Herkesin içinde kendince bir girişimcilik ruhu vardır. Özellikle bizim millette bu biraz daha ağır basıyor gibi. Gerçekten de üretken ve farklı fikirleri olan ancak, maddi ya da tembellik yüzünden uygulanamayan pek çok proje var. Aslında bir başka sebep de güvensizlik. Sanırım bu konuda da eksikliğimiz çok. Yani 'söylersem dalga geçerler, alay ederler' deyip es geçtiğimiz kimbilir ne projeler var aklımızda. Dile getirilmedikleri için bilinmeyen... 

Bir de kendi fikrinin çok özel, eşi bulunmaz hint kumaşı sananlar var. Bu da aslında objektif olamama ve yanlış yönde ilerlemeye itiyor. Amerika Birleşik Devletleri fırsatların değerlendirilebileceği ve yeni fikirlerin kolaylıkla denenebileceği ülkelerden birisi. Son zamanların popüler terimi 'İnovasyon' TDK'ya göre 'Yenileşim' adımlarının çoğu buradan çıkıyor. 

Neredeyse her yaş grubunun telefonunda bulunan Whatsapp uygulamasını kaçımız "çok basit, bu benim de aklıma gelmişti" demiştir? Ama işte burdaki mesele kimin düşündüğü ve faaliyete geçirdiği. Elbette yönlendirme ve fikrin işlevsel hale getirilmesi çok önemli. Bunun için profesyonel destek almak işin olabiliritesini hiç şüphesiz artıracaktır. 

Genç firmaların uluslararası pazarlara açılmasına destek vermek amacıyla İTÜ Arı Teknokent tarafından girişimci programında danışmanlık yapan Serhat Çiçekoğlu ile sente.link’in Chicago Downtown ofisinde buluştuk ve girişimcilik üzerine bir röportaj gerçekleştirdik.


Amerika Birleşik Devletleri hikayeniz nasıl başladı Serhat Bey?

1998 yılında bir Amerikan firmasının yaptığı iş teklifini değerlendirerek geldim Chicago’ya. Hiç hesapta yoktu, ama hayatımızın o döneminde karşımıza çıkan iyi bir fırsattı. Fazla düşünmeden karar verdik. Kısa süreli olacağını düşündüğümüz macera, ondokuzuncu yılında.

sente.link firmanız ile neler yapıyorsunuz?

Dünyada teknoloji alanındaki girişimcilerin bir çoğunun hayalinde bir gün ABD pazarına girmek vardır. Bunu başarmak, özellik ile ticarileşme noktasına gelmiş şirketler için, detaylı bir analiz ve sistematik bir yaklaşım gerekmektedir. sente.link, gelişmekte olan ekosistemlerde yer alan ve bu tür hedefleri olan yeni girişimlerin bu çalışmaları kendi kendilerine yapabilmelerini sağlayan, kaynaklarını etkin olarak  kullanmalarını öğreten, yol gösteren, koçluk sağlayan, gerektiğinde de finansman sağlayan bir kurumdur. sente.link bu alanda ilk faaliyetlerine Türkiye’de başlayıp daha sonra başka coğrafyalara yayarak büyütmektedir. Çalışmalarımızı 1871 isimli ABD’nin en büyük girişim merkezinin imtiyazlı iş ortağı olarak yürütmektedir.

İnovasyon alanında uzmansınız. Nedir bu inovasyon?

Bana göre inovasyon, kullanıma geçebildiğinde topluma veya bireylerine fayda sağlayan,  sorunlarını çözen, toplumların refah düzeylerini arttıran süreç ve ürünlerdir.

İnovasyon sadece bilişim alanında mı olur?

Benim şahsi görüşüm böyle olmadığı yönünde. Teknolojik buluşlar hayatımızı iyileştiren veya katma değer yaratan bir yaşam tecrübesi sağladıklarında bizim için anlamlı olurlar, adapte edilirler. Dolayısı ile ben inovasyonu bilişim ve teknolojinin kendisinden çok, yaratılışında veya kullanımında fayda sağladığı süreç ve ürünlerin topluma olan etkisi ile değerlendirmeyi tercih ederim. Eğer henüz topluma faydası yok ise bilişim veya teknoloji projesi henüz temel araştırma aşamasındadır.

İnovasyon ile girişimciliğin bağlantası nedir?

Girişim kelimesi bir konuda adım atmayı ima eder. Doğruluğuna veya gerekliliğine inandığınız bir konuda cesaret gösterip, konumlarından veya sahip oldukları kaynaklardan dolayı motivasyonunuzu veya fikrinizi yargılayan kişi, kurum, veya toplum öğelerine rağmen topluma katacağın faydanın hayali ile yola yılmadan devam etmek, ama bu süreçte bir o kadar da gerçekçi olabilmektir. Yenilik değişim demektir: değişim ise kolay yutulur lokma değildir çoğu zaman. Bu neden ile girişimcinin yıkılmaz azmi inovasyonun gerçek potansiyeline ulaşabilmesi için mutlaka gereklidir.

Start uplara destek oluyorsunuz. Yeni nesil firmalar nasıl başlıyor? 

Benim gözlemim iki temel senaryonun öne çıktığı yönünde. Birinci senaryo, girişimcilerin kişisel olarak tecrübe ettiği bir probleme yönelik bir çözüm üretmek istemesi üzerine attıkları adım ile başlamalarıdır. Diğer öne çıkan senaryo ise girişimcinin iş hayatında veya yaptığı araştırmalar sonucunda gözlemlediği bir problemi çözüm üretme arzusu ile başlamalarıdır. Sadece bu iki senaryo girişimciyi hayata geçirir demek istemem, ama benim çoğunluk ile gözlemlediğim sebepler bunlar.

Gençler girişken olmak istiyor fakat bir çok şey çabuk tükeniyor yeni teknoloji dediğimiz hemen eskimiyor mu?

İnovasyon teknoloji ile başlar ise ve sadece bir teknolojiye bağımlı ise uzun soluklu olmayabilir. Endüstriler ve iş modelleri çok hızlı değişiyor ve gelişiyor dünyada. Dolayısı ile hayata geçirmek istediğiniz girişimi çık hızla hayata geçirmek ve çok hızlı büyütmek zorundasınız. Bütün dünyanın imrenerek izlediği, hakkında sürekli konuştuğu, veya kendine örnek aldığı startupların başarısında en önemli ortak nokta doğru iş modelini belirledikten sonra çok hızlı büyümek için ne gerekiyor ise yapmış olmalarıdır. Dolayısı ile gençler fikirlerine güveniyor, iş modellerinin doğruluğuna inanıyorlar ise, en önemli düşünceleri, kurdukları startup ve servisi demode olmadan, hızla büyütmek ve dünya piyasanın %60-70’ine hakim olmaktır.

Yeni nesil gençler hemen girişip hemen sonuç almak istiyor. Çok tezcanlılar bekleyemiyorlar. Nasıl yeni nesil? 

Doğrusu da bu. Girişmek, denemek, neyin çalıştığını, ya da çalışmadığını görmek, ve doğru modeli bulunca da hızla büyümektir.

Türkiye okyanus ötesinden nasıl görünüyor?

Benim iş alanımda Türkiye çok büyük potansiyele sahip bir ülke olarak görülüyor. Bugün TÜBİTAK ve benzeri  kurumların bünyesinde binler ile ifade edilebilen proje ve startup var. Biz ekip olarak geçen dört yılda iki yüz ellinin üzerinde firma ile çalışma fırsatı bulduk. Hepsi de birbirinden değerli projeler idi. Bugün Burak Büyükdemir ve eTohum’un her yıl düzenlemekte olduğu Startup Türkiye veya Startup İstanbul gibi organizasyonlar artık uluslararası marka oldular. Türkiye’de yetişmiş teknoloji girişimcilerine farklı bir çok ekosistemde rastlıyoruz artık. Dolayısı ile potansiyel büyük. Bizim gözlemlediğimiz en önemli zayıflık ticarileşme sürecinde. Global seviyede ve hızla büyüyen müşteri adaptasyonu teknik çözümün mükemmeliyetinden önemlidir. Türk ekosisteminde bu noktada görülen güçlükler asıldıkça, global başarı hikayeleri artacaktır.

Gençler yurt dışında yaşamak istiyor. Yeni mezunlara önerileriniz nelerdir?

Yurt dışında yaşamak bir hedef olmamalı bence. Benim için değildi. Kişi ailesi ve severek yaptığı iş için en doğru yeri seçmeledir. Mutlu bir aile ortamı ve severek yapılan iş başarıyı heryerde getirir.

Sonsöz sizin buyrun...

Sevdiğiniz işi yapın, hergün hiç bir şey bilmiyormuş gibi öğrenin, öğretin, yardım edin, ama hepsinden önemlisi paylaşın…kefen dışında hiç bir şey mezara gitmiyor…

Serhat Çiçekoğlu kimdir?

Ailesi için yaşayan, dostları için mutlu olmayı bilen, kendisine saygı göstermeyenlere minnet etmeyen, haksızlığa tahammülü olmayan, öğrenmeye tutkun, futbol ve basketbolu hastalık seviyesinde seven, Doğu Karadeniz sahillerini insanlığa sunulmuş bir nimet olarak gören, İzmir’e ve İstanbul’a da tutkun, ama Chicago’yu kendine ev edinmiş bir Türkiye’li ve Amerika’lı…


Röportaj: Anıl Sural

www.twitter.com/AnilSural

Fotoğraf: Rona Doğan