AYŞEGÜL BEDİR AKOSMAN

Tasarımlarının kaynağının iç dünyası olduğunu belirten Neriman, el örgüsü bikinilerinin evde dantel ve el işi yapan kadınlar tarafından üretildiğini tamamen doğal malzemeler kullanıldığını vurguluyor. Amacı; farklı bir stil yaratmak ve Narcswimwear bikinilerini tercih edenlerin kendilerini özel hissetmesini sağlamak. Bu sezon ilk kez erkekler için de üretim yapan marka Türkiye, Amerika ve Avrupa'da hızla büyüyor, bizde markanın tüm detaylarını sizler için konuştuk. 

Merhaba Neriman, Narc fikri nasıl oluştu? Nasıl karar verdin öncelikle bundan bahsedelim. 

Narc fikri üniversiteden mezun olduktan sonra kendi başıma verdiğim bir karardı. Kendim için bir marka yaratmayı istiyordum ve bu markanın Türkiye'de olmayan bir şey olmasını istedim ya da Amerika'da olmayan bir şey olsun istedim. Ya Türkiye'den Amerika'ya götürecektim ya da Amerika'dan Türkiye'ye getirecektim. Sonra biraz ne olsun diye kafa yordum, düşündüm, çalıştım. Aynı zamanda babamın yanında çalıyorum biliyorsun. Sonrasında orada devam etmek istemediğimi fark edince bir anda gelen bir ilhamla bikini üretmeye karar verdim. Beyaz bir tişörtte üretebilirdim ama bikini olsun istedim. Birde kış sezonu boyunca aile işine yardımcı olduğum için, bu işin beni çok yormayacağını düşündüm. O yüzden yazlık bir ürün olsun, bikini olsun istedim. Ama bunun farklı bir bikini olmasını istedim. Markamı oluştururken daha çok ihtiyaç olan bir şey değil de tercih edilebilecek bir şey olsun istedim. İnsanlar kendilerini farklı hissetsin istedim. Sonra Türkiye'de bunun çok örnekleri olduğunu fark ettim, fakat el örgüsü olarak bir şeyin olmadığını gördüm. Mesela el örgüsü kazak var, patik var, bebek kıyafetleri çok var ama bikini yok ve bunu yapmaya çalışan etrafta bir sürü insan var. 

Harekete geçmeye karar verdim ve önce bunun için ekibi kurmam gerekiyordu. Ekip, etrafımdaki insanlardan olsun derken, sora sora danışa danışa bulduğum insanlarla kurduğum bir ekip oldu ilk sene. Yaklaşık 20 kişilik bir ekipti. Ama bugün gittikçe büyüyoruz. 

Peki ürünlerinin tarzı biraz farklı, sıra dışı diyebiliriz. Tarzını belirlerken ilham aldığın, etkilendiğin şeyler neler?

İlham aldığım nokta tamamen kendi iç dünyam. İnsanın üzerinde görmeyi istediğim şeyi var etmeye çalışıyorum. Aslında ben baktığında zevkimi satıyorum. Hiçbir zaman bu böyle olmalı, moda bu, şu renkler trend falan demiyorum. Bir yerlerden bir şeyler görüp ilham almıyorum. Özellikle son zamanlarda etnik stil çok revaçta, bizim ürünler biraz etnik stile yakın. O yüzden etniği biraz daha geliştirmeye, arttırmaya çalışıyorum. Daha böyle el işi olarak modelleri nasıl arttırabiliriz? Ne kullanabiliriz? Hangi detaya öncelik verelim? Bunları düşünüyorum. İşte ürünü, aksesuarları koyuyorun önüme ve karar veriyorum, deniyorum.  Bizim ekip toplantılarımız oluyor, onlarla bir araya geldiğimiz zaman hepsine karar veriyoruz.  Herkesin fikri çok önemli benim için, sadece benim fikirlerim değil. Ama ben kendi fikirlerimi daha çok ön plana çıkarmaya çalışıyorum. Onları buna ikna etmeye çalışıyorum. Biraz değişik bir sistemle ilerliyoruz yani. Daha çok insanların, süslü, kokoş, takılı, boncuklu işler değil de kendilerini havalı ve farklı hissedeceği ürünler ortaya çıkarmaya çalışıyorum. Çünkü benim bikinimin aynısını bir yerde bulamazsın. Aynısını yapmaya çalışanlar yok mu var. Ama yok yani olmuyor, çünkü benim kullandığım ipi mesela piyasaya ben kendi markam için ürettiriyorum ve o ipi sadece ben çekiyorum. Hiçbir şekilde aynı ipi, aynı takıyı bulamazsın. Yapmaya çalışan birkaç tanesi var ama yoklar, ekibi yok çünkü ve bunu devam ettiremiyor. 

Ekipten bahsetmişken kaç kişilik bir ekibin var? Nasıl bir ekiple çalışıyorsun? Bu ekibi nasıl oluşturdun?

Bu ekibi oluşturmak benim için çok zordu. Öncelikle güven çok önemli çünkü insanlar senin fikirlerini alıp kendi uygulayabiliyor, ne yazık ki artık böyle. İlk etapta 20 kişilik bir ekiptik fakat biz bu 20 kişiyi biraraya getirene kadar canımız çıktı. Şimdi saydığım zaman geçen sene mesela el yapımı (handmade) ekibimizde 90 kişi vardı bu sene 12 kişi daha eklendi 102 kişiyiz  ama, bu sene el yapımına fazla ürün ürettirmedim. Çünkü bizim ilk sene çıkan ürünlerimizde çok fazla model olduğu için bunlara hala talep devam ediyor. Bunlar sürekli talepte olduğu için ve sürekli üretimde olduğu için biz yeni model üretme gereği duymadık. Ama bu senede başka çalışmalar ürettik. 

Peki ürünlere ilgi nasıl?

Ürünlere ilgi ilk sene çok azdı. Çünkü insanlar bunu nerede giyeceklerini bilmiyorlardı. Yani bununla denize girebilecek miyiz? Bu kurur mu? Sıcak tutur mı? Böyle acayip sorular alıyorduk. 

Örgü olduğu için. 

Evet evet. İşte bu denize girince kopar mı? Sökülürse ne olur vs. gibi. Bunların hepsini düşünerek ben sistemi otomatik kurmaya çalıştım. Organize olmada biraz iyiyim. Mesela bana bu sorular gelmeden ben hepsine geri dönüşleri organize ettim. Bu ürünün ipi şu, bu ürünü bu üretecek, bu ürün buradan gelecek buraya gidecek. Müşteriye ürün gitti sorun çıktı geri geldi nasıl çözeceğiz? İşte çözüm bu! Müşteriye tekrar nasıl gidecek? Tüm bunların hepsini organize ettim. Bunun için zaten ekibi kurdum. Ekipte herkesin neyle ilgileneceği ve görev tanımı belli. Mesela ilk başta ilgi biraz azdı ama sonrasında insanların bize sordukları sorulardan sıkıntı çekmeyelim diye çözümler üretince ilgi arttı. Örneğin size ürün geldi, diyelim ki taşı, boncuğu düştü veya deniz kabuğu çıktı. Bize o ürün geri gönderiliyor ve bizim 10 kişilik tadilat ekibimiz var ürünü onarıyorlar ve geri gönderiyorlar. Ürün aynen ilk günkü gibi müşterinin elinde oluyor. Çünkü, Narc kullanan insanların kendini özel hissetmesini sağlamaya çalışıyorum. 

Büyük bir marka olma yolunda emin adımlarla ilerlemek istiyorsun?

Kesinlikle.... Ben markaya sahipsem, Narc bikinim varsa, ben güvendeyimdir ona bir şey olursa ben onu düzelttirip tekrar giyebilirim demesini, yani müşterinin bunu düşünmesini istiyorum. Yaptığım işin arkasında durmak zorundayım. Benim amacım sattım bitti değil, bunu istemiyorum. Bir markanın, marka olabilmesi için güvenilir olması da şart. Nasıl ki bugün büyük markaları düşündüğümüzde ürünlerinde bir hata olduğunda geri götürdüğünüzde aynı şekilde düzeltip müşteriye emanet ediliyorsa ben de onun gibi markama sahip çıkıyorum. Bu markaya bütün ekip sahip çıkmak zorunda, öyle bir sistemle devam ediyoruz. 

Peki ürünlerin satışları nerelerde, almak isteyenler nasıl ulaşabilir?

 Çok önemli bir detay bizim için aslında şu; biz bu markayı ilk Amerika'da kurduk. Bu marka Narcswimwear USA. Marka Amerika'dan buraya taşındı. Türkiye'ye benim bu ürünleri getirmemin sebebi Türkiye'ye de bunu giydirmek. Miami'de zaten varız, orada belli köşelerimiz var. Türkiye'de Moon Beach'de var orada aileler var ve genç neslin çok olduğu bir yer. Hilton'da vitrinimiz var. Mykonos'a bazı yerlere gönderiyoruz. Daha çok aslında şöyle yerlerdeyiz biz. Fikir farkı olan, alternatif insanlar var yani havuza giderken bikinisiz gitmezsin zaten, ama bikiniyle gittiği zaman bikini alma gereği duymayan insana hitap etmiyorum ben. Ben daha çok kendi zevkine düşkün olan, beğendiği anda onu almak isteyen bir kitleye hitap ediyorum. Vitrinde ürünü gördüğünde bu benim olmalı demesini istiyorum. Üzerinde bikinisi olsa da olmasa da almak istemeli bunu istiyorum. Hedefim müşterinin kendini özel hissetmesi. Çünkü her kadın özel hissetmeyi çok istiyor ve bunu çok seviyor. 

Kadınlar demişken Narc, sadece kadınlara yönelik mi bir marka mı?

Sadece kadınlara yönelik bir marka değil aslında şöyle ilk senelerde erkeklerin daha çok ilgisini çekti. Yani bizim erkek müşterimiz çoktu. Eşine, sevgilisine hediye almak isteyen yurt dışı müşterilerimiz çok fazlaydı. Biz bunların hepsine yetişmeye çalıştık. Bu senede bir değişiklik yapıp, marka olarak erkek şortları da çıksın istedik ve erkek şortlarımız da çok farklı. Diğer firmaların ürettiği o flamingolu, deniz kabuklu, manzaralı şortlar şeklinde değil. Böyle baskılarımız yok. Erkekler sade giyinsin ama bir stili olsun istiyoruz, yani biz erkeğin üzerinde de kadının üzerinde de tamamen kendine has bir çizgisi olsun istiyoruz. Erkek müşterilerimiz çok şık olsun ama sade olsun istiyorlar. Erkek şortlarımızda da mesela etnik detaylar var ve çok beğenildi. Bir de erkekler kadınlardan daha çok kendine bakıyor. 

Kesinlikle 

Yani kendisi için daha çok yatırım yapıyor. 

Evet ürünleri ben gördüm gerçekten harika! Daha sade ve daha şık öyle bir stil. 

Evet teşekkürler... Genç nesilde biz erkek olarak daha çok 25-35 yaş arasına hitap ediyoruz. Ama baktığımız zaman şu an ürettiğimiz şortlar 18 yaşındaki çocuklarında giyebileceği şortlar. Her kesim bunu giyebilir yeter ki zevki bir olsun. Aynı vizyona sahip olsun o şortu 60 yaşında bir adam da giyebilir ama sırrımız şu; onun kendini farklı hissetmek istemesi benim için önemli. 

Yani belli bir çizgiye sahip kişilere hitap ediyorum diyorsun. 

Aynen öyle belli bir çizginin insanı giyer zaten. 

Peki çocuk için bir koleksiyon düşünüyor musun?

Yok hayır. Çocuk için bir şeyler düşündük bu sene ama, şu an için askıya aldım. Çocuk, çünkü biraz daha zor. Çocuklar, kendi zevki olan kararlarını kendi verebilen durumda olmadığı için onlara biraz daha farklı bir şey düşünüyorum. Onu da ilerleyen zamanlarda gerçekleştireceğim inşallah. 

Narc'ın marka olarak ileriye yönelik hedefleri nelerdir?

Narc, her sene çok daha iyi, her sene hayalimin ötesinde büyüyor, gelişiyor, yelpaze sürekli genişliyor. Bu genişleyen yelpaze bizi başka bir konuma çekiyor. Marka olarak hedefim çok başka bir yer, çok başka bir şey ama bu nasıl olur bilmiyorum. Mesela ben markayı kurduğumda dördüncü senesinde bu kadar ilerleyeceğini düşünmemiştim ama hızlı ilerledi. O yüzden kendime çok hedef koymuyorum. Ne olacağını bilmiyorum sadece şunu biliyorum hedefim şu: Daha çok üretim, daha çok çalışmak, daha büyük bir ekip ve ekip ruhu, canlılık bunları istiyorum. Sürekli olarak üreten, yeni nesillerin, yeni kafaların, yeni vizyonların benim ekibimin içinde olmasını istiyorum. Tasarımların hepsine ben kendim karar veriyorum zaten ama, bunun için heyecanlanan insanların etrafımda olması çok güzel bir duygu. Beraber bir şeyleri başarmak çok güzel bir duygu. Bir bikini üretirken o bikininin ipinden, jelatinine kadar bir sürü insanın emeği var, herkes bir işin ucundan tutuyor ve bu ekip ruhunu oluştuyor. İşte benim markamda en sevdiğim şey bu. Ekibime çok güveniyorum ve hep beraber çok güzel şeyler yapıyoruz. 

Peki Narc'ın bu sezon için özel bir rengi, modeli var mı?

Bizim bu sezon için kendimize belirlediğimiz özel bir renk yok ama, Narc'ın kendine has bir rengi var zaten daha böyle yumuşak renkler, toprak tonları... Mesela bizim ürünlerimizin hiçbirinde sarı yok, pembe yok. Daha sade, daha otantik, daha sakin, daha doğal bir ürün gamımız var. Örneğin kadın ürünlerimizin üstünde o kadar ayrıntı var ki düz beyaz bir gömlekle bile muazzam şık bir detay yakalayabiliyorsun. Erkekte de sade ama şık bir stil yakalamaya çalıştık, renkli giyinmeyi seviyor bazı erkekler bizde şortun üstüne renkli giyinsinler istedik. Değişik ve güzel şeyler yapmayı planlıyoruz ve güzel de oluyor. Renklerimizin detaylarında önem verdiğimiz tek şey bizim çizgimizin çok dışına çıkmamak. Müşteriler istiyor talep ediyor mesela bunun şu rengini yapabilir misiniz diye? Bu özel bir çalışma oluyor ekipten birini ayarlıyoruz ve onu yapıyor. 

Markanın çizgisi tam olarak ne?

Narc, kendi çizgisini yaratmaya çalışan bir marka ve tarzı olmayan insanlara bile bir şeyleri göstermeye çalışan bir marka. Çünkü bir vizyonumuz ve stilimiz var. Herkesin yaptığını yapmıyoruz, herkesin ürettiğini üretmiyoruz, herkesin ihtiyacı olan şeyi üretmiyoruz. Bu vizyona ve çizgiye yakın insanlara hitap etmeye çalışıyorum. Birbirinden çok alakasız bizi tercih eden büyük bir nüfus var. Farklı olmayı seviyor Türk Milleti. Bu ürünü Amerika'daki bir insana gösterdiğiniz zaman inanılmaz bir el emeği olduğunun çok farkındalar ve buna sahip olmaya can atıyorlar. Türk halkında da şöyle bir durum var, biz bunu yaparız diyorlar, bu yapılabilir kolay bir şey deniliyor. Ama yine bizi tercih ediyorlar biz bunu çok görüyoruz. Mesala bize ürün gönderiyorlar işte denemişler, biz bunu yapamadık bunu yapın diye. Nelerle karşılaşıyoruz sana anlatamam. Bir bakıyoruz ürün bizim ürünümüz, aynısını yapmaya çalışmış ama yapamamış çünkü ipinde sorun var, işçiliğinde sorun var. Aynı dikişi yapamıyor, yakalayamıyor.

Bir çizgiye yaklaşıyor Türk insanı, kendi stilini bulmaya çalışan çok insan var. Çünkü insanlar herkesle aynı olmak istemiyor. Sıra dışı olmak istiyor. Türk insanın böyle prestije önem veren hafif bir egosu vardır ya üzerindeki ürünün etiketi önemlidir. İşte ben bu kesime hitap ediyorum. Üzerindeki ürünün etiketine önem verip, ama kendine yakışanı da görebilen, düz beyaz bir tişörtü bile üzerinde şık taşıyabilen insanlara hitap etmeye çalışıyorum. 

Narc için son olarak neler söylemek istersin?

Narc olarak satış noktalarımızı belirlemeye çalışıyoruz her yerde bize ulaşabiliyor müşterilerimiz. Bilinirliğimizi arttırmaya çalışıyoruz, Hilton'da vitrinlerimiz var Bebek'te showroomlarımız var, denenebilecek ürünler var ama biraz daha hassas ürünler bunlar. Bu ürüne sahip olmak isteyen herkesin ciddi anlamda ürünü görebileceği, deneyebileceği çok seçenek var, ayrıca satın alıp geri gönderebileceği gibi bir sürü seçenekle her şeye açık bir marka Narc. Butik bir marka değil, Amerika'da var olan bir marka, Türkiye'de de 4 senedir kendi bilinirliğini arttırmak için elinden geleni yapan ve hedefleri büyük olan bir marka. 

Satın almak isteyenler ürüne nasıl ulaşabilir peki?

Sitemizden ulaşabilirler, online sitemizde zaten satış noktalarımız var. Aynı zamanda instagram adresimizde gerekli bilgileri sürekli veriyoruz. Onların ulaşmak istedikleri noktalar bize çok yakın zaten. İstanbul'da Bodrum'da Çeşme'de.... Ayrıca santralimiz var arayıp bilgi alabilirler, müşterilerimizle sürekli iletişim halindeyiz. Çünkü müşterinin ne istediği ne beklediği bizim için çok önemli. Ürünün arkasında durup, müşteriyi memnun etmek bizim tek amacımız.  

Narc'ın yolu açık olsun o zaman...

Çok teşekkür ediyorum.