Metin Bey merhaba uzun zamandan beri röportajımızı gerçekleştiremedik. Bugüne nasipmiş. Çok üzücü ki ülkemizi derinden sarsan şehit haberlerimiz oldu ve ülkemizin her daim birlik beraberlik içinde olmasını diliyoruz. Nasılsınız ve gündemle ilgili neler söylersiniz?

Maalesef ki sizin de ifade ettiğiniz gibi zorlu bir süreçten geçiyoruz. 2020 yılının ülkemize hayırlı geldiğini söylemek pek mümkün değil. Öncelikle Elazığ ve Malatya depremleriyle ile derinden sarsıldık. Ben bir Elazığ'lı olarak bu acıyı bizatihi yaşadım. Depremin acısını henüz unutmadan şimdilerde de Şanlı ordumuzun sınırımızın hemen diğer tarafında terör belasının ülkemize sıçramaması için verdiği mücadelede onlarca şehit verdik. Üç tarafı sularla dört tarafı düşmanlarla çevrili olan dünyanın en belalı coğrafyasının kaderini yaşıyoruz. Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Mekanları cennet olsun. Gazilerimize acil şifalar diliyorum. 

Geçtiğimiz haftalarda babanızı kaybettiğinizi duyduk başınız sağolsun. Daha önce de annenizi kaybetmiştiniz. Size sabır diliyorum, çok üzüldüm…

Ana ve baba ... bu iki değerli sıfat benim icin büyükk acı. Bundan 7 yıl önce ansızın annemi kaybettim. Henüz annemin acısını unutmamıştım. Babam elim bir hastalığı yakalandı. Elimden geldiği kadar bebek gibi bakmaya gayret ettim. Ama ilahi emir vukuu buldu. Babamı doğum günüm olan 2 martta topraga verdim. Dualarla uğurladımm.  Annem ve babami bundan böyle dualarla yaad edeceğim. Rabbim rahmeti ile sarsin. Cennetine kabul etsin. İnna lillahi ve inna ileyhi raciun / her nefis ölüm tadacaktır.

Bir yandan Çin'de başlayıp bir çok ülkeyi saran korona virüs, bir yandan kapımızı çaldı. İstanbul depremi bir yandan da dış ülkelerin özellikle mülteciler için bizlere yaptıkları baskılar var… Genel olarak mart ayının yorucu, yıkıcı olacağı söyleniyor siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sanıyorum insanoğlu doğayla gıdayla oynamanın Allah'ın verdiğini değiştirme eylemlerinin bedelini ödüyor. Bu konuda söylenecek fazla söz yok. Ahirzamanın kıyamet alametleri başladı gibi.  Allah ülkemizi ve insanlarımızı daha beterlerinden korusun. 

Bir çok projelerle Sayın cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine hanım ile çalışmalarda bulunan siyaseti yakınen bilen bir isimsiniz. Siyasete ve siyasetçilrre olan yakınlığınız hakkında neler söylersiniz?

Ben Siyaset Bilim mezunu olduğum için akademik disiplinimin gereği olarak her sorumlu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gibi siyaset ile ilgileniyorum. Her hangi bir parti ya da zümrenin değil ülke çıkarlarını ve menfaatlerini gözeterek insanlarımıza katkı sağlamaya gayret ediyorum.  Ben proje adamıyım. Ülkemizde özellikle sosyal sorumluluk anlamında eksik gördüğüm alanlarda projeler geliştiriyorum. Engelli çocuklarımız ve şiddet mağduru kadınlarımız en hassas olduğum iki konudur. 

Nisan ayında güzel bir şarkı ile karşımıza çıkacağınızı duyduk. İlk defa bunu bizler paylaşıyoruz sanırım.Biraz detay verir misiniz?

Kasım 2019'da "Son Dileğim" şarkısı ile müzikseverlerin karşısına çıktım. Şarkı güzel yürüdü dinleyenlerde karşılık buldu. Çok mutluyum bundan sonraki çalışmamızın daha başarılı olabilmesi için titiz bir araştırma dönemine girdik. Sanıyorum Nisan ayının 10-15 gibi tüm dijital platformlarda yerini alacak. 

Geçtiğimiz aylarda ilk Türk kadın ressam Mihri Müşfik’in hayatını belgesel yapmaya başladığınızı duymuştuk. Hatta baş rol için usta oyuncu Türkan Şoray'a teklifiniz olacaktı. Son durum nedir?

 İlk Türk Kadın Ressam Mihri Müşfik Hanım'ın hayatı ben kariyerimin mihenk taşı olacak bir yapıt olacak. Uluslararası boyutta bir proje olduğu için biraz zamana ihtiyaç var. Allah nasip ederse Ağustos gibi çekimlere başlamayı düTürkan Şoray hanım dünyada en çok başrol oynayan kadın oyuncu. Bu rekoru elinde bulunduran değerimize bu projede başrol oynamak çok yakışacak. Türkan Sultan'ın menajeri ile ilk gorusmeleri yaptım. Biraz süre istediler şu an omumlu olumsuz bir yanıt gelmedi. Olumsuz olması durumunda Hülya Avşar ile görüşeceğim. Dünya belgesel tarihine geçecek bir proje olacak insallah şünüyoruz. İstanbul Roma Paris Selanik ve New York çekim mekanlarımız olacak. 

Sizin de dediğiniz gibi en son “ Son Dileğim “  ile karşımıza çıktınız. Şarkı ile ilgili ne söylersiniz?

Evet. "Son Dileğim" çok değerli bir çalışma oldu. Gönlümüzü,ruhumuzu ekip olarak ortaya koyduk. Söz yazarı, bestecisi, aranjörü,tonmaisteri... herkes gece gündüz çalıştı. En son ben de sesim ve yorumum ile az da olsa katkı sağlayabildiysem ne mutlu bana. Benim için önemli olan "Metin Çanak" isminden ziyade şarkılarımın bilinmesi dilden dile söylenmesidir. Daha yolun başındayım ama inşallah Allah o günleri de nasip eder. Bu güzel esere ruh veren can dostum söz yazarı,besteci ve aranjör Suat Sakarya'ya şükranlarımı sunuyorum. 

Konserlerinize değinecek olursak konser takviminizde neler var?

Konserlerimiz yaz döneminde başlayacak. Yaz sonu ise Almanya başta olmak üzere İsviçre, Belçika, Hollanda gibi orta Avrupa'da sevenlerimizle buluşacağız. Türkiye'de sadece Halk konseri yapacağım. İnsanlarımızın sosyo-ekonomik durumları ortada. Ben bu şartlarda halkın cebindeki parayla bilet alarak daha doğrusu maddi sıkıntıya girerek konserlere, gazinolara gelmesini vicdanen kabul edemiyorum. Ben Halk sanatçısı olmak istiyorum. Büyük küçük demeden her festivale koşmak istiyorum. Halkımızla,dinleyenlerimle oralarda kucaklaşmak istiyorum. Sizlerin aracılığı ile il ve ilçe Belediye Başkanlarımıza da buradan selam ve saygılarımı iletiyorum. 

"Aşk ile çalışan yorulmaz"

"Sanat aşktır kelime ile tarif edilemez. Kamera, mikrofon ile sırdaşım, dert ortağıyım ben. Kendimi buluyorum sinema, dizi çekimlerinde veya studyo kayıdın da, sahnede... Bu iş aşk olmadan yapılamaz. İşkence olur. Çünkü çok özveri gerektiriyor. Fedakârlık istiyor"  diyen Metin Çanak, "Bu vesile ile profesyonel oyunculuk hayatımı başlatan senarist yönetmen hocam abim Ersoy Güler'i anmadan geçemem. Saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Bana her projede güvenip arkamda durduğu icin. Umarim ben de kendisini mahcup etmemişimdir. Zamana gelince doğru planlama ile sorunsuz her iki alana da yetişiyorum şükür" dedi.

Küçük yaşlardan beri müziği seven biri olarak kısaca bize kendinizden bahseder misiniz?

Aslen Elazığlıyım. Osmaniye'de doğdum. Gurbetçi bir ailenin çocuğu olduğum için ilk ve ortaöğrenimimi Almanya'da tamamladım. Yüksek tahsilimi burslu olarak ABD'de "Siyaset" Anabilim dalında yaptım. Halkla İlişkiler/Kurumsal İletişimde yüksek lisans tezimi yazdım. 2000'li yılların başında Türkiye'ye kesin dönüş yaparak çeşitli uluslararası kuruluşlarda danışmanlık yaptım. Doğuştan  var olan sanat aşkım 8-10 yaşlarımda ortaya çıkmış olmasına rağmen aile engeline takıldım.Ama pes etmedim. Düğünlerde, derneklerde dost meclislerinde Türk gecelerinde sahneye çıkmaya başladım. O günlerden bugünlere kadar geldim.

Sizin için müzik nedir ve sizin müzikte  tarzınız nedir?

Müzik evrenseldir. Bir bilimdir. Osmanlı dönemlerinde Saraylarda  dahi Türk Müziği makamlarıyla hastalar tedavi edilirmiş. Bugün ise Üniversitelerde Müzikoloji bölümleri var.  Bütün dünyada farklı müzik türleri zenginlik olarak görülürken ülkemizde üzülerek söylüyorum ki "klassifikasyon" acımasızca yapılıyor. Müzik sınıflandırılamaz. Daha doğrusu ötekileştirilemez. Benim yaptığım müziğin ismi "Arabesk" Bunun ötesi berisi yok. Saygıdeğer büyüklerimiz var Orhan Gencebay,Ferdi Tayfur rahmetli Müslüm Gürses gibi... onlar arabeskin kitabını yazmışlar. Arabesk bir kültürdür. İnsanların yaşanmışlıkları müzik kültürlerini belirler. İster kabul edelim ister etmeyelim bu ülkede dün de bugün de yarın da en popüler müzik Arabesk'tir. Karşı tezi olan olursa tartışırız. Radyolar arabesk şarkı yayınlarken bile temkinli davranıyorlar. Bana göre büyük haksızlık yapılıyor. Peki neden ? Kendileri de bilmiyor aslında. Arabesk yorum işidir yani yorumlayana bağlıdır. İbrahim Talıses Yemin Ettim'i okuyunca arabesk oluyor Kayahan okuyunca Pop. Tarkan Batsın Bu Dünya'yı yorumlayınca Pop oluyor Orhan Gencebay'ın sesiyle Arabesk ... irdelenmesi gereken bir konu. Üniversitelerde tez konusu olur bu konu.

Sosyal medyanın bu kadar hayatımızın içide olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Siz ne kadar aktif kullanıyorsunuz?

Sosyal Medyayı pek kullanmayı bilmiyorum maalesef. Fenomenleri hayretle karşılıyorum ve tebrik ediyorum.  Ayri bir uzmanlık alanı gelişti. Ama değerli,ciddi konular değil de daha çok çerez,laylaylom konular rağbet görüyor. Demek ki sosyal medya ciddiye alınacak bişey değil diyecem ama...Amerikan Başkanı'ndan dağdaki çoban kardeşimize kadar herkes sesini sosyal platformlardan duyurduğu için yine de önemli olduğunu düşünüyorum. En kısa zamanda bu konuda kendimi geliştirmem gerekiyor. Çağımız iletişim ve teknoloji çağı. Hele ki biz sanatçılar için daha da önemli. Madem ki bu mesleği seçtik her türlü yorum ve eleştiriye açık olmamız gerek. Ama o ince nüansı iyi ayarlamak gerek. Zira biz millet olarak ifrat ve tefriti çok seviyoruz yani olumlu ya da olumsuz aşırı duyguları, tepkimeyi seviyoruz. Ya abartılı bir şekilde seviyoruz ya da yerin dibine sokuyoruz. Eleştiri yapıcı olursa  bir değeri vardır. Sosyal medyadaki yorumlara gelince elbette önemsiyorum. Nihayetinde bu yorumları yazanlar da bizim insanlarımız. Benim için insan en değerli varlık. Yapmış olduğumuz eserleri milletimizin beğenisine sunmak için üretip icra ediyoruz. Hani bir söz var yaradılanı severim yaradan’dan ötürü.

  

Yakın gelecekteki projeleriniz nelerdir ? 

Allah herkesin işini gücünü rast getirsin. Yeni bir dizi projesi üzerinde çalısıyorum. Senaryo okumalarına yakın zamanda başlayacağız.  Sanıyorum Ocak- Şubat gibi sette oluruz. Şubatta ve mayısta iki single şarkım daha müzikseverlerle buluşacak inşallah. Şimdilik sürpriz olsun. Ama şunu söyleyebilirim ben aşk şarkılarının  sesi olmak istiyorum. Şimdilik slow şarkılarla devam edeceğim. Ruhumu,duygularımı dinleyenlere daha iyi yansıttığını düşünüyorum.

Son olarak okuyucularımıza ne söylemek istersiniz? 

Bana duygu ve duşüncelerimi açıklama firsatı verdiğiniz için teşekkür ediyorum. Öncelikle sosyal sorumluluk adına genç kardeşlerime,arkadaşlarıma sanat ve/veya sporun herhangi bir dalıyla meşgul olmalarını öneriyorum. Sanatla spor ile ilgilenen beyinler kötü alışkanlık edinmeye zaman bulamaz.Yapımcım Sayın Samsun Demir Beye ve tüm DMC (Doğan Müzik) ailesine tesekkur ediyorum. Teşekkür edeceğim değerli biri daha var ki değerli arkadasim Özcan Şenyaylar. Yillardir üzerimde büyük emeği vardır. İyi günde kotu günde hep birlikte olduk. Umarim uzun yillar bu dostluğumuz sürer. Ola ki sürc-i lisan ettiysem tüm kamuoyundan ve okuyuculardan özür dilerim.  Beni seven-sevmeyen dinleyen-dinlemeyen herkese selam saygi ve sevgilerimi sunuyorum. Birbirimizi hep saymak ve sevmek dileğiyle.

Doğum tarihi: 02.03.1976

Burcu: Balık

Sevdiği huyu: Hassas ve vicdanlı olması

Sevmediği huyu: İnsanları kendisi gibi görmesi

Uğurlu sayısı: 3

Uğurlu  günü: Cuma

Sevdiği renk: Mavi

Sevdiği söz: Her nefis ölümü tadacak.

Röportaj/ Söyleşi: Elif Hayvalı

Fotoğraf: Edanur Külahçı Hayvalı