Röportaj: Funda Akosman Erman

Ayşen Hanımcığım, her şeyden önce sizi tanımak istiyorum. Kendinizi anlatabilir misiniz?

Tabii ki. İstanbul’da doğdum ve yaşadım. İşletme üzerine eğitimimi tamamladıktan sonra iş hayatıma babamın iş yerinde başladım. Tekstil sektöründe çalışıp, babamın işlerini devam ettirmek istiyordum. Daha sonra bankacılık sektörüne geçiş yaptim ve o alanda da profesyonel olarak çalıştım. 9 yıl önce de evlenip, İngiltere’ye yerleştim. Orada da tekstille bağım kopmadı. Gözlerim yine hep kumaşlara, renklere değiyordu. Çeşitli tekstil firmalarında müşteri temsilcisi olarak görev yaptım. Tekstil sektöründe çalışmış biri olarak, devamli  renkli bir şeyler yapmak istiyordum. 2014 yılında Londra’da bir gözlük mağazasında Cliff ile tanıştım. Colour Me Beautiful firmasının grusu Cliff Bashforth o gun beni çok etkiledi, benim de size yaptığım gibi kendisi bana renk önlüğümü koydu. Benim yanlış renkleri kullandığımı söyledi, doğru tonda ruj sürdü bana ve doğru renkleri yapacağı bir testle öğrenebileceğimi söyledi. Birbirimizden haberleşmek için iletişim bilgilerimizi aldık. Oradan ayrıldığımda etkilenmiş, doğru renklerimi öğrenmek için kendisinden danışmanlık almam gerektiğine karar vermiştim. Daha sonra kendisinden, önce danışmanlık hizmeti alıp renklerimi öğrendim, ardından bu alanın eğitimleri alıp, nitelikli renk ve makyaj danışmanı oldum.

Renklerin şifresi mi demeliyiz eğitiminiz için?

Renk ve makyaj danışmanı diyoruz. Colour Me Beautiful firması 1983 yılından beri Avrupa, Afrika ve Ortadoğu’da  “imaj danışmanlığı hizmeti" veren uluslararası bir firma. Ayrıca eğitim akademisinde arzu eden kişileri yetiştirip eğitim veriyorlar.  Ben kendimi şanslı hissediyorum bu yüzden. İngiltere’de 2015 yılından beri aktif olarak çalışıyorum. Fakat renklerle ilgili aklımın bir köşesinde devamlı Türkiye’de de bu işi yapmak isteği vardı. Neden bunları kendi ülkemde de anlatmayayım diye düşünüyordum. Bu şekilde kendimi Türkiye-İngiltere arasında bir köprü olarak görüyorum.

Başlangıçlarınızı güzel seçiyorsunuz. İnşallah hayırlı olur.

İnşallah… Ben hikayemi ve beni anlatmak istiyorum, dedim. En güzeli; arkadaşlarıma tek tek anlatmaktansa, herkesi bir araya toplayayım dedim, fikir böyle çıktı. 14 Nisan’da arkadaşlarımın da desteği ile iki ayrı tanıtım yaptım. Beni desteklediler sağ olsunlar. Onlara renkleri renklerin hayatımızda özellikle giydiğimiz kıyafetlerde bizi nasıl etkilediğini, nasıl dinamik ve genç göründüğümüzü anlattım.

Bize de biraz tüyolar verebilir misiniz? Örneğin; sarışınlar, esmerler hangi renkleri tercih etmeliler?

Tabii... Sarışın hanımlar, açık tonları kullanmalılar, derin ve koyu renkleri kullandıkları zaman renkler ortaya çıkar. Amaç bu noktada kişinin tüm ve doğal olarak görünmesi. Yani koyu lacivert bluzu öne çıkmmalı, kendi tonundaki laciverti ile bir bütün olmalı. Esmer hanımlar da açık tonları kontrastla kullanmalılar ve mutlaka kendi tonlarında ruj sürmeliler. 

Kişilik de etkendir değil mi renklerin belirlenmesine?

Evet tabii analize başlamadan önce kişiyi tanıyorum. Hayat tarzı ile ilgili sorular soruyorum. Özel ve iş hayatına bağlı olarak devam ediyorum.

Bu uygulamayı nasıl yapıyorsunuz?

Öncelikle kişinin kendisini anlatmasını rica ediyorum. Örneğin sizi tanıyorum. Gazeteciyim, çok yoğunum fazla vaktim yok diyorsunuz. Ben de; gazetede nasıl giyiniyorsunuz, makyajı seviyor musunuz gibi sorular soruyorum. 

Bunları öğrendikten sonra renkleri ve kombinasyonları çalışıyorum sonra da uygun makyaj tonlarını uyguluyorum. Şöyle ki; renkleri analiz ederken, gün ışığında saç rengine, göz rengine ve cilt tonuna bakılarak bir test yapıyoruz. Buna göre de ana karakterler belirleniyor.  Burada amaç hanımların doğru renk tonları kullanmasını sağlayarak daha güzel ve daha canlı görünmesini sağlama. Aslında herkes her rengi kullanabilir. Ama o rengin tonları çok önemli. Biz testi yaparken gün ışığında yüzünüze yansıyan renkleri kullanıyoruz. 

Aksesuarlarda da bu böyle onların da  renkleri çok önemli. Test sonucunda rengin ana tonundan sonra alt renkleri ve renklerin matlığını ya da berraklığını belirliyoruz. Çalışmamız 2 saat sürüyor, bu çalışma sonunda kişiye özel ana ve alt tonların olduğu 42 rengin bulunduğu  bir renk cüzdanı veriliyor. 

Ömür boyu bu cüzdan çantanızda size rehber oluyor. Bunun size artısı; hangi renkleri kullanmanız gerektiğini biliyorsunuz, alışverişte hangi renkleri satın alacağınızı biliyorsunuz, yanlış alışveriş de yapmamış oluyorsunuz. Bu çalışma sonunda mutluluk var kısacası. Bir kerelik bir çalışma, ömür boyu size eşlik edecek.

Peki kimlere uyguluyorsunuz bu çalışmayı?

Her yaş grubundan hanımla çalışıyorum. 18 yaş ile 83 yaş arası yüzlerce hanımın hayatına dokundum. Renk danışmanlığı servisi hediye edilmesi çok güzel bir şey. Bu danışmanlığı alan kişi alışveriş hayatına bundan sonra daha bilinçli devam edecek. Biliyor musunuz, çoğumuz dolabımızın % 20’sini kullanıyoruz % 80 ilk kısmı giymediğimiz kıyafetler. Dolayısıyla renklerinizi bildiğiniz zaman öyle bir garanti veriyoruz ki, dolabınızda giymediğiniz kıyafetiniz olmuyor. Çünkü artık kendinizi ve hangi rengin size yakıştığını  daha iyi biliyorsunuz. Örneğin başka bir hanım da 83 yaşındaki annesi için bu uygulamayı aldı ve hediye etti. Kendisiyle çalışmak çok güzeldi. Sizinle de bir sonraki ziyaretimde tekrar görüşmek isterim.

Tabii ben de çok sevinirim. Bundan sonraki projeleriniz nelerdir?

Biliyorsunuz orada yaşıyorum, orada bir düzenim var, işlerim devam ediyor. Buradaki sunumlarımda  tanıştığım kişilerle de bağlantılarımı devam ettirmek istiyorum. Sosyal medya hesabımdan faydalı bilgiler paylaşacağım. Türkiye-İngiltere arasında bu konuda bir köprü olmak istiyorum. Sunumlarım devam edecek. İstanbul’dan sonra diğer illerimizde de sunumlar yapmayı planlıyorum.

Son olarak neler söylemek istersiniz?

Benim hikayem babamla ve tekstil ile başladı, renklerle devam ediyor ve bu yüzden çok mutluyum. İnsanlar doğru tonları kullandığında daha güzel, daha genç ve daha sağlıklı görünüyorlar, bunu unutmasınlar lütfen.