İnsomnia hastası bir adamla, uyurgezer bir kadının yollarının aşkla nasıl kesiştiğini anlatıyorum. Fısılda, bazen hayatta açıklayamadığımız olayların olduğu ve bir gücün hayatımıza nasıl yön verdiğini gösteriyor ve kulağınıza fısıldıyor “Unut ve yaşa, umutla!”

Sizin deyiminiz ile Gülbahar Kurtoğlu kimdir?

Yüreği yazma tutkusuyla dolu; muazzam bir hayal dünyası olan bir anne ve bir öğretmenim ben.

Yazmaya ne zaman başladınız? İlkyazın anınızı paylaşır mısınız?

Çok klişe bir cevap olacak belki de; ama yazmaya çok küçük yaşta başladım. On iki yaşlarımda şiirler ve kısa öyküler yazmaya başlamıştım.

Sizce yazmak ne demek?

Yazmak; sığamamak dünyaya, sonsuz olmak. Duygularınızı, hayal gücünüzü imgelere dönüştürebilirken hissettiğiniz mutluluktur.

Hangi tür kitaplar yazıyorsunuz?

Kitaplarımda olağandışı karakterlerin hayatlarını kullanıyorum. Alışılagelmemiş olaylarla insanları şaşırtabilen kurgular kullanıyorum.

Sizce iyi bir yazar olma kriterleri nelerdir?

İyi bir yazar olmak için öncelikle çok iyi bir okuyucu olmanız gerekir. Çok okumalısınız. İyi bir araştırmacı olmalısınız aynı zamanda. Sınırsız bir hayal gücünüz olmalı, ama bu hayal gücünüzü de gerçeklere uyarlama yetiniz de olmalı.

Bize “FISILDA”nın içeriğini anlatır mısınız?

Ayzıt yayınevinden çıkan yeni romanım “Fısılda”da, insomnia hastası bir adamla, uyurgezer bir kadının yollarının aşkla nasıl kesiştiğini anlatıyorum. Fısılda, bazen hayatta açıklayamadığımız olayların olduğu ve bir gücün hayatımıza nasıl yön verdiğini gösteriyor ve kulağınıza fısıldıyor “Unut ve yaşa, umutla!”

İmza günleri ve etkinlikler düzenliyor musunuz?

Geçtiğimiz günlerde, Ayzıt yayınevi genel yayın müdürü R. Serkan Bozkuş’un, İstiklal ’de Pami Sahaf’ta organize ettiği bir imza günlüğü etkinliğinde bulundum. Ekim ayı içerisinde de bir imza günü ve söyleşi etkinliği düşünüyoruz. 

Okuyucularınız kitaplarınızı nereden bulabilirler?

Türkiye genelinde tüm kitap evleri ve online satış sitelerinde bulabilirler “Fısılda”yı.

Bundan sonra ki hedefleriniz neler?

Okuyucularımı şaşırtacak, merakla okutacak olağanüstü karakterle dolu romanlar yazmak. Su anda yazmakta olduğum romanımı da bitirip okuyucularıma sunacağım en kısa sürede.

Aileniz, sizin yazar olma yolculuğunuzda yer aldı mı? Onların bu konuda size yansıyan fikirlerini öğrenebilir miyiz?

Ailem benim her zaman yanımda oldular. En vefakâr okuyucularım oldular hep. Bana hep inandılar.

Yazar olmaya nasıl karar verdiniz?

Yazar olmaya karar vermek yanlış bir cümle olur bence, yazmak benim yolculuğumdu. Önce okumakla çıktım bu yolculuğa. Küçük yaşlarda edebiyat dünyasına damgasına vuran yazarları okumuştum. Gene küçük yaşlarda günlük tutmaya ve şiir yazmaya başladım. Sonra bütün bunlara lise dönemimde kısa öyküler eklendi. Kaldı ki; çevremdeki herkes benim sürekli yazdığımı biliyordu. Sanırım ben de, yolumu biliyordum artık.

Sizi yazmaya özendiren şeyler nedir?

Sadece kitapların kendisi.

Kimsenin okumayacağını bilseniz bile yazar mıydınız?

Zaten başlarda kimse okusun diye yazmazsınız. Kendiniz için yazarsınız. Ama sonra yazdığınız şeyleri okuduğunuzda bunların sadece size kalması yetmez.

Bir yazar olarak okuduğunuz ve beğendiğiniz yazarlar kimlerdir?

Ben bu soruya beni en çok etkileyen kitaplar olarak yanıt vermek istiyorum.
Maksim Gorki’nin “Ana”sı,John Fowles’ın “Büyücü”sü ,J.M.Coetze “Utanç” ı
Oğuz  Atay’ın “Tutunamayanlar”ı.Mehmet Eroğlu’nun kitaplarını da beğenirim.

Yazma ritüelinizden bahseder misiniz? Örneğin hangi ortamda, hangi materyallerle, hangi müzikle, nasıl bir coğrafyada yazmayı tercih ediyorsunuz?

Benim için, yazarken yalnızlık ve sessizlik şart. Bu da sadece gece mümkün olabiliyor. Uykusuz kalmam, benim yazıyor olabilmem karşısında minicik bir detay kalıyor.

Yazmak sizin için hayat boyu sürecek bir serüven mi yoksa yazmayı bırakmayı düşündüğünüz bir zaman var mı?

Söylediğim gibi, yazmak benim yolculuğum. Sanırım yolum bitene kadar yazacağım.

Neden Fısılda?

Hayatta kaybettiğinizi düşündüğünüz anda “Ey Aşk! Gel ve bana huzuru fısılda.” dedirtecek “Fısılda” size.

Fısılda ile topluma ne tür bir mesaj veriyorsunuz?

Umudun hayatımızdaki önemini gösteriyor fısılda. Yıkıldığımız, yenildiğimiz anda bizi sadece umudun toparladığını hatırlatıyor.

Başarının en büyük kuralı nedir sizce?

Önce kendine inanmak. Kendi gücüne inanan bir insan bence başarılı olur. Pes etmeden, umudunu kaybetmeden de emek verirse yolu başarıya çıkar.

Zamanı geçmişe alma imkânınız olsa tekrardan yazar olmak ister miydiniz? Neden?

Kesinlikle isterdim. Çünkü yazmanın beni ne kadar mutlu ettiğini biliyorum, bu tutkunun asla geçmeyeceğini de.

Edebiyat dünyasında bir şeyleri değiştirme şansınız olsa neleri değiştirirdiniz?

Sanırım yeni yazarlara karşı olan önyargıları yok etmek isterdim.

Hedeflerinize ulaşmanın yaratacağı en büyük etki ne olurdu?

Daha fazla yazma isteği. Emeklerimin karşılığını aldığımı düşündüğüm zaman, bu da nasıl olur? Daha fazla yüreğe dokunarak olur. Daha şevkle yazarım o zaman.

Son olarak, yazar olmak isteyenlere tavsiyeleriniz nelerdir?

Çok okuyun, özellikle edebiyat dünyasına damgasını vurmuş kitaplar öncelikli olmalı. Yanınızda mutlaka kâğıt kalem taşıyın. Ne yazdığınız önemli değil, her gün yazın. Hatırladığınız rüyaları bile yazın mutlaka her gün. Araştırmacı olun. Kesinlikle arşivden gazete haberleri okuyun. Bazen çok güzel hikâyeler çıkabiliyor.
Son olarak ben öncelikle size teşekkür etmek istiyorum ve okuyucularıma meleklerinin fısıltıları hep sizinle kalsın demek istiyorum. Sevgiler...

Biz de Önce Vatan Gazetesi ailesi olarak bizimle yaptığınız bu özel ve içten röportajdan ötürü değerli sanat yüreğinize şükranlarımızı sunar, gelecek çalışmalarınızda başarılar diliyoruz… 

Röportaj: Aziz Karataş