Öncelikle sizi tanımak isteriz. Erdi Han kimdir?

Kendimi tanıtabilme noktasında acemi biriyim, diyebilirim. “Erdi Han kimdir ve nasıl biridir?” sorularından çok ‘Ben neye benziyorum?’ sorusunun cevabını aradım yıllarca. Tabii ki insanım her halükârda; ancak ‘insan’ kavramının içini doldurabiliyor muyum? İşte bu kavramsalın içini doldurma hevesiyle yaşayan biri olarak tanımlıyorum kendimi.

Yazın hayatınız nasıl başladı?

Yazın hayatım ortaokul yıllarında başladı, diyebilirim. Tarihini net hatırlamıyorum; ancak okulun kendi içinde hazırladığı kompozisyon yarışması vardı. Türkçe öğretmenimin teşviki ile o yarışmaya girdim ve birinci oldum. Aslında fark etmeksizin yazın hayatıma böylece adım atmış oldum. Üniversiteden sonra yaşamı derinlemesine etüt etmeye başlıyorsunuz. Yaşadığınız çağı ve içindeki tüm dinamikleri incelemeye başlıyorsunuz. Bir zaman sonra bu etüt ve incelemeler size birtakım birikimler kazandırıyor. Tabii bunu mental açıdan söylüyorum. Birikimlerinaçığa çıkma gibi bir özelliği vardır ve ben, bunun yolunu yazarak açıyorum. Çeşitli gençlik dergilerinde toplumsal/ bireysel sorunlara dikkat çeken yazılar yazmaya başladım. Manevi eğitimimin verdiği bilgiyi de kullanarak zamanın içinden kopmadan yönlendirici çalışmalarda bulundum. İnteraktif yayım yapan ve oldukça geniş erişim kitlesine sahip olan ‘Suffagâh’ dergisinde yazmaya başladım. Sonra irili ufaklı bu makaleler, kitaplara dönüşmeye başladı. Böylelikle profesyonel açıdan yazın hayatım başlamış oldu.

Yazarken nelerden esinlenirsiniz?

Bir sosyolog olarak her şeyden esinlenmem an meselesi. Toplum ve insanlardan esinlenerek derliyorum tüm yazılarımı. Birinin acısı, birinin gülüşü, diğerinin hoş sohbeti beni etkileyebilir gün içinde. Sürekli farklı düşünce ve fikirlere sahip olan, farklı yaşam standartlarında hayat süren insanlarla iç içeyim. Tabii bu zenginlik, benim yazılarımın büyük bir bölümünü oluşturuyor.

Geçtiğimiz yıl okurlarla buluşan ‘Cahilizm’ adlı kitabınızdan bahseder misiniz? Bu kitabı neden yazdınız?

Az evvelki sorunuza paralel bir cevap verebilirim buna. Cahilizm’in bir kavram olarak nitelenmesi gerektiğini düşünüyordum epeydir. Pandemi sürecinin başlangıcı ve şiddetli seyreden dönemlerinde çok sıkı bir saha çalışması yapma fırsatım oldu. Yeni karşılaşılmış bir meseleye karşı insanların tepki1sel duruşunun altında yatan nedeni araştırdım. Sonra hepimizin bildiği; ama adını koyamadığı ‘Cahilizm’ kavramını geliştirdim. Kitap viral sarmal döneminde açığa çıktı, diyebilirim. Kitabı yazma nedenime gelince; bu kitapla hepimizin röntgen filmini çekmek istedim sanırım.

‘Cahilizm’ okurlara hangi mesajları vermeyi amaçlıyor?

‘Cahilizm’ her an her açıdan ve her yerde karşımıza çıkabilecek bir kavram. Bunu düşüncesizliğin düşüncesi olarak yorumluyorum. Kitap; özü itibari ile bürokrasidenhalka, ailedenişyeri yaşamına kadar karşımıza çıkabilecek insanların cahilizm ideolojisi mensubu olabileceğini anlatıyor. Değer verdiğimiz ve çok sevdiğimiz insanların birçoğunun bizim büyütmemiz sonucunda nasıl cahilist insana dönüştüğünü gözler önüne seriyor. Kitabın amacı; bilginin, insanı cahillikten kurtaramayacağınınve asıl meselenin, anlam/anlama kapasitesinin geliştirilebilir olması gerektiğinin önemini vurguluyor.

Kitabın ismi, nereden geliyor?

Kitabın ilk ismini ‘Cahil’us’ (Cahil aklı) olarak düşünmüştüm;ancak bu ismi kitabın içinde kullanacağım karakterlerin tamamına vermeyi uygun bulmuştum. “Kitabın ismi, başka ne olabilir?” diye düşündüğümde “Bu bir ideoloji gibi.” dedimve ‘Cahilizm’ ismini uygun buldum.

Kitabın başarıya ulaşacağını düşünüyor musunuz?

Yazarlık, farklı bir meslek. Eserin başlama aşamasında içinize “Bunu kesinlikle yazmalıyım, bitirmeliyim.” duygusu işleniyor. Sonra elinizin altında bir tablet, karşınızda da bir duvar… Tek başınasınız yani. O süreçte aklınıza “Acaba beğenilecek mi, başarıyı elde edebilecek miyim? türünde bir soru şeması pek gelmiyor. Yayımlandıktan sonra takip etmeye başlıyorsunuz. Kitapyeni olmasına rağmen güzel tepkiler ve olumlu dönüşler aldı. Almaya da devam ediyor. Tabii bu, mutluluk verici bir mesele.

Kitabınızı bir okur gözünden nasıl değerlendirirsiniz?

Kitap; insanların birbirlerine, daha doğrusu yakın dostlarına “İşte sen tam da busun.” diye tatlı tatlı takılmaların olduğu bir eser haline dönüştü. Gerek mail adresime gerek sosyal medya hesaplarıma gelen fotoğraflardan bunu çıkarıyorum. Bu, beni mutlu ediyor; çünkü kitapta sözünü etmeye çalıştığım kavramın anlaşıldığını görüyorum.

Hazırlık aşamasında olan bir eseriniz var mı?

Yayım aşamasında olan birçok hazırlığım var. İçlerinden birini seçip üzerinde detay çalışması hazırlığına geçmek istiyorum şu an karar verme aşamasındayım.

Son olarak gazetemiz okurlarına neler söylemek istersiniz?

Çok değerli ve kaliteli okurlara sahip bir kitleye hitap eden gazetenize röportaj vermek, beni mutlu etti. Derdimiz, her zaman ‘Önce Vatan’ olsun temennisini sizin vesilenizle okurlarınıza iletmek istiyorum. Teşekkür ediyorum.