RÖPORTAJ: AYŞENUR MAMA

Makine mühendisi ve akademisyen Ongun Bora Saban ile mesleki kariyerine ve üzerinde çalışmakta olduğu lityum iyon bataryalara dair konuştuk. Keyifli sohbetimiz sizlerle…

Öncelikle sizi tanımak isteriz. Ongun Bora Saban kimdir?

Merhabalar, öncelikle böyle bir röportajı okurlarınızla buluşturacağım için sizlere teşekkür ederim. Günümüzde gençlerin gelecek kaygıları bir hayli fazla. Ben de onlara motivasyon sağlayabilecek konulara değinerek kendim ve mesleğim hakkında bilgiler aktaracağım. Lisans eğitimime Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kuzey Kıbrıs Kampüsü’nde başlayıp, eğitimimi Bartın Üniversitesi’nde tamamladım. Şu an Gebze Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nde araştırma görevlisi olarak görev almaktayım. Lityum iyon bataryalar, hidrojen teknolojoisi ve yakıt pilleri alanlarında çalışmaktayım. Ayrıca bu kurumda Girişimcilik ve Kariyer Planlama Toplululuğu’nun akademik danışmanlığını da sürdürmekteyim. 

Makine mühendisi kime denir? Makine mühendisinin görevleri nelerdir?

Makine mühendisinin belirli bir görev tanımı olmamakla beraber makine mühendisliğinin literatürdeki tanımı; malzeme teknolojilerini ve temel fizik kurallarını bir araya getirerek ürün tasarımı, analizi, bakımı ve üretimi ile ilgili çalışmalar yürüten, problemlere analitik çözümler sunabilen mühendislik disiplinidir. Üniversitelerin 4 yıllık Makine Mühendisliği lisans eğitimini başarı ile tamamlayan mezunlara makine mühendisliği mezuniyet diploması verilir. Mezunlar ise ısı, enerji, otomotiv, sistem mekaniği veya malzeme ile ilgili her alanda çalışabilir. Aslında şu an etrafınıza baktığınızda her şey bir mekanizma veya makine değil midir? 

Mühendislik fakültesinde akademisyen olmak nasıl bir duygu?

Makine mühendisliği mezunları çoğunlukla özel sektöre yönlenmektedir. Tabii ki herkesin gelecek hedefleri farklıdır. Benim de bu alana yönlenmem, hedeflerime ulaşabilmek adınadır. Gençlere bir ışık olabilmek, aydınlık bir gelecek için sürekli gelişebilmek, dünyamız için bir şeyler üretebilmek ve yeni bakış açıları yaratabilmek hedeflerime ulaşabilmem için birer motivasyon kaynağı oldu. Bu motivasyon ise işimde mutlu olmamı ve ona dört elle sarılmamı sağlamaktadır. İlerleyen yıllardaki hedefim ise bu enerjimi hiç kaybetmeden sürekli gelişebilmek.

Mühendislik fakültesinde kadın olmak zordur, derler. Buna katılıyor musunuz? 

Tüm dünyada erkeklerin yoğun olarak çalıştığı bir meslek grubundan bahsediyoruz; ancak kadınlar, mühendislik mesleğine sürekli olarak teşvik edilmektedirler. Sanılanın aksine, bu meslek grubunda kadınların erkeklerden hiçbir eksiği yoktur. Ayrıca mühendislik bakış açısı ile kadın bakış açısı birlikte sağlandığında daha verimli çalışmalar yapılabildiği de görülmektedir. Bu yüzden üniversitelerin mühendislik fakültelerinde ve birçok iş sahasında kadın mühendislerin varlığı, istenmektedir.  

Akademik görevinize başladığınız günden bugüne kadar hangi projelere imza attınız?

Aslında bu projeler hakkında uzun uzun konuşmak isterdim sizinle; ancak bazı bilgileri gizli tutmak gerekiyor. Enerji sistemleri ile ilgili olarak savunma sanayisi ve özel sektörle iç içe projeler yürüttük, farklı dünya ülkeleri ile ortak çalışmalar yaptık ve çok fazla bilgi birikimi elde ettik. Hali hazırda yapmış olduğumuz projeler ve yapmayı düşündüğümüz projelerimiz de mevcut. Çalıştığım alan, ülkemizde ve dünyada geliştirilmeye en çok önem gösterilen alanlardan bir tanesi. Bu gelişimi sağlayabilmek adına malzeme bilimi, kimya bilimi ve mühendislik gibi disiplinlerin birlikte çalışması gerekmektedir.

Şu anda lityum iyon bataryalar üzerinde çalışıyorsunuz. Bizlere bu çalışmadan bahseder misiniz?

Lityum İyon Teknolojisi; hızlı şarj, yüksek güç ve hafiflik gibi özellikleri sayesinde günümüzde birçok elektronik cihazın kullanım ömrünün uzatılmasında kullanılan enerji depolama sistemleridir. Özellikle elektrikli araçlar, cep telefonları, bilgisayarlar ve savunma teknolojilerinde bu pillerin verimli kullanımı ve optimizasyonu için büyük adımlar atılmaktadır. Ben de bu sistemlerin modellenmesi, analizi, optimizasyonu ve geliştirilmesi üzerine çalışmalar yapıyorum. Her geçen gün kullanım alanının artması lityum madenine ve lityum bataryalara olan ilginin artmasına da neden olmuştur.

Lityum iyon bataryalar 2019 yılında Nobel Kimya Ödülü’ne layık görülmüştü. Bu konuda neler söylersiniz?

Hayatımızda bu kadar yer kaplayan ve birçok teknolojinin gelişmesini sağlayan Lityum İyon Bataryalarının icat edilmesine katkıda bulunan John B. Goodenough, M. Stanley Whittingham ve Akira Yoshino’ya  uzun yıllar süren çalışmalarından ötürü bu ödül layık görüldü. Profesör John Bannister Goodenough, benim İtalya’daki çalışma arkadaşlarımdan birinin hocasıdır. Kendisi, Texas-Austin Üniversitesi Makine Mühendisliği ve malzeme alanında çalışmaktadır. Çok çalışkan ve üretken bir bilim insanı olduğunu biliyorum. Bu ödül, ona 97 yaşındayken verildi. Nobel Kimya Ödülü’nün Lityum İyon Batarya Teknolojileri ile ilgili verilmiş olması, dolaylı olarak bilimsel çalışmaların da artmasını sağladı. Bu, mutluluk verici bir gelişme; çünkü bu sistemlerin gelişmesiyle fosil yakıtlara bağlılığımız gitgide azalmaktadır. Bu da küresel ısınmanın en büyük sebeplerinden olan karbon ayak izinin azaltılması yönünde büyük bir adım oluyor.

Makine Mühendisi adaylarına, Makine Mühendisliği bölümünde akademik kariyer yapmak isteyenlere ve meslektaşlarınıza hangi tavsiyelerde bulunabilirsiniz?

Öncelikle şunu bilmeliyiz ki; iyi bir makine mühendisi; farklı disiplinlerle çalışmaya açık, üretken ve geniş bir perspektife sahip olmalıdır. Kendilerini sosyal alanlarda mutlaka geliştirmelilerdir. Sinemaya gitsinler, kitap okusunlar, tiyatroya gitsinler, arkadaşlarıyla vakit geçirsinler. Bunlar, kişinin ileride kendini ve problemi ifade etme şeklini geliştirmesine yardımcı olacaktır; ancak bunu yaparken akademik gelişimlerinden de mahrum kalmamalıdırlar. Kendi hayatlarında sosyal hayatın ve akademik hayatın bir terazisini kurmalılar. Açıkçası kişi, kendini her alanda sürekli geliştirmelidir. Çalışmaktan yorulduğunuzda şu atasözünü hatırlayın: “İşleyen demir, ışıldar.”

Son olarak gazetemiz okurlarına neler söylemek istersiniz?

Günümüzde küresel bir salgın olan korona virüsü ve onun yarattığı hastalıklarla mücadele etmekteyiz. Bu süreçte herkesin mümkün olduğunca evde kalmaları ve sosyal mesafelerini korumaları gerektiği, hayati bir önem taşımaktadır. Umarım, bu günleri en az zararla atlatacağız. Her şeyin gönüllerince olmasını ve yaşam enerjilerini hiç kaybetmemelerini dilerim. Sevgiyle ve saygıyla...