Hoş geldiniz Elif Hanım. Ağustos ayında okurlarla buluşan “Kalbime Af Çıktı” adlı kitabınızla karşımızdasınız. Kitabınızdan bahseder misiniz bizlere? Bu kitabı neden yazdınız?

Kalbime Af Çıktı; mutsuzluğun pençesinden kurtulamayan, umutsuzluğun peşinde sürüklenen, hayattaki güzellikleri kaçıran insanlarımıza bir ışık tutma amacıyla yazdığım, mutlu olmanın yollarını ele aldığım ilk kitabım. Bu kitabı yazmamdaki neden, çevremde gördüğüm mutsuz insanlar silsilesi oldu açıkçası. Mutsuzluğun kol gezdiği, güvenmekten, sevmekten, başarıya doğru adım atmaktan korkar olduğumuz bir dünya içerisinde yaşıyoruz. Benliğini bulamamış, amacını keşfedememiş, içindeki fırtınalara sessiz kalan nice insanla dolu bu dünya. Kalbimizdeki olumsuz düşünceleri, kini, nefreti, kıskançlığı, yetersizlik hissini, başarısızlığı söküp atamıyoruz. “Böyle gelmiş, böyle gider.” anlayışına mahkûm edildiğimiz bir yaşam içerisinde kafesteki kuş misali çırpınıp, duruyoruz. İçimizdeki “Beni" keşfedemiyoruz. Çevremiz kalpleri müebbet yemişçesine umarsız insanlarla dolu. Bu kitapla kalplerimize bir af çıkaralım istedim. Daha güzel, daha ümitli, daha mutlu yarınlar adına...

“Kalbime Af Çıktı” okurlara hangi mesajları vermeyi amaçlıyor?

Kitabı bütünüyle ele aldığımızda kitabın verdiği tek mesaj var aslında: "Mutluluğun, kişinin kendisini keşfetme eylemiyle başladığı." Mutluluğu arayan bireylerin öncelikle kendi kişiliklerini keşfetmeleri şart. Kendisindeki doğru ve yanlışları ayırt edemeyen bir insanın, yaşadığı hayattaki doğru ve yanlışları ayırt etmesi imkânsızdır. Mutluluk; yapılan yanlış eylemlerin peşine takılıp, size gelmez. Size mutluluğu getirecek olan, yapmış olduğunuz doğru eylemlerdir. Siz; kendinizi ve doğrularınızı keşfederseniz, mutluluk da sizi keşfeder.

Kitabın ismi nereden geliyor?

İzlemiş olduğum bir filmde, parmaklıklar ardında esir olan bir çocuğun yaşama dair beslediği umut, beni çok etkilemişti. Parmaklıklar ardında esir olması, onun mutlu olmasına ve insanlara karşı beslediği sevgiye engel değildi. Sonrasında düşündüm; asıl mahkûm olan, bedenlerimiz miydi yoksa kalplerimiz mi? Önemli olan, her koşulda içimizdeki mutluluğu koruyabilmekti. En olumsuz koşulda bile yaşama olan umudumuzu kaybetmemekti. İşte bu yüzden bedenleri özgürken, kalpleri mahkûm olan mutsuz insanlara bir af çıkmalıydı.

Sizce kitap, beklenen başarıya ulaşacak mı?

Başarı, insanın belirlediği hedefe ulaşma durumudur. Benim kitabı yazarken belirlediğim hedef, okurlar kitabı bitirip rafa kaldırdıklarında kalplerindeki kelepçelerden kurtulmuş olmalarıydı. Eğer bu kitap, bir kişinin bile kalbindeki kelepçelerden kurtulmasına vesile olduysa başarıya ulaşmış demektir. Bir kitabın başarısı çok satmasıyla ilişkilendirilemez. Bana göre asıl başarı, okurun üstünde bırakılan etkiyle ilişkilidir.

Kitabınıza bir okur gözüyle nasıl bir yorum yaparsınız?

Ben çok iyi bir okur olduğuma inanıyorum. Yılda en az 200 kitap okuyan biriyim. Bazı kitapları sindirmek için 2-3 defa okurum. Bazı akşamlar elime aldığım kitabı sabah güneşin doğuşuyla bıraktığımı bilirim. Ancak iş yazmaya gelince olay biraz değişiyor. Yazmak, duygu ve düşüncelerin kaleme aktığı andır. Ben yazarken duygularım kalemimle buluşuyor ve ortaya bir eser çıkıyor. Bu yüzden, kendi yazdığınız eseri yorumlarken duygularınız ister istemez araya giriyor ama bir okur olarak kitabın bütününe baktığımda yalın bir dille karşı karşıya geliyorum. Duygu ve düşüncelerin net bir şekilde okura aktarıldığını görüyorum. Amacımız, yazılanların bir ok gibi hedefine ulaşması. Umarım başarmışımdır.

Kitabı yazarken nelerden esinlendiniz?

Çevremdeki insanların içlerinde bulundukları boşluktan esinlendim, diyebilirim. Mutlu olmak istiyorlar; ancak mutluluğa giden yolu bir türlü bulamıyorlar ya da bulmak istemiyorlar. Çünkü mutlu olmak için olumsuz tüm alışkanlıklarımızdan arınmamız gerekiyor. Bu arınma işlemi, çoğu insana çok zor gelebiliyor. En zoru, alışkanlıklarımızdan kurtulmak. Bu zorluğu kaldırmaya cesareti olmayan insanlar, mutsuz yaşantılarına devam ediyor. 

Kitabın yayın sürecinde karşılaştığınız engeller oldu mu?

Bu yola ne istediğinizi bilerek çıktığınızda hiçbir süreçte engellerle karşılaşmıyorsunuz; çünkü siz ne istediğinizi bilip, karşı tarafa da bunu net bir şekilde aktardığınızda oluşabilecek engeller ortadan kalkıyor. Kitabın yayın süreci, tek kelimeyle mükemmel ve heyecan vericiydi. 

Hazırlık aşamasında olan yeni bir eseriniz var mı? Varsa okurlarla ne zaman buluşacak?

Evet, şu an üzerinde çalıştığım bir eser mevcut; ancak okurlarla ne zaman buluşacağı konusu muamma. Bir eserin ortaya çıkması için önce okumak gerekiyor. Siz okudukça dolarsınız ve doldukça taşarsınız. Ortaya çıkan eserler, yazarın taştıklarıdır. Sizin kalbiniz ve beyniniz dolmadan başka kalpleri ve beyinleri dolduramazsınız. Bu yüzden üzerinde çalıştığım eserin okurlarla buluşması için benim biraz daha dolup, taşmam gerekiyor. 

Son olarak gazetemiz okurlarına neler söylemek istersiniz?

Çok güzel bir film vizyona giriyor. Sadece bir kere izleme şansınız var. Sinema salonuna gittiğinizde size verilen süreyi uyuyarak mı geçirirsiniz yoksa filmin tadını mı çıkartırsınız? Bu soruya verilecek cevap; büyük ihtimalle filmin tadını çıkarmak, olacak. Peki, size sadece bir kere verilmiş bu hayatı mutlu mu yaşamak istersiniz mutsuz mu? Hayatınızın gidişatını ancak kalbinizdeki kelepçelerden kurtularak gerçekleştirebilirsiniz. Kalbinizdeki her mutsuzluk, her umutsuzluk ilerlemenize engel olacaktır. Mutluluğun önündeki tek engel, umutsuzluktur ve bu mutsuzluğu kalbinizden söküp atmak sadece sizin elinizdedir. Elinizi çabuk tutup, kalbinize af çıkarmanız ümidiyle… Mutlulukla kalın.

Söyleşi: Ayşenur MAMA