HABİB BABAR'ın röportajı için tıklayınız...
O öğretmen anne ile marangoz babanın 8. çocuğu olarak Özbekistan’da dünyaya geldi. 90'lı yıllarda Özbekistan'dan gelip Türk müzik dünyasında yer edinmeyi başaran Şahsenem, muhteşem yorumuyla büyük çıkış yakaladı. Özbekistan’da da çok meşhur bir devlet sanatçısı ve sinema oyuncusu olan Şahsenem, Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu. Şu sıralar ünlülerin avukatı Abdullah Yılmaz ile ‘Hukuk Sohbetleri’isimli programıyla hayranlarıyla buluşan Şahsenem ile dobra dobra konuştuk. Haydi buyurun sohbetimize.
SİZ KAÇ KARDEŞSİNİZ?
Biz tam olarak 9 kardeşiz.
ÖZBEKİSTAN’DA DEVLET SANATÇISIYDINIZ VE AYNI ZAMANDA SİNEMA OYUNCUSUYDUNUZ TÜRKİYE’YE GELMEK NEREDEN AKLINIZA GELDİ?
Ben Özbekistan’da üniversitede eğitim de verdim.1992 yılında sevdalısı olduğum ülke; Türkiye’ye geldim. 1996 yılında “Seyyah” albümünü çıkardım. 97-98 yılları benim çıkış yıllarımdı ve “O Bu Gece Gelecek” şarkım dillere destan oldu… Şarkılarımla, kostümlerimle, kliplerimle Türkiye’de çok sevildim. Müzik dünyasındaki tarzım, duruşum ve sesim çok farklıydı. Orta Asya’nın çok ünlü bestecilerinin eserlerini seslendirdim. Orta Asya Türk Cumhuriyet’lerinin örf, adet ve kültürünü Türkiye’ye tanıtan ve başarılı da olan bir müzik elçisiyim. “Orta Asya Kraliçesi” ismini de bana sevenlerim vermişti.
TÜRKİYE’YE GELDİĞİNİZDE İLK OLARAK NELER YAPTINIZ?
Özbekistan'da pek çok projeyi yarıda bırakıp geldim. Kariyerimin zirvesindeydim ama Türkiye'de beni kimse tanımıyordu. Hemen dilimi geliştirmeye başladım. Yaklaşık 4 yıl boyunca şarkı söylemedim, bu süre zarfında da Türkiye Türkçe'sini ve buradaki hayatı öğrendim. Temizlikçilikten, tezgahtarlığa kadar pek çok işte çalıştım. Hem buradaki insanları hem de Türkçe'yi öğrendim.
ABİM BANA BALTA İLE SALDIRDI
AİLEN SANATÇI OLMANI NASIL KARŞILIYORDU?
Asla istemediler. Benim sanatçılık yapmama karşı çıktılar hep. Çok kalabalık bir ailede büyüdüm. Bizde aileyi terk eden evlat çok hoş karşılanmaz. Ben ülkeyi dahi terk ettim ve ben Türkiye vatandaşı oldum. Ben çok ünlü bir sanatçıydım, beni eve kilitlediler. Ben o dönem çok zirvede bir sanatçıyım. Her teklif bana geliyor. Kardeşlerim kıskançlıklarından dolayı Bana 'Şarkı söylemeyeceksin' dediler. Annemden sinemada oynamak için izin istedim çünkü ancak o evden öyle çıkabilirdim. Kardeşlerim de kariyerimin biteceği düşüncesiyle karşı çıkmadı. Bunlar beni karanlık odaya koydular. Abim bana balta ile saldırdı. Yemeğimi kapının önüne koydular. Şarkı söylemekten vazgeçtiğimi duyunca beni serbest bıraktılar. Ben o odandan çıktım bir daha da dönmedim"
PEKİ KARDEŞLERİNLE GÖRÜŞÜYOR MUSUN?
Özbekistan’dan Türkiye’ye geldikten sonra hiç görüşmedim.
BİR DÖNEM ŞAHSENEM BİTTİ ÖLDÜ DİYENLER OLDU BUNUN SEBEBİ NEYDİ?
Bu soruya gülerek yanıt veriyor… Öldü demelerinin nedeni 11 Eylül saldırılarında Amerika'da o noktadaydım, şans eseri kurtuldum. Büyük korku yaşadım. Menajerim bana ulaşamamış, Türkiye'de öldüğüme dair haberler çıkmış. Bitti diyenler de kıskananlar. Unkapanı aslında kurtkapanı biliyorsunuz. Zamanında güzelliğime hayran olup benimle aşk yaşamak isteyen bunu başaramayanlar elbette yıllar içinde benimle çok uğraştı. Hatta evlendikten sonra kocama suikast düzenleyenler bile oldu. Kim olduklarını biliyorum ama açıklamam. Onları Allah'a havale ettim. Eşim bir çok kez ölümle burun buruna geldi, bizim yuvamızı dağıtmak isteyenler çok oldu. Artık bir şey yapamazlar. Fakat şunu çok net söyleyebilirim 'güzelliğimin ve şöhretimin bedelini ödedim' çok çektim, çok büyük badireler atlattım. Allah'ın segili kuluyum o beni korudu, bugünlere geldim. Şimdiden sonra müzik dünyasında tekrar ben de varım, herkes Şahsenem'in gücünü sesini bir kez daha görecek.
2006 YILINDA BİR DE KİTAP YAZDINIZ, KİTABINIZLA İLGİLİ NELER SÖYLEMEK İSTER SİNİZ?
2006 yılında Özbekistan yemek kültürünü anlatan ve tarifler içeren "Şahsenem'den Orta Asya Kültürü ve Yemekleri" adlı bir kitap yazdım. Yemek yapmayı hiç bilmiyordum bu kitabı yazdığımda. Annemden duyduğum gördüğüm kadarını, araştırarak hazırladım. Ama kitaptan sonra evime gelen herkes hadi bir Özbek pilavı yap hadi bir çorba yap derken bir de baktım herkeste iyi yapıyorum.
ÖLENE KADAR TÜRKİYE’DEYİM
PEKİ HİÇ HAYATINIZIN BİR DÖNEMİNDE ÖZBEKİSTAN’A GERİ DÖNMEK İSTEDİNİZ Mİ?
Hayır, hiçbir zaman öyle bir düşüncem olmadı. Fakat Özbekistan’a dair çok büyük projelerim oldu. Orada benim katıksız bir hayran kitlem var. İki farklı ülkede kendi rüştünü ispatlamak çok önemli bir şey. Özbekistan’da ünü ve her şeyi bırakıp Türkiye’ye geldim. Amacım Orta Asya kültürünü dünyaya tanıtmaktı. Ölene kadar da Türkiye’deyim.” Türkiye benim ikinci vatanım. Türkiye’yi çok seviyorum. Burası artık benim ülkem.
MÜZİĞİN YANI SIRA BİR DE HUKUK PROGRAMI YAPIYORSUNUZ PROGRAM NASIL GİDİYOR?
Ünlülerin avukatı sevgili Av. Abdullah Yılmaz ile ‘Hukuk Sohbetleri’, isimli programa başladık. HabercaddesiTv ‘de haftada bir gün ekrana gelen program kısa süre içinde büyük ses getirdi. Biz bu programda hukuki konularda vatandaşları bilinçlendirmeye çalışıyoruz.
90’LARDA Kİ ŞARKILARDA SAMİMİ DUYGULAR VARDI
1990'LARDAKİ ŞARKILAR HAKKINDA NELER SÖYLEYECEK SİNİZ?
O dönem tabii şarkılarda samimi duygular vardı. Pop müziğinin yeni patlama yaptığı dönemlerdi. Teknoloji bu kadar gelişmemişti. Gerçek bir emek ve ruh vardı. Günümüz müzikleri de kötü değil ama şarkıya ruhunu koymadıktan sonra o eser kalıcı olmuyor. 1990'ların kalıcı olmasının nedeni buydu bence.
HİÇ KEŞKELERİNİZ OLDU MU?
Geçmişte yaşadığım hiçbir şeyden pişman değilim, 'keşke'lerim de yok"
Bu güzel sohbet için çok teşekkürler Şahsenem hanım.