RÖPORTAJ: AYŞENUR MAMA

“Başarılı yazar Halil Ayyıldız ile yazın hayatına ve “Ah Ulan Nagihan” ve “Yasal Şiirler” adlı kitaplarına dair konuştuk. Keyifli sohbetimiz sizlerle…

Öncelikle sizi tanımak isteriz. Halil Ayyıldız kimdir?

Halil, aslen Diyarbakırlı; doğma büyüme Mersin Tarsuslu olup, Çukurova çocuğu bir insandır.  Hayatı biraz inat, biraz da doğaçlamayla yaşar. Her şeye rağmen gülmeyi sever. Çoğu Çukurovalı gibi bazen İnce Memed’dir. Yazmayı yaşamak kadar sever. İnönü Üniversitesi Ekonometri bölümü mezunu olan Halil Ayyıldız, Adana’da bir kamu kurumunda memur olarak çalışmaktadır.

Yazın hayatınız nasıl başladı? Size öncülük etmiş isimler var mı?

İnsan, bazen yaşadıklarını biriktirmek ister. Yüreği gıcırdar, dolar. Doldukça yazar. Yazdıkça büyür. Daha fazla kendi olur insan. Hep karalıyordum bir şeyler. Sonra baktım ki duygularım, kitap olmuş. Yazmak, benim için umutlu bir yaşama biçimi. Umutlarıma daha çok sarılasım geldiği zaman yazmaya başladım. Bana öncülük eden kimse olmadı. Beni okuyanlar ve sosyal hesaplarımı takip edenler destek oldu bana. Şiir kitabı çıkarma konusunda beni çok cesaretlendirdiler.

Yazarken nelerden esinlenirsiniz? Örnek aldığınız yazar veya şairler var mı?

Hayat, her zaman yazmaya sebeptir. Yazarken sevdadan, yaşadıklarımdan, yaşayamadıklarından, mutluluktan, acıdan, kadından, özlemden, emekten, toplumdan, en çok da haksızlıktan esinlenirim.

Benim şiirlerimde Ahmed Arif esintisi olur. O, benim en çok sevdiğim şairdir; çünkü davanın, onurun, namusun şairidir; toplumun aynası, yazamadıklarıdır. Cevat Çeştepe ve Cemal Süreya da örnek aldığım şairlerdendir. Şiirlerim; şehirli bir delikanlı gibidir, haksızlığın ve davaların satırlarıdır.

Şubat ayında okurlarla buluşan “Ah Ulan Nagihan” adlı kitabınızdan bahseder misiniz? 

“Ah Ulan Nagihan” sadece bir şiir kitabı değil; haksızlığa karşı bin isyan, bir vicdanın sesi. Adaletin ve sabrın ötesi. Yüreğinin dibinden  ellerinin içine kadar namuslu, onurlu, inadına yaşayan bir kızın hikâyesi. Toplumda kökleşmiş karaktersizliklerin, iki yüzlülüklerin Nagihanca ve en incecik haliyle başkaldırısı.

Okurlarınız Ah Ulan Nagihan’ı nasıl karşıladı?

Çok olumlu eleştiriler aldım. Zaten beni sosyal medya hesaplarımdan takip eden okuyucularım, cesaretlendirmişti beni. Herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Daha yeni ve tanınmamış bir yazar olarak sanırım, iyi gidiyorum. 

“Ah Ulan Nagihan” beklediğiniz başarıya ulaştı mı?

Tam olarak başarıya ulaşmış sayılmaz; ama yayınlanan ilk şiir kitabı için iyi bir konumda olduğu söylenebilir. Emekle ve onurla daha iyi noktalara geleceğine inanıyorum

Önümüzdeki günlerde raflarda yerini alacak olan “Yasal Şiirler” adlı kitabınızla ilgili neler söylersiniz?

Gerçekten çok beğenileceğini düşünüyorum. Yasal Şiirler’i ilk kitabıma göre daha olgun ve büyümüş şiirlerden oluşan bir kitap olarak niteliyorum ben. Yazdıkça büyüyor, kök salıyor insan. Bu, hem beni hem duygularımı hem de yazdıklarımı olgunlaştırıyor. Daha fazla kendim oluyorum. Eminim, kitabı okuyan da daha fazla kendi olacak, hayata daha fazla dokunacak.

“Yasal Şiirler” adlı kitabı neden yazdınız?

Toplumda söylenmesi ve yazılması gereken şeyler olduğunu düşünüyorum. Kendimce eksik kalan bir şeyler… Belki de daha önce yazan olmuştur; ama bu sefer benim üslubumla olsun, istedim. Her şeye rağmen dik durmalı insan. Sevda, kadın, kavga veya bir dava… Aynı hayatın kıyısında yaşıyoruz. Yasal Şiirler’e dikey şiirler de diyebiliriz.

“Yasal Şiirler” ile okurlara vermek istediğiniz mesajlar nelerdir?

Kadın elinin değdiği şey, güzeldir. Kadın yüreğinin değdiği şey ise kutsaldır. “Yasal Şiirler” kadınların toplumda ötekileştirilmediği, daha özgür olduğu bir toplumun hayali. Her şeye rağmen, onuru için inadına gülümseyen Nagihan gibi nice kadınlara şiir yazmasam ayıp olur, diye düşünüyorum; çünkü ellerinin içi öpülesi kadınlarımız var, bunları kaybetmemeliyiz. Nagihan, bunlardan sadece biriydi.

Yazmakta olduğunuz farklı bir eseriniz var mı?

Şu an bir kişisel gelişim kitabı yazmayı düşünüyorum; ama zamanı var bayağı.

Son olarak gazetemiz okurlarına neler söylemek istersiniz?

Öncelikle benimle röportaj yaptığınız için çok teşekkür ederim. Umutla ve inatla şiirlerle kalın. “Yasal Şiirler” ile… Hayatınızdaki tüm olumsuzluklara ve kötülüklere rağmen iyiye inanarak yaşayın. Hayat kısa ve üzülmenize gerçekten değmiyor.