ZAMBAK KARABAY

Shima Asadi; Türkiye’nin Elmas Çocuğu Ersin Faikzade’nin yeni çıkmış olan eseri Prenses Süreyya - Aşktan Ölmek’i başta Farsça (malum İran’da şu ara eserin yayın hakkının olmaması) sonrası İngilizce olmak üzere, diğer dünya dilleri üzerinde çevirisini yapması ile Ersin Faikzade’nin Pate Durağı’ndaki kitap tanıtım gününde tanıştığım sanatçıdır...

Şimdilerde çevirmenlik yapan Shima Asadi; İran’ daki rejimin sıkıntılı olduğunu ve Türkiye’ de daha verimli çalışmalar yapacağını bildiriyor ve tanıtım röportajı talebi oluyor... Elbette başarılı çalışmaları olan sanatçının, röportajını kendisine sorularımı yönelterek başlatıyorum...  

Merhaba Shima Hanım...Nasılsınız? Sizi şahsi ve mesleki hayatınız ile okuyucularımıza tanıtabilir miyiz?

İranlı sinema sanatçısıyım. Ayrıca yönetmenlik ve resimlerle ilgileniyorum. Oyunculukta ve yönetmenlikte ödülüm var. Resim ise biraz geri planda kaldı ama resim sergiside açtım o konudada yeteneğim var.

 
Oyuncu olmadan önceki mesleki ve genel hayatınızı anlatır mısınız?

Hayatmı oyunculuğa adadım. Resim öğretmenliği ve profosyonel makyözlük konusundada hayalimi gerçekleştirdim.


İran’ daki sanat hayatınızdan bahseder misiniz? Oyunculuk kariyeriniz ne zaman ve nasıl başladı? 

İran resmi TV kanalında, Komedi ve Dram dizi ve filmlerde baş rol aldım.

Sizi okuyucularımıza hangi mesleki kariyeriniz ile tanıtabiliriz? Oyuncu – Ressam – Çevirmen... maşallah sizi yakın dönemde tanımış olmam itibari ile başarılarınızı da takdir ediyorum... 

Çocuklukta yeteneğim öyle ortamlarda  belirdi. Taklit - şarkı derken kendimi sinemada buldum.


Türkiye’ye yerleşme seçiminiz nasıl oldu? Kaç senedir yaşıyorsunuz ve memnun musunuz?

İngiltere’ye gitmek için geçici süre Türkiyeye geldim. Ancak birkere tanıyınca aşık oluyorsun. Tabiki de bende burada kaldım. Buradaki doğa, misafir perverlik inanılmaz ve ayrıca bizim kültürümüze de yakın. 6 yıldır Türkiye’deyim ve zaten Türk vatandaşlığı hayalimdi.

Ersin Faikzade ile biraraya gelmeniz nasıl oldu? Prenses Süreyya ile aranızdaki bağın etkileri mi sizi biraraya getirdi? Kitabın İran’da yasak olmasının sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Siz bu konuda yardımcı olacak mısınız? 

Kendi özgün senaryomu filme uyarlamaya çalışırken, tanıştığım İran asıllı bir arkadaşım Ersin Faikzade isimli bir yazarın benim yakınlarımla ile ilgili bir eser yayınladığını (Prenses Süreyya - Aşktan Ölmek) sevinçle söyledi. Sosyal medya üzerinden iletişime geçtik.

Yaklaşık iki yıllık bir çalışma sonucunda eseri yayınlanarak güzel bir başarı elde etti.

Kitap esasen Aşk temalıdır, siyasi bir yönü yok. Zaten Aşk her şeyden üstün geldiği için roman bu kadar dikkat çekti.

Süreyya İran halkına mal olmuş bir kişiliktir. Kendini halkı için feda etmiştir.

İranda, bu eseri ilk fırsatta farsça dilinde basacağım.

Sosyal medya hesabınızda Güzellik Ürünleri Öğretmeni ve Analisti yazıyor...branşınız ile ilgili neler yapıyorsunuz? 

Tabiki oyunculuk. Yaşadığımız salgın sürecinde tüm sektörlerde durgunluk olduğu gibi sinemada da sıkıntı yaşandı. Profosyonel makyöz olmada ve evde boş zamanımın olması, beni böyle eğlenceli bir alana sürükledi. Ne diyelim hayat devam ediyor. Su akar yolunu bulur.

İran’ daki rejimin siz sanatçılara etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Şu an Türkiye’ de olma talebiniz ile kıyaslarsanız nasıl bir sonuç çıkar? 

Kısa ve öz cevaplarım ile siyasi yorum yapmak istemiyorum...

Sosyal yaşama dair ülkeniz ile Türkiye arasındaki farklılıkları nasıl değerlendiriyorsunuz? Malum rejim sizi etkiledi mi?

Siyasi yorum yapmak istemiyorum. 

Ülkemizde sanatsal çalışmalarınız hangi konumda yer alıyor? 

Sinema ve oyunculuk.

Ressam olarak da çalışmalarınız var... Türkiye’de bulunduğunuz süreç içinde resim yaptınız mı? Sergi katılımınız oldu mu?

Resim biraz geri planda kaldı. İki tablo yaptım, biri çok mutlu bir anımda diğeri üzgünken. Henüz sergi açacak kadar çalışmam yok. Ancak eserlerim artarsa düşünüyorum.

Branşlarınıza dair etkilendiğiniz veya örnek aldığınız sanatçılar var mı? Varsa size faydalı oluyorlar mı?  

İran’da Googoosh, Türkiye’de Ajda Pekkan, Büleny Ersoy.

Hollywood’da Penelpoe Cruz hayran olduğum sanatçı ve oyunculardan.

Türkiye’de yaşamak nasıl bir duygu? Seçiminiz size nasıl bir kazanım sağladı? Memnun musunuz?

Burada mutluyum, yeni bir dil öğrendim ve yeni insanlar tanıdım.

Türk sanat camiasından tanıdıklarınız var mı? Varsa size ve sanatınıza yardımcı oluyor mu? 

Nurgül Yeşilçay özgü senaryomu, sinemaya uyarladığımı düşünüyorum.

Henüz kimseden bir yardım görmedim. Sanat camiası biraz vefasız galiba :)

Başarılı olmak için sizce olmazsa olmaz koşul nedir? Bu konuma dair yaşadığınız gözlemleriniz var mı?

YETENEK! Bu Allah vergisi galiba, sonradan kazanılmaz. Koşulların dayatması bencede şans, hayat mucizelerle dolu.

Ülkeniz İran ile Türkiye arasında sizin yaşam standartınız nasıl bir farklılık gösteriyor? Kıyaslama yapıyor musunuz? Tercihiniz ne durumda? 

İran’daki yaşam kalitem buradan daha iyiydi. Ama burada huzur buldum..


Sanat camiasında malum Sosyal Projelere katkı sağlayan aktiviteler  oluyor... İran’ da katılım sağladığınız bir projeniz var mı? Oyuncu olarak bu konuda Türkiye’ de ne yapmak istersiniz? 

Hayır, henüz hiçbir sosyal projede yer almadım. Bu konuda daha yorum yapmak istemiyorum.

Röportajımız;  akabinde sizin Türkiye’ de mesleki (oyuncu) tanıtımınıza faydalı olursa, Sosyal Proje kapsamında duyarlılık gösterir misiniz? 

Tabiki yer almak isterim.

Yakın zamanda gerçekleştirmeyi düşündüğünüz projeleriniz var mı? 

Evet senaryom var. Sinemaya aktarmaya çalışıyorum. Dram temalı çeviri bitti.


Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?

Herkes için mutluluk diliyorum. Yeniden sağlıklı ve aşk ile dolu günlerde görüşmek üzere. Bana bu şansı tanıdığınız için size ve gazeteniz Önce Vatan’a teşekkür ederim.