Duru güzelliği, hanımefendiliği, anaçlığı, samimiyeti ile de hepimizin kalbinde yeri olan Gülden Mutlu, yine her zamanki güzelliği ile karşımızdaydı. Bizlerde hem kendisine, hem sanatçı ruhuna, müzik yaşamına ve son çıkan o güzel şarkısına dair bir araya geldik. Şimdi sizlerle...

Gülden Hanım merhaba nasılsınız?

İyiyim Elif’ciğim. Umut doluyum, çok teşekkür ederim :)

Sözü ve müziği size, düzenlemesi Celil Yavuz’a ait “Mendil” şarkınızla karşımıza çıktınız. Ne güzel bir şarkı olmuş. O kadar güzel sesiniz var ki yine muhteşem bir şarkı çıkmış ne söylersiniz?

Sandığıma elimi attım, Mendil çıktı. Beğenmeniz çok mutlu etti beni. Kalbinize dokunabildiysem ne mutlu… 

Şarkıyı siz yazdığınız için sormak istiyorum var mı bir hikâyesi?

Her şarkımın bir hikâyesi var. Mendil’de aşktan nasibini almış ve az çok demeden her haline razı gelen kişilerin hikâyesi.

"Gözyaşını sildiğin mendilin olayım, Koy beni gömleğinin sol cebine" ne kadar güzel ve etkileyici sözleri olan bir şarkı. Hayatımızda nasıl insanlar vardır ki mendil gibi kalbimize yakın yere koyarız. Kimdir bu insanlar?

Çok sevdiklerimiz. Neden diye sorulduğunda, onun için ‘’çünkü çok seviyorum’’ diyebileceğimiz herkes gömleğimizin cebinde, göğsümüze en yakın olan o yerdedir.

Klipte alışık olmadığımız, marjinal ve cool bir imaj çizmişsiniz. Konseptte örümcek ağları, örümcek motiflerinin kullanılması da epey ilginç bulundu. Nasıl geçti klip çekimleri?

İdil Dizdar ve Said Dağdeviren yönetmenliğinde çekiliyor kliplerim. Üçümüz bir araya geldiğimizde birbirimizi çok iyi tanıdığımız ve kıymet verdiğimiz için hayal gücümüzü en özgür şekilde harmanlayıp sete iniyoruz. Örümcek motifleri İdil’in fikriydi ve hazırlık aşamasında çok çalıştı. Keyifli ve duygusal geçiyor bizim set saatlerimiz çünkü dinleyicimizi çok önemsiyor ve çok heyecanlanıyoruz hayalimizi paylaşacağımız için.

Örümcek ağları demişken örümceğin sizdeki etkisi nedir? 

Kendi yaşam alanını kendi emeği ile oluşturan bir canlı, daha ne olsun :) 

“UĞURSUZLUK NEDİR BİLMEM”

“Peki, var mıdır uğruna inandığınız ya da uğursuzluğuna inandığınız şeyler?” sorusuna; “Ben sadece şarkılarımda samimi bir şekilde ifade ettiğim sözlerin ve hissin uğuruna inanırım” deyip “Uğursuzluk denilen şeyin ne olduğunu bilmiyorum” şeklinde konuştu.

Klipte çok konuşulan diğer bir hususta poşetten hazırlanan kostümünüz, kâğıttan yapılan çizmeleriniz olmuştu. Kimin fikriydi bu?

Yönetmenim İdil Dizdar’ın fikriydi. Kandırmışlar Aşk Diye klibimde omuzumda mumlar yakan da, beni pamuklara saran da, Çiçek Gibi klibimde beni çiçek gibi gösteren de, Mendil klibimde örümcek ağlarının içine atan da hep o oldu. Ne olduysa hep onun yüzünden, onun güzel yüzünden oldu :)

Çok yeni olmasına rağmen çok beğeniliyor şarkınız. Bu yaza damgasını vurur mu sizce?

Vurursa çok mutlu olurum. Kalbimden kalemime dökülen hislerin hiç tanımadığım insanlarda da var olduğunu bilmek kendimi güvenli bir kalabalığın içinde hissetmeme sebep oluyor. Ortak bir dil ve mesafeyi yok eden bir gücün içinde dinleyici ile yan yana oturduğumuzu ve gökyüzüne baktığımızı hissediyorum.

Biz sizleri ilk singleniz olan "Unutmam Dedin" ile tanıdık. Sevdik benimsedik. Hayran kaldık. Sizce de güzel bir çıkış oldu mu?

Siz sevdiyseniz olmuştur Elif’ciğim :) Sizin sevmeniz benim en gözümü dolduran mutluluğum.

Emre Aydın'ın o çok beğendiğimiz "Soğuk Odalar" şarkısı sizin eserlerinizden biri. Bu kadar beğenileceğini biliyor muydunuz şarkıyı ve neden siz söylemek istemediniz?

Ben yayınladığım şarkılarımın akıbetini kestiremiyorum. O şarkılarla derdimi izah edebilmek öncelikli niyetim oluyor. Soğuk Odalar’ı Emre dinlediğinde bana düet teklifiyle geldi, benim için güzel bir başlangıcın ilk merhabası oldu. Eğer o teklif gelmeseydi yalnız okuma niyetindeydim fakat kadere inanırım. Doğru olan öyle olmasıymış ve iyi ki de öyle olmuş.

“ÖYLE BİR SEVMEK Kİ…”

"Yatsın Yanıma" şarkısı konusu çok kuvvetli bir şarkı. Diyen Gülden Hanım, “Bütün olay, dokunmadan sevmeye razı gelenlerin kuvvetinde. O şarkıda oradan besleniyor mesela. Öyle bir seviyorsun ki sevdiğini, ahh diyorsun yatsın yanıma, sarılmasın dönsün uyusun. Öyle bir sevmek yani” şeklinde açıkladı. 

Yine aynı sene içerisinde  "Sen Yokken Olanlar" albümünü çıkardınız. Sanki oradaki şarkılar "Yatsın Yanıma'yı geçemedi diyebilir miyiz?

Yatsın Yanıma o albümün çıkış şarkısıydı. Çok uzun zaman radyo ve TV’lerde çaldı, öyle uzun sürdü ki biz bir tane daha klip çekelim dedik ama şarkının önünü kesemedik. Bekledik vadesi dolsun diye, dolmadı :) Ama diğer şarkılar geçemedi diyemem, çünkü konserlerimde o albümden şarkılar dinlemek istiyor dinleyicilerim. İyi ki bunlara klip çekmedin bizim gizli şarkılarımız oldu diyenler de var. 

Ardından iki yıl sonra gidersen git havasında "Bye Bye" dedirttiniz. Ve biz belki de sizin en hareketli şarkınız görmüş olduk öyle değil mi?

Evet, baktım ki acıların kadını demeye başladılar benim için :) dedim ki bir dakika o iş öyle değil. Ben acının değil, umudun, gücün, aşkın her haline hazırlıklı olabilmenin kadınıyım. Çünkü kadınım :)

Geçtiğimiz sene yine çok başarılı olan "Ben Seni Böyle Mi Sevdim" sitemine bağladığımız sonradan da "Çiçek Gibi" hatırlatması yapıp onun üzerine bastıran "Kandırmışlar Aşk Diye" ile de artık yapacağımı yaptım mı diyoruz?

Hayır, bugüne kadar yaptıklarım önsözdü :) Siz asıl hikayeyi bundan sonra görün :)

Şarkılarınızdaki o akışında giden orantı bir tesadüf mü yoksa bunu sizde bilinçli mi yapıyorsunuz?

Benim yaptığım bilinçli yaşayıp bilincimi kaybederek yazmak :)

Nereden geliyor o kliplerdeki marjinallik, değişiklik, kalite, güzellikler?

Benim dinleyicim hep iyi şarkılar dinleyip iyi klipler izlemeyi hak ediyor. Güzel olarak gördüğünüz ne varsa bende, hepsi bu inancım ve bu inancıma olan sadakatimden, dinleyicime olan minnet ve sevgimden kaynaklı…

Çok kısa sizden bahsedelim istiyorum bu işin mutfağından eğitimli olarak gelen şarkıcılarımız arasındasınız. Ege Üniversitesinde konservatuar okumuşsunuz ve okul yıllarınızda Ege Ordu Komutanlığına kadar giden bir serüveniniz var. Nasıl geçti gençlik döneminiz?

İlkokula erken yaşta gitmem sonucu üniversiteye başladığımda henüz 17 yaşıma yeni girmiştim. Çok küçüktüm, hem hocalarım hem de ordu komutanlığında ki komutanlarımızın küçük kızıydım. O yaşlarım çok kıymetli insanların yanında büyüyerek geçti. Hem okudum hem şarkı söylemek istediğim için çalıştım, güzel yürekli insanlarla biriktirdiğim çok kıymetli anılarım var. İlk sahne tozu yuttuğum yıllar.. Düşündükçe gülümsüyorum hiç kötü bir anım ve tecrübem olmadı. Daha güzel ne olabilir…

“NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE”

Resmi gazetelerde de yayınlanan bir haber var ki bizim içinde gerçekten gurur verici Londra’nın ilk kadın koro şefliğini yaparak parlamentoda sahneler almış olan başarılı kadın o günler hakkında şunları söyledi; “Türk Müziğini bilmeyenlere, öğrenmek isteyenlere, dinlemek isteyenlere anlattım. Sonra büyüdükçe büyüdü işler, bir gün baktım parlamentoda sahnedeyim, bütün koristlerim kırmızı ben ise beyaz giymiştim. Ne mutlu Türküm diyene! Ne mutlu orada çınlayan sesimize ve alkış alan müzik kültürümüze…”

Artık sadece adınızı kullanıyorsunuz sanırım. Mutlu'yu bıraktınız mı?

Evet, Mutlu ayrıldığım eşimin soy ismiydi. Artık sadece Gülden’im. 

Her şeyden önce bir kız annesisiniz. Kızınızı mesleğinizden uzak tutmaya çalışıyorsunuz. Peki, nasıldır anne olmak buradan annelere de neler söylersiniz?

O bir birey. O Gülden’in kızı olarak değil, kendi kişiliği, kendi varlığıyla Melissa olarak bilinmeli, bu yüzden uzak tutuyorum. Bu onun en doğal hakkı ve ben de bir anne olarak onu kendi gönül çatımın altında pamuklara sararak yaşatıyorum. Bir insan yetiştirmeye gönüllü olan her annenin saçlarından öperim… Keşke imkânım olsa da her anneye her sabah gidip bu evin güneşi bu evin sabahı ama en önemlisi bu çocuğun dünyası sensin diyebilsem. 

Yurt içi ve yurt dışı sahneleriniz nasıl gidiyor?

Sahnelerimiz çok keyifli ve eğlenceli geçiyor. Sanırım ağırlıklı slow şarkılarımın bilinmesi sebebiyle sahnemizin de duygusal şarkılardan oluşan bir repertuvarla geçeceğini düşünüyorlar ki her konser bitiminde “çok şaşkınız bu kadar geniş ve farklı bir repertuvarla eğlendirdiğinizi bilmiyorduk” diyorlar.

Tarzınızla ilgili yorumları çok merak ediyorum. Sizi sevenler nasıl tanımlıyor?

Ben onların derdinin anlatıcısıyım, onlar da benim başımın tacı.

Sadece başarılarıyla ( şarkılarıyla) gündeme gelen sanatçılardan birsiniz. Bunu neye bağlıyorsunuz?

Varlık önce var olmak ve sonrasında yapılan şeylerle anlam kazanır. Ben varım bunu zaten biliyoruz, asıl anlam yaptıklarımda olsun, onlar bilinsin ve öyle anlam bulsun varlığım, bunu istiyorum.

Herkes için bilemediğimiz ayrı bir gizeminiz var. Sizde bunun farkında mısınız?

Ben, görmek isteyene bir cam kadar saydamım. O kadar net ve şeffafım ki; işte bu yüzden herkes göremiyor ve görmeyen bu görmediği şeyin adına gizem diyor.

Peki, bize 5 kelime ile Gülden'i tanımlar mısınız?

-Sabır, sakinlik, empati, empati, empati. 5 oldu sanırım :)

Gençlerin çok fazla yanınızda olduğunu biliyoruz. Seviyor musunuz bu öğrenci kitlesini?

Onlar bizim güzel geleceğimiz, insan güzel geleceğini sevmez mi hiç. Çok seviyorum, umutla bakıyorum hep varlıklarına.

Sosyal medya hakkında ne düşünüyoruz. Bu kadar aktif olması sizce doğru mu?

Doğru amaçla kullanıldığında mutlaka faydalı, fakat artık dönem, cep telefonlarımızın bir elimizde 6. parmağımız olduğu dönem Elif. İyiye kullanan da var kötüye kullanan da. Asıl olan elinizde ki teknoloji değil, bütün iş kişinin kim olduğuyla ilgili. Kim, ne istiyor, neyi ne için kullanıyor…

Son olarak okuyucularımıza neler söylersiniz?

Hayatınız hayallerinizden daha güzel olsun Elif’ciğim. Her şeyden önce kendiniz, sonra kıymetlileriniz ve benim için; iyi ki varsınız!

Doğum Tarihi: 02.01.1983

Burcu: Kova

Uğurlu sayısı: 5

Sevdiği Huyu: Sakinliğim

Sevmediği huyu: Ben her halimi çok seviyorum 

Uğurlu rengi: Siyah

En sevdiği yemek: Yemek ayırt etmiyorum 

En sevdiği söz: Kırılmak eğilmekten iyidir

Röportaj: Elif Hayvalı

Fotoğraf: Fatma Demir