Funda Erman : Çaydaçıra Film Festivalinin 12. sinde beraberiz nasıl buldunuz?

Bekir Aksoy : Çok keyifli bana zaten teklif geldiğinde Elazığ'ı çok merak ediyordum insanlarla buluşmayı çok istiyordum hemen kabul ettim. O yüzden Elazığ beni şaşırtmadı çok güzel, çok keyifli bir yer  tabi birkaç yeri gezme fırsatı bulabildik her yerini gezemedik ama insanları da sıcakkanlı ve olgun bi yapıları var.  Çok keyif aldım onlarla tanışmış olmaktan. 

Funda Erman : Peki festivallerin ne gibi katkısı var sizce?

Bekir Aksoy : Bütün festivallerin aslında bir katkısı var, aynı zamanda şöyle birşey var. Amaç sadece katkı sağlamak değildir. Kaynaştırmak, buluşturmak ve sonuçta bir tartışma ve konuşma ortamı yaratabilmek. Tartışma derken olumsuz anlamda demiyorum fikir alışverişi anlamında söylüyorum. Çünkü tiyatro önemli bir sanat dalı, bu sanat dalıyla ilgili birikimlerini insanların  paylaşabilmesi, konuşabilmesi önemli. Senaristinin, oyuncusunun, yönetmeninin, kamera arkasından birilerinin veya sadece izleyici olarak burada olması önemli ve bu kaynaşma çok değerli birşey. O yüzden hiçbir festivalden ben müthiş bir katkı beklemiyorum  vay be bütün sanatı değiştirecek diye ama şöyle birşey bekliyorum. Samimiyet bekliyorum o samimiyet de burada fazlasıyla var. O yüzden keyfimiz yerinde. 

Funda Erman : Bekir bey oyunculuğa nasıl başladınız ? 

Bekir Aksoy : Oyunculukla aslında benim hiçbir bağım yoktu. Ablam kontorbas bölümünde konservatuarda okuyordu. Ben de o sırada üniversite başka bölüm düşünüyordum, futbol oynuyordum falan. Sonra ablam birgün dediki denemek ister misin? Annemle beraber konuştuk iyi deneyeyim dedim aslında çok yeteneğim olduğunu düşünmüyordum hiç denemedik çünkü. Sonra yapabiliryorsun dedi ablam yok yapamıyorum saçma oluyor falan dedim. Olur olmaz falan derken konservatuar sınavlarına girdim, kazandım, devam ettim  Mimar Sinan Üniversitesi'nde okudum. Sonra ilk olarak okuldayken tiyatro çalışmalarına başlamıştım. Devlet tiyatrosunda Damdaki Kemancı diye bi oyun vardı onunla başladım.  Cüneyt Gökçer'le rahmetli oldu çok iyi bir aktördü ve o tiyatroda birçok önemli isimlerle çalıştım Haluk Kurdoğlu, Zafer Ergin, Deniz Gökçer, Serpil Tamur, Kenan Işık sonrasında Dormen Tiyatrosu, Gülriz Sururi Tiyatrosu hep çok önemli aktörlerle çalıştım. Şuanda da Şehir Tiyatroları'nda bir oyunum var Felatun Beyle Rakım Efendi aynı zamanda özel bir tiyatroda Bavul diye bir oyunumuz var. Ordada yine Çiçek Dilligil, Mert Asutay, Yasemin Hadiventle beraber dört kişilik bir oyunumuz var. 

Funda Erman : Peki sizce tiyatro mu? Televizyon mu?

Bekir Aksoy : Şöyle bir şey bu soru hep sorulur ama inanın hiç önemli değil çünkü oyunculuk oyunculuktur. Birinde kanlı canlı direkt insanlara ulaşıyorsun. Digerinde de insanların direkt evine girebiliyorsun onların misafiri oluyorsun. Tanınırlığımızı sağlayan şey bizim insanlarla bağımızı güçlendiren, kuvvetlendiren, biranda da samimiyeti yaratan şey televizyon. O yüzden tv oyunculuğu da çok değerli. Tiyatro da oraya gelen insanlara direkt temas edebiliyorsun hem duygularına hem yüreklerine hem gözlerine bu fiziksel temasda başka birşey yaratıyor. Başka bir sanatsal güç yaratıyor ikisi de önemli bence. 

Funda Erman : Oyunculuk kariyerinizde unutamadığınız bir rolünüz var mı ? 

Bekir Aksoy : Aslında yok inanın benim ilk başladığım rol bile figüran bile olsam ki o zaman sağa sola koşturuyordum onlar bile önemli.  O olmasaydı bunların hiçbirini oynayamazdım hepsi önemli. Ama oyndağım oyuncular çok değerliydi tv dizilerinde de onlarla oynadığım her rolden keyif alıyorum eee tabi Türk halkının teveccüh gösterdiği işler var işte Çiçek Taksi, Doktorlar, Türk Malı, Yahşi Cazibe var şimdi onlar olduğu zaman bana söz hakkı düşmez ben işimi yapıyorum hepsi bana keyif veriyor ama onlarda yani beni izleyen insanlar keyif alıyorlarsa beni o ilgilendiriyor ve mutlu oluyorum. 

Funda Erman : Peki hayalinizde bir karakter var mı canlandırmak istediğiniz ?

Bekir Aksoy : Her karakter yeni bir macera. Karakter yaratmak diye Stanislavskiy'in bir kitabı vardır. Her oynadığın rolle bir karakter yakalıyorsun tabi klasik Sheakspeare oyunları dışında Türkiye'de de çok önemli işler yapmış karakterleri oynamak isterdim. Evet gerçekten Atatürk'ün hayatını oynamak isterdim.  Nazım Hikmet'i, Mevlana'yı, Yunus Emre'yi oynamak isterdim. Bunun haricinde yurt dışında Türkiye'yi temsil edebileceğim iyi bir sinema filminde oynamak isterim tabiki. 

Funda Erman : Çok duayen isimlerle çalıştınız bu mesleği düşünen gençlere ne önerirsiniz?

Bekir Aksoy : Öncelikle yetenekleri olup olmadığına bir baksınlar muhakkak yetenekleri varsa devam etsinler boşa çaba harcarlarsa hayatları kararır bu işte. Şöhret olmak önemli değil ünlü olmak önemli değil. Önemli olan işini iyi yapıp, insan olabilmek. Çünkü bu işi kaldırabilmekte kolay birşey değil. Psikolojik ve mental olarak hem yorucu hem de insan kendini ünlü hissettiği zaman başka insanların dışında ve yukarısında görüyor kendini.  Bir kere mütevazi olsunlar, insan olmayı öğrensinler onun dışında oyuncu olmak çok zor birşey değil sadece emek versinler varsa yetenekleri birgün ortaya çıkacaktır ama emeksiz yemek olmaz muhakkak bu işe emek harcamaları lazım. Bol bol okumaları, gezmeleri, film izlemeleri, insanlarla direkt temas kurmaları gerek, çünkü bizim işimiz gözlem yapmaktır. Bunu yapabildikleri sürece başarılı olurlar diye düşünüyorum.  

Funda Erman : Projeleriniz nelerdir?

Bekir Aksoy : Şimdi az önce bahsettiğim iki tane oyun var. Felatun beyle Rakım Efendi ve Bavul oyunumuz var. Onun dışında Bir Fikrim var diye bir yarışma programı sunuyordum seçim dolayısıyla bir ara verdik. Televizyon dizileriyle şuanda sürelerle ilgili bir sıkıntı var çünkü oğlumda var ona zaman ayırmayı da seviyorum. Bunların yanısıra başka sanat kollarıyla da ilgileniyorum. Sanat eserleri alıp satıyorum o da bir başka meşgüliyet yaratıyor o yüzden biraz dizilerden şuanda uzağım çok hızlı iki günde işim bitebilecek bir iş olursa sit-com tarzı birşey olursa yapacağım. 

Funda Erman : İnternet dizilerine nasıl bakıyorsunuz? Onlar daha kısa süreli. 

Bekir Aksoy : Çok kısa süreli olursa tabiki onların da bir mecrası var artık. Şuan bize de bazı teklifler geliyor belli mecralardan. Anlaşabiliyorsan tabi bazen projede anlaşamıyorsun bazen başka birşeyde. Eğer zamanımı çok yoğun almayacak haftanın 5 günü çalışmayacağım bir iş olursa olabilir. 

Funda Erman : Gördüğüm kadarıyla müthiş bir babasınız. 

Bekir Aksoy : Şimdi aslında  ben ona birşey öğretmiyorum ondan öğreniyorum herşeyi. Aslında benim hocam şu anda Emir ben sadece bir görev üstlendim şuanda hayata hazırlıyoruz biz aracıyız kendi bildiğim doğruları sadece anlatarak ama asla sen bunu yapacaksın diyerek değil de anlatarak ifade ederek büyütmeye çalışıyorum. Ama inanın ben ona birşey öğretmiyorum Emir bana herşeyi öğretiyor zaten ona bıraktım artık kendimi (gülüyor) sabrı öğrendim, iyi insan olmayı öğrendim, daha adaletli olmayı öğreniyorsun mesala gelecek kaygısı yaşamıyorsun çünkü o benim geleceğim artık. O yüzden ne olacağını sormuyorsun sadece anı yaşıyorsun böyle işte. 

Funda Erman : Sevenleriniz oyunlarınızı nereden takip edebilirler?

Bekir Aksoy : Söylediğim gibi Felatun Beyle Rakım  Efendi ve Bavul adlı iki oyunum var. Bavul oyunuyla çok geziyoruz onu yakalamak artık çok zor 6 aydır oynuyoruz neredeyse 20-30'a yakın şehir dolaştı. Bavul'u yakalamaları zor bu nedenle, ama diğer oyun Felatun Beyle Rakım Efendi için Şehir Tiyatrolarına gelmeleri yeterli. 

Bekir Aksoy kimdir?

Bekir Aksoy, 18 Mart 1969 tarihinde Ankara'da doğmuştur. Babası emniyet mensubudur. Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarından 1992 Yılında mezun oldu. Konservatuarda henüz öğrenci iken ilk yılında Devlet Tiyatrosu'ndaCüneyt Gökçer ile beraber "Damdaki Kemancı" oyununda küçük bir rol oynadı.

İki sene Dormen Tiyatrosu, iki sezon Gülriz Sururi ve arkasından altı sene Kent Oyuncuları'nda oynadı. Kenterler'de Müşfik Kenter'le beraber oynadığı "Helen Helen" adlı iki kişilik oyun, "Yolun Yarısı", "Uşak Ne Gördü?", "Sokak Kızı İrma", "Ver Elini Broadway" ve "Çok Uzak Fazla Yakın" gibi oyunlar bazılarıdır.

Bir çok dizi ve sinema projesinde yer alan Bekir Aksoy'u kariyerinde zirveye ulaştıran rol "Doktorlar" dizisindeki kalp cerrahı Suat rolüdür. İki tane sinema filminde rol almıştır; "Abdülhamit Düşerken" ve Mehmet Ali Erbil ile oynadığı "Ömerçip" filmidir.

Bekir Aksoy, 5 Eylül 2013 tarihinde manken Derya Çavuşoğlu ile evlendi. 25 Mart 2014 tarihinde Emir Berk adında bir oğlu oldu.

Ödülleri:

2009 - 13. Afife Tiyatro Ödülleri: "Yardımcı Rolde Yılın En Başarılı Müzikal ya da Komedi Erkek Oyuncusu" Koca Bir Aşk Çığlığı - Aysa Prodüksiyon Tiyatrosu

Oynadığı Tiyatro Oyunları:

2012 - Sanat (oyun): Yasmina Rezza - Tiyatro Gerçek

2010 - Ay Tedirginliği: Özen Yula - Duru Tiyatro

2008 - Koca Bir Aşk Çığlığı: Josane Balasko - Aysa Prodüksiyon Tiyatrosu

2007 - Antiloplar: Henning Mankell - Aksanat Prodüksion Tiyatrosu

2004 - Fernado Krapp Bana Mektup Yazmış: Tankred Dorst - Aksanat Prodüksion Tiyatrosu

1998 - Helen Helen: Éric-Emmanuel Schmitt - Kent Oyuncuları

1995 - Ver Elini Broadway: Neil Simon - Kent Oyuncuları

1992 - Çok Uzak Fazla Yakın: Adalet Ağaoğlu - Kent Oyuncuları

1992 - Sokak Kızı İrma: Alexandre Breffort - Gülriz Sururi - Engin CezzarTiyatrosu

1991 - Uşak Ne Gördü: Joe Orton - Dormen Tiyatrosu

1989 - Yolun Yarısı: Kemal Uzun - Haldun Dormen - Dormen Tiyatrosu

1988 - Damdaki Kemancı: Joseph Stein - İstanbul Devlet Tiyatrosu

1986 - Tohum Ve Toprak: Orhan Asena - İstanbul Devlet Tiyatrosu

Film ve Dizileri:

2013 - Salih Kuşu

2012 - Hayatımın Rolü

2011 - Yahşi Cazibe

2010 - Türk Malı

2010 - İpucu Kriminal (Program Sunucusu)

2006 - Doktorlar

2004 - Kadirşinas

2004 - Omuz Omuza

2003 - Ömerçip

2002 - Aşkları Ege de Kaldı

2002 - Abdülhamit Düşerken

2000 - Ağlayan Kadın

2000 - Bir Demet Yerli Film

1999 - Bize Ne Oldu

1997 - Sakin Kasabanın Kadını

1997 - Yasemin

1996 - Nefes Alamıyorum

1995 - Çiçek Taksi

1993 - Zirvedekiler

1993 - Yaz Evi