Bugün, genç yaşta kaleme aldığı ilk kitabıyla dikkat çeken Ayça Doğan ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. “Önce Dünyanı Sonra İlişkini Yarat” adlı kitabı, okuyucularına kendini sevme ve ilişkilerde sağlıklı iletişim kurma üzerine önemli mesajlar taşıyor. Ayça, 23 yaşında bir ilişki uzmanı olarak, kendi jenerasyonunun ilişki dinamiklerini anlamaya ve güçlendirmeye yönelik çabalarını aktarıyor. Benim için ilginçti! Şimdi, Ayça Doğan’ın hikayesi sizinle!
Merhabalar. Yakın zamanda ilk kitabın “Önce Dünyanı Sonra İlişkini Yarat” 40 Kitap etiketiyle yayımlandı. Nasıl hissediyorsun?
Merhabalar, benim için yorucu ama çok güzel bir süreçti. İlk eserim olduğu için fazlasıyla heyecan içindeyim. Özellikle kitabımı sabırsızlıkla bekleyen büyük bir kitlem vardı. Yüzlerce insanın kitap için gün sayması çok gurur verici fakat bazen de korkutabiliyor. Beklediklerine değip değmeyeceğini düşünüyorum; yazdıklarım gerçekten hayatlarına dokunabilecek mi? Bu sorular, duygularımı fazlasıyla tetikledi. Çünkü bu kitabı yazarken hedefim ne kadar satılacağı ya da ses uyandıracağı değil, gerçek anlamda okurlarımın hayatına fayda sağlamaktı. Tabi ki artık bu stres ve korkuyu atlattık; kitabım okurlarıyla buluştu. Şu an güzel geri dönüşler için heyecanla bekliyorum.
Seni tanımayanlar için Ayça Doğan kimdir? Kendini nasıl tanımlarsın?
Ayça Doğan, kendi dünyasını yaratma hedefinde olan 23 yaşında genç bir birey. Kitabımda insanlara aşılamak istediğim konular; kendini sevmek, değer vermek ve hayatı yaşamak. Bu temalar benim hayatımın merkezinde yer alıyor. Kitapta da bahsettiğim gibi, öncelik sıralamanız hayatınızı belirler. Önceliğinizi kendinize koyarsanız, hedeflerinize ve hayallerinize ulaşabilirsiniz. Çocukluğumdan beri insanlara yardım etmek hassas noktam. Maddi ya da manevi olarak bir insana dokunmak beni mutlu ve motive ediyordu. İnsan ilişkileri her zaman dikkatimi çeken bir alandı. Bu nedenle evlilik ilişki danışmanlığı ve yaşam koçluğu eğitimlerine yöneldim. İlerleyen süreçte sosyoloji veya sosyal hizmetler bölümü tercih ederek mesleğimde ilerlemeyi düşünüyorum.
Genç bir yazar olarak, ilişki dinamiklerine dair kendi jenerasyonunun özel zorlukları ve fırsatları hakkında ne düşünüyorsun?
Bu meslekte başarı, tecrübe ve gözlemle oluşur. Kendi ilişkimde yaşadığım tecrübelerim elbette mesleğimi de etkiledi. Önemli olan, yaşadıklarımızdan tecrübe edinebilmek. Kendi hayatımdan tecrübe edinemezsem, insanlara bunu aşılayamam. Yazım serüveni ise hep istediğim fakat cesaret edemediğim bir konuydu. Kamera karşısına geçip konuşmak ile yazmak benim için farklıydı. Bu cesareti kazanmamda takipçilerimin ve danışanlarımın güzel geri dönüşleri ve istekleri destek oldu.
Kendi hayatındaki ilişki deneyimlerini kitaba da yansıttığını düşünüyor musun? Yazım serüveni nasıl gelişti ya da nasıl devam ediyor?
Günümüz ilişkilerinin en temel sıkıntısı iletişim bozukluğundan kaynaklanıyor. Doğrularımız bizim için vazgeçilmezdir ve bu doğrultuda empati kurmayı unuturuz. Kendi duygularımızı ön planda tutar, fakat karşımızdaki insanın duygularını ve doğrularını dikkate almayız. Bunun düzelmesi için öncelikle karşımızdaki insanın farklı olduğunu anlamalıyız. Bizden farklı düşünce yapısına ve hayat tarzına sahipler. Hatta kadın ve erkeğin beyin yapısı, düşünce yapısı dahi farklıdır. Empati yeteneğimizi güçlendirip, sadece konuşma odaklı değil, dinleme ve anlama odaklı olursak birçok sorunun üstesinden gelebiliriz.
Günümüzde ilişkilerde sıkça gördüğün en büyük problem nedir ve insanlar bu konuda neler yapabilir?
Yine cevabım empati. Etkili bir iletişimin en temel unsurları: duygusal denge, empati ve karşılıklı dinlemedir. Duygusal dengeden kastım, duygularımızın düşünce tarzımızı değiştirebilme kapasitesidir. Çok öfkelendiğimizde veya çok duygusal bir anımızda dinleme ve anlama yetimizi kaybediyoruz. Eğer o an bir iletişim problemi yaşıyorsak, öncelikle sakinleşip, biraz uzaklaşıp duygusal dengemizi kontrol altına almamız gerekiyor. Devamında karşılıklı olarak anlamaya ve ortak noktalarda buluşmaya gayret göstermeliyiz.
İlişkilerde iletişim kurmanın en etkili yolu sence nedir? İyi bir iletişimin temel unsurları nelerdir?
Dijital dünya, insanların birbirini tanımasının önüne geçiyor. Evet, insanlarla tanışmak ve konuşmak kolaylaştı; fakat mesaj üzerinden ses tonunu duymadan, mimiklerini görmeden, partnerinizle yüz yüze vakit geçirip anı biriktirmeden tanıyamazsınız. Dijital dünyayla birlikte uzak ilişki yaşayanların sayısı da arttı. Maalesef bu duruma gerçek, olgun bir ilişki diyemeyiz.
Sosyal medya ve dijital dünyanın modern ilişkiler üzerindeki etkileri hakkında ne düşünüyorsun? Eskiye nazaran her şey daha mı zorlaştı sanki?
Öncelikle ilişki kurmak için bir arayışta olmamalılar. Birçok insan yalnızlıktan sıkılıp, sevgili olmak için karşı cinsi tanıma arayışına giriyor. Ancak sevgi, aşk arayarak bulabileceğimiz duygular değil. Bir ilişkiyi sürdürmek için sevgi yeterli değildir. Aynı bakış açısına sahip olduğunuz, aynı hayallerde buluşabileceğiniz insanlarla mutluluğu yakalayabilirsiniz. Bu doğrultuda, mutlu olduğunuz zevklerinizi ve hobilerinizi yaparken tanıştığınız insanlarla daha sağlıklı bir ilişki kurabilirsiniz.
Kitabın ile neler söylemek istersin? Büyük bir kesimin odağına girdi; nasıl bir çalışma oldu?
Kitabın yazım süreci epey yorucu geçti benim için. İlk kitabım olduğu için aynı kategoride birçok Türk ve yabancı yazarı inceledim. Eserim bir kişisel gelişim kitabı olduğu için insanların bilgi kazanmak için okuyacağı bir tür. Önceliğim okurların hayatlarına katabilecekleri bilgilere yer vermek. Ancak kitap sadece bilgi vermekle biten bir eser değil. Amacım, insanların sıkılmadan ve samimiyeti hissederek okuyabileceği bir kitap yazmak oldu. Mesleki kelimelere fazla yer vermeden, sohbet niteliğinde bir eser kaleme aldım. Kitabı okurken, hem benimle hem de kendinizle sohbet edeceksiniz. Çıkmadan önceki dikkat çekmesinin sebebi, çektiğim ilişkiler üzerine videolarım. Bu kitleye de videolarımla ulaştım. İnsanlar, bir dakikalık videoda dahi bir kazanım öğrenirken, kitapta neler bekleyeceklerini merak ediyorlar.
Sağlıklı bir ilişkinin temel taşları nelerdir? Güven ve saygının rolü hakkında ne söylemek istersin?
Sağlıklı bir ilişkinin temel taşı, duyduğumuz sevgiye sadakattir. Bir ilişkide ilgi göstermek, sürprizler yapmak ve sevdiğini hissettirmek her daim içten gelen durumlardır. Ancak günümüz ilişkilerinde bu unsurlar sadece ilk 3-6 ayda geçerli oluyor. Sonrasında insanlar, ilişki düzene girdiğinde sadece ilişkim var sorumluluğuna geçiyor. Hatta bir müddet sonra sevgili değil, iki yakın arkadaş oluyorlar. Güven ve saygı ise bir ilişkinin taşı değil, direk temelidir. Bu ikisi oluşmadıktan sonra duyulan sevgi sadece çiftlere zarar verir.
Romantik ilişkilerde kırılganlık ve duygusal açıklık nasıl sağlanabilir? İnsanların bu konuda yaşadığı en büyük korkular neler?
Bir ilişkide duygu yoğunluğu ne kadar fazlaysa, kırılganlık da bir o kadar fazladır. Çok anlamlı bir söz var: "İnsan en çok sevdiğine kırılır." Duygumuz ne kadar yoğunsa, beklentimiz de bir o kadar fazlalaşır ve detaylara takılmamıza sebep olur. Bu da beraberinde kaybetme korkusunu getirir ve hata yapmayı teşvik eder. Kaybetme korkusu, hem kendi sınırlarımızı aşmamıza hem de korkuyla duygularımızı kontrol edemememize neden olur. Aslında istemediğimiz hatalara iteriz kendimizi.
Genç bir ilişki uzmanı olarak senin için rol model olan isimler var mı? Bu isimlerden öğrendiğin en önemli ders nedir?
İlişki uzmanlığı eğitimimi Adil Yıldırım hocamızdan aldım. Beni bu meslekte bilgilendiren ve ışık olan kişidir. Ancak rol model aldığım bir isim söyleyemem. Çünkü mesleki hedefimde amacım, diğer meslektaşlarımdan farklılık yaratmak.
Son olarak, okuyuculara ve özellikle ilişki konularında zorlanan gençlere vermek istediğin en önemli tavsiye nedir?
Genç arkadaşlarıma verebileceğim en önemli tavsiye; size bir şeyler katabilecek, geliştirebilecek ve hayallerinizde birlikte yol alabileceğiniz insanlarla olun. Sadece sevgili değil, arkadaş edinin. Sevgi adı altında hayatınızı kısıtlamayın. Mutluluk, "seni seviyorum" cümlesinde değil, birlikte olunca hayatı sevebilmektedir.