Başarılı yazar Nedim Şen ile yazın hayatına ve ‘Sona Gelmeyen Sen’ adlı kitabına dair konuştuk. Keyifli sohbetimiz sizlerle…

RÖPORTAJ: AYŞENUR MAMA

Öncelikle sizi tanımak isteriz. Nedim Şen kimdir?

1991 yılında İstanbul’da doğdum. Sultanahmet Teknik Lisesi’nden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi Biyomedikal Bölümü’nü kazandım, çeşitli nedenlerden dolayı ikinci sınıfta bırakmak zorunda kaldım. 20’li yaşlardan beri birkaç satış ve pazarlama firmasında kanal yöneticiliği yaptım. Şu an için Danimarka ‘da çalışmaktayım. Yaptığım her işten keyif aldığım için, çalışmak bir hayat tutkusu haline gelmiştir.

Yazım hayatınız nasıl başladı? Size öncülük etmiş isimler var mı?

2004 senesinde küçük yaşlarda iken amatör de olsa yazmaya başlamıştım. Ortaokul zamanlarımda öğretmenlerimin de verdiği destek ile özgüvenim yerine gelmişti. Lise yıllarında ise her konu üzerine bir fikri olan ve bana her yazdığımı kaleme dökme fırsatını veren Edebiyat Öğretmenim Sevcan Özden’e teşekkür ederim. Çeşitli şiir yarışmalarında okulumu temsil ettim ve il bazında derecelere girdim. Attila İlhan’ın her dizesi beni çok etkilemiştir. Aşk ve hayata daha sıkı sarılmak için duygularımı yaşayarak ve yaşatarak yazmaya çalışıyorum.

Yazdıklarınızı kaleme alırken nelerden esinlenirsiniz?

Bir anda gelen metafor etkisi, diyebilirim. Yazmak için yazmıyorum. Yaşadığım her şeyi uzun sayfalarda anlatmak yerine; bir başkasının yaşantısına tercüman olarak, onların duygularını ve hikâyelerini dinleyerek ve onlarla empati kurarak bir dize ile bin yaşanmışlığı anlatmaya çalışıyorum.

Geçtiğimiz aylarda okurlarla buluşan ‘Sona Gelmeyen Sen’ adlı kitabınızı anlatır mısınız? Bu kitabı neden yazdınız?

Uzun zamandır bir şeyler yazıyor ve internet üzerinden paylaşım yapıyordum. Bunları bir araya toplayıp, aynı duyguları yaşayanlar için kitaba dökmek istedim. Kitap; hem güzel seven bir adamı hem de ayrılığa yenik düşmüş, aşka sarılmak isteyen bir şairi anlatıyor.

‘Sona Gelmeyen Sen’ okurlara hangi mesajı vermeyi amaçlıyor?

Hep aşkla kalmalarını ve bu yoldan asla vazgeçmemelerini anlatıyor. Yüreğimden dökülen her söz ve her şiirde birilerinin kalbine dokunma, ayrılık acısına rağmen aşka küsmeme ve bir gün onu yakalayabilme umuduyla hayata tutunma ögelerini anlattım.

Kitabın isim hikâyesi nedir?

Aslında kitap isminin iki tane güzel anlamı var: İlki; gerçekten bir söz verip, sonuna gelmeyen ‘Sen’…

Diğeri ise, yüreğimde bir türlü bitmek bilmeyen ‘Sen’… Aslında bu üç kelime, bütün bir yaşanmışlığı hikâyesiz olarak anlatabiliyor.

Sizce kitap beklenen başarıya ulaşacak mı?

Yayınladığım ilk kitap olduğu için birilerine ulaşmasını tabii ki çok isterim. Satış anlamında başarıya ulaşmak gibi bir amacım yok. Öncelikli hedefim, bir yerlere gelebilmek ve şiir konusunda Türk Edebiyatı’nda kalıcı olmak.

Kitabınıza bir okur gözüyle nasıl bir yorum yaparsınız?

Kitabı basılmadan önce defalarca okudum, kitabın son halini okuyana kadar fark edemediğim hatalarımı görmeye çalıştım. Birkaç hata dışında kurgusu şiir ve söz sıralamaları iyiydi. Kapak resmi gerçekten kitap boyutunda daha harika duruyor. O sayfaları hissederek okumak gerçekten başka. Kitap kapak resminin hazırlanmasında yardımlarından dolayı Sevcan Arslan’a çok teşekkür ederim.

Hazırlık aşamasında olan yeni bir eseriniz var mı?

Evet, bu sefer alışılagelmiş şiir ve sözlerin dışında ufak aşk satırları ve hikâyeler de olacak. Projenin süreci biraz uzun olacak ama beklendiğine değmesini istiyorum. Yaklaşık bir sene sonra aramızda olmasını bekliyorum.

Son olarak gazetemiz okurlarına neler söylemek istersiniz?

Öncelikle röportaj için sizlere ve Önce Vatan Gazetesi ailesine çok teşekkür ederim. 

‘Sona Gelmeyen Sen’ adlı kitabım, onlara bir şiir ve sözden fazlasını hissettirip yaşatacaktır. Sona gelmeyen ne var ise güzel yaşamaları dileğiyle…