Yıllardır haşır neşir olduğu müzik konusundaki çalışmalarının sonucunda, güzel bir adım atarak, yorumladığı ‘Üzülmedim ki’ şarkısıyla başarılı bir çıkış yapan, hüzünlü sesiyle de fark edilen ElifGül ile yorumladığı şarkıyı, müziği, hayatı, oyunculuğu, yakın zamanda gerçekleştireceği diğer projelerini konuştuk.

‘Üzülmedim ki’ şarkısıyla başarılı bir çıkış yaptınız. Şarkıya gelen tepkiler nasıl?

Şarkıyı herkes çok beğendi. Zaten bilinen bir parçaydı ama bilmeyenler de vardı. Yorumum öyle farklı olmuş ki, insanlar yeni bir parça zannediyor. Azer Bülbül’ü dinleyenlerden bu parçasını çok bilmeyenler vardı. Sonuç olarak amacıma ulaşmış oldum ve gerçekten çok beğenen insanlar oldu; tarzı arabesk olmayanlar dahil.

Neden Azer Bülbül şarkısı?

Naci Eray’la tanıştıktan sonra onun şarkılarından birini seslendirmemi istedi. Bu, beni çok mutlu etti. O da çok duygusal bir adam ve bütün bestelerini hayatta yaşadığı acılarla duygularla yoğurarak yapmış. Gurur duydum onun bestelerinden bir tanesini yorumlamaktan.

ŞARKI, ACILARLA DOLU HAYAT ÖYKÜMÜ TAMAMLADI!

Size, sesinize yakışmış bu şarkı.

‘Üzülmedim ki’ şarkısını yorumlarken şanslıydım çünkü şarkının bestecisi sevgili Naci Eray yaşadığım acılarla dolu hayat öykümü bestelerinin tamamlayacağını gördü. Bunun üzerine konuştuk, sonrasında da kendimi stüdyoda buldum.

Özdemir Plak etiketiyle çıkan ‘Üzülmedim ki’nin klibine gelen yorumlar nasıl peki?

Klibi çok uyumlu ve film izler gibi akıcı buldular kurgusunu. Orda bir aşk hikayesi vardı. Gerçekten büyük emekler vardı. Çok takdir edildi. Gurur duyuyorum ve saygıyla selamlıyorum bütün emeği geçen arkadaşları.

İNSANIN YAŞADIĞI HAYAT, SESİNDE TOPLANIRMIŞ!

Farklı ve hüzünlü bir ses renginiz var. Bu konuda neler diyorlar?

Farklı ve hüzünlü bir sesim var çünkü insanın yaşadığı bütün hayat sesinde toplanırmış. Duygusuyla, acısıyla, sevinciyle… Ve ben bu hayatta birçok duyguyu hissederek yaşadım; bir şiir okuduğumda da, bir tirat yaptığımda da bunu karşıya sadece hissettirmez, yaşatırım.

Şarkıdan yola çıkarsak… Hayat kaosunda; insanlar, olgular labirentinde yol alırken mümkün mü üzülmemek?

Ne kadar acı çekersem çekeyim, her zaman mutlu olmanın bir yolunu bulurum. Karakter yapım çok farklıdır. Üzülsek de, üzülmesek de, hayat her şeye rağmen devam edecek. Bu yüzden üzülmenin bize ne faydası var. Çok acı çektim, çok hayal kırıklığı yaşadım, çok aldatıldım, çok canım yandı ama üzülmedim ki!

Bir cümleyle acıyı anlatmanız gerekirse…

Maalesef acı anlatılmaz, yaşanır.

Mutluluk…

Her ne yaşarsan yaşa, hangi durumda olursan ol, eğer bakışın ve düşüncen pozitifse yaptığın her şeyden keyif alırsın. İşte mutluluk budur.

BAĞLAMA, BENİ DAHA ÇOK BAĞLADI!

Müzik ne zamandan beri hayatınızda?

Müzik ilkokuldan beri hayatımda… O zamanlar sınıfta söylerdim. Birçok kişinin böyle anısı vardır. Sonra 15 yaşında bağlama eğitimi almaya başladığımda, kendimi daha çok içinde buldum müziğin.

Neden arabesk?

Herkesin hayatı acıdan, umutlardan, hayal kırıklarından geçer. Ben çok duygusal bir insanım ve bu yoğunluğu içimde çok fazla yaşıyorum. Çoğu zaman duygularımı kaleme alırım. Duygusal parçaları dinlemeyi severim. Arabesk bir tarz değildir, arabesk bir hayattır.

Hikayeniz nerede başlıyor? 

Çorumluyum. Beş kardeşin ortancasıyım. Babam orman genel müdürlüğünden emekli. Geçen sene covid sebebiyle kaybettim. Annem ev hanımı. Şu anda 61 yaşında. Okul dönemindeyken tiyatro da oyunlar sergiliyorlarmış. Sanırım genlerden dolayı hayat da beni oraya doğru götürdü. Başarılarımın en büyük kaynağı annemdir. Bana özellikle bu konularda çok destek oldu. Babam da yaşasaydı, eminim ki çok mutlu olurdu. Geçen sene katıldığım bir yarışmanın video kaydını defalarca izlediğini görmüştüm. Umarım şu anda da izliyordur.

Okul döneminiz…

Sungurlu ilçesinde ilköğretimi bitirdikten sonra Sungurlu Süper Lisesi’nde okudum. O zamanlar İngilizce eğitimi muhteşemdi. Süper lisenin son mezunlarındanım. O günleri çok özlüyorum.

‘Lise yıllarını, o günleri özlüyorum’ deyince… Çocukluğunuzdan ilk aklınıza gelenler?

O dönemde çok radyo dinlerdim. Bütün yeni sanatçıların isimlerini, bir ajandam vardı, ona yazardım. Her gün bilmediğim bir şarkıcı ismi duyduğumda hepsini not alırdım. Bu da benim için değişik bir ritüeldi. Gazete üyeliğim vardı. Ortaokulda, lisede, o gazetede çıkan güzel haberleri, köşe yazılarını keser, çok yapraklı defterime uhuyla yapıştırırdım. O benim kültür kitabım olurdu. Hâlâ saklıyorum onları.

Amasya Üniversitesi’nde pazarlama ve reklam bölümünden mezun olduktan sonra hayat nasıl bir dönemece çıkardı yolunuzu?

Amasya Üniversitesi’nde okurken o bölümü çok isteyerek seçmemiştim, puanıma göre tercih yapmıştım. O dönemlerde konservatuvar okumayı çok istedim ama maddi durumumuz çok iyi değildi. Bu yüzden okuduğum bölüme devam etmek zorunda kaldım ama hiç pişman olmadım. İyi ki bu bölümü okudum çünkü insana her bir şey, çok şey katıyor.

KIZIM BANA RAKİP!

Mezun olduktan sonra okul biter bitmez evlenmişsiniz ve bir kızınız var. Nasıl aranızdaki iletişim?

Hiç evliliği düşünmediğim bir dönemdi ve bir anda oldu. Eşimle ortak özelliklerimiz çok fazlaydı. Özellikle müzik konusunda… Saz çalabiliyordu. Gittiğimiz birçok yerde o çalardı, ben söylerdim, misafirlikte. Arkadaşlarla bir araya geldiğimizde çok eğlenirdik. Herkes ‘Çok yakışıyorsunuz, nasıl buldunuz birbirinizi' derdi. Sanırım nazar değdi. Bir kızımız oldu. Biraz sıkıntılarla doğdu sağlıkla ilgili. Yıllarımı çocuğuma verdim. Anneliğin en güzel anlarını yaşadım. Bana hayrandır, iletişimimiz çok iyidir. Tabi şu anda on iki yaşında olduğu için ergenlik dönemine girdi ve artık rakip olarak görüyor beni.

HAYAL KIRIKLIKLARI, ALDATILMALAR O KADAR AĞIR Kİ, KELİMEDEKİ GİBİ BASİT DEĞİL!

Hayal kırıklıkları, aldatılmalar, insana nasıl ve ne şekilde yansıyor dersiniz?

Hayal kırıklıkları, aldatılmalar o kadar ağır ki, kelimedeki gibi basit değil. Ve ben bunun üzerine bir kitap çıkartacağım yakınlarda. Her yaşadığım acıdan beslenerek şiirler, şarkı sözleri ve parça parça yazılar yazdım. Kalemimin çok iyi olduğunu söylerler, yeter ki dikkatimi vereyim. Kitap çıktıktan sonra daha çok göreceğiz seven bir kadının nasıl acı çektiğini, nasıl hayal kırıklığı yaşadığını…

Yaşadığınız acılar, üzüntüler, hüzünler sesine yansır mı insanın, etkiler mi?

Yaşadığınız sıkıntılar, her şey sesinizi yoğurur. Nasıl her duyguda ses farklı hale geliyorsa; kızgınlık, neşe, üzüntü, haykırma… Aslında ses, duygularımızın dışarı çıkmış hali.

Yakın zamanda yapacağınız bir iş, rol alacağınız, heyecanını yaşadığınız bir film projesi var. Bahsetmek ister misiniz?

Yakın zamanda ana kadrosunda olacağım bir sinema filmi projemiz var. Yaz ayında çekimi tamamlayıp, sene sonunda vizyona girmeyi planlıyoruz. Bir çocuk filmi ama herkesin katılarak güleceği ve yediden yetmişe eğlenerek izleyeceği bir film… Tanıdığımız, sevilen, değerli isimler var. Bekleyelim görelim.

SATRANÇ GİBİDİR HAYAT!

Oyunculukla nasıl kesişti yolunuz?

Oyunculukla yolum kesişmedi. Ben hayata oynayarak başladım. Hep denir ya; hayat bir sahnedir, insan da bir oyuncu… Evet, aynen böyle. Aslında kaderimiz bize senaryoyu yazıyor ve biz de bize gelen rolü oynuyoruz. Ama hiç sonu yok. Bi ağlıyoruz, bi gülüyoruz, bi acı çekiyoruz, bi eğleniyoruz. İyi oynayan ve oynayamayan insan vardır. İyi bir oyuncu sürekli gözlem yapar ve benim bütün hayatım gözlem yaparak geçti. Çok empati yaparım. Satranç oyunu gibidir hayat. Hamleleri doğru oynaman gerekiyor. 20 hamle sonrasını tahmin edemezsen bir yerde hep hata yaparsın. Bu yüzden hep karşıdaki gibi düşün.

FİGÜRANLAR HAYATIMIN PARÇASIDIR AMA BAŞKAHRAMANI DEĞİLDİR!

Sizin için ne ifade ediyor oyunculuk peki?

Benim için oyunculuk çok şey ifade ediyor. Bir filmden öte… Ben hayatımın başrolüyüm ve kendi yazdığım senaryoda kendim yöneterek oynuyorum. Sahne de, kurgu da bana ait. Hayattan, insanlardan, duygulardan besleniyorum. Figüranlar, hayatımın parçasıdır ama başkahramanı değildir. Bazen seçtiğimiz insanlar yanlış çıkıyor, onlar da bize çok şey öğretiyor. Hep şükrederim. Her krizin bir fırsat olduğuna inananlardanım ve hep gördüğüm, bir kapı kapandığı anda 100 kapı açılıyor önümde.

İKİ ŞEY ÖNEMLİDİR; BİRİSİ ŞARKI, DİĞERİ KOKU!

Hayat karmaşasında, yaşam yorgunluğunda sığındığınız liman mıdır şarkılar; gerek dinlerken gerek yorumlarken? Nedir şarkıların ruhunuzda hayat bulan tanımı?

Şarkıların hayatımda çok önemli yeri vardır. Mesela yaşadığım her aşkta benim için iki şey önemlidir; birisi şarkı, diğeri koku. O kişiye karşı duygularım bitse bile o ilişkiye ait şarkıyı dinlediğimde aynı zamana gider, aynı duyguları yaşarım. Bende her şarkının ayrı bir değeri vardır. Boş dinlemem, geçmişe giderim. Hatta bazen bir şarkıyı dinlediğimde o şarkının bende acı bir geçmişi varsa, bana çok acı çektirdiyse, o şarkıyı asla dinlemem. Çıktığı zaman kapatırım ki beni tekrar o duyguya girdirmesin, bana aynı duyguları yaşatmasın.

BENİ HİÇBİR ŞEYİN MUTLU EDEMEYECEĞİ KADAR MUTLU EDEN TEK ŞEY MÜZİK!

Müzik, yorumculuk, film oyunculukla ilgili yapmak istediklerinizin arasında neler var?

Müzikle ilgili artık profesyonel olarak başladım ve devamını da çok güzel bir şekilde getirmek istiyorum. Bana kalsa stüdyoda kalırım 7/24. Hiç sıkılmam. Müziğe aşığım. Şu ana kadar da hep ısrar ettim ve hiç vazgeçmedim. Çok mutluyum. Beni benden alan, beni hiçbir şeyin mutlu edemeyeceği kadar mutlu eden tek şey müzik. Oyunculuk da zaten müziğin bir parçası olduğu için ayrılmaz bir bütündür. İkisi de her zaman hayatımda devam edecek. Film müziği yorumlamak da hayallerimin arasında.