6.6 şiddetindeki İzmir depreminin ardından birçok ilden arama-kurtarma ekipleri hızla bölgeye intikal etti. Özellikle Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi (UMKE) ve Arama Kurtarma Derneği (AKUT) personelinin enkaz altında kalan vatandaşları kurtarmak için gösterdiği çaba tüm Türkiye'nin takdirini topladı. 

Sadece 2 günde 13 bini aşkın vatandaş AFAD gönüllüsü olmak için başvuru yaptı. 

Zorlu tüm görevlerde onlar var: AFAD

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD) arama kurtarma eğitimleri, enkaz altında mahsur kalanların olduğu gibi doğada kaybolanların da hayatını kurtarıyor. İşin profesyonellerinden eğitim alan kişiler, bazen enkaz altında ya da su kuyusunda sıkışan bir bedeni çıkarmayı öğrenirken, kimi zaman tırmanma kulesine tırmanıyor ya da sismik dinleme yapıyor. 

Birçok insan AFAD'ın açılımı nedir? sorusunun yanıtını arıyor. AFAD'a gönüllü olmak isteyen binlerce insan AFAD'ın iletişim numarasını araştırıyor. 

İşte AFAD ile ilgili merak edilen tüm detayları, bugünkü röportajımızda uzmanına sorduk. 

Merhabalar Sizi tanıyabilir miyiz? Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Merhaba ben Ahmet Yıldız. 1967 Batman Doğumluyum. Memuriyet hayatıma 1991 yılında PTT Genel Müdürlüğü, Batman Başmüdürlüğünde Muhasebe Memuru olarak başladım. Sırasıyla, Türk Telekom İl Müdürlüğünde Muhasebe Şef, Muhasebe Müdür V. Teftiş Kurulu Kontrolörü, Sosyal Güvenlik Kurumunda, Uzman ve Sosyal Güvenlik İl Müdür Yardımcısı ve son olarak’ta Siirt Afad İl Müdürü olarak görev yapmaktayım.

AFAD ne demek?

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı olarak 29 Mayıs 2009 tarih ve 5902 sayılı kanunun 17 Haziran 2009’da Resmî Gazete ’de yayımlanmasıyla, İç İşleri Sivil Savunma Genel Müdürlüğü (SSGM) ve Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü, Başbakanlık Afet ve acil Durum Yönetimi Başkanlığı (TAY) yerine kurulan Afet ve Acil Durum Yönetimi Kurumudur. Türkiye Cumhuriyeti İç İşleri Bakanlığı’na bağlı olarak çalışmakta olup, 81 İl’de teşkilatlanmıştır.

"AFAD'ın" kuruluş amacı nedir?

Afetlerin önlenmesi, afet öncesi hazırlık ve zarar azaltma, afet esnasında yapılacak müdahale ve afet sonrasındaki iyileştirme çalışmalarının süratle tamamlanması amacıyla gereken faaliyetlerin planlanması, yönlendirilmesi, desteklenmesi, yönetim ve koordinasyonunu gerçekleştirmek kurumun temel görevi ve amacıdır.

İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğünün kurumsal yapısından bahseder misiniz.?

Türkiye Cumhuriyeti İç İşleri Bakanlığına bağlı, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı olarak;

Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği, Hukuk Müşavirliği, İç Denetim Birimi Başkanlığı, Denetim Hizmetleri Başkanlığı ve Afet ve Acil Durum Danışma Kurulu olarak, Afad Başkanlık Makamına bağlı olarak hizmet verem birimlerden oluşmaktadır.

Ayrıca, Kurumda, üç adet Afad Başkan Yardımcısı ve bunlara bağlı olarak, Deprem Daire Başkanlığı, Gönüllü ve Bağışçı İlişkileri Daire Başkanlığı, Müdahale Daire Başkanlığı, Planlama ve Risk Azaltma Daire Başkanlığı, Dış İlişkiler ve İnsani Yardım Daire Başkanlığı, Personel ve Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı, Sivil Savunma Daire Başkanlığı, Bilgi Sistemleri ve Haberleşme Daire Başkanlığı, Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı, Eğitim Daire Başkanlığı ve Afet ve Acil Durum Eğitim Merkezi olarak, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı olarak yapılanmıştır. Bununla birlikte 81 İl’de Afet ve Acil Durum İl Müdürlüğü ve 11 İl’de de Arama-Kurtarma Birlik Müdürlüğü kurularak, faaliyet göstermektedir.

Afetlere ilişkin nasıl bir planlama yapıyorsunuz?

TAMP; Türkiye’de yaşanabilecek her tür ve ölçekteki afet ve acil durumlara etkin müdahale için görev alacak, kamu kurumları, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve gerçek kişileri kapsıyor. Entegre planlama yaklaşımı ve modüler yapısıyla afet sırasındaki operasyon risklerini en aza indirmek için kurulan bir sistemdir. Afad koordinasyonunda birlikte çalışabilirliğin ön planda olduğu TAMP ile eş güdüm halinde çalışan ana çözüm ortakları merkezde;

İç İşleri Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Türk Kızılay’ı,

İllerde ise İl Afet Müdahale Planı kapsamında, Valilik İl Afet ve Acil Durum Müdürlükleri koordinasyonunda aynı kuruluşların taşra teşkilatları ile birlikte ve eşgüdüm içerisinde çalışırlar.

TAMP; herhangi bir afet anında kimin ne yapacağı ve müdahalenin nasıl bir organizasyon içinde yapılacağı önceden belirlenir. Müdahalede yürütülen hizmetlerin niteliğine göre 28 hizmet grubu bulunuyor. TAMP, deprem, sel, heyelan, çığ, yangın, endüstriyel kazalar ve toplu nüfus hareketleri gibi afet ve acil durumlara müdahalede görev alacak hizmet grupları ve koordinasyon birimlerinin rollerini, görev ve sorumluluklarını uzmanlık alanlarına uygun bir biçimde tanımlayarak, afet öncesi, afet sırası ve afet sonrası müdahale planlarının temel prensiplerini belirler.

TAMP’ın bilişim altyapısı olan Afet Yönetimi ve Karar Destek Sistemi, AYDES, müdahalede görevli tüm kamu kurum ve kuruluşlarının, talep ve kaynak yönetimi yapabileceği, oluşturduğu iletişim ağı sayesinde, ortak, karar-destek mekanizmalarıyla daha hızlı koordinasyona imkan sağlayan web tabanlı bir bilgi sistemidir.Tamp’ı destekleyen unsurlardan biri de afet anında ihtiyaç duyulacak geçici barınma merkezlerinin gerekli yerlerde zamanında ulaşabilmesi için Türkiye çapında kurulan 22 Lojistik merkezlerimizden bir TIR’ın dakikalar içinde yüklenerek yola çıkılabiliyor ve yüklü malzemeler uzaktan takip ve kontrol edilebiliyor.

Türkiye ve deprem gerçeğine gelelim. Yeni bir deprem haritası yayınlandı ve risk artmış gibi görünüyor. Beklenen büyük deprem için ne yapılıyor siz AFAD olarak ne yapıyorsunuz?

Depremleri 7/24 takip ediyoruz. 2012 yılında yürürlüğe giren Ulusal Deprem Stratejisi Eylem Planı (UDSEP2023) kapsamında şu ana kadar Kentsel Dönüşüm Yasası ve Doğal Afet Sigortaları yasası yürürlüğe girdi ve afet risk azaltma çalışmalarına destek sunan Ulusal Deprem Araştırma Programı başlatıldı. UDSEP 2023 deprem kayıplarının en aza indirgenmesini hedefleyen stratejik yaklaşımlar ve eylem dizileri içeren örnek bir çalışmadır.

Ülkemiz ve yakınlarda meydana gelen depremleri 950 deprem istasyonu ile 7/24 takip ediyoruz. Bugün deprem gözlem istasyonu sayısı açısından Avrupa’nın ikinci büyük deprem gözlem ağına sahibiz. Deprem sonrası afet bölgesinin genel durumunu yansıtan, tahmini hasar ve kayıp bilgilerinin yer aldığı AFAD-RED (Hızlı Deprem Kayıp ve Hasar Tahmin yazılımı ve AFAD-Rapid programını başlattık. Yeni deprem haritamızı söz konusu program ve yazılımlar ile yakından gözlemlemenin yanı sıra 2019 yılında çıkardığımız Deprem Yönetmeliği ile uygulamak yol/yöntem ve metot için ilgili birimlerle de eş güdüm içinde çalışıyoruz.

Ülkemizdeki aktif fay hatlarının hangi bölgelerde olduğunu açıklar mısınız?

Türkiye’deki Fay Hatları;

Alp-Himalaya kıvrım kuşağında bulunan Anadolu’nun büyük bir bölümü birinci ve ikinci derece deprem kuşağında yer alır. Bu durum Anadolu’nun jeolojik gelişimini henüz tamamlamadığını gösterir. Bu nedenle de çok fazla tektonik deprem meydana gelmektedir. Türkiye, üç büyük levhanın etkisi altındadır. Bu levhalar; Avrasya, Afrika ve Arap levhalarıdır. Anadolu’nun büyük bir kısmının yer aldığı Anadolu levhası, Avrasya levhasının bir bölümüdür.

Bu levhalar arasındaki etkileşim şöyledir: Afrika levhası, Akdeniz’de Helenik-Kıbrıs Yayı denilen bölgede, Avrasya (veya onun bir parçası olan Anadolu) levhasının altına dalar. Arap levhası ise Kızıldeniz’deki açılma nedeniyle kuzeye doğru hareket eder ve Anadolu levhasını sıkıştırır.

Bu sıkıştırma sonucu Bitlis Bindirme Zonu (Bitlis Kenet Kuşağı) oluşmuştur. Sıkıştırma halen sürdüğü için, Anadolu Levhası kuzey ve güneydeki fay hatları boyunca batıya doğru hareket eder. Anadolu Levhasının kuzey sınırı, bir bölümünde 17 Ağustos depreminin oluştuğu Kuzey Anadolu Fayı’dır. Güney sınırını ise, Helenik-Kıbrıs Yayı ile Doğu Anadolu Fayı oluşturur.

Kuzey Anadolu Fay Kuşağı (KAF): Dünyanın en hızlı hareket eden ve aktif yanal atımlı faylarından biridir. KAF sistemi, Anadolu Levhası’nın, güneyde Arap Levhası (senede 25 mm.’leri bulan hızlı sıkıştırma hareketi ile) ve kuzeyde (neredeyse hiç hareket etmeyen) Avrasya Levhası’nın arasında kalması ve bu sebeple batıya doğru açılma şeklinde hızla hereket etmesi sebebiyle yüksek sismik aktivite göstermektedir. Örneğin; 1999’daki Gölcük ve Düzce depremleri bu aktivitenin bir sonucudur.

Batı Anadolu Fay Kuşağı (BAF): Ege Bölgesi’ndeki Bakırçay, Gediz, Küçük Menderes ve Büyük Menderes çöküntü ovaları boyunca uzanan bazı diri fay hatları bulunmaktadır. Bu fay hatlarına uyum gösteren deprem kuşağı; Ayvalık, Dikili, İzmir, Aydın, Denizli, Isparta ve Akşehir’i içine alır. Ayrıca; Burdur, Acıgöl havzalarının kenarlarında ve Sultan Dağları’nın kuzey eteklerinde faylar uzanmaktadır. Bu faylar boyunca zaman zaman depremler olmaktadır.

Doğu Anadolu Fay Kuşağı (DAF): Kuzeydoğuda Karlıova üçlü eklem noktası ile güneybatıda Karataş-Adana arasında uzanan Kuzeydoğu gidişli 30 kilometre genişliğinde, 700 kilometre uzunluğunda yanal doğrultu atımlı fay sistemidir. Bu fay sisteminin yakın geçmişte oluşan Muş-Varto depremi gibi gelecekte büyük depremler oluşturma tehlikesi bulunmaktadır.

Marmara Fayı diye bir fay var mı? Evet, Marmara Fayı diye bir fay var. Aslında bu fay, daha önce bahsettiğimiz Kuzey Anadolu Fayı’nın devamı. Kuzey Anadolu Fayı, İzmit Körfezi’nden denize giriyor ve o noktadan itibaren bir sualtı fayı olmaya başlayarak Marmara Fayı adını alıyor. Bu fay, biraz da zikzaklar çizerek Marmara Denizi’ni bir uçtan diğerine kat ediyor ve sonra Marmara Denizi’ni terk edip Ege Denizi’ne giriyor, orada birkaç kola ayrılıyor. Arka sayfadaki görselde Marmara Denizi’nin bir haritasını ve içinde de kırmızı bir çizgi olarak Marmara Fayı’nı görebilirsiniz. Tarihte Marmara’da olan büyük depremlerin son ikisi 1509 ve 1766 yıllarında gerçekleşti. Marmara Fayı’nın orta kısmının en son 1766 Depremi’nde kırılmış olduğunu tahmin ediyoruz. 1509 İstanbul Depremi’nde ise fayın büyük kısmının kırılmış olabileceği sanılıyor, çünkü bu, çok büyük bir depremdi. Bu depremlerin büyüklüğü konusunda tamamen emin olamamamızın nedeni, bu eski tarihlerde sismometrelerin henüz icat edilmemiş olması ve bu nedenle de bu depremlerle ilgili elimizdeki verilerin çok sınırlı olmasıdır.

Deprem anında ve sonrasında neler yapılmalı? Deprem çantasında neler olmalı? Bizi bu konuda bilgilendirir misiniz?

Deprem sırasında yapılacak ilk iş sakin olmaktır. O panikle balkondan, pencereden atlamaya veya merdivenden koşarcasına inmeye kalkışmayın, asansörü kullanmayın. Eğer hafif şiddette bir depremse, siz bu kaçma esnasında kendi hatanız yüzünden de yaranabilirsiniz. Bu durumu her deprem olayında haberlerde sık sık duymuşsunuzdur.

Eğer depremin olduğu sırada kapalı bir yerdeyseniz, kapı eşikliğinde veya masa gibi sert eşyaların yanında, başınızı iki elinizin arasına alarak korunabilirsiniz. Cam ve devrilecek eşyalardan mümkün oldukça uzak durmalısınız. Eğer dışarıdaysanız, binalardan ve ağaçlardan uzaklaşarak açıklık bir yere gelin. Deprem olurken araçtaysanız da alt ve üst geçitleri kullanmamalı, yine açıklık bir alana gelip durmalısınız.

Sarsıntıların durup, depremin bittiğini anladığınız anda ilk olarak kendinizde ve yananındakilerde bir yara olup olmadığına bakın, gerekiyorsa ilk müdahaleyi gerçekleştirin. Daha sonra bulunduğunuz yerin güvenli olup olmadığını kontrol edin. Gaz, elektrik ve su ile çalışan her şeyi kapatın. Olası bir patlamaya karşı kibrit veya çakmak yakmayın. Evden dışarı çıkıyorsanız mutlaka ayakkabılarınızı giyin.

Acil bir durum yoksa telefonları kullanmayın. Çünkü bu gibi durumlarda şebekeler kitlenir ve daha acil durumda olanlar örneğin 112'yi aramak zorunda olanlar zor durumda kalır. Varsa bir radyoyu açarak yetkililerin duyurularını dinleyin. Araçlarınızı ambulans ve itfaiyelerin yolundan çekin, mümkünse en tenha köşelere park edin. Evden acilen çıkmanız gerekiyorsa, yanınıza ihtiyacınızdan fazla eşya almayın.

Deprem Çantası; Deprem sonrası ilk 72 saatte yardım ekipleri ulaşıncaya kadar acil ihtiyaçlarınızı ve değerli evraklarınızı saklayacağınız bir Afet ve Acil Durum Çantası sizin ve sevdiklerinizin hayatını kurtarabilir.

Afet ve Acil Durum Çantasında;

Gıda; Yüksek kalorili vitamin ve karbonhidrat içeren su kaybını önleyen ve dayanıklı(Çabuk bozulmayan) gıdalar (konserve, kuru meyveler, tahin-pekmez, meyce suyu vb)

Önemli Belge Fotokopileri; Kimlik Kartları (Nüfus Cüzdanı, ehliyet vb.). Tapu, sigorta ve ruhsat belgeleri, Zorunlu Deprem Poliçesi, Diplomalar, Pasaport, banka cüzdanı vb. Diğer (Evcil Hayvan Sağlık Karnesi vb.

Giyecekler; İç Çamaşır, çorap, yağmurluk, iklime uygun giysiler,

Su; Her bir aile bireyi düşünerek yeteri miktarda su alınmalı.

Hijyen Malzemeleri; İlk Yardım Çantası, Uyku Tulumu ve Battaniye, Çakı, Düdük ve küçük Makas, Kağıt, Kalem, Pilli Radyo, el feneri ve yedek piller (Dayanıklı/Uzun Ömürlü Pil seçilmeli)

Afetlerde telefon ve elektriklerin kesik olduğunu düşünün. Böyle durumlarda ne yapıyorsunuz? Buna karşı tedbiriniz nedir?

Kesintisiz ve Güvenli Haberleşme Sistemi; Büyük afetlerde ve acil durumlarda alt yapı hasarları ve kullanım yoğunluğu gibi nedenlerle haberleşme yoğun olarak kesintiye uğramaktadır. Bu anlamda, Afet ve Acil durumlarda müdahale yapılabilmesi, koordinasyonun sağlanabilmesi, kaynakların etkin kullanımı ve yetkililerin durumdan haberdar olması, kısaca Afet ve Acil Durumun tümüyle yönetilmesi açısından haberleşme sistemlerinin daima faal olması hayati önem taşımaktadır.

Afet anında iletişimin zorunlu olduğu 81 İl Afet ve Acil Durum Yönetimi Merkezi (AADYM) ve paydaş kurum AADYM’leri arasında sürdürülebilir ve güvenli haberleşme sağlanması amacıyla hayata geçirilen “Kesintisiz ve Güvenli Haberleşme Sistemi” KGHS projesinde fiber optik GSM ve Uydu haberleşme ortamlarının otomatik anahtarlamalı HF haberleşme ortamının ise manuel olarak kullanılmaktadır.

KGHS projesinin fiber optik GSM iletişim ortamlarını içeren IP/MPLS altyapısı 81 İlimize 2016 yılında kurulmuştur. KGHS’nin bir alt bileşeni olan HF telsiz altyapısı kurulumu ise 2014 yılında tamamlanmış olup 81 İlimizde aktif olarak kullanılmaktadır. Projenin Uydu ayağı için 77 adet KU band Uydu Terminali İl AADYM yerleşkelerine kurulmuştur. Başkanlığımızca kurulan HUB sistemi ile Başkanlığımız ve 81İl Müdürlüklerimiz arasında “Uydu Sistemleri” üzerinden haberleşme sağlanmaktadır.

Ülkemizde yeteri kadar Afet gönüllüsü var mı?

Afet ve acil durumlarda yürütülecek faaliyetlerde, refleks ve inisiyatif gücüne sahip müdahale hızı yüksek, AFAD ekipleriyle organize bir şekilde çalışabilecek gönüllülerin kazanılması sistem içerisinde tutulması ve teşvik edilmesine yönelik AFAD gönüllülük sistemi kurulmuştur. Bugün itibariyle sisteme dahil olunan Afad gönüllüsü sayısı bakımından yeterli sayıya ulaşmamakla beraber, kurum ve kuruluşlar ile özel sektörlerde verdiğimiz eğitimlerde bunun teşvik edilmesi yönünde çalışmalarımız devam etmektedir. Söz konusu gönüllülük sisteminin belirlenen hedefe ulaşması yönünde siz değerli basın ve medya kuruluşlarının destelerine ihtiyacımız olduğunu belirtmek isterim.

Peki, afet gönüllüsü olmak isteyen nasıl bir yol izlemeli?

Afad Gönüllülük sistemine başvurular e-devlet üzerinden alınmakta olup, başvuru yapan kişiler SMS ve e-mail yoluyla portal, (https//gonullu.afad.gov.tr) yönlendirileceklerdir. Gönüllü adayları gönüllülük sistemi kapsamındaki eğitim faaliyet ve görevleri gönüllülük portal üzerinden takip edebileceklerdir.

AFAD ekibi Afet ve Acil durumlar konusunda yeterince eğitimli mi? Eğitimlerinizi nasıl ve ne sıklıkta gerçekleştiriyorsunuz?

Arama-Kurtarma personelinin teknik eğitimlerinin yanı sıra ve diğer personelimize de hizmet içi eğitim ile farkındalık oluşturma ve afetlere hazırlık kapsamında eğitimler periyodik olarak verilmektedir.

Arama-Kurtarma Personeli; Temel Arama Kurtarma, Köpekli Arama-Kurtarma, KBRN(Kimyasal, Radyoaktif ve Nükleer), Kentsel Arama-Kurtarma, Doğada Arama-Kurtarma ve Temel İlk Yardım Eğitimi gibi konularda, teorik ve pratik(Uygulamalı) eğitimler verilmektedir.

AFAD olarak sivilden parasal destek alabiliyor musunuz?

Bağışlar ve Ulusal Yardım Kampanyalarında koordinasyon görevi yürütmektedir.

AFAD ihtiyacı olan insanların kolay ulaşabileceği bir merkez mi? İsteyeneler AFAD'a nasıl ulaşacak?

Afad Başkanlık ve 81 İl Müdürlüklerimizde AADYM birimleri 7/24 saat esasına göre görev yapmakta ve Alo 122 iletişim hattıyla da Türkiye’nin her yerinden her saatte vatandaşlarımızın ulaşmaları mümkündür.

Gazetemiz  Önce Vatan adına ve kendi adıma, verdiğiniz bilgiler için teşekkür ediyor ve kolaylıklar diliyorum. 

Ben teşekkür ederim.