RÖPORTAJ: AZİZ KARATAŞ

ATV ekranların fenomen Dizisi Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’a Bico kardeşlerin ortancası olan Volkan karakteriyle ekranlara dönen başarılı oyuncu Gökhan Mumcu uzun zamandır iyi bir yapım ve karakter için beklediğini ve Volkan karakterinde kendisini bulduğunu dile getirdi… EDHO dizisinin fanlarını heyecanlandıran Bico kardeşler Volkan ile önceki gün Önce Vatan Gazetesi olarak bir araya geldik. Mumcu’nun EDHO serüveninin nasıl başladığından tutun da Türkiye’de sanat akşının nasıl ilerlediğine dair herşeyi konuştuk… 

Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz dizisindeki Volkan karakterinizle başlamak istiyorum. Diziye girişiniz EDHO’nun fanlarını baya bi heyecanlandırdı. EDHO macaranız nasıl başladı? Ve nasıl devam edecek, dizinin ilerleyen bölümlerinde bizleri neler bekliyor?  

Böyle güzel bir projede yer aldığım için şanslı olduğumu dile getirmek isterim. EDHO ile uzun süre önce konuk bir karakter için  görüşmelerimiz olmuştu, fakat yapım sürekli olacak bir karakter için çalışmak adına bir süre bekletip, Önemli karakterlerden biri olan Bico kardeşlerin Volkan rolü için  beni değerlendirmeyi uygun gördü . Uzun süre iyi bir yapım ve proje bekledim, karakter bana söylendiğinde beklediğim rolün bana geldiğini hissetim . Karakter 3 kardeşin en psikopatı  ve kendi zamanının gelmesini bekleyen ortanca bicosu, Kendi haklarını korumak adına 1 yumurtanın hesabını soran, fakat hakkı olmayan hiçbir konuda hak talep etmeyen, sokakta 1 milyon dolar bulsa sahibini bulup teslim eden, kendi doğruları için yaşayan bir karakter. Davaları uğruna gözlerini kırpmadan kendilerini siper eden bir ailenin ferdi.  EDHO içerisinde hiç bir  karakterin sonra ki bölüm adına neler olacağı konusunda bilgisi olmuyor. Son derece gizli ve sistemli bir senaryo çalışması sonucunda biz de nerdeyse izleyiciyle eş zamanlı öğreniyoruz diyebilirim.

Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz dizisinde sevilen bir karakter olan Volkan yani Gökhan Mumcu aslında kimdir? 

1975 Almanya doğumlu, Ege üniversitesi mezunu , 1998 yılından buyana  oyunculuk yapan, şimdiye kadar birçok dizi ve sinema filminde başrolü paylaşmış,  Ceren Aksan Mumcu’nun Eşi, Mila Mumcu’nun babası, 1999 yılından bu yana kız kardeşi ile kurduğu Vega Ajans’ı yöneten , aslen Malatya’ lı oyuncu.

En büyük ütopyanız nedir? Oyuncunun en büyük rüyası yeni bir karakter midir? Bu işin bir zirvesi neresi?

Açıkçası  her oyuncu için değişiklik gösterecek bir konu bu. Kimi için uzun soluklu  güçlü bir projede yer almak, kimi için kısada olsa farklı karakterlere hayat vermek. Benim ütopyam konusunda çok şanslı olduğumu düşünüyorum, 98 yılından bu yana Hayal ettiğim tüm karakterleri canlandırma şansını buldum. Özellikle birlikte çalışma Fırsatı bulduğum üstatlar, benim en büyük rüyalarımdı ve gerçekleşti. Memduh  Ün’den, Yusuf Kurçenli’ye, Aytaç Arman’dan, Hümeyra’ya, Selda Alkor’dan, Ferzan  Özpeteğe birçok rüya isimle çalışma şansım oldu. Her biri benim için ayrı bir okul ve şans oldu.

Tescili bir oyuncu olarak sabah ilk uyandığınızda ruhunuzda bu mesleğin ağırlığını hissediyor musunuz? 

Ben bir çok farklı iş içerisinde olmam nedeni ile sadece, Proje içerisindeyken sabah  uyandığınızda, bunu hissedebiliyorum, fakat bu bana özel bir durum, meslektaşlarımın  bir çoğu sadece oyunculuk yaptığı için bu sorumluluk ve Ağırlığı daha çok  hissediyorlardır diye tahmin ediyorum.

Oyuncu olmaya ilk ne zaman karar verdiniz? İlk oynadığınız ya da okuduğunuz senaryo neydi?

Lise döneminde arkadaşlarım beni elimden düşmeyen kameramla hatırlarlar  genelde, 90’lı yıllarda kamera sahibi olmak ayrıcalıktı. O dönem daha çok kamera arkası için hayaller kurarken, Dönemin okul kontenjanlarının çok az olması neden ile Dokuz Eylül Güzel Sanatlara girme şansını yakalayamadım.  Şehir dışında okuma  olanağım Olmadığı ve ailemi daha fazla bekletmemek adına Indiana jones  olurum hayali ile Ege Arkeoloji Restorasyon bölümüne girdim. Mezun olduktan sonra içimde  kalan Sinema aşkını bulmak adına İzmir’den İstanbul’a taşınarak en baştan  basamaklar tırmanarak hayallerime ulaşma fırsatını yakalamış oldum. İlk Dizi deneyimim 98 yılında Haluk Bilginer’in karşısında 3 - 4 bölüm oynadığım Eyvah Kızım Büyüdü oldu.

Oyunculuğu hayatınızda nasıl bir yere koyuyorsunuz? 

Benim hayat mottom ‘’Hobilerini işin haline getir, Keyfini çıkar, Büyük beklentiye girme’’ Oyunculuk en sevdiğim hobim diyebilirim. 

Oyuncu olmaya karar verdiğinizde ailenizin tepkisi ne oldu?

Ailem her konuda, her zaman benim destekçim oldu. Küçük yaşlarda Babamızı kaybettik. Annemiz bizi büyütürken hep olmak istediklerimizi, hayallerimizi dinleyip kontrolümüzü kaybetmeden, bizi destekleyerek, hedeflerimize ulaşmamızı sağladı. Allah başımızdan eksik etmesin hala her konuda fikrini alır ve işimize öyle başlarız.

Bugüne kadar birçok Dizi ve Sinema projelerin için kamera karşısına geçtiniz. Dizi-sinema projelerinde özellikle oynamak istemediğiniz bir karakter var mı? 

Çok fazla projede, çok farklı karakteri oynadım. Her oyuncunun hayali olan  Art House  projelerde yer almayı ve onlarla festivallerde olmayı çok isterim.

Kamera karşısına geçmeden önce uyguladığınız belli ritüelleriniz var mı?

Mutlaka sete bakımlı ve hazır giderim. Kendi devamlılığımı kendim tutarım. Saç, sakal, aksesuar gibi konuları kendim üstlenirim. Sahneyi çekmeden önce Rahmetli Aytaç Arman’ın bana mirası olan ve kendinin yıllardır dikkat ettiği İki parmağıyla kaşlarını düzeltme hareketini yaparak onu anarım.

“Hiç düşünmeden kabul ederim” dediğiniz bir rol var mı?

İçerisinde sosyal mesajların olduğu, sadece muhalefet olmak için değil, insanlara doğru bir mesajı olacak karakterler olduğu sürece direkt kabul ederim.

Birlikte oynamak istediğiniz oyuncu veya oyuncular var mı?

Aslında oyuncudan ziyade yönetmenler ve senaristler var. Nuri Bilge Ceylan,   Yavuz Turgul,  Sinan Öztürk, Gökhan Horzum, Yiğit Güralp Selçuk Aydemir, Son dönem Onur Saylak gibi birçok isim çalışmayı isteyeceğim yönetmenler ve senaristler diyebilirim. 

Bir oyuncuda mimik ve vücut dili ne kadar önemli?

Mimik ve vücut dili kontrolü oyunculuğun büyük kısmı ve çok önemli. Mimikler

Çok tehlikelidir yaptığımız minicik bir mimik ekranda 10 kat abartılı görünebiliyor.

Mesleğinizin ne tür zorlukları ve keyfi yanları var?

Oyunculuğun en büyük zorluğu beklemek, en keyifli yanı da beklerken yeni 

Dostlarla sohbet etmek. Yani her şekilde keyifli oluyor.

Sanat dünyasında bir şeyleri değiştirme şansınız olsa neleri değiştirirdiniz?

Film sektöründe ki tekelleşmeyi değiştirmek isterdim. Önlerine set konulmayan daha özgür üretimlerin izleyici ile buluşmasını isteyebilirdim.  

Örnek aldığınız bir oyuncu tiplemesi var mı?

Çalıştığım tüm üstatlardan kendime taşıdığım birçok özellik oldu. 

Hedefinizi nasıl daha açık, net ve ölçülebilir hale getirebilirsiniz?

İmkansız hayallerin peşinde gitmeyerek en başta bunu başarmak mümkün. Kendini bilmek en önemli kriter. 

Hedeflerinize ulaşmanın yaratacağı en büyük etki ne olurdu?

Etrafınıza sağlayacağınız faydanın artması. 

Düzenli olarak yaptığınız halde size bir şey katmayan 3 şey nedir?

Sektör olarak başarısızlığı tescilli insanlara yardımcı olmak Herkesi kendim gibi düşünüp yakın davranmak ve çok çabuk samimi olmak.

Aldığınız en iyi tavsiye?

Yaptığın iyilikleri geri dönecekmiş gibi düşünmeden yapmak.

Hayatınızda aldığınız en iyi karar?

Evlenip çocuk sahibi olmak.

Ülkemiz de sanata ve sanatçıya yeteri kadar değer verildiğini düşünüyor musunuz?

O konu biraz karışık. Bazı konularda çok gereksiz tepki veren bir toplumuz,  Bir dizi projesi ile ünlenen arkasından milyonları çekebilirken, yıllarını sanata adamış Binlerde sanatçı değer görmeden hayatlarını tamamlıyorlar. Ortalam yapacak olursak  Sanata değil daha çok popülerliğe değer veren bir toplumuz.

Günümüzde sizce insanların sanata ilgisi ne durumda? Özellikle gençlerin.

Oldukça yüksek tabi yine genelleyerek konuşuyorum, Gerçekten sevdiği sanatı İcra eden sanatçıyı takip eden bilinçli izleyici dışında, sadece popüler oldukları İçin ilgi gösterenlerin sayısının çokluğu bu ilginin yüzdesini yukarı çekmekte.

Son olarak, sizce oyuncu adayları nasıl bir yol izlemeli. Onlara kendi deneyimlerinizden yola çıkarak önerileriniz var mı?

Öncelikle kendilerini tanımalarını tavsiye ediyorum. Hangi konuda yeteneklerinin  olduğunu net bir şekilde görmeleri gerekir. Sadece gaza gelip oyunculuk sevdasına  kapılmamalarını  öneririm.  Oyunculuğun en büyük kısmı yönetmenin ağzından çıkanı  anlam işidir. Eğer anladığını uygulama kabiliyetiniz varsa ve bunu kendinizden de  birşeyler katarak yapabiliyorsanız, yolunuz açık olsun.

Biz de Önce Vatan Gazetesi ailesi olarak bizimle yaptığınız bu özel ve içten röportajdan ötürü değerli sanat yüreğinize şükranlarımızı sunar, gelecek çalışmalarınızda başarılar diliyoruz…