EMRE CİHAN ÇANDIR: İNSANLIĞIN TEK ÇARESİ, BİLİMDİR

Başarılı yazar Emre Cihan Çandır ile yazın hayatına ve “2073” adlı kitabına dair konuştuk. Keyifli sohbetimiz sizlerle…

RÖPORTAJ: AYŞENUR MAMA

Öncelikle sizi tanımak isteriz. Emre Cihan Çandır kimdir?

Kaç yaşında olduğum, ne iş yaptığım, eğitimimin ne olduğu veya buna benzeyen diğer soruların ve bu soruların cevaplarının insanların pek de umurunda olduğunu düşünmüyorum. Hayatım boyunca “Kendini tanıtır mısın?” sorusuna hiç doğru düzgün cevap veremedim; ama ille de bir şey söylemek gerekirse; “Dünyayla, insanlıkla, yaratılışla, ölümle, aşkla, siyasetle, en çok da kendiyle meseleleri olan genç bir yazar.” diyebiliriz.

Yazın hayatınız nasıl başladı? 

Çok ufak yaşlarda bile fazlasıyla asi bir çocuktum. Okulda, evde, sokakta, her yerde insanlarla tartışıyordum. Gördüm ki annem, babam, öğretmenlerim, kısacası herkes; "Sus!" diyordu. Bende sustuklarımı yazmaya başladım. O günden bu yana yazmayı hiç bırakmadım; ama susma konusunda yine de pek başarılı olamadım.

Yazarken nelerden esinlenirsiniz? Örnek aldığınız yazar veya şairler var mı? 

Karanlık duyguların, durumların olduğu her şey, beni yazma sürecimde besler. Hüznü mutluluktan; ağlamayı ise gülmekten hep daha gerçek bulmuşumdur. Dostoyevski, Kafka, George Orwell, Albert Camus… Bunlar, çok kıymetli isimler. Türk edebiyatında ise Sait Faik Abasıyanık, Sabahattin Ali, Aziz Nesin, Ercan Kesal, Emrah Serbes gibi isimleri büyük bir keyifle okurum.

 

Geçtiğimiz temmuz ayında okurlarla buluşan “2073” adlı kitabınızdan bahseder misiniz? Bu kitabı neden yazdınız?

2073'ü yazma sebebim, vatanım ile ilgili kaygılarımın olması. Söz sahibi bile olmayan yabancı ellerin hak sahibi olmaya çalışması. Liyakat dediğimiz olayın ısrarla göz ardı edilmesi ve bunlar bizi bir uçuruma sürüklerken önceliğin hâlâ makam, mevki ve koltuk olması. Ülkemi endişeli gözlerle izlerken susmamam gerektiğini düşündüm ve kalemi elime aldım. Mesele ülkem olduğu için her zamankinden daha sivriydi kalemim.

“2073” okurlara hangi mesajları vermeyi amaçlıyor? 

 Kitabımın satır aralarında, karakterlerin detaylarında, isimlerde, saatlerde, kısacası birçok yerde çeşitli mesajlar, söylemler var; ancak bu kitapla anlatmak istediğim asıl mesele şu: Günümüz teknoloji çağında birçok ülke, dünyanın geleceği ile ilgili -hatta dünya ile yetinmeyip mars ve diğer gezegenlerle evrenle ilgili- projeler üretip gerçekleştirirken; bizler, hâlâ asırlık mevzuları konuşuyor, suni gündemler yaratıyoruz. Ülkeleri, insanları mensup oldukları din veya kaderin gerekliliği olarak tabi oldukları ırk kurtarmaz. İnsanlığın, insanlarımızın daha güzel bir dünya için tek çaresi bilimdir. Bilimin bağnazlığa yenildiği Ortadoğu'da yaşananları gördük, görüyoruz. Uzun vadede asıl hedefin Türkiye olduğunu söylemek bir kehanet değil.

Kitabın ismi nereden geliyor?

Kitabın ismi çok soruluyor, bu beni mutlu ediyor. Bu ismin merak uyandıracağını tahmin ediyordum. “2073” isminin veya bu yılın herhangi bir spesifik özelliği yok. Kastedilen şey, yakın bir gelecek.

Sizce kitap, beklenen başarıya ulaşacak mı?

Başarı; benim için kitabımın çok satması, hayranlarımın olması veya maddi anlamda tepelere tırmanmak değil. Yola çıkış amacım, bu saydıklarımdan çok daha kıymetli. Belki bir kitap bir yiğidi, bir yiğit de bir memleketi kurtarır. Okurlarımdan gelen mesajları okudukça çok başarılı olduğumu görebiliyorum.

Kitabınızı bir okur gözünden nasıl değerlendirirsiniz?

“Susmanın popüler olduğu ve cesaretin değil, dalkavukluğun kazanım sanıldığı bir devirde tarafsız ve korkusuz şeyler yazan genç bir yazarı görmek ne güzel…” derdim. Bayağı överdim. 

 

Hazırlık aşamasında olan farklı bir eseriniz var mı?

Hikâyesini, kurgusunu, karakter analizlerini hazırlamış olduğum ve kısa bir süre sonra yazma aşamasına geçeceğim bir kitap sürecindeyim. Türkiye, Yunanistan ve Ermenistan üçgeninde geçecek, siyasetin etkisinden kurtulmaya çalışan bir aşk hikâyesi ile okurlarımla buluşmayı hedefliyorum.

Son olarak gazetemiz okurlarına neler söylemek istersiniz?

Bir Gazetecilik bölümü öğrencisi olarak İlk röportajımı Önce Vatan Gazetesi ile gerçekleştirmek, beni çok mutlu etti. Umuyorum ki son olmayacaktır. Önce Vatan Gazetesi okurlarına gösterdikleri ilgi ve bana ayırdıkları vakit için çok teşekkür ederim. Vatan kaygısı olan vatanseverlere, “Önce Vatan” diyen memleket sevdalılarına, Mustafa Kemal Atatürk'ün ilkelerinin izinden giden Türk gençliğine 2073'ü okumalarını tavsiye ediyorum. Sözlerimi şöyle noktalamak istiyorum:

"Bize bir gençlik lazımdır. Temelinde cehalet, duvarlarında riya, tavanlarında dalkavukluk bulunmasın."