RÖPORTAJ: Erden AKTOĞU
 

1980’li yılların başlarında ‘merhaba’ dediğim meslek yaşamımda, toplumun her kesiminden insanla röportaj yaptım. Bunlar arasında bakanından bürokratına, spor adamından akademisyenine, hayli geniş bir yelpaze söz konusu.

Özellikle gazeteciliğe yeni başladığım yıllarda yaptığım röportajlarda avuçlarımın içine kadar terlediğimi bilirim.

Ancak tüm bunlar, her geçen gün gelişen mesleki bilgi birikimi ve profesyonellik çerçevesinde giderek rutinleşti. Taa ki, Ada Aktoğu’yla yani yegâne torunumla, Danimarka’nın ikinci büyük şehri Aarhus’ta dünya ikincisi olduğu, ‘2019 Dünya Robotik Olimpiyatları’ (WRO) sonrasında şu an okuduğunuz satırların oluşturduğu röportajı yazana dek…

Evet, şu an sizlerle paylaştığım bu söyleşinin verdiği heyecanı tanımlamaya yetecek kelimeler dizini, bilgi dağarcığımda mevcut değil. Çok net ifade etmeliyim ki; klavyede bastığım her tuş, adeta yaşadığım heyecan resitalinin ayrı bir notası gibi…

Şimdi dilerseniz, tek evladım oğlum Arda Aktoğu’nun tek çocuğu yani torunum Ada Aktoğu’dan yalnızca ailemizi değil, duyan işiten herkesin göğsünü kabartan bu başarıya nasıl ulaştığını ve robotik teknolojisiyle ilgisinin nedenlerini dinleyelim.

Hadi bakalım sevgili kızım söz sende. Okuyanlara kısaca kim olduğunu anlat bakalım; “Dedeciğim senin de belirttiğin gibi, çok kısa kendimi tanıtayım öncelikle…

2009 yılında, senin oğlun, benim de babam olan Arda Aktoğu ile, annem Mürvet Aktoğu’nun kızı olarak İstanbul Kadıköy’de dünyaya geldim. İstek Acıbadem İlkokulu beşinci sınıfta okuyorum.

Bilim ve teknolojiye olan ilgimi kesinlikle sen ve babama borçluyum. Anlattıklarınızdan öğrendiğim kadarıyla, babama Türkiye’de kişisel bilgisayarın parmakla gösterilen insanlarda olduğu yıllarda aldığın bilgisayar, onun teknolojiyle buluşmasına neden olmuş. O buluşma, babamın öğrenim hayatının ve mesleğinin bilişime yönelmesini sağlamış. Benim de hatırladığım ilk önemli oyuncağım bilgisayar oldu. Sanırım böyle bir ailenin içinde benim için bu kaçınılmaz bir durum olsa gerek.”

Sohbetin tam burasında Ada’nın sözlerini keserek kendisine şunları söyledim. “Kızım ne kadar güzel cümleler kuruyorsun. Ben, yaşı senden çok daha büyük insanlarla söyleşiler yaptım. İnan ki şaşırtıcı bir anlatım bu. Neredeyse sözlerini redakte etmeden, eksiksiz satırlara aktarabileceğim. Seni kutluyorum” dedim.

Hemen cevabı yapıştırdı; “Ben senin torununum dede. Bana öykü ve masal kitapları dışında, kendi yazılarını da okurdun hatırlıyorsun değil mi? Sanırım bu özelliğim de senden bulaşmış olmalı…”

“Tamam kızım, devam et bakalım, nasıl ve nerede tanıştın robotik teknolojisiyle? Devamında da Danimarka’daki dünya ikinciliğinden bahset.”

“Bu iş annemle babamın .. yaş günümde aldıkları ilk Lego setiyle başladı. O minik parçalarla ürettiğim şekiller benim dünyama ışık tuttu. Tabi bir süre sonra, o ilk alınan Lego modelleri çok daha fazla gelişti ve mekanik düzenekler oluşmaya başladı. Bu özelliğimi öğretmenim Zeynep Kardan da fark etti ve beni Kadıköy Bilim ve Sanat Merkezi BİLSEM’e yöneltti. İki yıldır oradaki eğitmenlerim İbrahim Evren Özer ve Bekir Çelen’in verdiği eğitimlerle gelişim gösterdim. Sonuçta bu yıl katıldığımız, Danimarka’daki ‘2019 Dünya Robotik Olimpiyatları’nda arkadaşlarım Rüzgar Ertem ve adaşım Ada Ayşe Beğendi ile birlikte oluşturduğumuz, Kadıköy Bilim ve Sanat Merkezi BİLSEM ve dolayısıyla Türkiye’yi temsilen, ‘Kadro’ ekibiyle 32 ülkeden gelen 158 takım arasında, ‘WeDo’ kategorisinde ikinci olup bayrağımızı dalgalandırdık.

Beni, şampiyonadaki ikinciliğimiz kadar, ikinci turdaki, ‘Şöförsüz Okul Servisi’ projemizi 28 saniyede tamamlayarak dünya rekoruna imza atışımız da çok mutlu etti.

Belki çok iddialı bulacaksın. Ancak en büyük hedefim, bu alanda olabildiğince yol almak ve bunu tüm dünyaya yansıtabilmek.

Biliyoruz ki, dünya bilimin yörüngesinde yol alıyor. Geleceğin de bilimle kurulacağını düşünecek olursak herkesin, hepimizin bu anlamda adımlar atması gerektiğini düşünüyorum.

Bir gün eğer, dünyada adından söz ettiren bir bilim kadını olursam, öncelikle ülkemde ve dünyada, genç yeteneklerin daha rahat ve uygun imkânlarla donatılması adına mücadele vereceğim.”

- Ada, tüm bu söylediklerine tümüne katılmakla birlikte, gelecekte bugün proje olarak üzerinde çalıştıklarınızın, gerçek hayata nasıl yansıyacağını düşünüyorsun”

“Bu güne kadar duyduklarım, izlediklerim ve okuduklarıma göre tüm yeniliklerin bu gibi projeler ve deneyimlerle geliştiğini gördüm. Yani tüm gelişmelerin, bir şekilde ortaya atılıp daha sonra AR-GE çalışmalarıyla sonuca ulaştığını öğrendim. Zaten olması gereken de bu olmalı. Doğruyu bulmak ve geleceği daha güzel kılmak için bilimin ışığında çalışmamız gerekiyor. Ben de yaşadığımız dünyanın yarınları adına, gayret sarf ediyorum.

Düşüncem, başarıya giden yolun zor da olsa en iyi ve doğruyu araştıran ve her şeyi sorgulayan bir toplum olmamızdan geçtiğidir.”

Ada’cığım, canım kızım sana iki konuda teşekkür ediyorum. Birincisi, böylesine önemli bir başarı elde edip ülkemizi başarıyla temsil ettiğin için. İkincisi ise, ailemizi onurlandırıp gururlandırdığın ve bana meslek hayatımın en özel söyleşisini yaptırdığın için…

Ömrüm vefa ederse, gelecekteki olası başarılarını da yazmak nasip olur inşallah diyor, sana sağlıklı, mutlu ve umutlu uzun bir ömür diliyorum.