Başarılı yazar Rabia Çelik Çadırcı ile “Gece Saçlı Kırlangıçlar” ve “Zehrimar” adlı kitaplarına dair konuştuk. Keyifli sohbetimiz sizlerle…

RÖPORTAJ: AYŞENUR MAMA

Öncelikle sizi tanımak isteriz. Rabia Çelik Çadırcı kimdir?

Şanlıurfa’nın Bozova ilçesinde doğdum. Ortaokulu bitirinceye kadar bu ilçede yaşadım. Liseyi, kazandığım bir sınavla burslu olarak Şanlıurfa’da okudum.  Eskişehir Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Bölümü’nde sürdürdüğüm lisans eğitimini yarıda bıraktım. Evliyim ve gülümsediğinde kalbimin soluk aldığını hissettiğim Serabral Palsili bir kız çocuğum var. Zamanımın büyük çoğunluğunu kızımla geçiyorum. 

Mersin’de yaşıyorum. Uzun yıllar eşimin işi dolayısıyla birçok şehir, ilçe ve kasabada bulundum. Bu vesileyle çeşitli insan profilleri, kültürleri tanıma şansım oldu. Kişisel aksiyonuma ve yazın çalışmalarıma büyük ölçüde katkısı oldu bu durumun da. Yaşamayı seven ve olumsuz her halde inatla hayata daha çok bağlanan biriyim. 

Öykü ve şiirlerim birçok dergide yer aldı ve kimi gazetelerde yazılarım yer alıyor. Bu gibi çalışmalara da devam ediyorum. 

Yazın hayatınız nasıl başladı? Size öncülük etmiş isimler var mı?

Çocukluğum, ilk gençlik yıllarım sürekli yazarak, okuyarak geçti. Günceler, şiirler ve öyküler kaleme aldım. Edebiyat çalışmalarımda otodidakt yöntem izledim ve yazılarımı kitaplaştırmak için acele etmeden kendimce yetkinleşmeyi bekledim. Sanırım, kendi kendimin öncüsüyüm ve tabii annemin, ailemin desteğini aldığımı da belirtmek isterim. 

İlk kitabınız “Gece Saçlı Kırlangıçlar” kadın öykülerinden oluşuyor. Bizlere bu kitabınızdan bahseder misiniz? 

“Gece Saçlı Kırlangıçlar” gerçek hayat hikâyelerinden esinlenerek yazdığım öykülerden oluşuyor. İkinci baskısı yapılan kitabımla ilgili olumlu dönüşler alıyorum çokça. Öykülerimde yer alan kadınlar ve onların sorunları hepimiz için bir ayna. Gece Saçlı Kırlangıçlar’da görmezden gelinen hikâyeleri yazdım. 

Bir yazar olarak kadın sorununa nasıl bir yelpazede yaklaşma düşünceniz var?

Tüm sorunlarını perde arkası etmeden cesaretle yazarak farkındalık oluşturmaya gayret ediyorum. Elbette edebiyatın tüm sorunlarını tek başına çözemeyeceğini biliyorum; ancak her zaman söylediğim gibi yazmakla herhangi bir konuya önem atfedilir ve oluşan farkındalıkla çözümler konuşulmaya başlanır. 

Yazarken nelerden esinlenirsiniz? Örnek aldığınız yazar veya şairler var mı?

Ben; insanın, doğanın, hayvanın uğradığı türlü haksızlıklar karşısında hissettiğim kalp ağrısından esinlenerek yazarım. Kalbim kendi kafesini az sonra parçalayacakmış gibi acıdan kıvrandığı vakit yazabilirim ancak. Elbette yazılarıma doğrudan o ajiteyi işlememek için de bir süre acının adeta demlenmesini beklerim. Tatlı bir rüzgârın esintisinden veya seyre daldığım denizin coşkulu sesinden de esinlendiğim olmuştur. 

Örnek olarak olmasa da elbette beğendiğim yazar ve şairler var: Furuğ Ferruhzad, Halil Cibran aklıma ilk gelen örneklerdir. 

Geçtiğimiz kasım ayında okurlarla buluşan “Zehrimar” adlı şiir kitabınızdan bahseder misiniz? Bu kitabı neden yazdınız?

Hayatta herkesin bir şeylere eğilimi, bir şeyler karşısında savunması, mücadelesi, savaşı veya kendini ifade etme şekli vardır. Benimki de yazınım olmalı. 

“Zehrimar” seksen sayfalık bir şiir kitabı. Uzun yılların emeği ile var oldu. İnancım o ki; hak ettiği değeri görecektir. 

“Zehrimar” okurlara hangi mesajları vermeyi amaçlıyor?

Sanırım, toplumsal sorunlara işaret ederek ortak bir dil aracılığıyla çözümler bulunabileceğini ve okuyan herkesi çeşitli konularda düşündürmeyi amaçlıyor.

Kitabın ismi nereden geliyor?

Kitabı bitirdikten sonra kitabın ruhuna uyması için düşündüm biraz. “Zehrimar” kitaptaki bir şiirimin adı zaten. “Zehrimar” yılan zehri anlamına geliyor ve yılan zehrinin de tıpkı benim yazın hayatımdaki gibi hem dert hem derman yanı var. Bu isim ayrıca bana edebi, vurucu ve orijinal geldiği için kitabın adını “Zehrimar” yaptım.

Sizce kitap, beklenen başarıya ulaşacak mı?

“Zehrimar” bir anlık iç geçirişlerle yazılan şiirler değildir; aklın ve kalbin süzgecinden defalarca geçirilerek yazılmış şiirlerdir. İmgenin giz ile buluştuğu coşkulu dans gösterisidir adeta. Başarıya ulaşacağına inancım büyük. 

Kitabınıza bir okur gözüyle nasıl bir yorum yaparsınız?

Sıkılmadan okunacak şiirler yer alıyor ve insan; okurken kendini, hayatı sorgularken bulabilir. Okura alternatifler sunacağı inancındayım.

Hazırlık aşamasında olan yeni bir eseriniz var mı?

Uzun zamandır üzerinde çalıştığım bir mektup romanım var ve öyküler de yazıyorum. Ayrıca yeni şiirler kaleme alıyorum. Açıkçası hangisinin öncelikli olacağına yazıların kendi hallerindeki seyri karar verecek. 

Son olarak gazetemiz okurlarına neler söylemek istersiniz?

Sevgiler sunuyorum öncelikle. İyi edebiyatın peşinde olarak daha çok okumanın hayatımıza farklı renkler katacağını söylemek isterim. 

Hayatta her şey istediğimiz gibi gitmeyebilir, birçok şeyden yoksun da olmuş olabiliriz; ama bu, yaşamdan sevinç hakkımızı alamayacağımız anlamına gelmez.