Emin Günenç: Hayalini kurmadığın her şey imkansız kalır.

İnandığım bu yolda koşmaya devam edeceğim

RÖPORTAJ: GİZEM YILDIZ

Bazılarımız seni ekranlardan bir oyuncu olarak, bazılarımızda Survivor'ın sevilen isimlerinden Emin olarak tanıyor. İnatçı, başarılı, her zaman hedefe odaklanan bir karakterin olduğunu Survivor’da ben seni izlerken gördüm. Öncelikle Survivor’a girebilmeyi üç kere denemişsin. Bu yarışmaya katılmayı ilk ne zaman düşündün?

Benim en büyük hayalim her zaman oyunculukta aslında.. O dönemde de bir dizi görüşmem vardı onun için audition vermiştim. Son ikiye kaldım hatta, iyi de bir audition olduğu söylendi bana ama sonra bir şekilde olmadı. Daha bilinen bir isimle devam edilmeye karar verildi sanırım.. Öyle olunca Survivor da zaten uzun zamandır takip ettiğim, sevdiğim bir programdı, ara ara düşündüğüm olmuştu hep başvurmayı, o nedenle hemen fırsatı değerlendirdim ve ilk başvurumu 2019 yılında yapmış oldum. O dönem Türkiye – Yunanistan yarışması vardı. Yedeklere kadar kalmıştım, ama olmadı. 2020 yılında çağırdıklarında bir diziyle anlaşmıştım. O yüzden gidemedim. Sonra o dizi patladı Survivor coştu (gülerek). En son 2021 yılında katılmak nasip kısmet oldu, ama bu sefer de sakatlık dolayısıyla erken ayrılmak durumunda kaldım.

Maalesef talihsiz bir sakatlık sonucu adaya veda etmek zorunda kaldın. Bu sakatlık olmasaydı Survivor’da nereye kadar giderdin?

Ben kesinlikle son dörde kalırdım diye inanıyorum. Bunu hem prodüksiyondakiler, hem yarışmacı arkadaşlarım hem de beni seven insanlar söyledi. Zaten çok kısa bir süre bile olsa karakterim ve performansım sayesinde herkese kendimi kanıtlamış olduğumu düşünüyorum. Tüm bu yaşanan talihsizliklere rağmen benim için çok güzeldi. 

Belki tamamlanamamış olsa da yine de hayallerini gerçekleştirdin ve Survivor’ın sevilen bir yarışmacısı olarak insanlar tarafından seviliyorsun. Yine de içinde yarım kalmışlık var mı?

Kesinlikle var, çünkü Survivor inanılmaz bir macera. Hani genelde sorulur ya “Issız bir adada kalsanız yanınıza alacağınız üç şey ne olur?” diye işte ben bu sorunun açılımını yaşadım. Survivor öyle bir psikoloji ki orada hiçbir şey düşünemiyorsunuz. Açlık, ada şartları, ruhsal değişimleri hepsini aynı anda yaşıyorsun. Bu kadar istekle gidip oradan üzücü bir şekilde dönmek çok kötü bir durum. Suvivor’da başınıza gelebilecek en kötü şey sakatlanarak adaya veda etmek bence. Dolayısıyla içimde bir yarım kalmışlık var.

Acun Ilıcalı Survivor All Star’a seni davet etse yeniden katılmayı ister miydin?

Kesinlikle katılmayı isterim. Üç sene boyunca başvurdum bunun için o nedenle olmayı çok istediğim o final koltuğuna oturmak en büyük hayallerimden biri. Dediğim gibi sakatlanarak elendiğim için de içimde bir yarım kalmışlık var. Gidip o yarım kalmışlığı tamamlamak isterim. 

Sakatlık durumun nasıl?

Şu an tedavi görüyorum. İyileştim diyebilirim hatta.. 

Dizim 3 yerinden çatlamıştı biliyorsunuzdur belki.. Adada kalma isteği ve yüksek adrenalinden dolayı nerede hasar aldığımı tam olarak hatırlamıyorum. Türkiye’ye geldiğimde çatlağın kaynaması için 1 ay ayağımın üstüne basmadım. Sonra fizik tedaviye başladım. Bu hafta kontrol amaçlı MR'a girdim gayet iyi durumdayım yani şu an.

Bir röportajında “Survivor benim dönüm noktam olacak” demiştin. Şuan o dönüm noktasını geçtin mi? 

Şu an o dönüm noktasının başındayım bence. Çünkü hem tam olarak Survivor’la ilgili hayallerime ulaşamadım elendiğim için, hem de oyunculuk kariyerim açısından da daha çook hayalim var.. 

Survivor hayatına neler kattı?

Bence sağlığı el veren herkesin Suvivor’a bir kez gitmesi lazım. Orada yaşadığınız bir dakikanın değerini bile anlıyorsunuz. Survivor, hayatınıza bambaşka bir farkındalık katıyor. Benim için çok büyük bir okul oldu. Survivor’da hayatta sahip olduğum her şeyin değerini daha fazla anladım. Günlerce yemek hayali kurduk geceleri yatarken. Ve ben hep şunu düşündüm biz bir yarışmadayız ve belirli bir süreye kadar böyle yaşayacağız ama maalesef bu hayatı seneler boyunca, devamlı yaşayan insanlar var. Aslında ne kadar şanslı olduğumuzu hissettim.

Survivor bitti, ama adada kurduğun dostluklar seninle birlikte baki kaldı. En çok görüştün, hayatının sonuna kadar görüşebileceğine inandığın arkadaşların kimler?

Survivor’da herkesle aram çok iyiydi; güzel dostluklar biriktirdim. Ama çok uzun yıllar görüşebileceğim isimler Aleyna ve Steven olur gibi geliyor bana.. Onlarla daha farklı bir iletişimim olduğunu düşünüyorum.

Survivor hayatın boyunca en çok seni ne zorladı? Ada şarları mı, oyunlar mı, psikolojik savaş mı, açlık mı?

Açlıkla ilgili çok fazla zorlanmadım. Hatta umduğumdan daha iyi bile geçti diyebilirim. Yani aç kalmakta sorun yoktu da sadece açlıktan dolayı oyunlarda bitkin düşme kısmı zorluydu. Oyunlara çıkacak gücüm kalmıyordu çünkü. Bir de genel olarak ada şartları zorladı. Hatta ikinci haftadan isyan etmeye başladım (gülerek). Normal hayatın dışında bir hayat olduğu için gerçekten alışmak çok uzun bir zaman alıyor. Bununla baş etmek zordu.

“Emin Günenç kimdir?” diye Google arattığımda Survivor başarın bir yana yetenekli bir oyuncu olduğunu görüyorum. Makine Ressamlığı okumuşsun. Oyunculuk aklını ne zaman çeldi?

18 yaşlarındayken izlediğim filmleri yansıladığımı fark ettim. Özellikle çok güldüğüm veya çok hoşuma giden bir sahne varsa onu yansılıyordum. Bunu fark edince sonrasında hemen oyunculuk eğitimi almaya başlamaya karar verdim. İlk olarak Sadri Alışık Kültür Merkezi’nden oyunculuk eğitimi aldım, ondan sonra Craft Atölye’ye gittim.. Sonrasında kendimi geliştirmek için Süeda Çil gibi oyuncu koçlarıyla çalıştım.. 

İlk kamera karşısına geçtiğinde “Olmam gereken yerdeyim” dedin mi, bunu hissettin mi?

İlk kamera karşısına geçtiğimde kalbim inanılmaz hızlı atıyordu. İçimde tarifi zor bir heyecan vardı. O heyecandan dolayı çok mutluydum. Sonrasında o heyecanı benim için pozitif bir duruma çevirdim. Onu da katarak kamera karşısına çıkmaya başladım. 

Şimdi yeni, temiz bir sayfa önünde duruyor. Bu yeni sayfaya neler yazacaksın?

Hayalini kurmadığın her şey imkansız kalır. İnandığım bu yolda koşmaya devam edeceğim. 

Survivor bittikten sonra yeni dizi-film teklifleri gelmeye başladı mı?

Evet, birkaç diziyle görüşmelerimiz oldu, ajansım Gaye Sökmen'in de vasıtasıyla verdiğim auditionlar oldu hatta. Şu anda haber beklediğim bir dizi projesi var.

En çok içerisinde olmak isteyeceğin, hayalini kurduğun bir hikaye var mı?

İstediğim işi yapmak zaten en büyük hayalim. Oyuncu olmaya karar verdiğim ilk günden itibaren en çok istediğim şey başarılı olmak. Net olarak şu diyemem belki ama tabii ki karakter olarak içinde olmak istediğim, aklımda kurduğum çok güzel hikayeler var. Bunlar da genelde daha dram tarzında olanlar oluyor, niyeyse kendimi drama daha yatkın hissediyorum. Zamanla hepsi gerçekleşecek, inanıyorum.

Hayatının sonuna kadar yapmak isteyeceğin bir meslek var mı?

Hayatım boyunca her zaman sevdiğim işlerin peşinden koştum. Marmara Üniversitesi’nde Makine Ressamlığı okudum, ama hiçbir zaman masabaşı bir işte kendimi görmedim, içten içe onu yapamayacağımı biliyordum. Makine Ressamlığı’nı da biraz ailemin etkisiyle okudum diyebilirim aslında. Birçok aile gibi onlar da “Elinde bir mesleğin olsun önce" diyen ailelerdendi (gülerek). Ama ben konservatuar okumayı çok istiyordum. Ben de önce onların arzusunu yerine getirip, mezun olduktan sonra hemen kendi isteğim olan oyunculuk eğitimleri almaya başladım. 

18 yaşına kadar futbol oynamışsın, ama maalesef bir sakatlık sonucu futbolu bırakmak zorunda kalmışsın. Aynı talihsizlik Survivor hayatında da başına geldi. Bu durum hayata karşı isyan etmene, umutsuzluğa düşmene neden oluyor mu?

İsyan ettiğim çok zaman oldu, ama umutsuzluğa hiç düşmedim. Her zaman kendimi düştüğüm yerden kaldırdım. İçimde hep bir umut vardı. O umudu hiçbir zaman kaybetmedim. İnsan kendine inandığı müddetçe umut hep vardır. Ben hayallerimin gerçekleşeceğine inanıyorum. 

Yaşadığın zorlukların üzerine basarak her zaman yeni bir çıkış yolu buldun. Bu biraz da ailenin öğretilerinden kaynaklanan bir özellik mi? 

Oyunculuk üzerine olan yolculuğumla ilgili konuşmak gerekirse, bu yolda biraz tek başıma savaştım diyebilirim.   Ailem biraz daha korumacıydı bu anlamda, hele de ben bu sektöre girerken çok daha tereddüt eden bir tutum sergilediler biraz önce de dediğim gibi. Ama normal karşılıyorum her ailenin çocuğu için duyduğu kaygıları yaşadılar doğal olarak. Onlar benim sigortalı, girişi belli, çıkışı belli olan bir işte çalışmamı istiyorlardı çünkü.. Ama daha genel konuşacaksak; tabii ki küçüklüğümden beri her zaman zorluklar karşısında ayakta durmasını öğreten ve buna teşvik eden ailem oldu..

Nasıl bir çocukluk geçirdin?

Çok renkli, eğlenceli, güzel bir çocukluk geçirdim. Üç kardeşiz, bir ablam, bir de kız kardeşim var. Ben tek erkeğim ve küçük kardeşimle aramda bayağı bir yaş farkı var. O nedenle 15 yaşlarına kadar tek ve küçük erkek kardeş olmanın tüm avantajlarını yaşadım diyebilirim (gülüyor).. Ama sonrasında tabii hem büyüdüğüm için hem de geleneksel bir aile olduğumuz için biraz daha sorumluluklarım fazlalaştı.

5 yıl sonraki Emin bu röportaja dönüp baktığında ona hatırlatmak isteyeceğin bir not bırakır mısın?

Selam beş yıl sonraki ben, hayatın boyunca her zaman cesur oldun. Hep inandığın yoldan gittin. Hiçbir zaman pes etmedin. Yine aynı yolda yürümeye devam et. Başına ne gelirse gelsin, bir gün geçeceğine ve geriye savaştığın o mücadelenin kalacağını unutma…

Yeni Çağrı Gazetesi’nden alıntıdır.