DİLE DÖKÜLEMEYEN YARALARI YAZIYA DÖKEN GÜÇLÜ BİR KADIN: GONCA KARKAYA

RÖPORTAJ: AYŞENUR MAMA

Başarılı yazar Gonca Karkaya ile yazın hayatına ve “Tahu (Tecrübe/Aşk/Hüzün/Umut)” adlı yeni kitabına dair konuştuk. Keyifli sohbetimiz sizlerle…

Öncelikle sizi tanımak isteriz. Gonca Karkaya kimdir?

1997 yılında Antalya Manavgat’ta doğdum. Muğla Meslek Yüksek Okulu Bankacılık ve Sigortacılık Bölümü’nde ön lisans eğitimimi tamamladım. Seyahat etmeyi ve doğayla iç içe olmayı çok seviyorum. Manzara ve müzik tutkunuyum.
Bunların dışında Gonca Karkaya; yazdığı kelimelerin derinliklerinde verdiği savaşlardan sağ çıkmış, her şeye rağmen gülen ve dile dökülemeyen yaraları yazıya döken güçlü bir kadın.

Yazın hayatınız nasıl başladı? Size öncülük etmiş isimler var mı?

İnsan; en çok sevdiklerinden derin yaralar alıyor, olmamış olanlardan ve artık olsa da bir şeyleri değiştiremeyeceklerinden. Kabulleniyor çoğu şeyi. Olmayacaklara değil de kendi oldurabileceklerine yoğunlaşıyor ki olması gereken de bu, diye düşünüyorum.
İnsan, yeter ki istesin. En çok sevdiğinden de vazgeçebilir, olmazları da oldurabilir. Sadece biraz zaman alıyor. Uzun süre kendi benliğimi sorgulamaya, bulmaya çalıştım. Zor olsa da bir umut ile pes etmeden savaşmaya devam ettim. Uğruna verdiğim tüm savaşlarda elbet bir gün kazanacağıma inanarak ilk kitabımla “Tahu (Tecrübe/Aşk/Hüzün/Umut)” bir adım attım.

Yazarken nelerden esinlenirsiniz? Örnek aldığınız yazar veya şairler var mı?

Genel olarak yaşadıklarım ve onlardan çıkardığım derslerden esinlenirim. Hiçbir hatadan korkmadan üzerine giderim; çünkü bilirim ki sonunda üzerine gittiğim konu her neyse ondan bir şeyler öğreneceğim. “Aman, gidersem şöyle olur, böyle olur.” değil, gitmeli ve ondan bir tecrübe kazanmalıyım.
Örnek aldığım yazarlara gelecek olursak;
Ahmet Batman, Aşkım Kapışmak ve Kahraman Tazeoğlu.

Ağustos ayında okurlarla buluşan “Tahu (Tecrübe/Aşk/Hüzün/Umut)” adlı kitabınızdan bahseder misiniz? Bu kitabı neden yazdınız?

İsminden de anlaşıldığı üzere; yaşadıklarımdan öğrendiklerim ve temelde yatan eksik noktalarımın beni sürüklediği hatalarda aşka tutunmaya çalışıp, tekrar tekrar yıpranışım.
Tüm bunlara rağmen pes etmeden saf, temiz duygularımla hayata karşı duruşum. Üstüne, en yakınlarımın aslında canımı en çok acıtanlar oluşu ve her ne olursa olsun, içimdeki umudun son bulmaması.

“Tahu (Tecrübe/Aşk/Hüzün/Umut)” okurlara hangi mesajları vermeyi amaçlıyor?

İnsan; yaşadıklarından ders çıkarmalı, acısıyla tatlısıyla saygı duymalı, umudunu hiç yitirmemeli.

Kitabın ismi nereden geliyor?

Uzun bir süre kitabın ismini düşündüm, çok sorguladım. Sonra biraz farklılık olmasını istedim. Kendimi sorgulamaya başladım: 

“Yaşadıklarından ne öğrendin, sana bunları yaşatan neydi, hayatında en çok hangi duyguyu derinlerinde hissediyorsun, ne olursa olsun içinden kopmayan nedir?” gibi sorular sorarak cevabını bulduğum kelimelerin baş harflerini kodladım.

Sizce kitap, beklenen başarıya ulaşacak mı?

Herkes kendinden bir şeyler bulacak. Başarıya ulaşacağına inancım tam.

Kitabınıza bir okur gözüyle nasıl bir yorum yaparsınız?

Tekrar tekrar, sıkılmadan, rahatlıkla okunabilecek bir kitap.

Hazırlık aşamasında olan yeni bir eseriniz var mı?

Elbette…

Son olarak gazetemiz okurlarına neler söylemek istersiniz?

Her düşüşünde yeniden ayağa kalkmalı insan. Umudunu yitirmemeli. Biliyorum; söylemesi kolay tabi, diyeceksin. Aynı şeyleri yaşamış olamaz mıyız? Karşıma sürekli olumsuzluklar çıktı. Tam kalkıyorum, derken yeniden düştüm ve yine pes etmedim. Ne olursa olsun, umudumu hiç yitirmedim. Umudumu kaybedersem yaşarken öleceğimi biliyorum. O yüzden her ne olursa olsun, umudunu yitirmemelisin. Yaşadıklarından bir ders çıkarıp yeni ve temkinli adımlar atmalısın. “Bak, bugün de bitti. Hatta yeni bir güne başladın belki de.”