ZAMBAK KARABAY

Emel Vardar kadın heykelleriyle mesaj veriyor. Emel Vardar, “Kadın” konusunu heykellerinde işleyen bir sanatçı. Eserlerinde kadın güzelliğinin yalnızca fiziksel bir güzellik olmadığının altını çiziyor ve kadının içsel dünyasının önemini vurgulamaya çalışıyor. Bu nedenle heykellerindeki duygularda “kadının gücünün” olduğuna inanıyor. 

Merhaba Emel Hanım...Nasılsınız? Okuyucularımıza kendinizi nasıl tanıtırsınız? 

Teşekkür ederim. Resim ve heykel sanatçısıyım. 1984 yılında ilk sergimi açtığımdan bu güne dek kişisel sergiler, grup sergileri, sanat fuarları, bienaller, müze sergileri, festivaller içersinde yurt dışında ve yurt içinde çalışmalarımı sürdürmekteyim. 1993 yılında sanat dünyasıyla daha yakınlaşmak ve sanata hizmet etmek amacı ile Eylül Sanat Galerisi’ni  açtım. Açtığımdan bu güne dek sanatçı ve sanat severlerle buluşmalarımız devam etmektedir.

Ressam olarak heykeltraş olmaya ne zaman başladınız? Sizi heykel yapmaya yönlendiren ne olmuştu?

Heykel sanatı ile yakınlaşmam sanatçı bir dostumun benim büstümü yaptığı sırada gerçekleşti. O dönemde Eylül Sanat Galerisi’nde  pek çok heykel sergisi açılmaktaydı. Sanatçılardan Hüseyin Gezer’in teşvikiyle yaptığım deniz ve kadın konulu resimlerle bütünleşen kadın heykelleri yapmaya başladım.

Sanatınızı icra ederken etkilendiğiniz bir durum oldu mu? 

Sanatımı icra ederken etkilendiğim durumlar oluyor. Bugün dünyanın sorunu nedir diye düşündüğümüz zaman insanlık mı acaba diyorum. Çok zor günler yaşıyoruz. Bizi derinden etkileyen sorunlarımız var. Savaş, mülteciler, terör, doğa katliamı, çevre sorunları, çocuklarımız ve KADINA ŞİDDET.  Acaba insani değerlerimizi mi yitiriyoruz. Oysa elimizde çok güçlü bir silahımız var. O da SEVGİ. Sevgiyi hayatımızı yaşanır kılan, harika yapan, cennetin açık kapısı diye tanımlayabiliriz. Çalışmalarımın özü sanatımla SEVGİNİN GÜCÜNÜ heykellerimde yansıtmak ve izleyiciye hissettirmektir.

Ne tür heykeller yapıyorsunuz? Felsefi olarak temanız nedir?

Geçmişten günümüze baktığımızda en büyük heykeltıraşların insan vücudu üzerine yoğunlaştığını ve hayatı boyunca bu konuyu işlediğini görüyoruz. Ben kadının ebedi güzelliğin simgesi olduğuna inanıyorum ve KADIN heykelleri yapıyorum.Felsefi temam ‘’KADININ GÜCÜ’’. Bu duyguların yoğunluğu ile heykellerimi yapmaya başlıyorum. Yaşanmışlar ve yaşanacaklar.

Mesleğinizi icra ederken çok detay çalışma yapmanız gerekiyor mu? Size bu konularda destek olan kurumlar var mı?

Çevremizde gördüğümüz her türlü malzemeyle bronz, cam, polyester, tel, tahta, kumaş vs. heykel yapabilirsiniz. Ben heykellerimde genellikle bronz ve cam kullanıyorum. Tabi bu bir ekip işi.Heykelin ilk aşaması olan modelin hazırlanmasından sergilenmesi arasındaki süre içinde yoğun bir ekip çalışması ile bu işi sürdürüyorum. Yurt dışı etkinliklerimde de sponsor ve devletimizin desteği oluyor.

Sanatınıza dair eğitimler aldınız mı? Yoksa yeteneğiniz mi sizi mesleğinize yönlendirdi? Okuyucularımızı bu konuda bilgilendirir misiniz?

Çok küçük yaşarda içimden gelen arzu ile sürekli resim yapıyordum. Zaman içinde bu çalışmalarım disiplin kazandı. Ciddi sanat eğitimimi ise Mimar Sinan Üniversitesi Resim ve Heykel Müzeleri Derneği Atölyelerinde aldım. Eğitimin önemine dikkat çekmek istiyorum. Yalnız sanat konusunda yetenekli olmak tek başına bir şey ifade etmiyor. Yetenek artı eğitim artı sürekli çalışma. Bunlar birleşince güzel bir neticeye varabiliyorsunuz.

Mesleğinize dair çeşitli ödüllerle onurlandırıldınız...bunlar bahseder misiniz?

Türkiye’de 1988-1996 yılları arasında pek çok resim yarışmalarına katıldım. 2002 yılında katıldığım “bireysel silahsızlanma ve barış’’ konulu heykel yarışmasında aldığım teşvik ödülünün benim için ayrı bir yeri ve önemi vardır. 2016 ‘da UKKSA yaşam boyu onur ödülü’de benim için çok anlamlı. Avrupa ve Amerika’da aldığım ödüller var. 2018 INTERNATIONAL ART PRIZE , Salvador Dali MUSEUM, FLORIDA, ABD, 2018 SPOLETO ARTE PREMIO CANALETTO, 2019 INTERNATIONAL ART PRIZE PROMIO CARAVAGGIO aldığım ödüllerden bazıları.

Tarzınızı nasıl tanımlıyorsunuz ve çalışmalarınızla vermek istediğiniz mesaj nedir? 

Açıkçası tarzımı düşündürücü olarak tanımlıyorum. Kadın ve dişi evreni tüm yönleriyle ortaya koyarken kadını toplumda ahlak, düzen ve denge sağlayan bir vicdan olarak değerlendiriyorum. Her heykelime lirik bir şiir gibi içsel manalar yüklemeye çalışıyorum. Heykellerimle kadınlara ses verirken içinde bulundukları mevcut durumu güçlü, özgür, spontane ve hiçbir şarta bağlı olmayan şekilde tekrar yorumluyor, kadının fiziksel güzelliğinin yanı sıra içsel gücünü tüm bu duygulardan aldığını, bununda’’KADININ GÜCÜ’’olduğuna inanıyorum. Vermek istediğim mesaj bu. 

Etkilendiğiniz veya örnek aldığınız sanatçılar var mı? En çok beğendiğiniz Türk sanatçılar kimler ve neden?

Ülkemizde ve yurt dışında pek çok heykeltraşın heykellerini izleme  olanağım oluyor. Rönesans sanatçıları beni çok heyecanlandırır. Sonra Bernini, Canova yakın çağda Roden ve Giacometti’yi çok çarpıcı ve düşündürücü buluyorum. 19. ve 20.yy da çığır açan önemli heykeltıraşlar var. Onları büyük bir ilgi ile izliyorum. Son yıllarda şişman kadınlar yapan Botero’yu ve Jeff Koons’u beğeniyorum. Heykel sanatçılarımızdan İlhan Koman’ın Akdeniz heykelini çok beğeniyorum. Ancak bir sanatçının en büyük ideali hiç kimseden etkilenmeden kendi yolunu çizmesidir.

Türkiye’de sizin temanızdaki sanat eserlerinden hedefe ulaşılıyor mu? 

Türkiye de açtığım sergilerde,k atıldığım sanat fuarlarında, festivallerde halkın yoğun ilgisiyle karşılaşıyorum. Buda beni çok mutlu ediyor. Eserlerimle vermek istediğim mesajı izleyicilerle paylaşıyorum. Hedefe ulaştığımı düşünüyorum.

Eserlerinizi yaparken çektiğiniz zorluklar var mı? Olur ya şimdi sanatınızı icra ederken zaman, maddi ve manevi değerlerde önemli... 

Eserlerin üretimi sırasında bazı teknik sorunlar ve zaman sorunu yaşamaktayım. Ama bunlar telafi edilebiliyor. Benim için önemli olan üretilen bronz ve cam heykellerin uluslararası malzeme kalitesinde olması ve onların hiçbir hasar görmeden istenilen zamanda sergi alanına ulaşabilmesi.

Sanat eserlerinizi nerede yapıyorsunuz? Sonrasında tanıtımını nerelerde yapıyorsunuz ve faydalı oluyor mu?

Heykellerimi Eylül Sanat Galerisi atölyelerinde üretiyorum. Heykellerin tanıtımını yurt içinde ve yurt dışında sanat galerilerinde, sanat fuarlarında, bienaller de, müze sergilerinde, sosyal medyada ve basında yer alan haberlerle yapıyorum.

Yurtiçi ve yurtdışında sergiler açtınız mı? Daha fazla ilgi nerede oldu? Fark var mı?

Yurt içinde ve yurt dışında pek çok sergiye iştirak ettim.Yurt dışında ilgi daha fazla. Bir fuar ya da sergi açıldığı zaman çok uzun izleyici kuyrukları görüyoruz. İzleyici sayısının fazlalığı dikkat çekiyor. Katıldığım ve açtığım tüm yurt içi ve yurt dışı sergilerde izleyicinin yoğun ilgisiyle karşılaşıyorum. Arada fark yok. Buda beni çok mutlu ediyor.

Türkiye ve dünyada heykeltraş sanatına bakış nedir?

Ülkemizde batı dünyasına göre geç başlayan sanat hareketleri bugün aynı seviyeye ulaşmıştır. Aslında yaşadığımız topraklar tarih öncesinden beri heykel sanatının doğduğu ve yaşadığı topraklardır.Yurdumuzun her köşesinden tarihin derinliklerini yansıtan eserler bugün dünya müzelerini süslemektedir. Esasında hepimiz bu kültürün parçasıyız.

Ayrıca sanatınıza dair eğitim veriyor musunuz? 

Eserleri izleyiciye sunma aşaması çok zor ve zaman alan bir dönem. Bu dönem içinde sadece yaptığım heykele odaklanmam gerektiği için ders vermeye zaman ve imkan olmuyor. 

Sergierinizin size mesleki olarak faydası oluyor mu?

Tabiki oluyor. Tanıtım ve dünya sanatını izlemek açısından. Bu gün katıldığım Uluslararası resim ve heykel sergilerinde dünya sanatçılarını yakından izleme imkanı buluyorum.

Yakın zamanda gerçekleştirmeyi düşündüğünüz yeni bir projeleriniz var mı?

Elbette var. Kasım ayında Venedik’te yeni açılacak olan Europa Pavilion/Padiglione Europa START VENEZIA  ve V INTERNATIONAL BIENNIAL OF CONTEMPORARY ART OF ARGENTINA .

Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?

Bugün çağdaş Türk sanatının yükselen bir ivmesi var. Dünyada her şey büyük bir hızla değişime uğruyor. Sanat da büyük bir ivme kazanarak yoluna devam etmekte. http://emelvardar.com adresimi takip ederseniz sevinirim. Zambak hanım gazeteniz Önce Vatan’a ve size teşekkür ederim...