GAZİ MERT'in röportajı için tıklayınız...

155 yıllık Kızılay tarihinde ilk kez seçilen kadın başkan Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz ile bir söyleşi yapmak istedik. Kızılay’daki yoğun işlerine rağmen bize bu fırsatı verdiği için kendisine teşekkür ediyoruz.

G.M: Türk kamuoyu, Kızılay yurt içi ve yurt dışı temsilcilikleri, gönüllü vakıf kuruluşları, Kızılay’a yardım elini uzatmak isteyen yardımsever kimseler Kızılay’ı ve sizi tanımak istiyor. Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?

F.M.Y: İnsanlara yardım etmek, sanırım benim en büyük çocukluk hayalimdi. Hangi meslek sizin için daha uygun testlerinde de belki bu nedenle hep sağlık alanı çıkardı. Rahmetli dedem savaş gazisi idi. Sol kolunu savaşta kaybetmiş, yaralı olarak hastaneye getirildiğinde çok kan kaybetmiş, yara yeri ileri derecede enfeksiyon kapmış; o dönemin şartlarında müdahale etsek de ölür başka hastalarla ilgilenelim denildiği noktada ismi Hamdi olan bir Doktor araya girerek hem hayatını kurtarmış, hem de oğlu gibi sahip çıkarak hayata yeniden tutunmasını sağlamış. Babamın adını bu kahraman doktordan esinlenerek “Hamdi” koymuşlar.

Bizim küçüklüğümüz bu hikayeyi dinleyerek geçti. Bir doktor, sadece dedemin değil, (geri döndüğünde hayatını memleketine yollar, kanallar, okullar, camiler yapmaya adadığı için) dedemin memleketi Bozyazı’nın, çocuklarının, torunlarının da hayatlarını değiştirmeye vesile olmuştu. Benim de çocukluk hedefim, doktor olup insanların hayatına dokunmaktı. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirdim. Tıbbi Biyokimya alanında ihtisas yaptım. Akademisyenlikte ilerledim. Dönem dönem idarecilik görevlerim oldu. Ama günün sonunda amfide ders de anlatsam, hastanede hastaların tanı almasına da yardımcı olsam, idarecilik de yapsam bana keyif veren dokunduğum insan hayatları oldu.

Türk Kızılay ile 2015 yılında yolum kesişti. O zamandan bu yana profesyonel görevlerim sürekli değişse de Kızılay’da yaptığım gönüllü görevim, benim en büyük enerji kaynağım oldu. Kızılay gönüllülerinin hep ifade ettiği bir gerçek var. Bir kere Kızılaycı olduğunuzda oradan kopamıyorsunuz. Ben Kızılaycılığı bir virüse benzetiyorum. Bulaştığı zaman tedavisi olmayan, asla da tedavi olmak istemediğiniz, size iyi gelen bir virüse. Kızılay’da hangi pozisyonda olduğunuzun da bir önemi yok aslında. “Kızılay Gönüllüğü” hepsinin üstünde, siz istediğiniz müddetçe devam eden en büyük kariyer Kızılay açısından.

G.M: Türk Kızılay hepimizin güvendiği 155 yıllık bir iyilik hareketi. Ancak yapısının kamuoyunda tam olarak bilinmediğini düşünüyorum. Türk Kızılay’ın yapılanmasından bahseder misiniz?

F.M.Y: Türk Kızılay konusunda kamuoyunda belki en yaygın olan yanlış görüş Kızılay’ın bir Devlet Kurumu olduğunun düşünülmesi. Kızılay bir Devlet Kurumu değil. Kamu bütçesinden herhangi bir pay almıyor. Kızılay, Kamu yararına çalışan bir Sivil Toplum Kuruluşu.

Kızılay’ın en üst karar alma organı Türkiye’nin dört bir yanında bulunan delegelerinden oluşan Genel Kurul yapısı. Genel kurulun hiyerarşik olarak altında bulunan Genel Başkanlık ve Yönetim Kurulu, Denetim Kurulu ve Şubeler bulunuyor. Şubelerimiz Kızılay’ın kılcalları.

Ülkemizin dört bir tarafında dağılmış iyilik neferleri. Her birinin kendi delegeleri, genel kurulları ve seçimleri var.

Genel Başkan, Yönetim Kurulu üyeleri, Denetim Kurulu üyeleri ve şube başkanları seçimle göreve geliyor ve bu görevleri gönüllü olarak ifa ediyorlar, yani Kızılay’dan herhangi bir maaş almıyorlar. Kızılay’ın profesyonel çalışanları ise üç ana organizasyon içerisinde görev alıyor. Bu arkadaşlarımızın hepsi alanlarında uzman insani yardım personelleri.

Kızılay Genel Müdürlüğü: En büyük icra organıdır. 10 bine yakın personel çalışır. Genel Müdürlük yapılanması altında kurumun faaliyet gösterdiği farklı alanlarda uzmanlaşmış 11 farklı genel müdürlük bulunuyor.

Kızılay Yatırım: Küresel insani yardım sektöründeki gelişmeleri izleyerek kurmaya karar verdiğimiz bir yapı. Kızılay’ın insani operasyonlarının sürdürülebilir şekilde finanse edilebilmesini amaçlıyor.

Teftiş Kurulu: Kızılay’ın tüm operasyonları için mevzuata uygunluk incelemesini yapan iç denetim organımız. Profesyonel kademedeki kontrol-denge mekanizmasını da bu şekilde sağlıyoruz. Son olarak ifade etmekte fayda var: Bu yapılanmada biz Bağışçılarımızı ve

Gönüllülerimizi de Kızılay’ımızın ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz.

G.M: Kızılay deyince hepimizin aklına öncelikle Afet ve Kan Hizmetleri geliyor. Kızılay faaliyetlerinden biraz daha ayrıntılı bahseder misiniz?

F.M.Y: Türk Kızılay’ın vizyonu “Herkes için esenlik ve güvenli yaşam”. Esenlik kişinin duygusal, sosyal, bilişsel, fiziksel ve psikolojik iyi oluş hali olarak tanımlanabilir. Dolayısıyla Kızılay, toplumda hiçbir bireyin arkada kalmaması için herkese el uzatmayı hedefler. Kızılay hareketi bir iyilik hareketidir. İyilik, her zaman birine maddi bir yardımda bulunmak anlamına gelmez. Bir yetimin başının okşanması, yalnızlık çeken bir yaşlının elinin öpülmesi, afete, zorluklara, psikolojik güçlüklere karşı insanların elinin tutulması, daha dirençli bir toplumun inşası Türk Kızılay’ın ana amacını oluşturuyor.

Kızılay’ın amacı, her nerede görülür ise, hiçbir ayrım yapmaksızın insanın acısını önlemeye veya hafifletmeye çalışmak, insanın hayatını ve sağlığını korumak, onun kişiliğine saygı gösterilmesini sağlamak ve insanlar arasındaki karşılıklı anlayışı, dostluğu saygıyı, işbirliğini ve sürekli barışı getirmeye uğraşmak. Kızılay ihtiyaç anında dayanışmanın, ızdırap anında eşitliğin, savaşın en kızgın anında insancıllığın, tarafsızlığın ve barışın simgesi.

G.M: Türk Kızılay faaliyet alanlarını biraz açar mısınız?

F.M.Y: Afet Hizmetleri: Türkiye bir afet ülkesi. Ülkemiz depremlerde insan kaybı açısından dünyada üçüncü, etkilenen insan sayısı açısından sekizinci sırada. Ortalama olarak her yıl büyüklüğü 5 ile 6 arasında değişen en az bir deprem yaşanıyor. Bu arka plan AFAD’ın kuruluşu ve Türkiye Afet Müdahale Planı’nın doğuşunun taşlarını döşedi. AFAD tarafından 2013 yılında bir Türkiye Afet Müdahale Planı hazırlandı. Bu belge için Afetin Anayasası diyebiliriz. Kızılay bu plan kapsamında Beslenme Ana Çözüm Ortağı olarak afetlerde görev alıyor. Barınma, Sağlık, Psikososyal Destek, İletişim, Haberleşme, Nakliye, Ayni Bağış/Depo Yönetimi/Dağıtım, Uluslararası Destek İşbirliği, Nakdi Bağış hizmet gruplarında ise destek çözüm ortağı olarak bulunuyor.

Kan Hizmetleri : Ulusal Güvenli Kan Temini projesi, ülkemizde sağlık alanında çok önemli bir dönüşümü gerçekleştirmiştir. Ülkemizde kan hizmetleri alanında Sağlık Bakanlığı ile koordine olarak çalışan tek yetkili kuruluş Kızılay’dır. Kızılay ülkemizin kan ihtiyacının %90’dan daha fazlasını tek başına karşılamaktadır. 69 Kan bağış Merkezi, 18 Bölge Kan Merkezi ve 300’ün üzerinde kan bağış noktası ile yıllık ortalama 3 milyon ünite kanı vatandaşlarımızdan toplayıp, soğuk zinciri koruyarak hastanelere sevk ediyoruz. Burada “Güvenli Kan Temini” konusunu vurgulamak çok önemli. Ulusal Kan Bankacılığı Sistemi hem düzenli bağışçılardan kan alınması hem de NAT testi gibi hastane bankacılığı için çok pahalı kalan testlerin uygulanabilmesini sağlaması açısından bugün Dünyanın en güvenli Kan Bankacılığı Sistemi olarak kabul ediliyor.

Sosyal Hizmetler Türk Kızılay ülke genelinde hizmet veren Şubeleri aracılığıyla yıl boyunca ihtiyaç sahiplerinin yanında olur. Gıda yardımı, Sevgi Bohçaları (Yenidoğan bebekler için), Kurban Kesimleri, Nakdi Yardım, Hijyen Seti ve Malzemeleri, Zekat Dağıtımları, Giyim Yardımı, Eğitim Yardımları (Burs Programları), Aşevleri, Cezaevi Yardımları, Yetim Destek Programları yürütülen Sosyal Hizmet örnekleri..

Uluslararası Yardımlar: Dünyanın en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ve en yüksek insani yardım harcamasını gerçekleştiren ülkesi olan Türkiye, bu vasıflarıyla küresel insani yardım ağında önemli ve öncü bir rol üstlenmektedir. Bu bilinçle sorumluluklarımızın ülkemizin sınırlarını aştığını biliyoruz. Günümüzde Kızılay ülkemizde olduğu gibi dünyanın dört bir yanındaki ihtiyaç sahiplerine de hayırsever halkımızın yardım elini uzatıyor. Kızılay geçtiğimiz yıl tüm dünyada 45 milyon insana ulaştı, 2023’te hedef 63 ülkede 13 milyon ihtiyaç sahibine ulaşmak. 18 ülkede bulunan kalıcı insani yardım ofislerimizle gönül coğrafyamızda insan onurunu koruyan yardım projeleri yürütüyoruz. Diğer taraftan Kızılay sadece acil durum yardımlarıyla değil, insani diplomasi gibi çatışma çözümü ve barış inşasının önemli araçlarıyla da sahadadır.

Sağlık ve İlk Yardım Hizmetleri: Vizyonumuzdaki “Esenlik” kelimesinden bahsettik. Sağlık olmazsa iyilik hali de doğal olarak kayboluyor. Türk Kızılay ülke genelinde Kızılay Kadın Teşkilatının ana sorumluluğunda Sağlıklı Yaşam ve Yaşlanma konusunda eğitimler ve farkındalık çalışmaları yürütüyor. Bu kapsamda ilk yardım, ev kazalarından korunma, beslenme ve fiziksel aktivite, psikolojik ilk yardım, kronik hastalıklardan korunma konularında Sağlık Bakanlığı ile birlikte çalışıyor.

Şube ve Gönüllülük Hizmetleri: Ülkemizin hangi köşesinde olursa olsun ihtiyaç sahiplerinin yanındayız. Bunun için güçlü bir yurt içi teşkilat ağımız var. Ülkemizin 81 ilinde 581 adet şube ve temsilciliğimiz bulunuyor. Bu şubelerimizin her birinin büyüklüklerine göre kendi profesyonel kadrosu ve bunun yanında gönüllüleri bulunuyor. Türkiye genelinde aktif olarak göreve hazır bekleyen 350.000’in üzerinde gönüllümüz var. 6 Şubat sonrası 66 bin yeni gönüllümüz aramıza katıldı, Türkiye’nin dayanışma gücünü bir kez daha gösteren önemli bir veri oldu bu. Deprem boyunca 60.000 gönüllü hiçbir karşılık beklemeden depremzede kardeşlerinin yanına koştu. Bu gönüllülerimizin koordinasyonlarını Gönüllü Yönetim Sistemimiz olan gonulluol.org platformu üzerinden gerçekleştiriyoruz. Gönüllü ol platformuna kaydolan iyi insanlar platformdaki görevleri takip ederek çalışmalarımıza aktif katkı sunabiliyorlar. Yeri gelmişken sizleri de gönüllümüz olmaya da davet ediyorum.

G:M: Peki Kızılay tüm faaliyetleri yaparken hangi kaynakları kullanıyor? Gelir kaynaklarınızı biraz açar mısınız?

F.M.Y: Bu soru için özellikle teşekkür ediyorum. Kızılay, başta da söylediğim gibi kamu bütçesinden bir pay almıyor. Gelir kaynakları:

Bağışlar: Bağış kampanyaları ve platformlarından elde edilen gelirlerdir. Alınan bağışların nereye ulaştığına dair şeffaflık ve izlenebilirlik esastır. Yönetim giderleri bağışlarla karşılanmaz.

Uluslararası Fonlar: AB, BM, IFRC gibi uluslararası insani yardım aktörlerinden gelen fonlar. Bu fonlarla elde edilen gelir Kızılay’ın fonlarının yarısından fazlasına tekabül ediyor.

Gayrimenkul Yönetimi: Kızılay’ın sahibi olduğu gayrimenkullerden elde edilen gelirler. Kızılay yıllık toplam bütçesinin yaklaşık %2’si sahip olduğu gayrimenkullerle üretiyor.

Kızılay Yatırım: Kızılay Yatırım şirketlerinin elde ettikleri kâr her yıl Kızılay’a aktarılır.

G:M: Kızılay’ın Yatırım Şirketleri kurması gerçekten gerekli mi? Bu konuda kamuoyundan eleştiriler de alıyorsunuz.

F.M.Y: Tüm dünyadaki insani yargım örgütleri finansal sürdürülebilirliğe odaklanmış durumda. Zira dünyada insani yardıma ihtiyaç duyan kişi sayısı her geçen saniye artarken, insani yardıma ayrılan bütçe her geçen yıl azalıyor. Bizim en fazla sosyal yardım yapmamız gereken durumlarda, buna destek olması beklenen bağışların da yaşanan gelişmelerden olumsuz etkilendiği görülüyor ve bağışların da düştüğü bir dönem yaşanıyor. Oysa bizlerin sağlıklı “iyilik planları” yapabilmemiz ve iyilik için bize emanet edilen bağışların tamamını ihtiyaç sahibine ulaştırmamız için yollar bulmamız gerekiyor. Bunun kökleri de aslında tarihimizde bulunuyor. Ecdat iyilik için kurduğu her vakfı bir akara bağlamış. Ki o iyilik hep sürebilsin. Bu kadim geleneğe hakim olan Atatürk, o dönemde Kızılay’ın iyiliğini daim kılmak adına Afyonkarahisar maden suyunun imtiyazını Kızılay’a vererek sabit bir akara sahip olmasını arzulamış. Yani yardım kuruluşlarının bir akara sahip olması hem gerekli hem zorunlu. Tüm Dünyada da örneğin Japonya’da örneğin Fransa’da, Almanya’da Kızılhaçlar benzer akarlara sahip. Kızılay’ın yatırım grubunun tek amacı, Kızılay Derneğinin iyilik hareketini büyütmek. Kızılay’ın Yatırım grubundaki faaliyet alanları, maden suyu, hastaneler, huzur evleri, lojistik hizmetleri, barınma sistemleri gibi Kızılay Derneğinin ana faaliyet alanlarına dokunan konular. Bu alanların hiçbiri Yatırım Grubu ile var olmadı. İktisadi Teşekkül olarak Kızılay Derneğinin içinde zaten mevcuttu. Zaten var olan İktisadi teşekkül uygulamasının Türk Ticaret Kanuna tabii işletmeler şeklinde dönüştürülmesi denetim açısından da çok önemsediğimiz bir konu. Türk Kızılay tüm yatırım grubunu bu yolla mali otoritelerin ve halkın denetimine açarak şeffaflık konusunda da önemli bir adım atmıştır.

G.M. Kızılay’ın ilk Kadın Başkanı oldunuz. Bu konuda söylemek istedikleriniz var mı?

F.M.Y: Kızılay gibi bir iyilik hareketinin başında bulunmak çok büyük bir sorumluluk. Yükümüz ağır, emanetimiz çok kıymetli.. Benim için en anlamlı olan Kızılay ailemin Genel Kurulda gösterdiği destek oldu. Biz Kızılaycılar olarak çok büyük, birbirine kenetlenmiş bir iyilik ailesiyiz. Bu ailenin bir ferdi olmaktan her zaman onur duydum. Kızılay tarihinde de kadınların bu harekete her zaman çok önemli katkıları olmuştur. “Kızılay’ın bir cinsiyeti olsaydı kadın olurdu” sözü defalarca dile gelmiştir. Biz Kızılaycılar cinsiyet, yaş, politik görüş, sosyal statü ayrımına bakmaksızın kardeşiz. Bu dönem de bu geminin kaptanlığına beni layık gören Kızılay delegelerimize huzurunuzda tekrar teşekkür etmek isterim.

 G.M. Kızılay Genel Başkanı olarak vatandaşlarımıza söyleyeceğiniz bir mesajınız var mı?

F.M.Y: Türk Kızılay hepimizin emaneti. Bu emanet, ihtiyaç sahiplerinin umudu ve duası, hayırseverlerimizin güveni, milletimizin desteği demek. Bu emanete hep birlikte sahip çıkalım. KIZILAY HEPİMİZİN..

 G.M: Bize vakit ayırdığınız için çok teşekkür eder, çalışmalarınızda başarılar dilerim.

F.M.Y: Ben teşekkür ederim.