma sonuçu nasıl tamir edilebileğini yaşamdan sıradanlaşan ayrımcılık ve eğitim eşitsizliğinin bireyler arasındaki uçurumu daha da açtığı gerçeğini yansıtma isteği. Rom An yaşam amacını kaybettiğini düşünen Leyla her gün yanından geçtiğimiz aynı havayı soluduğumuz içinde bulunduğumuz toplumun diğerleştirilmiş bireylerinden biri olan Rom (Ali Can) ile olan hikayesinin ayrıntılarını yakalmayı amaçladım. 

Her film için amaç olarak %100 hayellerini ulaşmak ve bunu beyaz perdeye yansıta bilmektir. Ama bulunduğumuz koşullar bunu çoğu zaman gerçekleştirememize neden olur. Ekibim ve ben elimizden geldiği kadar ve imkanlar doğrultusunda yapabileceğimizin en iyisini yaptık. Tabiki bir çok sahneye daha farklı  koşullarda ve imkanlarda çekme isteği bende de vardı. Ülkemizde çok değerli genç yazarlar ve yönetmenler vardır. Fakat imkan ve  koşullar kafamızdakini yazmaya yada çekmeye tam olarak müsade etmez.

İlk filmin olmasına ramen çok güzel haberler geliyor. Şu ana kadar hangi yarışmalara katıldınız, sonuçları ne oldu, devamında ne bekliyorsunuz?

Festival sürecine başlayalı bir ay oldu şu ana kadar İFA (istanbul Film AWARDS) dan en iyi Türk filmi ve en iyi müzik ödülünü aldık. Hemen sonrasında Rome independent film award’tan güzel haberler geldi hem en iyi filmde finale kaldık hemde oyuncumuz Ayçe Abana en iyi üç kadın oyuncu  arasına girerek aday olarak yarıştı. En son ülkemizin en önemli uluslar arası festivallerinde biri olan Antakya Film festivalinde En iyi film ödülene layık görüldük. Festival sürecimiz Mart aynına kadar devam edecek. 

  

ROM-AN ‘ı sinemalarda ne zaman göreceğiz. Yani ne zaman vizyona girecek? 

Festival süreci bittiğinde önümüzdeki sene pandemi yasakları izin verirse Nisan gibi vizyona girme isteğimiz var. Ama bu birazda Dünya’nın şu anda sağlık koşullarına bağlı. 

Oğuzhan Yıldız’ın kafasında; ROM AN daki başarısının tesadüf olmadığını kanıtlayacak yeni projeleri varmı? 

Ben çok yazan biriyim. 18 sene önceden kalma yazdığım senaryolar var. Şu anda 4 uzun metraj senaryosu hazır fakat yeni bir senaryo yazmak istiyorum bunun içinde senaryo aşamasına başladım. Bir aksilik olmassa seneye çekmeyi düşünüyorum. 

Sevgili Oğuzhan ben seni tanıdığıma çok sevindim, kendi adıma seni tekrar kutluyorum ve başarılarının devamını diliyorum. Okuyucularımıza son olarak neler söylemek istersin

Zamanında büyüklerimiz açık hava sinemalarından bahsederdi biz onlara yetişemedik ve bu kültür bir anda kayboldu,  ben ileride çocuklardan şu cümleyi duymak istemiyorum ” Zamanında insanlar toplanıp perdede film izlermiş nasıldı?” gibi Çok fazla digitalleştik bu yüzden tüm sinema severlerden sinemaları ve tiyatroları boş bırakmamasını ve biz sinemacılara tiyatroculara destek vermesini istiyorum. Bu değerlerin kaybolmasına izin vermemeliyiz. Ayrıca bizlere yarışma ve kendimizi ifade etme şansı veren festivallerin korunması ve yaşatılması için elimizde geleni yapmalıyız. Bizlere söz hakkı verdiğiniz için  ben ve ekibim adına teşekkür eder saygılarımızı sunarız.