Kevser Yeşiltaş ile manevi yolculuk Yazı dizisi - 2

Bilgelik nedir? Nasıl ulaşılır o mertebeye? 

Bilgelik aklını ve gönlünü işbirliği içinde kullanabilen insan demektir. Zaten daha fazlasına da dünya maddesi izin vermez. Yani dünyanın da kendine ait fiziksel ve ruhsal kanunları var. Bu dünyada ulaşabileceğin en üst boyut bilgelik yani insanı kâmil boyutu. Bu da aklını ve gönlünü beraberce ortak bir paydada toparlayan ve nötr olarak kalabilen insan demektir. Bu mertebeye ulaşmak için Kendini Bilme Çalışmaları yapmak gerekiyor. Kendi kendine de yapılabilir, bu derslerin verildiği özel çalışmalara da katılabilinir. Kendini Bilen Rabbini bilir. İnsan kendini bildiği ve kendini sevdiği müddetçe kâinatı, âlemi, gaybı, Rabbini anlayabilir.

Özümüz, ruhumuz nedir? İçimize kendimize nasıl dönebiliriz? Nasıl duyar, iletişim kurabiliriz?

Özümüz ve ruhumuz bizim hakikatimiz. İnsan ne ruh ne de madde, bu iki cevherin bir araya gelişinden meydana gelen bir orijinal var oluş. İnsan bu yüzden unutan, bu yüzden hatırlamak zorunda kalan, bu yüzden şaşkın ve beşeri tarzda yaşıyor. Çünkü ne maddeye ait ne de ruha ait. Her ikisinin kombin olmasından kaynaklı bir karma yapıya sahip. Bu da insanın bocalamasına, doğruyu bulamamasına sebep olabiliyor. İnsan eksik, insan aciz, insan unutan ve insan ilkel bir yapıya sahip. Tüm bunların terbiye edilmesi ve hakikate doğru yol alması gerek. Çünkü unutan boyutunda. Unuttuğu her şeyi hatırlaması gerekiyor. Bir ruha sahip olduğunu hatırlamalı ve ruha doğru bir manevi içsel yolculuğa çıkmalı. Gerçekte dünyada bulunma sebebini bulmalı. Her insanın bu dünyaya bir geliş sebebi var. Ve bu amaç ancak kişinin kendi bileceği bir konu. Kimse kimsenin amacını bulamaz. Ve bulmamalıdır da. Herkes bir ömür boyu bu amacın ne olduğuna konsantre olmalı. Hem dünya işleri aksamamalı hem manevi işlerini de itinalı olarak yapmalıdır. İnsanın kendi ile irtibat kurması kolay aslında. Sadece kendine vakit ayırmalı ve kendine yatırım yapmalı. Çeşitli tefekkür çalışmaları, derin düşünce çalışmaları, ibadetler, ritüeller, meditasyon ve yoga gibi çalışmalar insanın maneviyatına olan yolculuğunu kolaylar. Bir yöntem ve yol göstericidir. Bu anlarda derinleşmeli ve sessizleşmelidir. Bu ilk basamak. Daha sonraları azalarak yaşamayı öğrenmelidir.

Kainatta her şey sebep- sonuç ilişkisi ve dualite ile var, varoluşu nasıl anlamalıyız? 

Biz kesinlik içermeyen, bütünsel bir yapının içerisindeyiz. Olasılıklar evreninde yaşıyoruz. Ve bizim bedenlerimiz kesinlik içermeyen bütünsel bir yapı olan olasılıklar evrenine dahil. Yani sen hem kâinatsın, hem de kainatın içindesin. Olasılık demek belirsizlik demek. Yani senin bedenin belirsizlik kanununa tabi ve aynı zamanda sen belirsizlik kanununun tabi olduğu bir evrende yaşıyorsun. Sebeplerin sonuçları, sonuçların sebepleri yarattığı bir kâinatta, sistem kaotik işler. İnsanın bedende olması bir sonuçtur ve o beden içinde yaşam denilen yürüyüşte sebepler yaratır. Yarattığın tüm sebepler de sonuçları doğurur ve bu sonsuza kadar devam eder. Sebep demek, tüm varlıkların tüm objelerin her zerrenin birbiri ile koordineli alışverişleri, birbiri ile irtibatları, birbiri ile haberleşmeleri konuşmaları ilişkileri bağlantıları İlahi Harekettir. Okuyucuların bu gazete röportajını okumaları bile ilahi bir harekettir. İnsanın evde yemek yapması çocuklarını doyurması, işinde kariyer elde etmesi, bir çöp toplayıcısının çöpleri karıştırarak topladıklarını satıp evine ekmek götürmesi hep ilahi harekettir ve birer sebep yaratır. Güneşin her an ısı yayması dünyayı ve diğer gezegenlere hayat verecek sebepleri yaratmasıdır. Bir kuşun yumurtlaması ve yumurtadan çıkan yavrularını beslemesi ilahi bir harekettir ve bir sebep yaratır. Tüm İlahi Hareketler sebepleri yaratır. Sebepler bir yol, bir tarz, bir ilim, bir bilgi olarak şuurlu nefis ve akıl sahiplerine bahşedilir. Diğer tüm saf bilinç varlıklarına da dolaylı yolla iletilir. İşte tüm bunlar sebep sonuç yasasının en üst perdeden bilgisi. Bir insanın cenin halinde ana rahmine tutunması, ilahi bir sebep üzerine ilahi bir harekettir. Ve annesinden doğduğu andan itibaren de bir sonuçtur. İşte sonuç olan insan yeryüzünde sebepleri yaratan ve yine sonuçları ile karşılaşan bir varlıktır. Hepimiz ilahi bir sebebin yeryüzündeki ilahi sonucuyuz ve dünyasal sebepleri yaratacak ve dünyasal sonuçları ile karşılaşacak olan döngüyü devam ettiriyoruz. İşte bu kadar önemliyiz.

Koca evrende bir noktacık kadarken bunca ego ve dert edinmemeliyiz değil mi hocam?

Kadim zaman ustaları derler ki, bu dünyayı çok fazla önemseme ama çok da boş verme. Vasat bir hal ile orta kararda ol. Yani elinden geleni yap, yine elinden geleni yap ama olmuyorsa bu senin gerçekliğin değildir. Gerçekliğin olabilmesi için niyetin ile zaman mekân çakışması olması gerekir. Her şey mümkündür her şey olasıdır. Bu yüzden ne çok üzül, ne de gamsız ol. Tam ortada ortakarar bir hal içinde ol. En iyisi de nötr halde kalabilmek. Bunun için de insanın kendi nefsini terbiye çalışması yapması gerekiyor. Kendini Bilme ve Nefis terbiyesi uzun ve bir ömürlük bir çalışmadır.

Allah, Yaratıcımız Kur’an da bir çok konuyu şifreli ve simgesel şekilde anlatmış değil mi? Nasıl çözüp anlayabiliriz daha ayrıntılı?

Aslında tam tersi. Her şey apaçık ortada. Her şey tam anlamı ile çok fazla net. Ancak insan öyle karmaşık bir yapıya sahip ki, net ve her şeyin apaçık ortada olduğu her şeyi göremiyor. İnsan karmaşık bir yapıya sahip olduğu için karmaşık olan şeylerin peşinde, gizemin peşinde, bilinmeyenin peşinde, daha fazla heyecan yaratıyor kendine ve bunu iş ediniyor. Oysa her şey olması gerektiğinden hayli fazla şekilde ortada. Alemlerin Rabbi Olan Allah gizli değil, tam tersi her an her yerde her zerrede kendini ifşa ediyor. Her bir esması ile tecelli ediyor. Bunu görmek istemeyen bir nefse sahip olan insan bilinmezlikler içinde kapalı bir kutunun içinde kendini hapis ediyor. Oysa doğa, hayvanlar, bitkiler, madenler, tüm elementler yüce Yaradanın kendini tecelli edişini her an şahit oluyorlar ve karşılığında onun esmasını zikir ederek Allah’ın adını anıyorlar.

Değerli hocam ruhumuz her şeyi biliyor, DNA’mızda tüm bilgiler kodlanmış, hatırlamak için çeşitli çabalar içindeyiz, bazen de kendiliğinden oluyor, bazen rüyalarda bilgi geliyor, bazen bir sorumuzun yanıtını TV’de biri söylüyor,  elbette hiç biri tesadüf değil, sistem, rehberlerimiz bizimle konuşuyor, bizi bu konuda da bilgilendirir misiniz hocam, içsel şifrelerimizi nasıl çözebiliriz?

Arşetipler, şu anki bilinen ismi ile Arşetip ve Arşetipler. Eski spiritüalistler buna prototip diyor. Arşetip ve prototip aynı anlama geliyor ikisi de ilk örnek tam Türkçesi. Hakikat perdesinde, en üst boyutlarda türlerin tek tip Arşetipleri ya da Prototipleri mevcut. Mesela insan prototipi, hayvan prototipi bitki prototipi gibi. Ancak bu prototipten bu arşetipten yansıyan saçaklanarak prototiplleri ve arşetipleri oluşturuyor. Ve ortaya çeşitlilik farklılık çıkıyor. İnsan insana benzemiyor, kedi cinsinde bile 50 kediyi bir odaya alın her biri farklı karakterde. Türlerin tek bir prototipi yani arşetipi var ancak dünya gibi gezegenlerde prototipler ve arşetiplere dönüşüyor. Kısaca tek bir insan prototipi var. Orijinal ilk örnek. Bu hak hakikatinde ilk örnek. Ancak gezegenlerde farklı şekillere ve biçimlere bürünüyor. Senin şu an sahip olduğun beden ve ruhsal bedenlerin orijinal değil. Çünkü binlerce yıldır senin atalarından gelen bir kader aktarımı var, karma aktarımı var, senin belli başlı planladığın ruhsal yaşam organizasyonun var, DNA aktarımın var bir de yaşarken çevresel ve coğrafi, gelenek göreneksel ve dinsel bir takım yönlendirmeler var. Kısaca sana diyorum ki sen özgür iradeye sahipsin. Ama uygulama sahasında çok minimum bir kullanım alanın var. Sen çok fazla etki alan yönlendirilen manipüle edilen, telkinsel yolla hipnotik yolla sürekli yönlendirilen, ayrıca çağrışımlarla sürekli geçmiş anılarda takılı kalan bir insansın. Anneannenin korkuları, dedenin savaş zamanındaki aç kalması, beş nesil önce anne atalarından birinin cadı diye yakılması, on nesil önce baba atalarından birinin bir ayı tarafından öldürülmesi, bunlar hep senin DNA arşivinde kayıtlı. Şu anki yaşamın bu korkularla bu hezeyanlarla yol buluyor. Bu yüzden sen orijinal değilsin. Safkan olsaydın direkt hakikatinden buraya yansısaydın zaten ne konuşabilirdin, ne yemek yiyebilirdin ne yürüyebilirdin insan görünümünde ilkel ve vahşi bir yaratık olurdun. Anne atalarına ve baba atalarına şükürler olsun ki onların aktarımı ile hayat buluyorsun. Bu yüzden doğmadan önceki planında hangi sülaleye hangi aileye geleceğin bu yüzden önemli. Kimse orijinal hakikatinden direkt yansımıyor. Yansıyor da katman katman inene kadar atalar, arşetipler, DNA aktarımları, senin hayat planın dünyasal etkiler, maddesel etkiler bir çok şey senin yaşamına dahil oluyor. Bu yüzden her insan farklı farklı. İçsel şifreleri çözebilmek için önce onların şifre olmadığını ve gizlenmediğini bilmek ve kabul etmek gerek. Sadece insan odağını değiştirmeli. Çok fazla maddeye gömük durumda. Biraz kafasını kaldırıp hakikatlerin apaçık ortada olduğunu kabul etmeli ve kendini bilme yolculuğuna yani iç dünyasına maneviyatına doğru erişmelidir.

Hakikate uyanış yolculuğunda nasıl yol almalı? Çok teşekkürler.

Hakikate uyanış yolculuğu, içsel bir yolculuktur. Bu bir yolculuk. İster buna seyri sülük de, ister kendini bilme serüveni de, istersen hakikatine uyanış yolculuğu de. Bu yolculuğa istediğin ismi verebilirsin. Bu yolculuk bir süreç. Dünya zaman dilimi ile birkaç yıl sürebilir, bir ömür de sürebilir. Ancak yolculuğun zamanını hiç kimse hızlandıramaz. Hiç kimse. Tamamen sana ait yani kişiye ait bir özveri, çaba ister. Yolunu uzatacak ya da kısaltacak olan sensin. Senin bu dünya yaşamındaki en büyük işin, kendini tanımak ve kendine kavuşmak olmalıdır. Sabırla ve sakin bir şekilde bunu yapabilirsin. Lakin dünya işlerini ve sorumluluklarını aksatmadan. Bunca yıldır hep dış bükey yaşadın, yani  soruların cevaplarını daima dışarda aradın başkalarına sordun. Rüyalarını bile başkalarına  yorumlattın. Cevapları onlardan bekledin ve tam tatmin olamadın. Bu uğurda güçsüz kaldın, zaman harcadın. Ama artık kendi güçlü ve bilge tarafını buldun. Tüm cevaplar onda. Kendinde. Kendi hakikatinde. O sana her sorunun cevabını verebilecek yegane parçandır. Çünkü o evren ile irtibatta. O Rabbin ile irtibatta. O doğa ile irtibatta. Kesin ve net cevaplar ondan gelecek. Sor ona. Cevabını sana rüya kanalı ile, iç konuşma, sezgi yolu ile, güçlü tahminler ile, gönül yolu ile aktaracaktır. Öncelikle güvenmelisin. Çünkü o sensin. Farklı bir farkındalık boyutunda değil o. Sensin. İç dünya yolculuğu ancak derin tevazu ve derin düşünce ile yürünebilen bir yol. İstediğin kadar zengin ol malın mülkün olsun, maaşın çok yüksek olsun,  istediğin kadar kudretli ve donanımlı ol, bir holdingin ceosu ol, yönetim kurulu başkanı ol, temizlikçi ol, ev hanımı ol. İç dünya yolculuğunda herkes eşittir. Bu çok önemli bir dönüm noktası. Tüm peygamberler de bu yoldan geçtiler, tüm padişahlar, tüm imparatorlar ve bilgeler, veliler. Bir şekilde kendini bilme yoluna girdiler. Ve hepsi eşit şartlarda idi. Bunu da bir yere not et. İç dünyada para geçmez, güç ve kudret geçmez, kibir geçmez, orada alınganlık yoktur, duygusallık yoktur. Orada sadece sen varsın ve ilhamların var. İşin ilginç yanı, iç dünya yolculuğunda edindiğin bilgiler ve sorularına bulduğun cevaplar, dünya üzerinde hiçbir öğretide yok. O bilgilerle yeni tanışıyor olacaksın. İşte bu sana artı bir güç ve kuvve sağlayacak. Çok heyecanlı değil mi. dünya üzerinde olmayan bilgilerle karşılaşman olası. Bunun için bile kendini bulmaya, hakikate uyanış yolculuğuna çıkmaya değer. Ben teşekkür ederim.

Kevser Yeşiltaş Hakkında

12 Mayıs 1971 yılında İzmir/Türkiye’de doğdu. Kevser Yeşiltaş, Tasavvuf, Gizemcilik, Ezoterizm, Çocuk ve Gençlik serisi, Popüler Bilim kategorilerinde ve Türkçe, İngilizce, Azerbaycan Türkçesi dilinde toplam 25 kitabın sahibidir. Gerçek mesleği Grafik Tasarım Sanatçılığıdır. Günümüzde uluslararası bir şirkette Üst Düzey Yöneticilik yapmaktadır. 2010 yılında ilk kitabı olan Kuantum Fiziği ve Kuantum Düşüncesi bilimsel ve felsefi bir kitap olarak yayınlanmıştır. İngiltere’den yayınladığı İngilizce ve Azerbaycan Türkçesi dilinde baskılı kitabı ve İngiltere’den yayınladığı, Türkçe dilinde yazarın kendi sesinden Sesli kitabı bulunuyor. En son 2017 yılında İngiltere’de yayınladığı Ibn 'Arabi, The Enlightened are not Bound by Religion isimli İngilizce kitabı Akademik Kaynak Eserler ISBN bandrol alarak, dünyanın tüm Kütüphanelerinde, Üniversitelerinde Akademik kanaldan satılmaktadır. Ibn 'Arabi, The Enlightened are not Bound by Religion kitabı, Akademik Kaynak Eserler kategorisinde yer almaktadır.  Yazarın Türkiye’nin yerel gazetelerinde ve Azerbaycan ülkesinde çeşitli gazetelerde yayınlanan köşe yazıları ve röportajları bulunmaktadır