Sevgili Günay Menekşe, hoş geldiniz nasılsınız?

Teşekkür ederim Elif'ciğim, çok iyiyim. Ülkemde olmak her zaman beni çok mutlu ediyor.

Geçtiğimiz haftalarda yazdığınız bu güzel kitap üzerine Amerika'dan geldiniz. Nasıl Amerika'nın durumu, havası, gündemi?

Dünyanın her yeri gibi güzel ve korkunç şeyler hep bir arada. Neresinden baktığımıza ve neyi görmek istediğimize bağlıdır. Ben gündelik rüzgârlardan pek etkilenmemeyi seçiyorum dolayısıyla da hareketli gündemi çok yakından takip etmiyorum. 

Türkiye'yi nasıl buldunuz?

Türkiye her gelişimde bana şartları ne olursa olsun hep gülen ve güçlü olmaya çabalayan bir ana sıcaklığı hissettiriyor. Bu gelişimde gözlemlediğim değişimlerden biri de Orta Doğu’dan gelen göç ile gelen renklilik. New York’a daha çok benzemiş İstanbul kültürel çeşitliliği ile.  

Çok güzel bir kitap ile karşımıza çıktınız. Neden “Aşk Yolunda Masallar”? Bu kitabı yazmak nereden aklınıza geldi?

Pek çoğumuz insanlığın gidişatından ve hallerimizden pek de memnun değiliz ve keşke bir şeyler değişse diye düşünüyoruz. Ben toplumsal dönüşümün bireysel bilinç yükselişiyle gerçekleşeceğine inanıyorum, o yüzden de şifalandıracak, dönüşüme ve değişime rehberlik edecek bir yol olarak masalları seçtim. Daha doğrusu gönlümden akacak olanlar ve içsel yolculuğumun edinimleri masal dilinden dökülüverdi ve ben de onların peşinden koşuyor buldum kendimi. 

Bizler hep küçükken masallarla büyür, sonra masalları unuturuz. Belki de bu yetişkinlere bir hatırlatma mı?  

Sözlü kültür anlatıcılığı esasında çocukları değil tüm toplumu hedef alır, tarihi Şamanizm’den de önceye dayanır, Anadolu’da da meddahlar, destancılar, saray masalcıları, masal anaları, masal ataları yüzyıllar boyu sözlü kültür geleneği ile tüm topluma erişmişlerdir. Günümüzde masal deyince nedense akla sadece çocuklar geliyor.  Tabi bugünün erişkinleri olarak bizler de çocukken masallar dinlediğimiz için o lezzete alışkınız ve “Aşk Yolunda Masallar” o lezzetin hatırlatıcısı gibi bir bakıma.

 Siz masal deyince ne hissediyorsunuz? Bu kitabın yetişkinlere yönelik olmasının dışında diğer masal kitaplarından farklılığı nedir? 

“Aşk Yolunda Masallar”, özü itibariyle masal dilinden bir kişisel gelişim kitabı, içeriğinde tasavvuf, kuantum ve evrensel yasaların temelleri gömülü. Gündelik hayatın kargaşası içinde sürüklenen insanı tutuyor ve onun farkındalığını yükseltecek, uyandıracak, bazı zor soruları sordurup cevapları arattıracak alanlara sürüklüyor. Okuyucusunu içsel bir yolculuğa çıkarıyor bir bakıma. İnsanın en güzel hali Aşk hali diyorum ve yaşam o aşk haline erişebilmemiz için bize verilmiş bir hediye, bir yol, bir yolculuk. Masaldan masala geçerken yaşamın ve varoluşun amacını sorgulatıyor okuyucusuna.

Sizde etkisi büyük olan masallara örnek verir misiniz?

Herkesin bir hazinesi vardır bulunmayı bekleyen. Kitaptaki “Hazine” masalı babalarının yönlendirmesiyle hazinelerini bulmak üzere yola düşen üç oğlanın yolculuklarını anlatıyor. Bu masal kendini bana anlatıvermiş bir masaldır. Kurgulanmadan öylece akıvermiş, sonunu merak ede ede tek oturumda yazıverdiğim ve şaşırarak etkilendiğim bir masaldır. Bu yüzden de kitaptaki en sevdiğim birkaç masaldan biridir.  

Her bir bireyin mutlaka bilmesi ve ders alması gereken masalı, masaları var mıdır?

Elbette Elif’ciğim. Kitabın arka kapağında da dediğim gibi “Yaşam tüm masalların anası ve en muhteşemi”. Hayatın kendisi masal içinde masal… Herkes kendi masalını yaratıp yaşamakla meşgul, kimi bunun bilincinde kimi de değil. Kimisi güçlü bir kahraman olmayı seçiyor, engelleri aşmayı, mutluluğa varmayı, insana yakışır bir yol seçmeyi, kimisi dizginlerin kendi elinde olduğunu bilmeden sürüklenip gidiyor başkalarının masallarının figüranları olarak ya da gelip geçici zevklerinin kölesi olarak. Kimi her deneyiminden bir ders çıkarıyor ve kurguyu bilinçle değiştiriyor, kimisi aynı döngülerde öğrenmeden, değişmeden kıvranıyor. Masallarda her şey mümkün olduğu gibi hayatta da herşey mümkün değil mi. Olmaz dediklerimiz oluveriyor. Gelmez dediklerimiz geliveriyor. Bitmez dediklerimiz bitiveriyor öyle değil mi. Olaylar ve detaylar kontrolümüz dışında gelişebilse de, onlara vereceğimiz tepkiler ve seçeceğimiz yol bizim ellerimizde. O yüzden en güzel masal yaşadığım masaldır diyorum ve kendi masalımızı yarattığımıza inanıyorum. 

Sizce Tanrı, Tanrı'ya olan inanç yahut insanın o inanç dünyası hakkında ne söylersiniz? 

“Tanrı” diye adlandırdığımız bir yüce bilincin ve iradenin varlığına inanıyorum. Bu üst bilincin ve iradenin kurduğu dinamik, kendini dönüştüren, mükemmel bir sistem içinde, o sistemin parçaları olarak bazı temel yasalara tabi kendi içsel dünyalarımızı özgürce yarattığımıza inanıyorum.  

Ne gibi yasalar?

Yasa darken sistemin doğasını kastediyorum. Her şeyin birbirine bağlı ve büsbütün olduğu bu sistemin omurgasında sonsuz bir adalet var örneğin, sonsuz bir sevgi var, hoşgörü var. Bu temellerden saptığımızda tıpkı akıntının ters yönüne gidercesine hiç fark etmeden kendi huzursuzluğumuzu, mutsuzluğumuzu, doymazlığımızı, öfkemizi, tatminsizliğimizi yaratıyoruz,  bir bakıma kendi cehennemimizi yaratıyoruz. Çünkü bu duyguların hepsi yakıcıdır. Ama insan ne zaman ki sevgiyi, adaleti, hoşgörüyü kendine ilke ediniyor o zaman huzur ve mutluluk ondan yana oluyor.  Zaman algısından dolayı pek çoğumuz fark edemiyoruz sonsuz adalet ve sevgi yasasını ama gören gözlemleyen bir gözün bunu fark etmemesi mümkün değil.

Kitapla ilgili çok güzel bir yazınız vardı. Bir varmış ile bir yokmuş arasında geçen insan ömrü için bir insan nasıl bir ömür yaşamalı?

Bir varmış bir yokmuş, “Doğum ve Ölüm”. Doğumdan ölüme kadarki süreçte insan ömrü de masal gibi bir yolculuk. Ama neyin yolculuğu? Bunca deneyimin, acı tatlı geçirdiğimiz ömürlerimizin bir amacı olmalı değil mi. Şu yeryüzüne gelip sonra silinip gidiyoruz. Bunun ardında bir anlam aramalı insan. 

İnsan öyle bir varlık ki her tür potansiyele sahip. Mesela ateşi düşünelim. Ateş var yakıp yok etmek için kullanabilirsiniz. Ateş var üstüne bir kap su koyup yemek yaparsınız veya ısınırsınız. Ateş var karanlıkta yolunuzu aydınlatır. Ateş özünde hep aynı ateş olmasına rağmen onu nasıl yönetip, nasıl  şekillendirip, nasıl kullandığımıza baktığımızda, irademizin ve aklımızın önemi çıkıyor ortaya. İnsan bedeni, aklı ve egosu içimizde taşıdığımız bir ateş gibidir.  Onu doğru kullanmayı bilirsek bizi olgunlaştırır, huzura mutluluğa aydınlığa eriştirir. İrademizi ve aklımızı iyi kullanamaz da ateşi başıboş bırakırsak, onun yangınlarıyla yol alırız, acı çekerek, oradan oraya sürüklenerek. Beşeriyetten insanlığa yürüdüğümüz, geliştiğimiz, yükseldiğimiz kendimizi aştığımız bir yoldur hayat.  Farkındalığı açıldıkça insanın halleri de değişmeye başlar.  Yaşadığı olayları algılaması ve tepkileri de değişmeye, incelmeye başlar.  İçinde daha çok sevgi daha çok huzur bulmaya başlar insan “aşk haline” doğru ilerledikçe. 

“İnsan Aşk yolunda yaşamalı” 

“İnsan olarak kendi içimizde var olan tüm iyilik ve tüm kötülük potansiyelimizi iyi tanımamız gerek. Aynı insan katil olabildiği gibi, hayat veren de olabilir” diyen yazar, “Aşk yolu dediğim insanı aydınlığa güzelliğe doğru yükselten, insanı en mükemmel haline yönlendiren pusulanın gösterdiği yol. İnsanın tanrının yansıması olan özelliklerle donanmış olduğunu fark edip o özellikleri geliştirdiği yol.” Şeklinde konuştu.

Gelelim geçtiğimiz haftalarda Kartal'da gerçekleşen masal etkinliğinize. Çok kapsamlı bir programla karşımıza çıktınız. Kitabın resimlerini çizen ressam Aygül Akmanova okutan ve masal anlatıcısı Özge Sarıkurt Saraç'ta bu etkinliğin içerisindeydi. Nasıl geçti, neler söylersiniz? 

“Aşk Yolunda Masallar” çok güzel insanları ve güzel düşleri bir araya getirdi. Kitapta yer alan illüstrasyonların her biri ressam Aygül Akmanova Okutan’ın ebru sanatıyla yapmış olduğu birer tablodur. Aygül kitabı henüz yayınlanmadan okudu ve her masal için bir tablo yaptı ve daha o günlerde masallı bir resim sergisi düşlemiştim.  Yine bir başka güzel gönül, masal anlatıcısı Özge Sarıkurt Saraç kitaptan "Hazine" masalını kendi yaptığı müzik eşliğinde anlatmak istedi. Kartal Belediyesi Masal Müzesi de böylesi renkli bir projeye gönüllü olarak kapılarını açtı.  Böylece resim sergisi, müzikli masal dinletisi ve imza gününü içeren harika bir etkinlik gerçekleştirdik. Çok sayıda yetişkin ve çocuk konuğumuz oldu o gün. Hepimiz çok mutlu olduk. 

Aynı zamanda Beşiktaş'ta da bir imza günü gerçekleştirdiniz sanırım. O nasıl bir programdı? 

Evet, Beşiktaş Container’da benzer bir etkinlik gerçekleştirdik. Bu defa kitaptan Gökten Düşen Üç Elmanın Masalı’nı masal anlatıcısı Selin Akoğlu anlattı. Selin de kendi yaptığı müzikle, şarkı ve türkülerle harika bir program sundu. Ardından da kitap üzerine izleyicilerin de katıldığı interaktif bir söyleşi yaptık. 

 Tekrar bir etkinlik ile karşımıza çıkar mısınız?

17 Ağustos’ta Ankara’nın tarihi semti Hamamönü’nde Şehrayin kafe de yine kitaptan bir başka masal ile bir başka masal anlatıcısı sahneye çıktık.  Bu defa Burcu Cürgül’ün anlatımıyla Aşk nedir diye aranıp dururken sözcüklerini yitiren Hikmet’in masalını dinledik. Tekrar br etkinlik olur ise, sosyal medya hesaplarımdan iletmiş olacağım.

Okurlar imza günlerine yeterince önem veriyor diyebilir miyiz?

Kitap Fuar’larında olan imza günleri daha kalabalık oluyor. Bu tür dinleti etkinliklerinde ise daha çok kitabı okumuş olanlar yazarla tanışmayı istedikleri için yanlarında dostları ile geliyorlar. Bir de erişkinlere yönelik masal dinletilerinin müdavimleri var tabi. 

Türkiye'deki kitap okuma ve yazara değer verme konusunda ne söylersiniz?

Özellikle yaşadığım New York şehri ile kıyasladığımda metro da veya otobüste elinde kitap okuyan kişilerin Türkiye'de oldukça az olduğunu gözlemliyorum, bu üzücü tabii.  Fakat sosyal medyada okuduğu kitapları paylaşan ve birbirlerine tavsiyeler sunan benim de dâhil olduğum çok sayıda Türkçe kitap grupları var. Benzer insanlar birbirlerini her ortamda buluyor ve besliyor. 

Çok kısa sizi tanıyalım istiyorum. Yazarlığa merakınız nasıl başladı?

Çocukluğumdan beri çok okuyan ve yazmayı seven biriyim. 2018’e kadar şiirlerimi, öykülerimi ve denemelerimi internet ortamında yayınladım. “Aşk Yolunda Masallar” ilk basılı kitabım. İkinci kitabım da tamamlanma aşamasında. Ayrıca çocuklara yönelik hikâyeler ve bir eğitim programı üzerine çalışıyorum

Amerika'da ne zamandır yaşıyorsunuz ve orada da yazarlık yönünüz ile tanınıyor musunuz?

10 yıldır Amerika’da New York’da yaşıyorum. “Aşk Yolunda Masallar” 2018’de yayımlandı ve özellikle de yaşadığım New York ve New Jersey’de çok sayıda kişi tarafından okundu ve kitap kulüplerinde tartışıldı. Aşk Yolunda Masallar şiirsel destansı anlatımı sebebiyle lezzetini kaybetmeden bir başka dile çevrilmesi kolay bir kitap değil. O yüzden çeviri yerine İngilizcenin inceliklerini kullanarak masalları yeniden yazıyorum bu da biraz vakit alıyor.  

 Teknolojinin gelişmesinin okuyuculuğa etkisini nasıl değerlendirirsiniz?

 Bence teknoloji her şeyi olduğu gibi kitap okuyuculuğunu da kolaylaştırdı. Tabletler, telefonlar ve dijital kitap okuma cihazları sayesinde yüzlerce kitabı yanımızda taşımak mümkün. Ayrıca sesli kitaplar da gittikçe yaygınlaşıyor. Artık araba kullanırken trafikte ya da sokakta yürürken sesli kitap dinlemek gibi bir lüksümüz var. 

Amerika'da yaşayan biri olarak Amerikalıların Türklere bakış açıları hakkında ne dersiniz?  

Amerika’da bugüne kadar Türklere yönelik bir ayrımcılık ya da baskı gözlemlemedim. Aksine orada her milletten insanın harmanlanmış bir şekilde anlayış ve saygı içinde yaşamasına olanak veren bir sistem var. Ayrıca çok farklı profillerden vatandaşlarımız yaşıyor, bunlar içinde profesyoneller, akademisyenler, sanatçılar, ticaret adamları, işçiler ve öğrenciler var. Özgürce Türk kültürünü yaşatabildiğimiz, kendimizi ifade edip yaratıcılığımızı ortaya koyabildiğimiz bir ortam.

Yakın gelecekte planlarınızda neler var?

Ekim ayı içinde New York’ta bir gösteri merkezinde sahnelenecek tiyatro oyunumuzun hazırlıkları içindeyiz. New York Hayal Kumpanyası olarak 13 Ekimde “Aşk Yolunda Masallar”dan bir bölümle beraber sanatçı dostlarım Buket Şahin ve Ayşe Alagöz’ün de birer hikayelerini içeren profesyonel tiyatrocuların sahneye koyacağı müzikli bir gösteri hazırlıyoruz. Bunun dışında da uzun süredir çocuklar için hazırlamakta olduğum masallarla eğitim setini geri bildirim almak üzere uygulamak ve yayına hazır hale getirmek üzerine çalışıyorum.  

Yine bir imza gününde bir arada olacak mıyız?

2020 Nisan ayında yeniden Türkiye’ye geleceğim ve tekrar okurlarla buluşmaktan mutluluk duyacağım.

Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?

 Hayatı masal gibi ve aşk ile yaşayın.Sana da başarılar diliyorum Elif’ciğim. Sağlıkla kalın…

Doğum tarihi:19 Mayıs 1974

Burcu: Boğa

En sevdiği huyu: Merak ve iyimserlik

Sevmediği huyu: Aceleci

Uğurlu sayısı: 1

Uğurlu günü: Her gün

En sevdiği renk: Güneş sarısı

En sevdiği masal: Herkesin bir hazinesi vardır bulunmayı bekleyen

En sevdiği söz: Sarılıp tüm hallerime, durup dinlemeli, bir ses var sesimin üstünde.

Söyleşi: Elif Hayvalı