ZAMBAK KARABAY

İSTANBUL

Sanat, toplumun öz değerlerinden doğar ve gelişir. Onun içindir ki sanat toplumun  dışında, ondan ayrı olarak düşünülemez. Çünkü sanat bir toplumun gelişiminde oldukça önemli bir yere sahiptir. Sanatçı ise bizim göremediklerimizi gören ve ortaya çıkarandır. Sanatçı da bu vizyonu  ile topluma ayna tutar bir anlamda! Algıdaki seçiciliği gözlemdeki derinliği ile önce kendi kurgusunu oluşturur ve bir aynadan geçirir yolculuğunu. Hayata dair biriktirdiklerini, yaşama kıvılcımlarını kendi enstrümanlarıyla aktarır topluma. Şairin başka, müzisyenin başka, ressamın başkadır enstrümanı...

“Sanatı anlamak için önce bütün sanatların kaynağı olan hayatı anlamak, öğrenmek gerekir. Yine hayatı ve sanatı anlamak için de her şeyin temeline, doğaya inilmelidir.” diyor Eliel Zaarine...

İşte bu yüzden sizleri, resme ve resim sanatına ilgi duyanların ilgisini çekeceğini düşündüğüm, sanatçıyla tanıştırmak ve kendisi ile yapmış olduğum röportajı sizlerle paylaşmak istiyorum...

Firdevs Hanım merhaba... Nasılsınız? Sizi tanıyabilir miyiz? Sanatçı kimliğinizi okuyucularımızla paylaşır mısınız?

Merhaba, ben 1978 yılında Antalya’nın Gazipaşa ilçesinde doğdum. İlkokul öğrenimimi Gazipaşa’da, ortaokul ve lise öğrenimimi Aydın Ortaklar Anadolu Öğretmen Lisesinde, Üniversite öğrenimimi Niğde Ünv.  Eğtm. Fak. Güzel Sanatlar Eğitimi Resim-İş Öğretmenliği bölümünde tamamladım. Evli ve üç çocuk annesiyim.

Resim yapma sanatına ne zaman başladınız? Sizi resim yapmaya yönlendiren ne olmuştu?

Ben ilkokul yıllarımdan bu yana kendimi daima resimlerimle ifade etmeye çalıştım. O dönemlerde şimdi olduğu kadar insan psikoloji üzerine çalışmalar bu kadar önemli değildi. Lise yıllarımda rahmetli resim öğretmenim çizgilerim ve renklerim konusunda yeteneğimi keşfederek babamın da desteği ile bu bölümü seçmeye yöneldim. 

Yeteneğinizi ortaya çıkaran biri var mı? Yoksa bu keşif tamamen kendi çabalarınızın bir sonucu mu?

Aslına bakarsanız ben hep psikolojik danışman olmak isterdim. Belki de ruhumda olan naiflik ve incelik beni bu alana ödünleme yapmaya teşvik etti. Yukarıda da belirttiğim gibi Lise de resim öğretmenim ve babam ve en önemlisi kendini tanıyan biri olarak benim çabalarımın ürünü diyebilirim.

Teknoloji ve Tasarım Öğretmeni (Resim-İş Öğretmeni) olarak mesleğinizle eğitim veren bir sanatçısınız... okuyucularımıza bu yönünüzden de bahseder misiniz? 

Evet, ben MEB’de Teknoloji ve Tasarım Öğretmeni olarak ve Görsel Sanatlar Öğretmeni olarak görev yapıyorum. Üniversiteden 2000 yılında mezun oldum. İlk görev yılımda bu ders iş eğitimi dersi adı altında okutuluyordu. Daha sonra öğrencilerin üst düzey zihinsel süreçlerini harekete geçirmek üzere teknoloji ve tasarım dersi olarak değişti. İki dersin öğretmeni olmaktan sonsuz doyum alıyorum. Öğrencilerimin yaratıcılığını ortaya çıkarmak, onların kendini özgürce ifade edebilmelerini sağlamak, onların gözündeki ışığı ortaya çıkarmak mesleğimin en gurur verici yanı. Hele ki görsel sanatlar dersinde hocam olmuş mu diye bakan ürkek bakışların zamanla kendi öz benliğine kavuşan özgüvenli bireylere dönüşmesine şahit olmanın bende oluşturduğu mutluluğu anlatacak kelimeler kifayetsiz kalıyor.

Eserlerinizdeki renklerin canlılığı dikkat çekici... temel  felsefeniz nedir?

Ben öncelikle kendimi seviyorum. Etrafıma da ayna oluyorum. Benim temel felsefem sevmek. Bu yolculuğa çıkarken  ruhumun renkli paletinde gezinen fırçamı beyin imgelemimde dolaştırıp kalbimin de onayını alarak seve seve renklendiriyorum eserlerimi.

Farklı eserler yapıyorsunuz… Eserlerinizi yapabilmek için eğitim aldınız mı? Yoksa yetenek daha mı ön planda oluyor?

Güzel Sanatlar Eğitimi/Resim-iş öğretmenliği mezunuyum. Fakat eser ortaya koyabilmek için yetenek te yadsınamaz bir gerçektir. Eserlerimi ortaya koyarken genellikle benimle yaşanmışlığı olan eşyalarımı sanatla sentezleyerek canlı renklerimle dışavurumcu bir biçimde ortaya koyuyorum. 

Sanatınıza dair duyarlılıkları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sanatıma dair çok güzel dönütler aldım. Gerek yurt içi gerek yurt dışı birçok platformda ilgi görmek beni sanata dair olumlu gelişmelerin olduğu yönünde umutlandırdı.

Örnek aldığınız, etkilendiğiniz ressamlar var mı?

Aslına bakarsanız bugüne kadar gelmiş geçmiş birçok sanatçının eserlerini hayranlıkla takip ettim. Bir tanesinin ismini vermek diğerlerine haksızlık yapmak gibi geliyor ama Ekspresyonist sanatçıların yapmış olduğu çalışmalar her zaman beni etkilemiştir Wassily  Kandinsky, Oskar  Kokaschka, Gustav Klimt’in eserlerindeki  dışavurumculuktan etkilenmemek mümkün değil. Tabi Türk ressamlarımızdan özellikle Osman Hamdi Bey ve Nuri İyem’i söylemeden de geçemeyeceğim.

Fakat bu demek değildir ki bu ressamların çalışmalarına benzer eserler ortaya koyuyorum. Tuvalimin karşısına geçip fırçamı elime alınca başlıyor her şey… İçimdeki müziğin sesine kulak veriyorum. Bir güzel alıyorum kimi zaman ruhumda birikmiş tozları… Eserlerimi oluştururken kendime ait parçaları sanatımın içinde rengarenk harmanlıyorum. Zaten başka türlüsü taklitten öteye geçemez. Özgürlüğüm kısıtlandığı anda özgünlüğümü yitirmekten korkarım.

Kendinize ait bir atölyeniz var mı? Sanatınızı icra etmek için bir mekan gerekli mi? 

Kendime ait bir atölyem yok. Sanat icra etmek için herhangi bir mekanın da önemi yok bence. Resimlerimi kimi zaman evimin salonunda kimi zaman balkonumda bahçemde, her yerde yapabiliyorum. Önemli olan benim hissettiklerim ve ilham kaynaklarım. Resimlerimi yaparken küçük oğlum Uras’ın gelip o küçücük parmaklarını tuvalimin üzerinde gezdirirken yaptığı yorumlar, büyük oğlum Mert Emir’in yaptığım her deseni farklı bir objeye benzetmesi, kızım Rumeysa Begüm’ün benim için en güzel müzikleri seçip anne dur videonu çekeceğim demeleri, eşimden aldığım güç bana yetiyor da artıyor bile… İşte benim kocaman atölyem bundan ibaret. Bu atölyenin ismi de mutluluk atölyesi…

Sanatınızı icra ederken çok detay çalışma yapmanız gerekiyor mu? Size bu konularda destek var mı?

Bir gün çalışmama ara verip eserimin karşısına geçip kahve molası vermiştim. Yaptığım eserimde küçük bir detay dikkatimi çekti ve o an içimde kocaman bir derya deniz oluştu. Yüzümde tatlı bir tebessümle o detayın fotoğrafını çekip kendimce şöyle bir ifade kullandım. Küçük detaylarda büyük ayrıntılar gizlidir.

Resimlerinizin konusunu seçerken faydalandığınız veriler var mı?

İnanın çok büyük kurgularla geçmiyorum tuvalimin karşısına. Evet, elbette küçük bir projem oluyor kafamda fakat çalışmam ilerledikçe oluşuveriyor eserim. Öyle oluşuveriyor dediğime de bakmayın. Eğer gücüm yetse yaptığım eser hiç bitmesin istiyorum. Ben aslında ilmek ilmek kendimi işliyorum tuvalime… Etrafımda gördüğüm duyduğum çirkinlikleri rengarenk boyalarla kapatıyorum hiç görülmesin istiyorum çirkinlikler… SEV diyorum içimden, renklerimle de haykırıyorum bunu tüm dünyaya…

Türkiye’de resim sanatı sizce ne durumda? Gerekli ilgi ve bilgi var mı?

Geçtiğimiz günlerde katıldığım karma sergide fark ettim.  Sanatı sanattan anlayan ve sanata ilgi duyan insanlarla konuşabiliyorsunuz ancak. Gazipaşa küçük bir ilçe burada herkes elbette sanatıma ilgi duyup takdir ediyor fakat herkeste burada ne anlatmak istedin sorusu var. Önemli olan benim ne anlattığımdan öte senin ne anladığın dediğim anda başlıyor her şey… İnsanlar onları çevreleyen her şeyi anlamadan sevebiliyor fakat sanatçının böyle olması gerektiği için çalıştığını ve eserini ortaya koyduğunu anlamak istemiyorlar. Benim hiçbir beğenilme kaygım olmadan koyuyorum ortaya eserlerimi sadece KENDİM oluyorum ve iç sesime kulak veriyorum. Uzun lafın kısası Türkiye’de resim sanatı hak ettiği yere oturamadı.

Kendinizi resim ya da sanatsal ürünler yapmak için şartlandırır mısınız? “Günde şu kadar zaman harcamalıyım” gibi bir düşünce ile mi sanatınızı icra edersiniz? Yoksa vakit değerlensin mi diyerek eserlerinizi yaparsınız?

Aslına bakarsanız her konuda olduğu gibi sanatsal ürünlerimi ortaya koyarken de disiplin şart. Benim öncelikle bir eş ve anne olarak sorumluluklarım var. Belirli bir plan dahilinde yaşamayı seviyorum. Planlı bir yaşamla sanatımı da kendimi kasmadan yapıyorum herkese her şeye zaman ayırabiliyorum. Sanatla ilgilenen herkes şunu çok iyi bilir ki sanat dipsiz bir kuyu gibidir. Sanat yapıyorum demek için, boş zamanımı doldurayım demek için sanat yapılmaz. Eserlerimde de görüldüğü üzere ben ruhumun paletindeki rengarek boyalarımla ,tuvalimden çıkan ezgilere kalbimin mührünü vurarak oluşturuyorum eserlerimi. Bu öyle şartlanarak mecburum diye yapılabilecek bir iş değildir. Günlük en az şu an okulda dersler başlamadığı için 5-7 saat arası seve seve çalışmalarımı yapıyorum.

Sanatınızın tanıtımını yaptığınız medya hesabınız var mı? Varsa faydalı oluyor mu?

Benim @by_firdevs.art adında bir instagram hesabım var. Teknoloji ve tasarım öğretmeni olarak öğrencilerime teknolojiyi amacına uygun kullanmanın önemi üzerine vurgu yapıyorum. Hem Türkiye’de hem de yurt dışından birçok sanatçı ve sanatsever takip ve takipçim oldu. Bu da beni çok mutlu ediyor.

Yaptığınız sanat eserleri ilgi görüyor mu? Tabii ki manevi yönünün dışında maddi olarak da faydalı oluyor mu? 

Evet yaptığım sanat eserleri birçok sanatsever, koleksiyoncu ve galeri tarafından ilgi gördü. Çok samimi söylüyorum eserlerimi maddi kazanç kaygısı ile ortaya koymuyorum. Hatta bir eserimin satılacak olması bu kelime bana çok ağır geliyor. Duygular ne satın alınabilir ne de satılabilir. Hatta bu konuda çevremde bana kızan arkadaşlarım var. Resimlerinle aranda bağ kurma diyorlar. Bilmiyorlar ki o bağ koptuğu anda sanatım da biter… Bu konuda kendimi şöyle teselli ediyorum. Yaptığın bu eser bir sanatseverin evine mutluluk ve şans getirecek.  Sanatım her anlamda bana mutluluk veriyor.

Solo sergi açtınız mı? Sergiler sanatsal gelişiminize etkili ve faydalı oluyor mu? 

Benim en büyük hayalim kişisel sergimi açmak. Bu pandemi döneminde renkli yolculuğuma böyle başlamıştım. Fakat önüme çıkan bazı fırsatlar 2021 yazına bilet kesmemi söyledi. Sergilerin herkese olduğu gibi benim de gelişmemde etkisi yadsınamaz bir gerçek.

Malum Pandemi dönemi ressamların katılımları ile gerçekleşen Sosyal Projeler var... Siz katılım sağladınız mı?

Bu projelerden geç haberdar oldum. Katılmak istedim fakat sergilerden dolayı zamanı yakalayamadım. Her daim sosyal sorumluluk projelerinin içinde seve seve yer almak isterim.

“Sanat hangi dalda olursa olsun. Dışa vurumculuktur aslında” diyorsunuz... felsefi yaklaşımınız eserlerinizin vurgusunda faydalı oluyor mu?

Ruhum, beynim, kalbim diyerek çıktım yola. Ruhumda sentezlediğim düşüncelerimi ve hayallerimi beyin süzgecimden geçirerek kalbim ile onayladım. Fırçamı ruhumun derinliklerindeki renklerle adeta dans ettirdim. Kimi zaman yorgun kimi zaman üzgün ama hiç ümidimi kesmeden her zaman mutlu ve umutlu. Severim ben çocuksu gülüşleri bazen de inadına içten kahkahaları işte böyle... Ben hayalini kurduğum durağa varabilmek için sevgiyle, renklerle dolu bavuluma kendimi de koyarak çıktım yola…

Yakın zamanda gerçekleştirmeyi düşündüğünüz yeni bir proje veya sergi var mı?

27 Ağustos 31 Ağustos Hakan Aykan sanat galerisi Bodrum/Trafo’da bir Karma Sergiye katılacağım. Lavisioneart Galeri bünyesinde MNEMOSYNE tüm sanatseverleri bekliyoruz.

30 Ağustos 15 Eylül tarihleri arasında da Niş Art Gallery bünyesinde “Artemisia ve Mausolos“ Sergi Salonlarında yapılacak “IMPACKT” özel Karma Sergiye eserlerimle ben de katılacağım. Tüm sanatseverleri bekliyoruz.

Son olarak eklemek istedikleriniz?

Öncelikle bana bu fırsatı verdiğiniz için çok teşekkür ederim. Herkese sağlıklı renkli günler dileyerek renklerle çıktığım yolculuğa renklerle huzur bulan herkesi davet ediyorum.