Merve Nur Bengi: Hayal biriktirmeyi sevmem, uykularım kaçar

RÖPORTAJ: GİZEM YILDIZ

Son zamanların yükselen genç ismi Merve Nur Bengi; Ada Masalı Melisa karakteri için hayatımın dönüm noktası diyebilir misin?

Kesinlikle; benim ilk televizyon projesi olması nedeniyle yeri çok özel. Her hafta bölüm yetiştirmek çok değişik bir tempoymuş. Benim oyunculuğum ve mesleğim adına öğrendiklerim paha biçilemez. Melisa karakterinin kendi yaşadığı gelgitler benimde çok soru sormama neden oldu. 

Melisa çok eril bir kız, ama aynı zamanda içinde güçlü bir dişi var. Bu karakteri çıkartırken zorlandığın oldu mu?

Zor anlarım da oldu, ama ben Melisa’yı çok sevdim. Ben de kendimi çok sert ve güçlü gösterirken beklenmedik hassasiyetler belirtmenin neye benzeyebileceğini anlayabiliyorum. Bazen bu iki taraf arasında denge bulmak ve orda kalmak beni oyunculuğum adına zorladı. Dışarıdan birçok kişi başının çaresine bakıyor gibi görünse de bir şeylerle, bocalıyor olabilir. Melisa da öyle.

Melisa’yla ortak yönlerin var mı?

Tanıdık geliyor hissedişleri evet. Kendini ifade etmeyi seçtiği biçim çoğuna sert. Bunun altındaki anaç hali ve her şeye yetmeye çalışması onun kıpır kıpırlığını getiriyor ve bu duygu bana çok tanıdık. Sokak delikanlısı tabiri diye tanımlayabileceğimiz tepkileri kendi içimde başkalaştığım anlar oluyor.. 

Melisa olmanın en çok hangi özelliğini sevdin?

Haksızlığa karşı duruşunu çok seviyorum. Aslında bütün karakterlerimizin sosyal yaşam içerisinde gizlemeye çalıştıkları bir amaç var ancak melisa olduğu gibi. Bedeli bile olsa. İçinden birine bağırmak geliyorsa bağırıyor, kendini gerçekleştirmeye korkmaktan cesur olmaya evrildi diyebiliriz, Bu birçoğumuzun özdeşlik kurabileceği bir şey.

Sen çok enerjik, cıvıl cıvılsın. Modun düştüğü zamanlarda ne yaparsın?

Modum düştüğünde yapabileceğim bir şey var mı iyice ona odaklanırım ve yok ise toparlanmaya ilerlemeye çalışırım... Eğer ruh halim negatife dönüyorsa hemen müzik açarım ve dans ederim. Benim dört tane kedim var evde çok mutluyuz onlarla olmak beni hemen neşelendirir. 

Setin en enerjik, eğlenceli insanı kimdir?

Bence enerjik ve eğlenceli olmayan kimse yok. Biz bu açıdan çok şanslı bir ekibiz. Birimiz düşerse birimiz kaldırıyor. Birbirini tamamlayan enerjiler olduğumuzu söyleyebilirim.

Melisa karakteri tam bir aşk üçgeni içerisinde sıkışıp kalmış durumda. Sen böyle bir ikilemde olsan Melisa gibi yıllarca sessiz kalmayı mı tercih ederdin yoksa her ne olursa olsun aşkın için savaşır mıydın?

Melisa çocukluğundan beri Alper’e aşık ve söyleyememiş. Sosyal medyada Melisa’nın çok eleştirildiğini görüyorum oysaki hepimizin başına gelmiştir hoşumuza gitmese de. Melisa’nın tam da Biricik geldikten sonra Alper’e açılması onu kaybetme korkusundan geliyor. Bu zamana kadar Alper hep onun yanındaymış, başka birine aşık olma ihtimalini hiç düşünmemiş. Şimdi Alper başka bir kadına aşık olmaya başlayınca Melisa da Alper’i kaybedebileceğini gördü. Melisa’yı haklı bulduğum yanları da var, yine de Merve olarak ben geri dururdum ya da buraya gelmeden dürüst olmayı seçerdim. Bir aşk üçgeninin içinde bulunmak hoşuma gitmezdi.

Senin hayatında aşk nerededir? Aşka inanır mısın?

İnsanlar birbirinin gözünün içine baktığında ardını gösteriyorsa karşıdaki muhteşem bir yolculuğa çıkar. Benim için aşk böyle bir şey. Karşı tarafın yapabileceği herhangi bir şey benim ona olan duygularımı sevgimi değiştiremez; ama biçimini değiştirir tabi. Şahidimdir artık karşımdakinin yolculuğuna.

Ne zaman ben oyuncu olmak istiyorum dedin?

Bilmem sahnede olma isteğimi takip ettim hep. Çekildim hep bu taraflara. Başlamadı hep vardı.. Kendimi bildim bile şarkı söylüyorum, dans ediyorum, oyunlar çıkarıyorum. Büyüdükçe bu durum profesyonelleşti. Benim genel olarak sahnede olmak hoşuma gidiyor. Üniversite hayatıma kadar hep şan eğitimi, oyunculuk eğitimi, dans eğitimi aldım. Dokuz Eylül Üniversite’sine girdikten sonra bu benim işim oldu. 

Dokuz Eylül Üniversite’sinde okudun. Şimdi de Sığacık’tasın. Hep İzmir’de miydin?

Evet. Avustralya’da doğdum, 10 yaşından beri İzmir’deyim. Mezun olduktan sonra İstanbul’a taşındım. Öğrenci Evi, Geçen Yaz gibi dijital kanallarda projelerim oldu. Geçtiğimiz yazda bodrumda Geçen Yaz projesinin çekimindeydim. Hep “Neden İstanbul’a gidiyorsun? İzmir’de iş yok mu?” derlerdi. Onların dediği gibi oldu.

İlk televizyon projemi İzmir’de yapmış oldum. 

Tiyatro belki de bir oyuncunun kendini var ettiği ilk yer. Sahnede olmak oyunculuk açısından sana ne tür farklılıklar kattı?

Kamer önü oyunculuğuyla sahne önü oyunculuğu birbirinden çok farklıymış. Kamera önünde dikkat etmen gereken çok farklı bir oyunculuk disiplini var. Tiyatro disiplininden gelmiş olmanın çok faydasını görüyorum. Tiyatro, bir karakteri algılamamda çok boyutluluk kazandırdı. Melisa’yı değerlendirişimde ve partnerimle olan alışverişimde bana büyük avantaj sağladı.

Merve’nin 24 saati nasıl geçer?

İkizler burcuyum bu zor bir soru o yüzden. O güne nasıl uyandığına bağlı olarak değişir. Ama genel olarak, Sabah uyandığımda hemen takip ettiğim bir radyoyu açarım. Sevdiğim bir şarkı çalarsa güne dans ederek başlarım. Ama şarkının hangi şarkı olduğu önemlidir. İstanbul’daki evimde yoga hamağım var. Kendimi baş aşağı sallandırmak bütün algılarımı açar ve birazda hamağımla dans ederim. Sığacıkta en zorlandığım konulardan biri hamağımın olmayışı. Dört tane kedim var. Sabah sevmelerine bayılırız. Sevdiğim şeylerde profesyonelleşmeyi seviyorum dans ve hamak derslerim oluyor. Olabildiğince spontane olmaya çalışıyorum.

Nasıl bir çocukluk geçirdin?

Çok olgun bir çocukmuşum. Anaokulundayken öğretmenim anneme “4 yaşındayken 24 yaşındaki olgunluğa sahip bir kızınız var.” Demiş. Benim oyunum başkaydı.  O zaman da odamda müziğimi açıp, dans ederdim. Eve gelen misafirleri süsleyip, onlara şovlar yaptırırdım. Sahne tasarımı kostüm ve metin oluşturma süreçleri beni çok eğlendirirdi. 

Bir nedeni var mıydı?

Aslında hiç öyle görünmeyen ama asal olarak yaşlı bir ruhum var bence.

Son zamanlarda yapmayı çok istediğin, ama ertelediğin ilginç, çılgın bir hayalin var mı?

Genelde hayallerimin hepsini gerçekleştiririm. Hayata karşı cesaretsiz biri değilimdir.. Hayal biriktirmeyi sevmem. Uykularım kaçar. Bu günlerde Avustralya’ya gidip bir vahşi doğa barınağında gönüllü olmak istiyorum. Dünyamızı nasıl etkilediğimize dair daha kesin bilgilere ihtiyaç duyuyorum.

Oyuncu olduğun için birçok mesleğe, birçok duygu değişim haline girebilme şansın oldu. Kendini daha özel hissediyor musun?

Kesinlikle. Her sahneden çıktığımda “Çok şanslıyım” diye düşünüyorum. Normalde, kendi hayatında gerçekleştirme fırsatı bulamadığın deneyimler seni buluyor. hayat içinde yaşayabileceğin duygulardan çok daha fazlasını aynı anda yaşayabiliyorsun. 

Bu seneye damga vuran Geçen Yaz filminde seni izledik. Geçen Yaz için festival filmi diyebilir miyiz?

Bir festival filmi tadı var evet. Hikayede içe bakış bizi özdeşlik kurmaya zorluyor ve film akıp gidiyor. Ekip olarak hikayemize bayılıyorduk buda yansıyor.

Bu filmin içinde seni cezp eden şey ne oldu?

İlk senaryoyu okuduğumda bir genç kızla, ergenlikte bir çocuğun arasındaki ilişki hiçbir cinsellik olmamasına rağmen filmin içinde kullanılan metaforlar ve sahne dizaynları o kadar cinsel imgelerle kullanılmış ki film gösterdiğinden çok daha fazlasını hissettiriyor. Yönetmenimiz Ozan Açıktan ile çalışmak da en büyük sebeplerden biriydi. 

Genel olarak bir projenin içinde olmak için neye dikkat edersin?

Bir projenin birçok artı ve eksisi olabiliyor elbette her şeyde olduğu gibi. O nedenle ne olursa olsun oynayacağım karakter benim içimde merak uyandırması ilk belirleyenim. Ekip olarak his birliğine varabilmemiz her şeyin ötesinde.

Hayat hepimiz için bir oyun yeri olsa ve bu oyunun içinde herkesin bir rolü var. Sen böyle bir oyunun içinde hangi karakter olurdun?

Yine oyuncu olmak isterdim. Birçok insan ve durum yerine kendimi koyabiliyorum. İçinde yaşadığım dünyanın her bir kolu beni besliyor. Tek düzelikten son derece uzak. Bende buna bayılıyorum.

Yeni Çağrı Gazetesi’nden alıntıdır.