Esme Kati: ‘Gökkuşlar-Pabuğ’ ile maksadım çocukların keyifli vakit geçirmesine katkı sağlamak
RÖPORTAJ: AYŞENUR MAMA
Başarılı yazar Esme Kati ile yazın hayatına ve “Gökkuşlar-Pabuğ” adlı kitabına dair konuştuk. Keyifli sohbetimiz sizlerle…
Hoş geldiniz Esme Hanım. Sizinle daha önce “Ben Sana İyi Gelirim” ve “Yalnız Öldüler” adlı kitaplarınız üzerine konuşurken sizi de kısaca tanımıştık; fakat sizi ilk kez burada tanıyacaklar için birkaç cümle ile kendinizi anlatır mısınız?
Adım Esme Kati. İstanbul’da yaşıyorum. İstanbul Üniversitesi Türkoloji Bölümü mezunuyum. Roman, hikâye ve ikisi şiir olmak üzere yayımlanmış dört kitabım var.
Yazın hayatınız nasıl başladı?
Profesyonel olarak “Hergelenin Sırrı” adlı üniversite yıllarındaki trajikomik olaylar üzerine kurgulanmış bir gençlik romanıyla başladım.
2020 Ekim ayında okurlarla buluşan “Gökkuşlar-Pabuğ” adlı kitabınızdan bahseder misiniz, neden kuşlar?
Bu kitap; çocuklar için yazılmış, renkli, resimli hikâye kitabı. Kuşların benim hayatımda önemli bir yeri var. Yuvadan düşen yavru serçeyle başlayan yakınlaşmamız; kumrular, güvercinler ve diğerleriyle devam etti. Öyle ki evimde yuva yapıp yavrulamaya başladılar. Kış aylarında, özellikle de karlı günlerde camı açık bırakırım ve onlar da ürkmeden içeri girip ısınırlar, geceyi evde geçirenler bile olur.
Bu kitapla minik okurlarınıza hangi mesajları vermeyi amaçladınız?
Mesaj kaygım yoktu, hayvanlara ve çocuklara karşı hissettiklerim yazıya geçince satır aralarına sevgi sözcükleriyle birlikte sevginin mesajı da ilişti. Maksadım, çocukların keyifli vakit geçirmelerine katkı sağlamaktı.
Kitabın isim hikâyesi nedir?
Gökkuşağı kadar renkli kuşları hayal etmelerini sağlamak için ismi elbette “Gökkuşlar” olmalıydı; ama Pabuğ adlandırması, kendi ismini henüz telaffuz edemeyen üç yaşındaki bir miniğe ait. Böyle olması da ayrı bir güzellik kattı kitaba.
Hazırlık aşamasında olan yeni bir eseriniz var mı?
Evet, tasarladığım bir şeyler var; ama nasıl gelişeceğinden emin değilim.
Son olarak gazetemiz okurlarına neler söylemek istersiniz?
Çocukları ve hayvanları sevmekten vazgeçmeyin. Bunca kötülüğün, çirkinliğin içinde hayatı yaşanabilir kılan ne varsa onlarda var. Karşılıksız sevgi, merhamet, saflık, güzellik; onlardan vazgeçmek, bütün güzel duygulardan vazgeçmekle eşdeğer. Bunu “Ben Sana İyi Gelirim” adlı kitabımda yer alan bir şiirimle anlatayım.
İÇİNDE
İnsana muhtaç kalmışız
Perişan insan içinde
Diller tutuk konuşmaz
Bunca lisan içinde
Kimse kimseyi tanımaz
Ezelden nisyan içinde
Arama hiç samimiyet
O da riya, zan içinde
Kovulmuş her kapıdan
Dürüstlük isyan içinde
Ne cevherler saklanır
Yıkık viran içinde
Bakır olsa kalay tutmaz
Çürümüş can içinde
Kalmamış hatır gönül
Kırık fincan içinde
Dile düşmüş ahde vefa
Barınmaz han içinde
Adı seni yanıltmasın
Tamu cihan içinde
Zannetme uzaklarda
Şeytan insan içinde
Güzel olan ne varsa
Sabi sübyan içinde