RÖPORTAJ: AYŞENUR MAMA

Öncelikle sizi tanımak isteriz. Emre Kahyaoğlu kimdir?

Ben, Ali Emre Kahyaoğlu. 31.10.1984 tarihinde doğdum. İlkokulu Nilüfer Hatun İlkokulu’nda; ortaokul ve liseyi Yıldız Koleji’nde okudum. Çalışkan ve başarılı bir öğrenciydim. Liseyi Fen-Matematik bölümünde bitirdim. 2002 yılında İstanbul Kültür Üniversitesi Sanat Yönetimi bölümünü kazandım. 2006 yılında mezun oldum. Doğru, doğal, duygusal ve dürüst olduğumu düşünüyorum.

Yazın hayatınız nasıl başladı?

Yazın hayatım, öncelikle okumakla başladı. Okumadan yazmak olmaz. Çok kitap okumak, bence yazarlığın ilk şartı. Üniversite öğrencisiyken çok kitap okumaya ve şiir yazmaya başladım. 2007 yılında Sarıyer Halk Eğitim Merkezi Tiyatro Kursu’nda yardımcı öğretmenliğe başladım ve çocukların azimli çalışmalarından etkilenerek şiirlerimi kitaplaştırmayı düşündüm.

Yazarken nelerden esinlenirsiniz?

Yazarken nelerden esinlendiğim ve etkilendiğim hiç belli olmuyor. Herhangi bir kişi, durum, olay, ses veya hayata dair her şey, benim için malzemedir.

Geçtiğimiz günlerde okurlarla buluşan “Benim Dünyam Gençliğim ve Denemelerim” adlı kitabınızdan bahseder misiniz? Bu kitabı neden yazdınız?

“Benim Dünyam, Gençliğim ve Denemelerim” 10 yıllık çalışmayla oluşmuş bir eserdir. 10 yıl üzerinde çok çalıştım ve çok değişerek en son halini aldı. Çok zengin ve geniş içerikli bir eser oldu. Yaşadığımız hayat ve dünyayla ilgili önemli olduğunu düşündüğüm kişi, olay ve kavramları bir eserde toplamayı ve eserin orijinal olmasını istedim. Araştırmak, önemlidir. Merak etmek, önemlidir. Düşünmek, önemlidir.

Kitabın ismi, nereden geliyor?

Orijinal bir isim olmasını istedim.

Sizce kitap, beklenen başarıya ulaşacak mı?

Maddi bir kaygım yok. Eserimin faydalı olmasını isterim.

Kitabınızı bir okur gözünden nasıl değerlendirirsiniz?

Kitabımın farklı olduğunu düşünüyorum. Farklı kitaplarla ilgilenilmeli ve farklı kitaplar olabileceği düşünülmeli. Kitaplar daha çok okunmayı ve ilgiyi hak ediyor.

Yazarken örnek aldığınız, izinden gitmeyi hedeflediğiniz yazarlar var mı?

Elbette örnek aldığım yazarlar var. Bunlardan bazıları; Ataol Behramoğlu, Murathan Mungan, Ayşe Kulin, Anton Çehov, Dostoyevski, Shakespeare, Nazım Hikmet, Reşat Nuri Güntekin gibi isimler.

Hazırlık aşamasında olan farklı bir eseriniz var mı?

Hazırlık aşamasında olan eserlerim var. Yazmak, benim için vazgeçilmez bir terapi oldu. Her gün yazıyorum.

Son olarak gazetemiz okurlarına neler söylemek istersiniz?

Sevgili okurlar, lütfen daha çok okuyun ve kitaplara ilginizi artırın. Kitap okumak, çok önemlidir ve gereklidir.

Bir de size tavsiyem; içinizden ne geliyorsa ve nasıl hissediyorsanız yazın. Mutlaka günlük tutun. Günlük tutmaya ve günlüğünüzü yazmaya hemen başlayın.